• Sonuç bulunamadı

Zihniyetin Değişimi İçin Gerekli Koşullar

2.   ZİHNİYETİN DEĞİŞİMİ

2.1.   Zihniyetin Değişimi İçin Gerekli Koşullar

Burada zihniyet değişiminin gerçekleşmesi için gerekli şartlar tespit edilecek, bunlarla ilgili örnekler “Zihniyet Değişimi-Din İlişkisinin Toplumsal Tezahürleri” bölümünde incelenecektir. Mucchielli’ye göre zihniyetlerin gelişmesi, değişmesi için üç genel koşulun eşanlı gerçekleşmesi gerekli ve yeterlidir:

1. İlk önce içinde bulunulan durumun grup üzerinde yeterli güçte baskı sağlaması ve bu baskının, üyelerin çoğunluğu tarafından hissedilmesidir. Bireylerin bir durumsal mantıktan başka bir durumsal mantığa geçmeleri bir iç huzursuzluğu getirir. Bu durum bireyleri başka tutumlara ve yeni durumsal mantıkla uyumlu başka bir zihniyet geliştirmeye zorlar. Durum konteksti gerek savaş, doğal afet, ekonomik kriz gibi büyük sıkıntılar nedeniyle gerekse teknik buluş, küçük bir demografik olgu gibi çok boyutlu ve dağınık küçük değişiklikler nedeniyle değişir. Bu değişimlerin sonuçları, düğüm niteliği olan nesneleri etkileyen ve toplumsal varlıkların dünya görüşüne yön veren anlam değişimleridir.

2. Toplumda özgürlük alanlarının var olması. Toplumda yeni davranış şekilleri uygulama alanı bulabilmelidir. Bu, gerek ahlâki gerekse maddî bakımdan mümkün olmalıdır. Bunun için hoşgörü ortamı olmalı ve bazı oyuncular için deney alanları bulunmalıdır. Ahlâki engelleyiciler ve tıkanmalar olmamalıdır. Toplumsal kontrol hafiflemiş, geleneklerin katılığı daha yumuşamış olmalıdır. Bu özgürlük alanları, değişimci/yenilikçinin, düşüncesi ya da eylemleri sebebiyle ölüm riskinin olmadığı alanlardır. Egemen toplumsal ideoloji tekelci, baskıcı ve anti demokratik olmamalıdır. Mevcut zihniyetin değerler sistemi, yeni davranışların arka planındaki yeni değerleri hoş görebilmeli, özümseyebilmeli, değiştirebilmeli ancak tümüyle çökmeyecek şekilde esnek olmalıdır.

3. Grup üyelerinin yeni ihtiyaçları karşılayabilen ve yeterince değerlenmiş yeni sosyal-kültürel modellerin farkında olması. Çeşitli toplumsal grupların diğer gruplara verdiği kırsallar için burjuvazi modeli gibi davranış modelleri ya da Batılı

gençlerin televizyon vasıtasıyla öğrendikleri modeller vardır. Bu modeller çoğu zaman elitler vasıtasıyla kültürleşme olarak dış toplumlar tarafından taklit edilirler.57

Bir sosyal grubun yabancı bir kültürle teması sayesinde ihtiyaçların başka araçlarla da hatta daha kolay karşılanabileceği kanısına varılabilmektedir. Üstelik bu şekilde mevcut tutumların değiştirilmesi zorunluluğu bile söz konusu olmaktadır.58 Yeni sosyo-kültürel modeller genellikle kendi kültürel gruplarının dışında değişik deneyimler edinmiş ve kendi kültürel gruplarına saygın bir birey olarak yeni davranış modelleriyle geri dönen bireyler tarafından taşınır. Kente çalışmaya giderek oradan yeni davranışlar edinmiş olarak köylerine dönen bireyler buna örnektir.59 En önemli yenilikler, şartların değişmesiyle mevcut alışkanlıklar, etkinlikler, gibi araçların artık grubun temel ihtiyaçlarını tamamen karşılayamaz olduğu zaman ortaya çıkmaktadır. Bu durum da genellikle yabancı bir kültürle temas sonucunda görülmektedir.60

Zihniyet değişiminde önemli bir rolü bulunan modernleşme, “Durum baskısının varlığı”, “Özgürlük alanlarının varlığı”, “Değerlendirilmiş sosyo-kültürel modellerin varlığı” koşullarının eş anlı gerçekleştiği bir zihniyet değişimi süreci olarak, zihniyet değişiminin genel koşulları içerisinde ele alınması gereken bir kavramdır.61 “Toplumsal, kültürel ve ekonomik alanlarda sanayileşmiş Batı toplumlarının temsil ettiği teknik, bilgi ve zihniyet seviyesine ulaşmak için yapılan düzenlemeleri ve gösterilen çabaları ifade eden modernleşme, aslında bir süreç olup, insanın belirli amaçlar doğrultusunda doğa üzerinde sınırsız bir denetim kurma ve toplumu o amaçlar yönünde dönüştürme çabası olarak anlaşılabilir.”62 Buna göre:

- Batılı modele ulaşmak için yapılan düzenlemeler ve gösterilen çabalar,

durum baskısını,

- Toplumda yeni davranışların ifade imkânı bulabilmesi, toplumsal kontrolün hafiflemesi ve geleneklerin daha az katı olması, özgürlük alanlarını,

57 Mucchielli, a.g.e., ss. 59-69.

58 Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri, Sosyal Psikoloji Bakımından Bir Tetkik, Altınordu Yay.,

Ankara, 2015, s. 79. 59 Mucchielli, a.g.e., s. 66. 60 Turhan, a.g.e., s. 79. 61 Mucchielli, a.g.e., ss. 60-69.

