• Sonuç bulunamadı

Havarilerine Gökten Sofra İnmesi

C. MUCİZELERİ

5. Havarilerine Gökten Sofra İnmesi

Kur’an-ı Kerim’de Hz. İsa’nın mucizelerinden “sofra” hadisesine özel bir önem atfedilmiş ve bu olay bir sûreye ad olmuştur. Bu olağanüstü olay “Maide” (sofra) sûresinde şöyle anlatılmaktadır: “Havariler: “Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” dediler. İsa da: “İnanıyorsanız Allah’tan korkun” dedi.

Havariler: “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalım.” dediler. Meryem oğlu İsa da:

“Allah’ım! Rabbimiz! Bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve senden bir mucize olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın” dedi. Allah buyurdu ki: “Ben onu size indireceğim. Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacağım bir azabı yaparım.”218

Hz. İsa havarilerin isteği üzerine Allah’a dua etmiş, yüce Allah da bu mucizenin gerçekleşmesini lütfetmiştir.

Sofranın indiğine dair çeşitli rivâyetler bulunmaktadır. Ancak inen sofranın niteliği ve bu sofradan yiyenlerin sayısıyla ilgili rivâyetler birbirini tutmamaktadır.

215 Al-i İmrân, 3/49.

216 Taberî, a.g.e., c. II, s. 266.

217 Taberî, a.g.e., c. II, s. 266; Razî, a.g.e., c. VI, s. 331.

218 Mâide, 5/112-115.

48 İbn Abbas’a dayanan bir rivâyete göre; Hz. İsa İsrailoğullarına vaaz ederken,

“Eğer Allah için otuz gün oruç tutar, sonunda Allah’tan bir dilekte bulunursanız, Allah size dilediğinizi verir” der. Bunun üzerine İsrailoğulları orucu tutarlar ve Hz. İsa’ya şöyle derler: “Ey hayrın muallimi oruç tutmamızı emretmiştin. Biz bu emri yerine getirdik. Acaba, şimdi Rabbinden bize gökten bir sofra indirmesi için dua edebilir misin?” Bunun üzerine Hz. İsa, Allah’tan onlar için gökten bir sofra indirmesini isteyerek dua eder ve melekler gökten sofralarla inmeye başlarlar. İnen her sofrada yedi balık ve yedi ekmek dilimi vardır. Sofraları havarilerin önlerine koyarlar ve havarilerden sonra halk da bu sofralardan yemek yemişlerdir.219

Hz. İsa’nın mucizeleri kendi davası doğrultusunda ruhu terbiye ve âhirete imana yönelikti. Bu çeşit mucizeler, İsa’nın zamanında yaşayan insanların durumlarıyla mütenasiptir. Çünkü onlar ruhu inkâr ediyorlardı. İşte mucizeler, ruhun hakikatini ilan eden bir gerçek ve ruhun varlığını ispat eden kesin bir delildir.220

D. VEFATI

Hıristiyan kaynaklarına göre Hz. İsa, Yahudilerin şikâyeti üzerine, Romalılar tarafından çarmıha gerilmiş ve çarmıhta insanların günahları için ölmüştür.

Gömülmesinden üç gün sonra dirilmiş, havarilerine görünmüş, onlarla yemek yemiş ve sonunda Allah’ın yanına çıkarak O’nun sağ tarafına yerleşmiştir.221

Kur’an-ı Kerim, Hıristiyanların bu konudaki görüşlerine hiç iltifat etmemiş ve muazzam sayılabilecek hacminde bu konuda net bir işarete de yer vermemiştir.

Kur’an’a göre Hz. İsa, Yüce Allah’ın İsrailoğullarına gönderdiği ve mucizevî bir şekilde doğmuş bir peygamberdir. Ruhu’l-Kudüs ile desteklenmiş ve Allah’ın bir kelimesi/sözüdür. Kendisinden önce Hz. Musa’ya verilen Tevrat’ı tasdik etmekle görevlendirilmiş ve insanları Allah’ın kulluğuna yönelmeye teşvik etmiştir. O bir ilah veya yarı ilah değil, yalnızca Allah’ın mütevazı ve seçkin kullarından biri ve peygamberdir.222

İsa ve Havarilerin davetine uymak istemeyen İsrailoğulları, onu öldürmeyi planlamışlar. Fakat Allah onların planlarını boşa çıkarmış ve İsa diye ona benzeyen

219 İbn Kesîr, a.g.e., c.VI, s. 2524.

