• Sonuç bulunamadı

Zorbalığı Önlemeye ve Müdahaleye Yönelik Stratejiler

1.4. Akran Zorbalığı Olgusuna Genel Bir Bakış

1.4.9 Zorbalığı Önlemeye ve Müdahaleye Yönelik Stratejiler

Zorbalığı önlemeye yönelik program geliştirme ve uygulama yönünde birçok ülkede politikalar geliştirilmiş ve uygulanmış olmasına rağmen, bu program ve politikaların uygulandığı okullarda yüzde 100 etkililik sağlandığını söylemek mümkün değildir (Olweus, 1993). Bu noktada, kurbanların kendilerinin zorbalığın etkileri ile başa çıkmak için güçlerini nasıl kullandıklarını anlamak gerekmektedir. Çünkü bu bilgi, politika ve programların geliştirilmesine rehberlik yapacak sosyal değişim için anahtar rol oynayacaktır. Ayrıca bu programlar da, zorbalığa maruz kalan çocukların hayatlarını iyileştirecek araçlar da olmalıdır (Ramirez, 2005).

Okullarda zorbalığı önlemeye yönelik programlar oluşturulurken; her okulun eşsiz ve kendine özgü problemlerinin olduğu; ayrıca bu problemlerin kendine özgü yaklaşımlar gerektirdiği hatırdan çıkarılmamalıdır. Örneğin bir okulda erkek öğrenciler arasında cinsel istismar biçiminde bir zorbalık davranışı yaygın görülebilirken, aynı bölgede yer almasına rağmen bir başka okulda öğrencilerin okula silah getirmesi gibi bir sorunla karşı karşıya kalınabilir. Bu iki problem için uygulanması gereken önleme programları, kesinlikle farklı yaklaşımlar gerektirmektedir (Astor ve diğerleri, 2005). Bu nedenle, tüm ülke çapında bir tek program seçip uygulamaktan kaçınılarak; her okulun gereksinimleri ve problemleri temelinde farklı programlar uygulanmalıdır. Ancak genel anlamda bu programların sahip olması gereken özellikler vardır.

Okullarda görülen akran zorbalığı veya şiddete yönelik okul çapında uygulanacak müdahale programlarının şu nitelikleri taşıması beklenir (Astor ve diğerleri, 2005):

1. Okulda ortaya çıkan şiddetin türüne göre (cinsel istismar, kavga veya silah kullanımı gibi) öğrencilerin, öğretmenlerin ve ailelerin farkındalık düzeylerini artırmalı ve sorumluluk almalarını sağlamalıdır.

2. Bütün okul için açık, net ve kolay anlaşılabilir talimatlar ve kurallar oluşturulmalıdır. 3. Bütün okul toplumunun şiddet eyleminden önce, sonra ve şiddet eylemi sırasında

yapacaklarını içermelidir.

4. Programlara okul işgörenleri, öğretmenler ve öğrencilerin katılması üzerinde odaklanmalıdır.

5. Müdahale programları, okulun özgörevine (misyon) ve normal akışına kolayca uymalıdır.

6. Okuldaki bütün birimlerin, işgörenlerin ve ailelerin okul ortamında programın planlanması, yürürlüğe konması ve sürdürülmesi sürecine katılımını sağlamalıdır. 7. Sınıf dışındaki alanların da, çeşitli biçimlerde izlenme ve denetlenme olanağını

artırmalıdır.

Guetzloe’e göre, okulda şiddete ilişkin bazı risk faktörleri kolayca ele alınabilecek türdendir. Ancak, konuya ilişkin eğitim, beceri geliştirme, aile-okul ve profesyonel kişilerle yapılacak işbirliği, işgörenleri eğitmek ve en önemlisi de şiddete meyilli davranışları olan, duygusal ve davranışsal problemli çocukları erkenden tanımak, şiddeti engellemeye yönelik programlar için yaşamsal öneme sahiptir (Grinberg ve diğerleri; 2005).

Zorbalığı önlemeye yönelik bir dizi müdahale stratejileri geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Bunlardan çeşitli ülkelerde uygulanmış ve olumlu sonuçlar alındığı rapor edilmiş olan sekiz tanesi aşağıda özetlenmiştir (Smith ve diğerleri, 2003):

1. Bütüncül Okul Yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre, okulda zorbalığa ilişkin davranışlar bakımından, okulun amacı ve bu durumda uygulanacaklara ait stratejiler, yazılı bir belge olarak ifade edilir. Bu yazılı belge, amaçlarının ve stratejilerinin etkili biçimde uygulanmasını, izlenmesini, sürdürülmesini ve gerektiğinde yeniden gözden geçirilmesini sağlayacak biçimde okul içindeki sistemler ve işlemler tarafından desteklenmelidir. Bütüncül okul yaklaşımı, genellikle politikanın oluşturulmasında bütün okul üyelerinin demokratik katılımını gerektirir.

2. Sınıf Đklimi: Okul ortamında yürütülecek zorbalık karşıtı politikalar ve çabalar, doğrudan veya daha genel olarak okul hatta sınıf içindeki ilişkilerin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik olarak yapılmalıdır. Norveç’te yapılan bir uygulamada (ki bu öğrenci-öğretmen ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik planlanmıştı), zorbalık davranışlarının büyük ölçüde azaldığı rapor edilmiştir.

