• Sonuç bulunamadı

Zorla Hıristiyanlaştırma Faaliyetleri

3. Pomak Türklerini İmha Faaliyetleri, Baskı ve Katliamlar

3.2. Zorla Hıristiyanlaştırma Faaliyetleri

Bulgaristan; Balkan Savaşları'nda Rodopları aşıp Ege kıyılarına inmesi durumunda, ardında Osmanlı Devleti'ne bağlılığını sürdüren Pomakları bırakmak istememiştir. Bu sebepten Başbakan İvan Gesov'un yönetimindeki Bulgaristan hükümeti, bu defa başka bir yol takip ederek onları zorla Hıristiyanlaştırma yolunu seçmiştir. Fakat bu yalnızca kazandığı yerleri elde tutmak için politik hedeflerle ürettiği bir plân olmamıştır. Bulgaristan; Pomakların 'Osmanlı döneminde baskıyla İslamlaştırılmış Bulgarlar' oldukları iddiasından hareketle sınırları dışında kalan, Pomak nüfusun yoğun olduğu yerlerin de kendisine ait olması gerektiği teorilerini yasallaştırmaya çalışmıştır. Pomakların zorla Hıristiyanlaştırılması konusu, 'Büyük Bulgaristan'da millîliğin gerçekleşmesi için girişilmiş, ideolojik kökenleri bulunan milliyetçilik anlayışından esinlenen çok daha geniş kapsamlı bir politik projenin ürünüdür. Bu yüzden Pomaklara sadece Bulgar olduklarını kabul ettirmek yeterli görülmemiş, aynı zamanda onların Ortodoks Hıristiyan inançlarına bağlanmaları ve Osmanlı geçmişinin izlerinden kurtulmaları gerektiği düşünülmüştür. Nitekim Bulgaristan'ın sadece Balkan Savaşları esnasında elde ettiği yerlerde bulunan Pomakları değil, Şarkî Rumeli'nin ilhâkından itibaren kendi vatandaşı olan Filibe sancağındaki Pomakları da zorla Hıristiyanlaştırma yoluna gitmesi bunu doğrulamaktadır370. Bulgar yönetimlerinin Türkleri Bulgarlaştırmak için uyguladığı

planlar arasında dinî baskılar ön sıradadır. Çünkü Bulgarlar, Türkleri inançlarından ayırarak kolay Bulgarlaştırabileceklerini sanmışlardır. Bu noktadan hareketle Müslümanlık'tan vazgeçirip Hıristiyanlaştırmaya çalışmışlardır371.

368 Enver Şerifgil, a.g.m., s. 111. 369 Fatme Myuhtar, a.g.e., s. 135.

370 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları…", s. 163. 371 İlker Alp, "Tarihte Türkler'in…", s. 102.

Bulgar yöneticileri hedeflerine kolay ulaşmak için daha 1910 senesinde Pomak Türklerine 'gayri-Türk' ve 'gayri-Müslim' fikirlerini aşılamak, bunu bilinçaltına yerleştirmek ve sonunda 'Bulgarlaştırmak' şeklinde bir proje hazırlatmışlardır. Bu proje 1912-1913 Balkan Savaşları esnasında Bulgaristan Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanı Orgeneral Sarafov'un talimatıyla uygulamaya girmiştir. Buna göre Rodop ve Pirin bölgelerinde tüm Müslüman Pomak Türklerinin resmî olarak Hıristiyanlaştırılması ve Bulgarlaştırılması, kabul etmeyenlerin ise yok edilmesi uygun görülmüştür. Böylelikle 1913'te, Bulgaristan'ın başka bölgelerinde olduğu gibi Pirin Makedonyası ile Rodoplarda da yüz binlerce soydaşımız Hıristiyanlığı kabule, Bulgar giysisi giymeye, Bulgarca konuşmaya ve Bulgarlaşmaya zorlanmıştır372.

