• Sonuç bulunamadı

Hıristiyan literatüründe inanç kavramının karşılığı olarak kullanılan kelime, dogmadır. İlk Hıristiyanlar dogma terimini “İlahi vahiy yoluyla gelen ve kilise tarafından doğru olarak tanımlanan öğreti” anlamında kullandılar. Bugünkü kilisenin bu ifadeden anladığı şey ise, “kökeni ilahî olduğu için değiştirilemeyecek inançlar

428 Mâide, 5/15.

429 Meryem, 19/31-32.

430 Bakara, 2/183-184.

431 Matta, 6/16-18; 9/14-17; Markos 2/18-22; Luka 5/33-38.

432 Meryem, 19/30-32.

bütünüdür.” Bu dogma, Hıristiyanların kurtuluşu için hayati önem arz etmekte, terk edildiği takdirde kurtuluş için son derece tehlikeli bir durum ortaya çıkmaktadır.433

Teslis (üçleme) kelimesi, üçte bir anlamına gelen “sülüs” ve üç anlamına gelen

“selâse” sözcüklerinden türemiştir.434 Teslis, “bir şeyi üç parçaya bölmek, üç parçaya dönüştürmek” anlamına gelmektedir.435

Hristiyanlığın inanç esaslarının temelini teşkil eden teslis, “üç tanrılık gücün tek Tanrı’da birleşmesi” anlamını ihtiva etmektedir. Hristiyanlığın Tanrı inancını tanımlayan bir terim olarak teslis; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tan oluşan ilahî üçlemeyi ifade etmektedir.436 Bu üçleme, Hristiyanlığın İznik Konsili’nde resmen iman doktrini olarak kabul edilmiştir.437

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh arasındaki münasebet Hıristiyanlıkta şu şekilde tasvir edilmiştir: Baba’nın işi yaratılış, Oğul’un işi kurtuluş, Kutsal Ruh’unki ise takdistir.

Bundan sonra bu üç sıfat, Tanrı’nın içinde vaki olan, ifade edilemez hayatı sembolleştirmek maksadıyla temsil edilmiştir. Kutsal Ruh ise baba ile oğul arasında mevcut olan ezeli ve ebedi muhabbetin ifadesidir. Bu bakımdan, Katolik öğretiye göre ruhun her ikisinden çıktığına inanılmaktadır.

Teslis’in unsurlarından olan Allah’a “Baba” unvanının verilmesi, insanların Allah’ı çocukları seven bir baba gibi görmeleri, çocuk gibi ona sığınıp bütün kalbini ona vermelerinden dolayıdır. Oğul’da bu Allah’a (Baba’ya) inanış ve güveniş, dinin merkezinde yer almaktadır.Çünkü İsa, bu üçlü ile birlikte kendisini oğul olarak izah etmiştir. Ancak bu ifade mecazî bir anlam taşımaktadır. 438

Teslis’in önemli özelliklerinden birisi, onu oluşturan şahsiyetlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin kolay izah edilemeyişidir. Sadece Tanrı olan, sadece insan olan ve aynı zamanda hem Tanrı, hem insan olan bir Mesih’ten ya da üçte bir tabiatlı olan bir Mesih’ten bahsedilir. Yani üçte bir Tanrı, üçte bir insan, üçte bir hem Tanrı hem

433 Mehmet Aydın, “Hıristiyanlık (Hıristiyan İnançları)”, T. D. V. İslâm Ansiklopedisi, c. XVII, İstanbul 1998, s. 345.

434 Salime Leyla Gürkan, “Teslis (İslâm Anlayışında)”, T. D. V, İslâm Ansiklopedisi, c. XL, İstanbul 2011, s. 548-549; ayrıca bkz. Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançları Sözlüğü, Remzi Yayınevi, İstanbul 1993, s. 504

435 İbrahim Mustafa ve dğr., el-Mu’cemu’l-Vasît, Çağrı Yayınları, İstanbul ts., s.99.

