• Sonuç bulunamadı

A. MESAJ İÇEREN METİNLER

1. Zeytin Dağı Vaazı

Hz. İsa, peygamberliğini açıkladıktan sonra, gezilerine başlayıp birçok mucize göstererek Celile’nin her yanını dolaşmaya koyulmuş; Kefernahum yakınındaki bir dağda, dört bir yandan hastalarını getiren kişilere, “Dağdaki Vaaz” adı verilen ünlü vaazını vererek, hahamların öğrettikleri (Tevrat’taki buyruk) ile kendi öğrettikleri arasındaki farkı bildirmiştir:

“Ve İsa kalabalıkları görüp, dağa çıktı; ve oturunca şakirtleri yanına geldiler; ve ağzını açıp onlara öğreterek, dedi:

Ne mutlu ruhta fakir olanlara; çünkü göklerin melekûtu onlarındır.

Ne mutlu yaşlı olanlara; çünkü onlar teselli edilecekler.

Ne mutlu halim olanlara; çünkü onlar yeri miras alacaklar.

Ne mutlu salâha acıkıp susayanlara; çünkü onlar doyurulacaklar.

Ne mutlu merhametli olanlara; çünkü onlara merhamet edilecek.

Ne mutlu yüreği temiz olanlara; çünkü onlar Allah’ı görecekler.

Ne mutlu sulh edicilere; çünkü onlar Allah oğulları çağırılacaklar.

Ne mutlu salah uğrunda eza çekmiş olanlara; çünkü göklerin melekûtu onlarındır.”256

“Benim uğruma insanlar size sitem edecekleri, eza eyliyecekleri, ve size karşı yalan yere her türlü fenalığı söyliyecekleri zaman, size ne mutlu! Sevinin, ve meserretle coşun; göklerde karşılığınız büyüktür; çünkü sizden önceki peygamberlere de böyle eza ettiler.”257

“Dünyanın tuzu sizsiniz; fakat tuz tatsız olmuşsa, o ne ile tuzlanır? Artık dışarı atılıp insanların ayağı altında ezilmekten başka bir şeye yaramaz. Dünyanın ışığı sizsiniz. Dağ üzerindeki şehir gizlenemez. İnsanlar da ışık yakıp kile altına komazlar, ancak onu şamdana korlar; ve evde bulunanların hepsini aydınlatır. Sizin ışığınız

256 Matta, 5/3-10.

257 Matta, 5/11-12.

insanların önünde böyle parlasın da, sizin iyi işlerinizi görsünler, ve göklerde olan babanıza hamd etsinler.”258

“Sanmayın ki, ben şeriatı yahut peygamberleri yıkmaya geldim, ben yıkmaya değil, fakat tamam etmeye geldim. Çünkü doğrusu size derim: Gök ve yer geçip gitmeden, her şey vaki oluncaya kadar, şeriattan en küçük bir harf veya bir nokta bile yok olmayacaktır. Bundan dolayı bu en küçük emirlerden birini kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, göklerin melekutunda kendisine en küçük denilecektir; ve onları kim yapar ve öğretirse, göklerin melekutunda kendisine büyük denilecektir. Zira size derim ki, salahınız yazıcılar ve Ferisiler’inkinden ziyade olmazsa, göklerin melekutuna hiç girmeyeceksiniz.”259

“İşittiniz ki, eski zaman adamlarına denildi: “Katletmeyeceksin;” ve: “Kim katlederse hükme müstahak olacaktır.” Fakat ben size derim : Kardeşine kızan her adam hükme müstahak olacaktır; ve kardeşine: Raka (bir hakaret sözcüğü) derse, Millet meclisinin hükmüne müstahak olacaktır; ve kim: Ahmak, derse, cehennem ateşine müstahak olacaktır. İmdi, takdimini mezbahta arzerderken, kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğu hatırına orada gelirse, takdimini orada mezbahın önünde bırak, ve git, önce kardeşin ile barış ve o vakit gel takdimini arz et.”260

“Zina etmiyeceksin,” denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir. Ve eğer sağ gözün sürçmene sebep oluyorsa, onu çıkar ve kendinden at; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme atılmasından iyidir. Ve eğer sağ elin sürçmene sebep oluyorsa, onu kes, ve kendinden; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme gitmesinden iyidir. Ve “Kim karısını boşarsa, ona boş kağıdını versin,” denilmiştir. Fakat ben size derim ki, zinadan başka bir sebeple karısını boşayan adam onu zaniye eder; ve kim boşanmış kadınla evlenirse zina eder.”261

“Ve yine, eski zaman adamlarına: “Yalan yere and etmiyeceksin, ve andlarını Rabbe ödiyeceksin,” denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: hiç and etmeyin; ne gök üzerine, çünkü o Allah’ın tahtıdır; ne yer üzerine çünkü onun ayaklarının basamağıdır;