Pomakların Hıristiyanlaştırılması fikri gündeme geldiğinde aralarında öğretmen, avukat, tüccar, mühendis gibi gönüllü kişilerin yer aldığı 22 kişi, 1/14 Aralık 1912 tarihinde Başbakan İvan Gesov, Sinod Meclisi ve Dahiliye Nazırı Al. Ludskanov'a bir mektup ileterek Pomakların Hıristiyanlaştırılmasını istemişlerdir. Tüm Bulgaristan vatandaşları arasında Hıristiyanlığı egemen kılmak için bütün dikkatin Pomaklara çevrilmesi gerektiğini düşünmüşlerdir. Böylece Sinod Meclisi Başkanı St. Kostov riyasetinde Bulgar Ortodoks Kilisesi'nin liderliğinde, Çar Ferdinand ve Başbakan İvan Gesov'un onayı ve Makedonya Dahili İhtilal Teşkilatı (VMRO)'na bağlı çetecilerin eşliğinde "Müslüman Bulgarların" Hıristiyanlaştırılmasına başlanmıştır373. Bunun için Türk öğrencileriyle Türk öğretmenlerin, Türk okullarında

bile Bulgarca konuşmaları mecbur tutulmuştur. Türk kreşlerinde çocukların bakımıyla görevli Türk kadın ve annelerin dahi Bulgarca konuşması şart olmuştur374.

Kreşe gönderilen bu çocuklar Bulgar isimlerini benimsemeye başladıklarında, evlerinde kendilerine asıl adlarıyla hitap edildiğinde bunu yadırgamışlardır. Böylece kreşler Türk çocuklarının zihinlerinde bir ikilem yaratmıştır375.

372 İlker Alp, Pomak Türkleri..., s. 44, 45.

373 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları…", s. 163, 165; Neriman Ersoy Hacısalihoğlu, a.g.m., s. 177.

Uygulamada kilise yetkilileri, çeteciler, öğretmenler, memurlar, gönüllülerden oluşan askerî birlikler ve yerli Bulgar halkı yer almıştır. Buna rağmen, Hıristiyanlaştırmanın Pomaklar'ın isteği üstüne başlatıldığı iddia edilmiştir. Bkz. Zeynep Zafer, "Balkan Savaşları…", s. 359.

374 Enver Şerefgil, a.g.m., s. 105. 375 Ömer E. Lütem, a.g.e., s. 444.

İlk önce Hıristiyanlaştırma ordu papazları, Bulgar Eksarhlığı'na bağlı mahallî ruhban ve VMRO çetecilerinin işbirliğinde yürütülmüştür. Pomakların Hıristiyanlaştırılması için Bulgar Ortodoks Kilisesi tarafından 1912 Aralık ayı sonlarında özel bir örgüt kurulmuştur. Sinod Meclisi, Bulgaristan'ın dört yanından çok sayıda din adamı ve öğretmenin dahil olduğu hususî ruhban heyetleri oluşturmuştur. Bu heyetler Rodoplara, Batı Trakya'ya (Gümülcine, İskeçe) ve Doğu Makedonya'ya (Nevrekop, Serez, Drama) gönderilmişler; diğer yandan savaşlar sırasında Rodoplar, Batı Trakya ve Doğu Makedonya'da yüzlerce Türk ve Müslüman köyü yakılmıştır. Pomak köylerinin büyük çoğunluğu Bulgar ordusu ve çeteler tarafından yakılmış, tahrip edilmiş ve yağmalanmıştır. Mesela, Dövlen'de 33 köy (3.970 hane), Razlık tarafları ve Ahi Çelebi'de 7 köy (1.100 hane) yakılmış ve yağmalanmıştır. Binlerce Pomak, yaklaşan Bulgar ordusu ve çetelerin önünden kaçarak göç etmiş; pek çoğu aç, evsiz, sefil ve çıplak kalmıştır376. Pomak köylerinin

