• Sonuç bulunamadı

Yer Adı Değiştirme ve Türkçe Yasağı Uygulamaları

3. Pomak Türklerini İmha Faaliyetleri, Baskı ve Katliamlar

3.3. Yer Adı Değiştirme ve Türkçe Yasağı Uygulamaları

Türk ve Bulgar milleti, yaklaşık beş yüzyıl Osmanlı topraklarında beraber kader birliği içinde yaşamışlardır. Bulgaristan sınırları içindeki yüzlerce köy, kent, dağ, dere, göl, ova vb. başka coğrafî öğelerin Türkçe adlar taşıması427 bağımsızlık öncesi

Bulgaristan'ın ne denli Türk toprağı olduğunun kanıtını oluşturmaktadır. Yer isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirilmesine, ülkenin bağımsızlığını takip eden yıllardan hemen sonra başlanmış ve kesintisiz sürdürülmüştür428. Örneğin 1925'in

başında Rodop bölgesindeki binlerce köyün Bulgarlaştırılması ve vaftiz edilmesi devam ederken, coğrafî isim değişiklikleri de yapılmıştır429. Böylece Bulgaristan'da

Türk hâkimiyetinin sona erdiği yıllarda Bulgarlar, yabancı, özellikle Türk kökenli yer adlarını Bulgarca'ya çevirmişlerdir. Başlangıçta bu uygulamanın iç veya dış gelişmelere bağlı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. 1943'te Bulgar yer adları üzerine çalışma yapmış olan Bulgar toponomisti Vasil Mikov, bu gerçeği dile getirmiştir. Ona göre Bulgaristan'daki yer isimleri 1903'te toplu şekilde gözden geçirilmiş, daha sonra 1934'te İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla 1.600 yabancı kökenli yerleşimin adı Bulgarca'ya çevrilmiştir. Dobruca'daki bütün yabancı yer adları Bulgarca'ya dönüştürüldüğü gibi, ülkenin çeşitli yerlerindeki dağ, tepe, akarsu ve ovaların adları da Bulgarca'ya çevrilmiştir. Türklerin yoğun olarak yaşadıkları kuzeybatıdaki Deliorman bölgesinin adı 1942'de Bulgarca'ya Ludogorie olarak çevrilmiştir. Yenipazar (Novi Pazar), Balbunar (Kubrat), Kemanlar (İsperih), Akkadınlar (Dulova) gibi yer adları veya Kulak, Kazanlık gibi akarsu adları Türklerin çoğunluğu teşkil ettiklerinin açık kanıtıdır430.

426 "Pomak Türklerine Hristiyan cenaze", Akşam, 25.03.1973, s. 645. 427 Emin Atasoy, a.g.m., s. 59, 60.

428 Ömer E. Lütem, a.g.e., s . 442. 429 Mary Neuburger, a.g.m., s. 186. 430 Hasan Eren, a.g.m., s. 3-6.

27 Mart 1981 tarihinde 25 sayılı Bulgar Resmî Gazetesi'nde çıkan Bakanlar Kurulu kararıyla ülke içindeki muhtelif yerlerde bulunan Türkçe köy ve mahalle adları Bulgarca adlarla değiştirilmiştir431. 1878-1972 yılları arasında toplam 2.227

yerin Türkçe olan adı Bulgar adlarıyla değiştirilmiştir432. Bulgar Dışişleri Bakan

Yardımcısı Genev 1985'te 'Dağ taş tüm Türk adları değişecek.' demek suretiyle Türk isimlerinin değiştirildiğini doğrulamıştır. Bu ifadeye göre Bulgaristan devleti ile Bulgar milletinin de isimlerinin değişmesi gerekmektedir. Çünkü Bulgar kelimesi önceki bölümlerde belirttiğimiz gibi Türkçe'dir433. İlk etapta %90'ını Türklerin

oluşturduğu Kırcaali vilayetinde 63, %45'ini Türklerin oluşturduğu Hasköy vilayetinde de 20 ilçe, kasaba ve köyün Türkçe isimleri Bulgarca isimlerle değiştirilmiştir434. "Tek sosyalist halk yaratma" sloganı ile 1934'e kadar Türkçe

olarak 'Paşmaklı' adını taşıyan Smolen'de, bir yıl sonra da 1950'ye kadar 'Cuma-i Bâlâ' (Yukarıcuma) adını taşıyan Blagoevgrad isim değiştirilen illerin başlıcalarıdır. Levski'nin adı da 1897'ye kadar Karaağaç'tır435. Ancak açık bir Türk damgası taşıyan

milletlerarası üne sahip yer adlarının değiştirilmesi güçtür. Türkçe "Balkan" adı bu bakımdan güzel bir örnektir. Türkçe alıntıların büyük bir bölümü Bulgarların soyadlarında geniş bir yer tutmaktadır. Millî adları olan "Bulgar" adı da Türkçe'den gelmektedir436.