- Batı toplumlarının temsil ettiği teknik, bilgi ve zihniyet seviyesi,

sosyo-kültürel modeli temsil etmektedir.

Gelişmiş kabul edilen modern toplumların zenginlik, rasyonellik gibi özelliklerini, gelişmekte olan toplumlar hedef olarak kabul ettiler.63 On altıncı yüzyıldan itibaren Batı'nın üstünlüğü karşısında Müslümanların uzun süre direnç göstermeleri yetmedi. Yönetici ve aydınlar arasında iktisadî, idarî, askerî, sosyal ve siyasî alanlarda reform ihtiyacı duyuldu. Başlangıçta “kaçınılmaz bir kötü” olan Batı, “vazgeçilmez iyi” şeklinde algılanmaya başladı.64 Batı Avrupa’nın uzun bir tarihi süreçle ulaştığı sosyal düzeni, bir hedef olarak gören yaklaşım65 Türkiye’de de yankı buldu. Türkiye’de geleneksel anlayışların, modern ihtiyaçlara cevap veremediğini, dolayısıyla terkedilmeleri gerektiğini ileri süren Batıcıların temsilcilerinden Abdullah Cevdet, Ahmet Rıza, Celal Nuri, Kılıçzade Hakkı, Tevfik Fikret, Mustafa Asım, Mahmud Sadık’ı sayabiliriz.66 Batıcı politikayı temsil eden elitin Batılı tüketim alışkanlıklarını benimseyecek kudreti olmasına karşın, yoksulluk içinde bulunan büyük kitlelerin Batılılaşma algısı lüks ve halkı hor görme şeklindedir. Yani Batılılaşan ülkelerde yönetimin nimetlerinden faydalanan kozmopolit bir üst tabaka oluşmuştur. Bunlar için Batılılaşma mutluluk kaynağıdır ve örnek aldıkları ülkelerden de destek görmektedirler. İşte İslâm toplumlarında modernleşme taraftarları genellikle bu sınıftır.67 Bu bağlamda, toplumsal alanı anlamada yetersizlik gösteren siyasal düşünce, Batıcılığa odaklanmıştır. Batıcı aydının bakış açısındaki din-batılılaşma veya din-sekülerleşme arasındaki ilişkiler, tarih içinde oluşmuş Batılı düşüncenin izleridir.68

Bugün Batılılaşma politikaları internet, televizyon gibi teknolojinin yeni nimetleriyle küresel kültür transferleri yapmaktadır. Batılılaşmanın yayılımı için artık gazete, dergi gibi yazılı yayınlarla sınırlı kalmak gerekmiyor. Batılılaşma, bir ideoloji

63 Abdurrahman Arslan, Modern Dünyada Müslümanlar, 6. Bsk., İletişim Yay., İstanbul, 2012, ss. 77,

78.

64 Güngör, İslâm’ın Bugünkü Meseleleri, 4. Bsk., Ötüken Yay., İstanbul, 1986, ss. 24, 25.

65 Kızılçelik; Erjem, "Batılılaşma", a.g.e.

66 Akgül, Türk Modernleşmesi ve Din, Çizgi Kitabevi, Konya, 1999, ss. 118, 119.

67 Güngör, a.g.e., 1986, s. 27. 68 Akgül, a.g.e., 1999, s. 124.

olmaktan çoktan uzaklaştı. Onu anlatmaya, kabul görmesi için makaleler yazan ideologlara gerek kalmadı. Batıyı çocuk oyuncaklarından cep telefonlarına kadar ekonomik alanda temsil eden küresel firmalar, alışveriş merkezleri; sosyo-kültürel alanda temsil eden dev medya kuruluşları; film ve sinemada onu bütün ihtişamı ve kahramanlıklarıyla zihinlere nakşeden Holywood; meslek sahibi olmak ve meslekte ilerlemek için eğitim alanında koşullanan dil artık global ölçektedir. Hukuk, tıp, sosyal bilimler gibi birçok bilimin terminolojisi Batı’ya aittir. Otomobillerin, bilgisayar ve cep telefonlarının, giyesilerin ve hatta çocukların oyuncaklarının çoğu Batı patentlidir. Artık Türk insanı, fikir ve ideal olarak uzak kalmayı başarabilse de, yaşam ve toplumsal yapı olarak Batı’nın şekillendirmesinden uzak kalamıyor.