Makedon çeteleri tarafından tahrip edilmesinin bir örneği 1895'te Batak'ın güneyinde bulunan Dospat'ta olmuştur377. Ruhban heyetleri ve çeteler tarafından Nevrekop'ta 3,

Menlik'te 3, Dövlen'de 3, Avrethisar'da 8 ve Gümülcine ile Ahi Çelebi'de bazı Türk köyleri de zorla Hıristiyanlaştırılmıştır378. Gümülcine, Koşukavak ve Ahi Çelebi'deki

Pomaklara devam eden Hıristiyanlaştırma uygulaması379 Ahi Çelebi kazasında 1913- 1914 yılları arasında da Pomaklara yapılan baskılarla sürdürülmüştür380. Selanik'te

fanatikler yakaladıkları Müslümanları durdurarak feslerine tebeşirle haç çizmiş, kendilerine zorla istavroz çıkarmışlardır381. Karlova'da bir Bulgar papaz, ayin yapılan

günde bir demet gül çıkartarak cemaate şöyle hitap etmiştir: 'Bu güller Müslüman çocuklarının kanlarıyla sulanmış kilise bahçesindeki bir gülün kırmızı çiçeğidir.' Cemaat bu şekilde takdise davet edilmiştir382. Banya'da ise halk camiye doldurulmuş,

herkese şapka giydirilmiş ve gönüllü Hıristiyan olmak istediklerine dair dilekçe imzalatılmıştır. Sonra camiden çıkarılarak ruhban ve papazlar vazifelerine başlamışlar, Pomakları vaftiz etmişlerdir. İstanimaka'ya bağlı köylerde de

376 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları…", s. 165. 377 BOA, HR.SYS, nr. 34/18, 10.09.1895.

378 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları…", s. 166. 379 BOA, DH.İD, nr. 85/44, 28 N 1331.

380 BOA, BEO, nr. 4251-318774, 22 S 1332. 381 Ahmet Cevad, a.g.e., s. 80.

Hıristiyanlaştırma çalışmaları özel olarak oluşturulan komite, ruhban heyeti ve gönüllüler tarafından uygulanmıştır. İlk olarak Hıristiyanlaşma fikrini aşılamaya çalışmışlar, geçmişleri ve nasıl cebren Müslüman yapıldıkları hakkında bilgi verilmiş, eski dinlerine dönerlerse elde edecekleri faydalar anlatılmıştır. Güzellikle bu işi halledemediklerinde Pomakları zorla Hıristiyanlaştırmışlardır. Ancak bu zorla Hıristiyanlaştırma hep güçlükle ilerlemiş, devamlı telkinde bulunmuşlar ve zorla vaftiz etmişlerdir383. Halka zorla dilekçeler imzalattırıldığı halde, Filibe metropoliti Maksim 17/30 Ocak 1913'te Sinod Meclisi'ne gönderdiği raporda Banya köylülerinin 450 imzalı dilekçeyle Hıristiyanlaşmak istediklerine dair başvuruda bulunduklarını belirtmiştir384. Ropçoz, İstanmika, Aydos, Peştere, Razlık, Nevrokop, Istıranca, Cum'a-i Bala ve Ahiçelebi kazalarında ekseriyetle ve diğer yerlerde dağınık bir halde bulunmakta olup, cebren ve kahren Hıristiyan edilen Pomak dindaşlarımız385 işgalin başladığı ilk günden itibaren zorla Hıristiyanlaştırılmışlar, bunun için Sofya'daki Sinod Meclisi'nden de yardım alınmıştır. Rahip ve piskoposlardan oluşan heyetler derhal görevlerine başlamışlar, silah kuvvetiyle, tehditle Pomakları Hıristiyan yapmaya çalışmışlardır386. Razlık, Nevrakop ve Petriç kasabalarındaki Pomakları

Bulgarlaştırmak için papazlar sevk etmişler, kabul etmek istemeyenleri ise feci şekilde şehit etmişlerdir. Köylerin imamlarını ve muhtarlarını, müezzinlerini, eşrafını dahi tamamıyla katletmişlerdir. Nevrakop ile Drama arasında bulunan köylerin ahalisini büyük ve küçük, kadın ve erkek demeden tamamen katledip mallarını ve köylerini yağma etmişlerdir. O köylerin sokakları ise küme küme Müslüman naaşlarıyla doldurulmuş, evler çaresiz kadın ve çocuk cesetleriyle kapatılmıştır387.