436 Gündüz, Hıristiyanlık, İSAM Yayınları, İstanbul 2006, s. 62

437 Osman Cilacı, Dinler ve İnançlar Terminolojisi, Damla Yayınları, İstanbul 2001, s. 366

438 Annamarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Kırkambar Yayınları, İstanbul 1990, s. 165.

96 insandır.439 Zikredilen bu kavramlar öylesine büyük ve gizemlidir ki, insan aklı bunu derinliğine kavrayamaz. Bu bakımdan mahiyet ve köklerini araştırmaksızın, ona inanmak gerekir.440

Hıristiyan inancı açısından gizemli bir sır olan teslis; tek, canlı, müşahhas olan cesur bir Tanrı anlayışını yansıtır. Bu da, Baba, Oğul, Kutsal Ruh üçlü uknûmuyla temayüz etmektedir. Bu uknûmlardan ikincisi, birinciden; üçüncüsü ise ilk ikisinden kaynaklandığı halde, üçü de tek tabiat içinde eşittir ve bölünme kabul etmezler.

Uknûmlar, yaratma ve tabiatüstü düzeye yükselmelerinde birlik içinde hareket ettikleri halde; özellikle kudretle ilgili işler Baba’ya, bilgi ile ilgili hususlar Oğul’a veya kelimeye, aşkla ilgili konular Kutsal Ruh’a atfedilmişlerdir.441

Hıristiyan inancı, Tanrı’nın yanı başına onun oğlu olan İsa’yı koymaktadır. İsa, Baba’nın özünden doğmadır, O’nunla aynı özdendir ve Baba gibi sonsuzdur. İsa, annesinin karnında cisimleşmiştir. Böylece Tanrı’nın insan kılığına girmesi, babayla aynı öze sahip olması, tarihin en önemli olayı olarak kabul edilmektedir. Baba ile Oğul’un yanında Kutsal Ruh yer alır. Kutsal Ruh ise ayrıcalıklı varlıkları yöneten Tanrı soluğudur. 442

Bu doktrin, kutsal kitaptaki şu ifadeye dayanmaktadır: “İmdi siz gidip bütün milletleri şakirt edin, onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz eyleyin.”443

Bilindiği gibi, Hz. İsa da, diğer peygamberler gibi tarihin başlangıcından beri Orta Doğu’da var olan tevhid geleneğinin, özellikle de Hz. Musa geleneğinin içinde doğmuştur. Ancak, genel olarak değerlendirildiğinde, Musa geleneği Orta Doğu’nun ve çevre coğrafyanın baskın bir dini olamamıştır. Bunda Musevîlerin Musa öğretisini millî bir dine indirgemeleri gibi yanlış bir anlayışın payı büyüktür. Böyle olunca Musevîlik, İsrailoğulları veya Yahudilerin ev ve kabile dini olarak kalmıştır. Hz. İsa’nın peygamberliği çok kısa sürmüş, tebliğ ettiği dinin hükümleri dosdoğru anlaşılıp yayılma imkânı bulamamıştır denilebilir. Ondan sonra dini yayma ve tebliğ işi havarilerinin

439 Mircea Eliade, Dinler Tarihi Sözlüğü, (çev: Ali Erbaş), İnsan Yayınları, İstanbul 1997, s. 137.

440 Cilacı, Günümüz Dünya Dinleri, Diyanet Halk Kitapları, Ankara 1998, 80.

441 Aydın, Din Fenomeni, Din Bilimleri Yayınları, Konya 2000, 170.

442 Mehmet Taplamacıoğlu, Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Ankara 1966, s. 187.

443 Yıldırım, a.g.e., s. 188; Matta, 3/16.

üzerine kalmıştır. Hz. İsa öldükten dört yıl sonra iman eden Pavlus, Teslis inancını Hristiyanlığa sokmuştur.444