258 Matta, 5/13-16; Markos, 9/50; Luka, 14/34-35.

259 Matta, 5/17-20.

260 Matta, 5/21-26.

261 Matta, 5/27-32.

58 ne de Yeruşalim üzerine, çünkü o büyük Kralının şehridir. Başın üzerine de and etmiyeceksin; çünkü sen bir tek saçı ak yahut kara edemezsin. Ancak sözünüz: evet veya hayır olsun; bunlardan ziyadesi şeytandandır.”262

“Göz yerine göz, diş yerine diş,” denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim:

kötüye karşı koyma; ve senin sağ yanağına kim vurursa, ona ötekini de çevir. Ve eğer biri seninle mahkemeye gidip senin gömleğini almak isterse, ona abanı da bırak. Ve kim seni bir mil gitmeye zorlarsa, onunla iki mil git. Senden dileyene ver, senden ödünç isteyenden yüz çevirme.263

“Sen komşunu sevecek ve düşmanından nefret edeceksin,” denildiğini işittiniz.

Fakat ben size derim: Düşmanlarınızı sevin ve size eza edenler için dua edin ki, siz göklerde olan Babanızın oğulları olasınız; zira o, güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur ve salih olanlar ile olmayanlara yağmur yağdırır. Çünkü eğer sizi sevenleri severseniz, ne karşılığınız olur? Vergi mültezimleri de öyle yapmıyorlar mı? Ve yalnız kardeşlerinizi selâmlarsanız, fazla ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle yapmıyorlar mı? Bundan dolayı, semavî Babanız kâmil olduğu gibi, siz de kâmil olun.”264

“Sakının, insanlara salâhınızı onların önünde gösteriş için yapmayın; yoksa göklerde olan Babanızın önünde karşılığınız olmaz.

Sen sadaka verdiğin zaman, ikiyüzlü adamların insanlardan hürmet görmek için, havralarda ve sokaklarda yaptıkları gibi, önünde boru öttürme. Doğrusu size derim:

Onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sadaka verdiğin zaman, sol elin sağ elinin ne yaptığını bilmesin de, sadakan gizli olsun; gizlide gören Baban da sana ödeyecektir.”265

“Dua ettiğiniz zaman da ikiyüzlüler gibi olmayın; çünkü insanlar kendilerini görsünler diye, havralarda ve köşe başlarında durup dua etmeyi severler. Doğrusu size derim: Onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sen dua ettiğin zaman, kendi iç odana gir ve kapıyı kapayarak gizlice olan Babana dua et; gizlice gören Baban sana ödeyecektir. Dua ettiğiniz zaman putperestlerin ettiği gibi boş tekrarlar yapmayın; zira onlar sanırlar ki,

262 Matta, 5/33-37.

263 Matta, 5/38-42; Luka, 6/29-30.

264 Matta, 5/43-48; Luka, 6/27-28, 32-36.

265 Matta, 6/1-4.

çok söylemeleriyle işitilecekler. Bundan dolayı onlara benzemeyin; çünkü Babanız nelere ihtiyacınız olduğunu siz ondan dilemeden önce bilir. İmdi siz şöyle dua edin:

Ey göklerde olan Babamız, İsmin mukaddes olsun;

Melekûtun gelsin;

Gökte olduğu gibi yerde de senin iraden olsun;

Gündelik ekmeğimizi bize bu gün ver;

Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla;

Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar.

Çünkü melekût ve kudret ve izzet ebedilere kadar senindir. Amin.

Çünkü insanların suçlarını bağışlarsanız, semavî Babanız da sizi bağışlar. Fakat siz insanların suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz.”266

“Ve oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın; zira onlar oruç tuttuklarını insanlar görsünler diye suratlarını asarlar. Doğrusu size derim: onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sen oruç tuttuğun zaman başına yağ sür ve yüzünü yıka; ta ki, insanlara değil, gizli olan Babana oruçlu görünesin; ve gizlide olan Baban sana ödeyecektir.”267

“Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin.

Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse yüreğiniz de orada olacaktır. Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya hem de paraya kulluk edemezsiniz.”268

Bu nedenle size derim ki, ne yiyeceğiz ne içeceğiz diye yaşamınız konusunda ve ne giyeceğiz diye bedeniniz konusunda kaygılanmayın. Yaşam yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? Bakın göğün kuşlarına. Ne ekerler, ne biçerler, ne de

266 Matta, 6/5-15.

267 Matta, 6/16-18.

268 Matta 6/19-24; Luka,12/33-36; 16/1.

60 ambarlara biriktirirler. Çünkü hükümranlık da, güçlülük de, yücelik de çağlar boyu senindir. Öyleyken göksel Babanız doyurur onları. Siz kuşlardan üstün önem taşımıyor musunuz? Aranızdan kim kaygılanmakla boyuna bir arşın ekleyebilir? “Giyecek sorununda neden kaygılanırsınız? Kırın zambaklarını göz önüne getirin: Ne güzel serpilip büyürler! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Size diyorum ki, Süleyman bile tüm görkeminin içinde bunlardan biri gibi giyinip kuşanmamıştı. Bugün var olan, yarın fırına atılan kır otunu böylesi özenle giydirip kuşatan Tanrı sizi daha çok giydirip kuşatmaz mı, ey kıt inanlılar! Öyleyse ne yiyeceğiz ne içeceğiz, ya da ne giyeceğiz diyerek kaygılanmayın. Tanrısızlar durup dinlenmeden tümüyle bunları ararlar. Göksel Babanız bütün bunlara gereksiniminiz olduğunu bilir. Siz her şeyden önce Tanrı’nın hükümranlığını ve doğruluğunu arayın, bunların tümü sizlere verilecektir. “Bu nedenle, yarın için kaygılanmayın. Çünkü yarınki gün payına düşen kaygıyı taşıyacaktır. Her günün derdi kendine yeter.”269

“Yargılamayın ki yargılanmayasınız. Çünkü hangi yargıyla yargılarsanız onunla yargılanacaksınız. Hangi ölçüyle ölçerseniz aynı ölçü sizlere de uygulanacaktır. Sen niçin kardeşinin gözündeki çöpü görür de, kendi gözündeki merteği görmezlikten gelirsin? Ya da kendi gözünde mertek dururken kardeşine nasıl, ‘Bırak gözünden çöpü çıkarayım’ dersin? Ey ikiyüzlü! Önce kendi gözünden merteği çıkar, o vakit kardeşinin gözünden çöpü çıkarmak için açık seçik görürsün.”270

“Kutsal olanı ne köpeklere atın, ne de incilerinizi domuzların önüne serin. Yoksa onları ayakları altında çiğnedikten sonra geri dönüp sizi parçalarlar.”271

“Dileyin, size verilecektir. Arayın, bulacaksınız. Kapıyı çalın, size açılacaktır.

Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, çalana kapı açılır. Aranızdan kim oğlu ekmek isteyince ona taş verir? Ya da balık isteyince ona yılan verir? Kötü kişiler olan sizler çocuklarınıza nasıl iyi armağanlar vermeyi biliyorsanız, göksel Babanız da kendisinden dileyenlere çok daha iyi armağanlar verecektir. İnsanların size nasıl davranmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü ruhsal yasanın da, peygamberlerin de anlamı budur.”272

269 Matta, 6/25-34; Luka, 12/22-31.

270 Matta, 7/1-5.

271 Matta, 7/6.

272 Matta, 7/7-12; Luka, 11/9-13.

“Dar kapıdan girin. Çünkü mahva götüren kapı geniş, yol da kolaydır. Ondan girenler pek çoktur. Oysa, yaşama götüren kapı dar, yol da çilelidir. Onu bulanlar azdır.”273

“Yalancı peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar, ama içten yırtıcı kurtlardır. Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, kengellerden incir toplarlar mı? Her iyi ağaç sağlıklı ürün yetiştirir. Çürük ağaç ise kötü ürün yetiştirir. İyi ağaç kötü ürün yetiştiremediği gibi, çürük ağaç da sağlıklı ürün yetiştiremez. Sağlıklı ürün yetiştirmeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Demek ki, onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız.”274

“Bana, ‘Ya Rab, ya Rab’ diyen herkes göklerin hükümranlığına girmeyecektir.

Ama göklerdeki Babam’ın isteğini uygulayan girecektir. O gün niceleri bana, ‘Ya Rab, ya Rab’ diyecek, ‘Senin adına peygamberlik etmedik mi? Adına cinleri kovmadık mı?

Adına bir sürü güçlü iş yapmadık mı?’ diyecekler. İşte o zaman açıkça bildireceğim onlara: ‘Ben sizi hiç tanımadım. Benden ırağa gidin, yasayı hiçe sayanlar!’”275

“Öyleyse, bu sözlerimi işitip uygulayan herkes konutunu kaya üstüne kuran aklı başında insana benzer. Yağmur boşandı, seller bastı, yeller esti, o konuta saldırdı. Ama yıkılmadı. Çünkü temeli kaya üstüne atılmıştı. Bu sözlerimi işitip de uygulamayan herkes konutunu kum üstünde kuran aklı kıt adama benzer. Yağmur boşandı, seller bastı, yeller esti. O konuta saldırdı. Konut yıkıldı; hem de yıkımı korkunç oldu.”276