1913 yaz aylarına kadar Bulgaristan'ın işgal ettiği bölgelerde Rodoplar, Batı Trakya ve Makedonya'da yüzlerce köy, mahalle ve mezrada yaşayan Pomakların firar ve göç edenler dışında neredeyse tamamı Hıristiyanlaştırılmıştır388. Eğridere kazasının 15

köyü, Dolaştır, Davut, Arda Nehri'nin batı nahiyelerinden 14.000, Ahiçelebi kazasında 29 köyde 31.000, Darıdere kazasında 29 köyde 32.800, Gümilcine'nin diğer köylerinde 12.000 olmak üzere toplam Arda Nehri havzasında 88 karyede

383 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları…", s. 173, 174. 384 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları Sırasında…", s. 176.

385 Zavallı Pomaklar…, a.g.e., s. 8; Faris Şaşan, "Zavallı Pomaklar…", s. 37.

386 "İtiraf-ı Mezalim Pomaklar'ın Tebdil-i Mezhebine Dair", Sebilü'r-Reşad, C. 11, S. 274, s. 221. 387 Dr. Cemil, a.g.e., s. 72.

15.570 hane ve 90.400 Pomak Müslüman mevcutken, bunların bir kısmı daha muharebenin başında Gümilcine'ye hicret etmiş, bir kısmı da yerlerinde kalmıştır389.

Hıristiyanlığa sevk etmek için köy veya kasabaların öncelikle imam ve muhtarlarını yakalayıp ahalinin gözü önünde katletmişlerdir. Sonra camileri kiliseye dönüştürmüş ve minarelerini de genellikle yıkmışlardır. Bulgar papazları getirdikten sonra çaresiz mazlum ahali-i islamiyeyi karlar içerisinde çıplak bir halde bırakarak Hıristiyanlığa sevk etmişlerdir. Kabul etmeyenlerin tırnaklarını ve dişlerini sökmüşler, parmaklarına iğneler sokmuşlardır. Ağaçlara çıplak olarak bağladıktan sonra üzerlerine buzlu sular döküp dondurmuşlardır. Bazılarını baş aşağı asıp, parmaklarını ve dudaklarını kesmişlerdir. Karşılarında çocuklarını insanın hatırına gelmeyecek derecede eziyetlerle öldürmüşlerdir. Böylece 111.840 Müslüman'ı Hıristiyan yapmışlar, hepsinin adlarını değiştirip: Petkov, Yovan, Marko gibi isimleri verip vaftiz merasimini düzenlemişlerdir. Başlarına şapkalar giydirerek kız alıp kız vermek zorunluluğunda bulundurmuşlar, Ortaköy kazasında 81 zavallı Müslüman'ın ellerini arkalarına bağlayıp köy civarında akan Arda Nehri'nin kenarına götürüp kazılan çukura koyarak arkalarından ateş etmişlerdir. Bunların içlerinde ölmeyip de yaralı bulunanlar olduğunda üzerlerine toprak örtmüşlerdir390. 16 Mayıs 1913