220 Baybal, a.g.tez, s. 101.

221 Aydemir, “Kur’an’a Göre Hz. İsa”, Diyanet Dergisi, c. 26, sy. 3 (Ankara 1990), s. 21.

222 Bkz. Bakara, 2/87; Nisâ, 4/171-172; Tevbe, 9/30-31.

birini yakalayıp astırmışlar, sonra da “Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük”

demişlerdir.223 İşin hakikati ise Kur’an’da şöyle beyan edilmiştir:224

“Halbuki onlar İsa’yı öldürmediler ve asmadılar. Fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.”225

Allah, Nuh’u tufandan, İbrahim’i Nemrut’tan ve ateşten, Musa’yı Firavun’dan ve boğulmaktan, Muhammed Mustafa’yı müşriklerin tuzaklarından koruyup kurtardığı gibi İsa’yı da, onu öldürmek isteyen Yahudilerin elinden kurtarmış, ona ihanet ederek bulunduğu yeri askerlere gösteren kişiyi İsa’ya benzeterek onu öldürtmüştür. İsa’yı kendi katına kaldırmıştır. Ancak bunun şekli ve zamanı üzerinde farklı açıklamalar ve anlayışlar vardır. Alimlerin çoğunluğuna göre, Allah onu kudretiyle manevî semalardaki hususi mevkiine kaldırmış; kıyametten önce tekrar dünyaya gönderecektir. Bu değerlendirmeye göre, cisim ve ruhuyla göğe yükseltilen Hz. İsa, kıyamet vaktine yakın yeryüzüne inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek ve İslâm şeriatıyla hükmedecektir.226

Bir başka anlayışa göre Allah onu Yahudilerden korumuş, eceli gelince onu vefat ettirmiş ve ruhunu semâdaki yerine kaldırmıştır. Kıyametten önce gelecek olan da onun ruhudur.

“Allah buyurmuştu ki: ‘Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım...”227

“Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet/kulluk edin’ dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız Sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin.”228

223 Nisâ, 4/156-158.

224 Güç, a.g.m., s.222.

225 Nisâ, 4/157.

226 Bkz. Buharî, Büyû’, 102.

227 Al-i İmrân, 3/55.

228 Mâide, 5/117.

50 Kur’an, İsa’nın öldürüldüğü ve çarmıha gerildiği tezini reddetmektedir. O öldürülmemiş ve çarmıha gerilmemiştir.229 Allah’ın onu kendi katına aldığı yukarıdaki âyetlerden de anlaşılmaktadır. 230

İsrailoğullarının tüm karşı koymalarına rağmen tebliğ vazifesini tamamlayan İsa, göğe yükselişinden önce onlara ve tüm insanlara şu ilâhî müjdeyi vermişti:231 “Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat’ı doğrulayan ve benden sonra gelecek ve adı ‘Ahmed’ olacak bir peygamberi müjdeleyen, Allah’ın bir peygamberiyim.”

Hz. Peygamber (s.a.s.) de İsa hakkında şu sıcak ve samimi beyanda bulunmuştur:

“Ben Meryem oğlu İsa’ya, dünya ve âhirette insanların en yakınıyım”, “benimle İsa arasında başka bir peygamber yoktur.”232

229 Nisâ, 4/157-158.

230 Akdemir, a.g.tez, s. 246.

231 Güç, a.g.m., s. 223.

232 Güç, a. yer.

İKİNCİ BÖLÜM

İNCİLLER’E VE KUR’AN’A GÖRE HZ. İSA’NIN MESAJI

52

I. İNCİLLER’E GÖRE HZ. İSA’NIN MESAJI

Hz. İsa, içinde doğup büyüdüğü Yahudi cemaatinin bir üyesi olarak Eski Ahit’i kutsal kitap olarak görmüş ve ona yorumlarıyla derin anlamlar kazandırmaya çalışmıştır. Vaaz ve tebliğlerinin kaynağı Eski Ahit’ti. Bu sebeple günümüz Hıristiyan kutsal yazılarının ilk bölümünü Eski Ahit oluşturmaktadır. İkinci bölümünü ise, İsa’nın ölümünden sonra ortaya çıkan, İsa ve vaazları hakkında rivayetler içeren Yeni Ahit teşkil etmektedir.233

Eldeki mevcut kaynaklardan, özellikle Sinoptik İnciller ile Thomas ve Q İncilleri ve Apokrif metinlerden hareketle, İsa’nın mesajının en temel hususu yaklaşan son konusunda insanlığı uyarması ve onları bir olan Tanrı’nın egemenliğine katılmaya çağırmasıdır.234

Hz. İsa’nın içinde yasadığı Yahudi toplumunda yaklaşan sona ilişkin güçlü bir eskatolojik beklenti mevcuttu ve bununla ilgili çeşitli kehanetler ve yorumlar yapılıyordu. Aralarında Yahya’nın da bulunduğu bir dizi peygamber uyarı görevini yürütüyor ve vaazlarında halkı yaklaşan sona ilişkin hazırlık yapmaya çağırıyorlardı.235 İsa da, zamanındaki bu genel kanaate paralel şekilde halkı yaklaşan son konusunda uyarmış ve onları Tanrı’ya inanıp bağlanmaya, tövbe etmeye çağırmıştır.236 Bu noktada İsa, Yahya öldürüldükten sonra, Yahya’nın mesajını bıraktığı yerden yaymaya ömrünün sonuna kadar devam etmiştir.