Türklerin kitle halinde eritilmesini sağlamak için dil asimilasyonuna yönelmişlerdir. Bu bağlamda Türk okulları kapatılmış, Türkçe öğretimi yasaklanmış, Türkçe gazete ve dergilerin yayınına son verilmiş, Türk tiyatrolarının Türkçe

431 Rüştü Yılmaz, a.g.t., s. 43. Varna'da 2013 yılında gündeme gelmiş olan yer adı değiştirme

işlemlerinde de 215 Türkçe coğrafî yer isminin Bulgarca isimlerle değiştirilmesine karar verilmiştir. İsim değiştirme teklifini sunan ise İç Makedon Devrimci Örgütü (VMRO) meclis üyesi Kostadin Kostadinov'dur. "Bulgaristan'da 215 Yer Adı Değişiyor", Hürriyet, 15.12.2013.

432 Bulgaristan gibi nispeten küçük bir ülkede iki binden fazla yerin Türkçe isim taşıması, 1878'den

önce bu topraklarda Türk varlığının ne derecede köklü olduğunun inkar edilemez kanıtını oluşturmaktadır. Ömer E. Lütem, a.g.e., s. 56.

433 Kamuran Özbir, a.g.e., s. 65.

434 Bilal Şimşir, Türk Basınında…, s. 116. 435 Bilal Şimşir, Türk Basınında..., s. 239.

436 Bulgarlar arasında kullanılan Türk kökenli soyadlarının örnekleriyle ve Türkçe diğer alıntılarla

ilgili olarak bkz. Hasan Eren, a.g.m., s. 5-14. Türk olan her şeye duyulan husumet havası içinde Bulgarlar arasında Türkçe kökenli isim taşıyan pek çok kişi bulunmaktadır. Ancak adlarını muhafaza etmişlerdir. Komünist parti üst düzey yönetiminde bu tür isimleri olanların hiçbiri adlarını değiştirmemiştir. Bkz. Ömer E. Lütem, a.g.e., s . 442.

programları yasaklanmıştır. Ayrıca Türklere dışarıdan gazete, dergi ve kitap gönderilmesi de yasaklanmıştır. Kütüphanelerden Bulgaristan'da yayınlanan Türkçe eserler toplatılmıştır. Şair ve yazarların Türkçe kitap yayınlamaları yasaklanmıştır. Törenlerde, düğün ve bayramlarda Türk şarkı ve türküleri yasaklanmıştır. Sokaklarda Türkçe konuşmak yasak olduğu gibi Türklere zorunlu olarak Bulgarca öğretme kursları açılmıştır 437 . 1952 yılında Türk okullarında Türkçe ve din dersi

kaldırılmıştır. 1962 yılında Türk okullarında seçmeli ders olarak yer alan Türkçe dersleri, 1972 yılında tam olarak kaldırılmıştır. Velilerden "Çocuklarıma Türkçe dersi verilmesini istemiyorum." şeklinde imzalı dilekçeler alınarak zorla isim değiştirme işleminde uygulanan yöntem uygulanmıştır 438 . Zorla imzalatma

işlemindeki amaç, yürütülen Bulgarlaştırma siyasetini resmî vesikalarla pekiştirmek olmuştur439. Bulgaristan'dan gelen mektuplarda Türkçe konuşulmasının yasaklandığı

ve Türkçe konuşmaya devam eden Türk kökenli vatandaşlara 5-10 leva ceza kesildiği de olmuştur. Yanlışlıkla bir Türkçe kelime konuştuklarını Bulgar polisi duysa veya maksatlı olarak Türkçe konuşulsa hapse atım ve sürgüne gönderme işlemleri uygulanmıştır. Türkçe ile ilgili baskılar, Türkçe müzik dinlenmesinin yasaklanması sınırına kadar da ulaşmıştır. Hatta düğünlerde de Türkçe şarkı söylemek yasaklanmıştır440.