tarihinde Çepni Ortaköy sakinlerinden bazı Müslüman kadınların, yoldan geçerlerken örtülü olduklarını gören köy papazı Vasil, hemen yüksek bir sesle orada bulunan askerlere emretmiş ve zavallıları zorlayarak papazın dairesine götürmüşlerdir. Papaz kadınlara hitaben vahşi bir şekilde "biz, sizi Hıristiyan ettik, siz hâlen bu kalın kafadan vazgeçmeyecek misiniz, bu ferace ve başörtüleri nedir" diyerek orada bulunmakta olan askerlere biçareleri öldüresiye dövdürdükten sonra ferace ve başörtülerini yırttırmıştır. Hanımlardan biri dövmenin şiddet ve korkusuyla hamile bulunduğu çocuğu düşürmüştür. Aynı askerler papazın talimatıyla köy dahilindeki Müslüman evlerine zorla girerek bundan böyle örtülü görülen kadın ve kızların ve İslamiyet üzere ibadet eden kimselerin idam cezasıyla cezalandırılacaklarının tehdidinde bulunmuşlardır. Korova köyünde de benzer vukuatlar yaşanmış, kadınlar dövüldükten sonra tutuklanmıştır. Bulgar çeteleri her gün civar köylere girerek

389 Dr. Cemil, a.g.e., s. 98. 390 Dr. Cemil, a.g.e., s. 95, 96.

ahaliyi ölümle tehdit etmişlerdir. Şayet İslam ahaliden biri ibadet ederken görülecek olursa, bütün köyün yakılacağı ve ahalisinin katledileceğini pervasızca söylemişlerdir391. Türklerin evlerine saldırılar sonraki yıllarda da devam etmiş,

saldırılar sırasında Trakya komitesi adına para istendiği de olmuştur392.

Vaftizler genellikle bütün köy için topluca yapılmıştır. İnsanlar köy meydanına toplatılmış, üzerlerine kutsanmış su serpilmiş, haç öptürülmüş ve İslamiyet'ten yüz çevirdiklerinin simgesi olarak domuz etinden bir parça yedirilmiştir. Bundan sonra erkeklerin fesleri Bulgar şapkasıyla değiştirilmiş, kadınların feraceleri çıkarılmıştır. Hıristiyan isimleri de onları vaftiz eden papazlar tarafından verilmiştir393. Pomak

Türkleri, pazar günü dahi kiliseye sevk edilmişler, dinin ne demek olduğunu henüz anlayabilmekten uzak olan cahil Bulgar papazları tarafından vaftiz merasimi yapıldığı da olmuştur. Kızların başlarına birer siyah örtü ve önlerine Bulgar'ınki gibi birer peştamal bağlamışlar, erkeklerin de önce başlarını tıraş edip, şarap ile de yıkamışlardır. Büyük bir kazanda bulunan kaynatılmış sudan, ağaç yapraklarını mezkûr suya batırıp, güya mukaddesmiş diye o biçarelerin üzerlerine serpmişlerdir. Kilise duvarlarında mevcut bulunan tasvirler önünde boyun kırdırıp, elleriyle Hz. İsa ve Meryem ananın tasvirleri önünde istavroz, yani haç çıkartmışlardır394. Filibe

merkezine bağlı Peşter'in köylerindeki Müslüman Pomaklar da kiliseye devama Bulgarlar tarafından mecbur tutulmuşlardır395. Ancak Filibe'nin Ropçoz, İstanika ve

Peştere kazaları dâhilinde Bulgarların Hıristiyanlaştırdıkları Pomaklar; tekrar İslam'a dönmek, cami ve okul inşa etmek taleplerinde bulunmuşlardır396. Pomak Türklerinin

uğradıkları felaketi ve Hıristiyanlaştırma işleminin nasıl gerçekleştiğine dair bir örnek: 5 Mayıs 1329 (18 Mayıs 1913) tarihinde Filibe sancağına bağlı Peroştisa karyesi muhtarı Angel Manof, asker Yuvan Karinçef, köyden Aramsaz Çavuş Zelatif, Demircik köy papazı Gorki, Peroştisa papazı Stevyan, Derece köy muhtarı

391 Zavallı Pomaklar..., s. 19, 20; Faris Şaşan, "Zavallı Pomaklar…", s. 41.

392 BCA, Dosya: 426401, Fon: 30.10.0, nr. 241.630, 7.8.1933; BCA, Dosya: 426478, Fon: 30.10.0, nr.

242.633, 7.1.1934. Paşmaklı ve havalisinde kendilerinden para toplanan Türkler'in isimleri ve toplanan para miktarları ile ilgili belgeler mevcuttur. BCA, Dosya: 426436, Fon: 30.10.0, nr. 241.631, 14.11.1933.