Hz. İsa’dan ve dininden bahseden Kur’an âyetleri incelendiği zaman, onun teslisi tebliğ etmediği görülmektedir. Hz. İsa bir beşer, insanlara doğru yolu göstermek için Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir. Peygamberlik vazifesi, daha önce de defalarca belirtildiği gibi halkı Allah’ın birliğine ve yalnız O’na kulluk etmeye çağırmaktan ibarettir. Evet, ibadet yalnızca Allah’a yapılır. Tevhid, Allah’ın zâtında ve sıfatlarında olur. Onun zâtı cüzlerden/parçalardan meydana gelmemiştir. Sıfatlarının benzeri yoktur. Oğlu olmaktan münezzehtir.445 Bu hususlar Kur’an’da şöyle ifade edilmektedir:

“Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi, Meryem'e yönelttiği Kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; “üçtür”

demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.”446

“Bazı kimseler: "Rahman çocuk edindi" dediler. And olsun ki, ortaya pek kötü bir şey attınız. Rahman'a çocuk isnat etmelerinden ötürü neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar göçecekti. Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan her şey Rahman'a baş eğmiş kul olarak gelecektir.”447

“Meryem oğlu Mesih sadece peygamberdir, -ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir-, onun annesi dosdoğrudur, her ikisi de yemek yerlerdi. Onlara âyetleri nasıl açıkladığımıza bir bak, sonra da bak ki nasıl yüz çeviriyorlar!”448

Kur’an-ı Kerim, “Mesih” ve “İsa” lafızlarını “Meryem oğlu” kelimesiyle beraber zikretmiştir. Bunun sebebi; İsa’nın Meryem’in oğlu olduğuna, Allah’ın oğlu olmadığına dikkat çekmektir. Bundan dolayıdır ki, Allah aynı zamanda İsa ile anasının yemek

444 Mehmet Bayraktar, Bir Hıristiyan Dogması Teslis, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2007, s. 11-13.

445 Afif Abdülfettah Tabbâra, Kur’an’da Peygamberler ve Peygamberimiz, (çev. Ali Rıza Temel- Yahya Alkın), Gonca Yayınevi, İstanbul 1985, s. 418.

446 Nisâ, 4/171.

447 Meryem, 19/88-93.

448 Mâide, 5/75.

98 yediklerine de herkesin dikkatini çekmektedir. Malûmdur ki yemek yiyen, yediği yemek bünyesinde kan, et ve kemiğe dönüşen, ter haline gelen, dışkı olarak dışarı çıkan, içeride kaldığı takdirde zarar veren… evet mahiyeti bu olan bir kimse, bütün beşer kanunlarına boyun eğen insan cinsinden başka bir şey değildir. O beşer kanunları ki, kişinin nail olduğu - Peygamberlik gibi- bir derecenin noksanlığını gerektirmez..449

Hz. İsa’nın hiçbir zaman teslisi tebliğ etmediğini Kur’an-ı Kerim, kıyamet günü Allah ile İsa arasında geçecek olan konuşmayı naklederek haber vermektedir:450

“Allah, ‘Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı olarak benimseyin dedin?’ demişti de, ‘Hâşâ, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz; eğer söylemişsem, şüphesiz Sen onu bilirsin; Sen, benim içimde olanı bilirsin; ben Senin içinde olanı bilmem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak Sensin’

demişti.

“Ben onlara sadece ‘Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin’ diye bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum müddetçe onlar hakkında şahiddim, beni aralarından aldığında onları Sen gözlüyordun. Sen her şeye şahitsin.”451

Kur’an’a göre Hz. İsa, teslis inancını kavmine tebliğ etmekten münezzehtir;

çünkü böyle bir inanç onun peygamberlik misyonuyla asla bağdaşmamaktadır.

Dolayısıyla teslis (üçleme), Hıristiyanların kendilerinin uydurdukları bir inanç olarak Hıristiyan kredosunu/âmentüsünü oluşturmuştur.