İsa’nın mesajlarında yer verdiği, halkı uyarıp tövbeye çağırdığı Tanrı ya da göklerin egemenliğinden ne kastedilmektedir? Geleneksel Hıristiyan düşüncesi bunun, Eski Ahit geleneğinde vurgulanan ve peygamberlerce müjdelenen Mesih döneminin İsa’nın sahsında gerçekleşmesi olduğunu düşünmektedir. Bu çerçevede İsa, Tanrı

233 Ekrem Sarıkçıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Fakülte Kitabevi, 4. bs., Isparta 2002, s.

311.

234 Şinasi Gündüz, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, Ankara Okulu Yayınları, 2. bs., Ankara 2004, s. 187.

235 Matta, 3/1-2.

236 Markos, 1/14-15.

halkının Mesih-Kralıdır; dolayısıyla Tanrı’nın Krallığı Mesih’in Krallığı’dır. Bu dönem kozmik âlemin ve insanlığın Rabbi olan İsa Mesih ile birlikte başlamıştır. Çarmıh sonrası dirilerek göğe yükselen ve Baba’nın sağında oturan İsa, Mesih-Kral olarak ileride bütün güç ve ihtişamıyla tekrar gelecek ve Tanrı’nın Krallığı dönemini tamamlayacaktır.237

Mevcut kaynaklarda yer alan ve İsa’ya atfedilen ifadelere bakıldığında, İsa’nın yeryüzüne yönelik egemenlik çerçevesinde iki egemen unsurdan söz ettiği görülür.

Bunlardan birisi şeytanın egemenliği, diğeri ise Tanrı’nın egemenliğidir. Kişinin Tanrı’nın egemenliğine girmesi, şeytanın egemenliğinden kurtulması demektir. İsa’nın da görevi insanları şeytanın egemenliğinden kurtarıp Tanrı’nın egemenliğine davet etmektir. İsa’nın bahsettiği Tanrı’nın egemenliğine girmek, Tanrı’ya inanmak ve O’nun egemenliğini gözetmek anlamına gelmektedir. İsa, bu anlamdaki Tanrısal egemenliğin hazırda mevcut olduğunu belirtmektedir. Kişi, Tanrı’ya, Tanrı’nın emir ve yasaklarına riâyet eder, O’nun güç ve kudretine iman ederse, hazırda mevcut olan bu egemenliğe girmiş demektir. Tanrı’nın egemenliği şurada ya da burada değil insanın içindedir.238

Diğer taraftan, yine mevcut kaynaklara göre, İsa’nın, Tanrı’nın ya da göklerin krallığı ile kastettiği ikinci hususun ise önceden beri peygamber ve Apokaliptik metinlerce bahsedilen yaklaşan son ya da hesap günü, bir başka ifadeyle “Tanrısal dünyanın sonu” olduğu görülmektedir.239

Kendisine bu günün ne zaman geleceğini soranlara Hz. İsa bunu Baba’dan (Tanrı’dan) başka ne kendisinin ne de bir başkasının bilebileceğini söylemiştir.240 Bununla birlikte İsa, hesap günüyle ilgili Tanrı Krallığı’nın gelmesinin an meselesi olduğunu halka anlatmıştır. Bu gün o kadar yakındır ki, İsa, içlerinden bir kısmı henüz hayattayken bu günün geleceğini bildirmiştir.241

Hz. İsa, Tanrı’nın egemenliğiyle ilgili olarak insanları günahlardan uzak durmaya çağırmıştır: “Eğer elin seni günaha sokarsa onu kes… ayağın seni günaha

237 Emine Atay, Hıristiyanlıkta Asli Günah İnancı, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2005, s. 52.

238 Luka, 17/20-21; Matta, 12/26-28, 13/36-38.

239 Gündüz, a.g.e., s. 192.

240 Markos, 13/32-36.

241 Luka, 9/27.

54 sokarsa onu kes… gözün seni günaha sokarsa onu çıkar at. Tanrı’nın egemenliğine tek gözle girmen iki gözle cehenneme atılmandan iyidir.”242

Hz. İsa’nın burada bahsettiği egemenlik, gelecekte gerçekleşecek olan eskatolojik bir krallıktır. İsa, tıpkı Yahya gibi bu egemenliğin gerçekleşmesinin yakın olduğuna inanmakta ve Havarilerinden de tebliğ için gittikleri yerlerde bunun yaklaştığını halka duyurmalarını istemektedir.243 İsa’nın yaklaştığını vurguladığı Tanrı egemenliğinin hesap ya da yargı günü olduğu açıktır.244