393 Plamena Stoyanova, a.g.m., s. 57. 394 Dr. Cemil, a.g.e., s. 78.

395 BOA, BEO, nr. 4235/31755, 27 Z 1331. 396 BOA, BEO, nr. 4239/317886, 14 M 1332.

Aralan Karinçef ve çevredeki köylerden daha yüz kişi civarında şahıs sırf İslam ahali ile meskun eski Bulgaristan'ın, Rumeli-i Şarkı dahilinde Filibe sancağına bağlı Ropçoz kazası dahilinde Çuryan köyüne giderler. Orada bunlara köy katibi, köyün muhafazası konusunda Filibe kumandanlığı tarafından gönderilen Bulgar askeri de katılarak aralarında istişare ile bir bölümü köyü kuşatır, diğer bölümü köy dahiline girerek İslam haneleri üstüne hücum ederler, kapıları baltalarla kırarak, zorla hane içlerine girerler. Erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmayarak istisnasız bütün ahali-i islamiyeyi feci ve vahşi surette darp etmeye başlarlar ve cümlesini hanelerinden çıkarırlar. İslam ahaliye Hz. İsa'nın dininin kabulünü teklif ederler. Fakat ahali teklifi ciddiyet ve azimle reddeder. O zaman bu caniler darp muamelesini yeniden ve daha gaddarane bir surette icra etmeye başlarlar. İslam ahaliye, zor kullanarak kendi rızalarıyla Hıristiyan olduklarına dair birer kâğıt imzalatırlar. Erkeklerin feslerini, kadınların ferace ve başörtülerini kılıç ve süngülerle paralarlar. 'Artık Hıristiyansınız, şapka giyeceksiniz, kadın ve kızlarınız bundan böyle tesettürsüz gezecektir. Eğer erkeklerden birinin fes ile veya kadınlardan birinin ferace ve başörtüsü ile gezdiği veya ayin-i Muhammedi üzere ibadet ettiği görülecek olursa idam cezasıyla cezalandırılacaktır', derler. Daha sonra cami-i şerifin minaresini kısmen ve minberini tamamıyla yıkarlar. Camiyi kiliseye çevirip içini resim ve tasvirler ile doldururlar. Minarenin üzerine çan ile haç asarlar ve Müslüman halkı sanki koyun sürüleri gibi zorla kiliseye çevrilen cami-i şerife doldururlar. Sonra papazlar bütün İslam ahaliye cebren yanlarında bulunan haçı öptürürler. Senin ismin şöyledir, filanın ismi böyledir diyerek onları Hıristiyan isimleri ile adlandırırlar. Böyle keyfi ve vahşiyane bir surette bütün köy ahalisini Hıristiyan ederler. Defalarca vuku bulan şiddet ve fecaatlere dayanamayanlar intihar etmişlerdir. Benzer acı olaylar Filibe'ye bağlı Boğut, Saftiştan, Çukurköy ve Gündüzköy'de ve Peştere kazasına bağlı Çepni havzasında da yaşanmıştır. Birçok kişi şiddet uygulamasından vefat etmiş, işkence, korku ve diğer durumlardan dolayı Bana köyünde dört ay içinde vefat edenlerin sayısı 500'ü bulmuştur397.