3. Akran Desteği Sistemleri: Zorbalıkla başa çıkmada, öğrencilerin kendilerinin çaba göstermesini sağlamayı ifade etmektedir. Genellikle, zorba davranışlardan hoşlanmayan öğrencilerden yararlanmayı ve onların çeşitli biçimlerde tedbir almasını sağlamayı amaçlamaktadır. Akran desteği yöntemleri;

a. Sınıfta işbirlikçi grup çalışması yapmak;

b. Kızgınlık, kavga, zorbalık da dahil olmak üzere sınıftaki ilişkileri değerlendirmeye zaman ayırmak;

c. Savunmasız öğrencilerle birlikte çalışacak olan öğrencilere akran desteği sunacak arkadaş çevresi oluşturmak;

d. Akranlarına yardım etmek veya birlikte olmak üzere öğrencilerin görevlendirildiği yardımlaşma grupları oluşturmak;

e. Öğrenciler arasından zorbalık karşıtı politikaları uygulayacak, çatışmaların çözümüne yardımcı olacak, ihtiyaç duyan öğrencilere danışmanlık yapacak veya aktif dinleme becerilerinin gelişmesine katkıda bulunacak bir grup öğrenciyi seçmek ve bu yolla okulun izlenmesini sağlamak gibi birtakım çabalardan oluşmaktadır.

4. Okul Mahkemeleri: Bir okul mahkemesi veya zorbalık davasında, zorbalığa karışan öğrenciler için kanıtların dinlenmesi veya yaptırımların ya da cezaların ne olacağı konularına karar vermek için öğrenciler seçilir. Kanada’da uygulanan bu yöntemle zorbalık davranışlarında oldukça düşüş yaşandığı görülmüştür.

5. Oyun Alanı Đyileştirmeleri: Özellikle ilkokullarda, zorbalık davranışlarının en çok görüldüğü yerler oyun alanları ve okul bahçeleridir. Bu kısımlarda denetimin, gözetimin artırılması ve oyun alanlarının düzenlenmesi önemli bir önlem olarak ifade edilmektedir.

6. Öğretim Programı (Müfredat) Çalışması: Öğrencilerin farkındalık düzeylerinin arttırılması, fikirlerinin açığa çıkarılması ve zorbalıkla başa çıkmak için kuralların geliştirilmesine yönelik olarak sınıf içi tartışmalar düzenlenebilir. Ayrıca öğretmenler, özel olarak hazırlanmış çeşitli videolardan, filmlerden, edebi eserlerden ve canlandırma tekniklerinden yararlanabilirler.

7. Özel Öğrencilerle Çalışmak: Hakkını aramasını öğrenme eğitimi, kurbanların veya zorbalık için kurban olmaya aday olan öğrencilerin hem pasifize olmadan hem de saldırgan olmadan zorbalıkla başa çıkmalarını sağlama da önemli bir yoldur. Bu teknikler öğrencilere öğretilebilir ve işe yaradığı da görülmektedir. Bu, zorbalığa uğrayan öğrenciler için danışmanlığa dayalı bir yaklaşımdır.

8. Toplum Đçinde Buluşturma: Bu strateji, çatışma yaşayan insanları (örneğin okulda zorbalıkla karşılaşan bireyleri) toplum içinde bir araya getirmek biçimindedir. Her birinin yanında bir arkadaş, aileden birisi veya başka bir destek olan kişi olmak üzere zorba ve kurban bir araya getirilir. Zorba, kurbandan özür diler ve olayın böylece bittiği veya tatlıya bağlandığı kabul edilir. Avustralya’da okullarda pilot uygulaması yapılmış ve büyük ölçüde katılım olduğu ve kararlara büyük bir oranda uyum olduğu rapor edilmiştir.

Okullarda zorbalık veya her türlü şiddet davranışını veya kurallara aykırı çeşitli davranışları engellemeye yönelik olarak düşünülen önlemlerden birisi de, okulların çeşitli yerlerine kameralar yerleştirilerek, olup bitenlerin okul yönetimleri veya güvenlik birimlerince izlenmesi biçimindedir. Son yıllarda, özellikle yararlı ve çeşitli suçlar için caydırıcı bulunmasından sonra gittikçe artan biçimde kullanılmaktadır. Ancak, bazı aileler ve Amerikan Sivil Haklar Derneği gibi çeşitli karşıt gruplar, okulun her yerinde ve sürekli olarak izlenmenin sadece öğrenciler değil; aynı zamanda öğretmenler için de özel hayata müdahale biçiminde olduğu öne sürülmektedir. Öğrencilerin kendi izinleri olmadan izlenmesinin ve tümüne şüpheli suçlular gibi davranılmasının, onların ruh sağlığı açısından iyilikten çok kötülük getireceği düşünülmektedir. Ancak, yararları da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle eğitimcilerin kameraları kullanmaları, ancak özel hayata ilişkin konuları da dikkate alarak bir denge kurmaları önerilmektedir (Dyrli, 2003).