Abdulehad Davud’a göre İncil’in gayesi/İsa’nın mesajı Tanrı’nın egemenliğinden (melekûtullah’dan) ibarettir. Melekûtullah ne Musevîlik ne de Nasrânîliktir. “Melekûtullah hakîkaten İslâm dini ve Kelâmullah da Kur’an-ı Mecîd’dir.”245

Kilise’nin orijinal mesaj konusundaki geleneksel yorumu ise İsa’nın beklenen Mesih olduğudur. Kilise’ye göre Mesihî nitelikteki insanoğlu unvanı da İsa’daki bu fonksiyona atıf yapmaktadır. Bu durumda İsa’nın öğretisi Yahudiliğin revizyonundan ibaret olmayıp daha evrensel bir olguyu (Tanrı Krallığı’nı) gündeme getirmektedir.246

İsa öğretisinde yer alan diğer dikkat çekici husus, sosyo-kültürel çöküşe karşı tavır alması, hukukun ve ahlâkın önemini vurgulamasıdır. O dönemde Yahudi din bilginleriyle rahipler sınıfı toplum üzerinde aşırı bir nüfuz kurmuşlardı ve toplumsal yapıyı kendi çıkar ve menfaatlerine uygun şekilde yönlendiriyorlardı. Özellikle Ferisî ve Sadukî ileri gelenleri hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta, dinsel inançlar, beklentiler ve mekânları kendi kişisel amaçlarına uygun şekilde yorumlamaktaydılar.247

Hz. İsa, İsrailoğulları içinde kendisinden önce gelen diğer peygamberler gibi zenginleri ve mağrurları, mabeddeki kâhinleri ve sinagogdaki hahamları hor görmüştür.248 Ayrıca, mesajında servet ve irfanın, insanı yaklaşan melekûttan

242 Markos, 9/43-47; Matta, 5/29-30.

243 Matta, 10/7; Luka, 9/2, 10/9-11.

244 Atay, a.g.tez, s. 53.

245 Bkz. Abdulehad Davud, İncîl ve Salîb, neşre haz. Kudret Büyükcoşkun, İnkılâb Yayınları, İstanbul 1999, s. 107, 149-157, 166-168, 184-204.

246 Kürşat Demirci, “Hıristiyanlık (Tarih)”, T. D. V. İslâm Ansiklopedisi, c. XVII, İstanbul 1998, s. 331.

247 Gündüz, a.g.e., s. 194.

248 Markos, 12/38-40; Luka, 20/45-46.

alıkoyarak engellediğini, önemli olan tek şeyin kalbin temizliği olduğunu vurgulamıştır.249

Hz. İsa’nın mesajında ısrarla üzerinde durulan bir diğer konu ise Tanrı’nın emir ve yasaklarına uyulması ya da Tanrısal yasalara riâyet edilmesidir. Geleneksel Hıristiyan düşüncesi İsa’nın (daha doğrusu Hıristiyan imanının Mesih’inin) Tanrısal hukukun geçerliliğini sona erdirdiğini ve bunu yalnızca sevgi ilkesine indirgediğini düşünmektedir. Bu düşünce, Pavlus’un Mesih’i ve kurtuluş ilkeleri doğrultusunda şekillenmiştir. Sinoptik İnciller’de ise, İsa’nın Tanrısal hukuku ilga ettiği ya da ona karşı çıktığını gösteren hiçbir ipucu yoktur.250 Bilakis İsa, gök ve yerin ortadan kalkmasının Tanrısal yasanın ufacık bir noktasının yok olmasından daha kolay olacağını belirtmiştir.251 Ayrıca İsa-Mesih yeryüzüne, ilahî emirleri (Şeriat-Tevrat) kaldırmak için değil, tamamlamak için gelmiştir.252

Hz. İsa, öğretilerinde sevgi prensibi üzerinde özenle durmaktadır. O’na göre en önemli emir Tanrı’yı sevmektir. İkinci önemli emir ise kişinin kendisini sevdiği gibi komşusunu da sevmesi ilkesidir. Tanrısal emirlerin tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanmaktadır.253 Sevgi prensibine vurgu yapan İsa, bununla, içinde yaşadığı toplumun katı, acımasız hukuk anlayışını eleştirmekte, aslında Musa hakkında tanrısal bir buyruk olan Tanrı’yı ve insanları sevmenin insanın tüm yaşantısına egemen olması gerektiğinin altını çizmektedir.254

İsa’nın temel mesajı insanları tövbe etmeye, Tanrı’nın Krallığı’nın pek yakında tahakkuk edeceğine inanmaya ve bu yeni çağın gereklerine uygun olarak yaşamaya çağırmaktır.255