397 Ahalisi cebren Hıristiyanlaştırılan İslam köylerinin bazıları ile mağdur ve maktullerin isimleri için

Hıristiyanlaştırma için başvurdukları yöntemlerden birinde, örneğin Valkosel köyünde Hıristiyanlığı kabul etmeyen Müslümanlar camiye doldurulmuş, kapısı kapatılarak içeri iki tane bomba atılmıştır. Bundan başka köylerdeki papazlar kadın- erkek herkesi sabahları kiliseye gitmeye mecbur tutmuş ve hazırlamış oldukları domuz etinden yapılmış kavurmayı herkese yedirmişlerdir. Bu mezalim bütün Pomak köylerinde gerçekleşmiştir398. Bu uygulama vaftiz esnasında bazı yerlerde

Pomakların İslam'ı terk etmelerinin bir nişanesi olarak yapılmıştır. Böylelikle, İkinci Balkan Savaşı'na dek Filibe Sancağı dahilinde Peştere kazasına bağlı Çepine (Çepino) havzası köyleri, İstanimaka, Rupçoz, Nevrokop, Cuma-i Bala, Razlık, Menlik, Babyak, Ahi Çelebi (Paşmaklı/Smolyan) Gümülcine, Ustrumca, ve Aydos, Darıdere, Koşukavak, Drama, İskeçe, Doyran, Petriç gibi bölgelerde firar ve göç edenler haricinde tüm Pomaklar zorla Hıristiyanlaştırılmıştır399. Bulgarlar zorla din değiştirme olayları sırasında Müslümanları gruplar halinde sıraya dizmişler, her gruba bir vaftiz ismi vermişlerdir. Akabinde Bulgar kilisesinin merkezine bağlı bir köy papazı grupları gezip, kendine has dinsel öğreti öğrencilerini yani Türkleri kenara çekmiştir. Her birinin alınlarına mukaddes suyu sürüp vaftiz ettikten sonra, onları domuz etinden yapılmış sucuktan yemeye zorlamıştır. Ardından "bu kişi Hıristiyan olmuştur" diye verilen bir vaftiz belgesiyle töreni sona erdirmişlerdir400.

Balkan Savaşları esnasında ilhak edilen yerlerdeki Müslüman Pomak Türkleri, binlerce Bulgar Ortodoks papazların ve devlet memurlarının katılımıyla "Bulgar- Ortodoks" olmaya zorlanmışlardır. Bu faaliyetler Bulgar Ortodoks kilisesinin resmî belgelerinde "Müslüman Bulgarlar"ın (Müslüman Pomakların) Ortodoks Hıristiyan dinine-Bulgarlığın sinesine geçme olarak, bir dizi yayımda ise "Hıristiyanlığı kabullenme" ve "vaftiz" olarak yer almıştır. Bulgarlaştırma ve Hıristiyanlaştırma hareketi, 1912 Balkan harbinde yenilgiye uğrayan Osmanlı askerinin geri çekilmesinin hemen ardından başlatılmış ve Temmuz 1913'e kadar 200.000 civarında Müslüman Pomak Türkün isimleri zorla Slav-Bulgar adlarıyla değiştirilmiş ve zorla Ortodoksluk kabul ettirilmiş401, sadece Rodop bölgesinde bile 1912-1913 yıllarında

398 Celal Perin, a.g.e., s . 29, 31.

399 Aşkın Koyuncu, "Balkan Savaşları…", s. 166, 170. 400 Sibel Orhan, a.g.t., s. 49-50.

en az 150.000 Pomak Hıristiyanlaştırmadan etkilenmiştir402. Hıristiyanlık ayinine

gitmeyi reddedenlerden her defa için 15 altın lira ceza alınmış, gitmemekte ısrarcı olanlar ise idam edilmiştir 403 . Görülmektedir ki Bulgar idareciler, Türkleri

Hıristiyanlaştırmak için akla gelebilecek her vasıtayı kullanmışlardır. Bulgar papazları Türk kadın ve kızlarını Hıristiyanlığı kabule zorlamak için işkenceye tabi tutmuşlar, avuçlarını haçlara çivileyerek feci bir şekilde öldürmüşlerdir404.

Komünist dönemde Bulgaristan'da İslam dinine karşı yürütülen kampanya, Pomakların Bulgar Komünist Partisi'ne (BKP) iltihakı ve "bilinçlenmesi" konusunda yapılan mücadelenin bir parçasını oluşturmaktadır. Ancak İslamiyet'e karşı rejim tarafından yürütülen kampanya, aynı zamanda ülkede egemen kılınan ateistik propagandanın bir parçası olarak yaygınlaşmıştır. Bu süreç, Hıristiyan dinine karşı alınmış olan tedbirlerle kıyaslandığında, Pomakların içinde bir yere kadar yavaş ilerlemiştir. Çünkü Komünist Parti 1950'li yılların başlarına kadar cami memurluklarını ve İslam dininin türlü bayram ve törenlerini araç olarak kullanmayı tercih etmemiştir. Ancak ilerleyen dönemde İslamiyet'e karşı açılan kampanya, söz konusu gecikmeyi kısa bir zaman içinde gidermiş ve bu mücadele sonraki onlarca yıl Pomak halkının yaşadığı yerlerde BKP'nin ve Bulgar devletinin temel görevi durumuna gelmiştir405. BKP tarafından basılan propaganda kitaplarında da Pomaklar

hedef alınmıştır. Örneğin Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'ndeki Yeni Şehirler adlı 1971 basımlı kitap, ekonomik kalkınmanın başarılı olduğundan ve Pomakların adlarını gönüllü olarak Bulgar isme çevirdiğinden bahsetmektedir406. Bu tür

asimilasyonların gönüllü olması mümkün değildir407. Komünist partinin başından

itibaren birkaç net hedefi bulunmaktadır. Bunlar; Pomakların millî bilincini artırmak, zorla İslamlaştırıldıklarına dair iddialara Pomakları ikna etmek, asimilasyon

402 Fatme Myuhtar, a.g.e., s. 47.

403 İlker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s. 27. 404 İlker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s. 90.

405 Mustafa Alish, Din Değiştirmenin Sosyolojik Sonuçları (Bulgaristan Örneği), Marmara

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2007, s. 58. Pomaklar'a karşı ateizm yollarının kullanılmasının nedeni, dışarıda kendilerini savunacak kimseyi bulamamaları ve İslam ülkelerinin de onların problemleriyle ilgilenmelerini önleyerek kolay asimile edilmeleri içindir. Bkz.Kamuran Özbir, a.g.e., s. 114.

406 Kristen Ghodsee, a.g.e., s. 47, 49.

407 Mary Neuburger, "Pomak Borderlands: Muslıms On The Edge Of Natıons", Nationalities Papers,

teşvikleri olarak kadınlara dikiş ve yemek kursları düzenlemek ve Pomakların Bulgar ismi almalarını sağlamak ve bunu gönüllü olarak yaptıklarını göstermeye çalışmaktır408. Ayrıca Bulgarlaştırma çalışmalarını daha sağlam temellere oturtmak

için, Pomak Türklerini ve Bulgarları kapsayacak şekilde ortak teşkilatlar kurmuşlardır. Meselâ "Drujba –Rodina" (Vatan Birliği) ismiyle bilinen ilk ortak "Kültür, Maarif ve Hayırsever Teşkilatı", 1937'de Paşmaklı'da kurulmuştur. Kurulan bu birliğin asıl hedefi Müslüman Pomak Türklerine her açıdan gayri-Türk ve gayri- Müslim oldukları fikrini aşılamak, geliştirmek ve Bulgar millî şuurunu yerleştirmektir. Böylece soydaşlarımızın Müslüman Türk toplumundan çok daha rahat şekilde koparılması "Bulgarlaştırılması" ve "Hıristiyanlaştırılması" mümkün