• Sonuç bulunamadı

3. TOPLUMSAL ELEŞTİRİ VE TAHSİN YÜCEL’İN ÖYKÜ KİŞİLERİ

3.2. TOPLUM VE CİNSELLİK

3.2.1. Erkek Kahramanlarda Cinsellik Anlayışı

3.2.1.1. Zekeriya Bey (Bir Küçük Resim)

“Bir Küçük Resim” adlı öyküde kendi halinde bir okul müdürü olan Zekeriya Bey’in, ölümünden sonra ceplerini karıştıran eşi Nazife Hanım, açık saçık beden bedene bir fotoğraf bulur. Zekeriya Bey gibi bilgelik tutkusu bir adamdan, böyle bir fotoğraf çıkmasına ailesi şaşırır. Eşi ve ailesi bu fotoğrafı yanlış anlayıp kötüye yorarlar. Zekeriya Bey, bu fotoğrafı birkaç yıl önce müdürlük yaptığı okulda, disipline verilen Oktay adlı bir öğrenciden almıştır. Zekeriya Bey, bir an için kendini bile etkileyen bu fotoğrafı, insanların zayıf yönlerini unutmamak için yanında taşımaya karar verir. Bu öykünün de “Haney Yaşamalı” gibi toplumun cinselliğe bakış açısını eleştirdiği görülmektedir.

Ama birkaç gün sonra, bu yaptıklarını düşününce kıpkırmızı kesildi, kendinden utandı. Düşünceleriyle davranışları arasında büyük bir uçurum bulunduğunu göstermez miydi bu yaptığı? Aşağılık bir resim bile onu dünyasından çıkarabildikten sonra, düşünceleri- nin ne değeri kalırdı? Dünyasına geri dönmeliydi ama iç rahatlığına dönemeyecekti. Önemli bir parçasını resimde bırakmıştı sanki. “insanlar düşüncelerinden daha zayıf” diye söylendi. Resmi çıkarıp yırtmak istedi ya nedense eli varmadı, o gücü bulamadı kendinde. Adam sende, dedi saklarım, insanların zayıf yanı küçük yanı diye saklarım onu.116

Bu öyküde cinsellik meselesi, insanların zaafı olarak ele alınır. Zekeriya Bey‘in ölü- mü ardından, cebinde bulunan resimle ilgili ailesi tarafından yapılan yorumlar çok ilginçtir. İşin aslını öğrenmek yerine Zekeriya Bey’i suçlamak ailesinin kolayına

116

gelir. Zekeriya Bey’in, insanlığın zaafı olarak gördüğü cinsel içerikli fotoğrafı cüzdanında taşıması çok manidardır.

Yazar, insanlığın zaafı olarak gördüğü cinselliği vurgulamak için böyle bir yanlış anlama kurgular. Bu zaaf, yazarın birçok öyküde kullandığı bir durumdur. Yazar, bu resmi bir imge olarak kullanarak cinsellikle ilgili bir yanlış anlamayı eleştirir. Yazar kullandığı imge ve ironiyle toplumsal bir gerçekliği ortaya koyar. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışıyla öykülerini oluşturan yazar, toplumun cinsellik anlayışının topograf- yasını ortaya çıkarmaya çalışır. Yazar, Zekeriya Bey’in zaafından yola çıkarak insan- lığın cinsellik zaafını bulmaya çalışır.

3.2.1.2. Müçteba (İktidar)

Müçteba Bey, her kadınla birlikte olabilen, kadınlarla hiçbir sorunu olmayan ama mutsuz, umutsuz aşk şiirleri yazan bir çapkındır. Müçteba Bey’in bu çelişkili cinsel yaşamı, iktidar imgesi ile okuyucuya sunulur. Aşkı ve cinselliği, iktidar ile özdeşim kurarak açıklamaya çalışan Müçteba Bey, iktidarın umutsuzluğunu ve gücünü, mutsuz aşk ilişkileriyle cinsel yaşantısına bağlar.

“Görünürde kadınlarla yalnız cinsel beraberlikler (somut ya da bedensel) yaşayan Müçteba Bey, görünmeyende olan duygular(aşk)dünyasını, şiirlerinde düş dünyasını simgeleştirerek yaşamakta ve yansıtmaktadır.” 117 Aşkı cinsellik boyutunda somutlaştıran Müçteba Bey, uzun deneyimler sonunda cinsellikle ilgili çekme kuramını oluşturur. Belli bir yaştan sonra bedenin yavaş yavaş uç noktalardan merkeze doğru çekmesi, yani her şey kalçalara doğru çekilirken, yüz, eller, ayaklar, göğüs, kollar ve bacakların kuru- yup buruşması sonucu merkezin gittikçe genişleyip, yuvarlaklaşması Müçteba Bey’in yaşı geçkin kadınlara yönelmesine neden olur.

Genç kadın ve kızlardan değil de belirli bir yaşı geçen, kadınlıklarının en olgun, kendisine aşkın ve yaşamın geçiciliğini yoğun ve sınırsız bir haz biçiminde duyumsatan bedeni çeker. Aşkın merkezkaç özelliğinin yansıdığı bu anlayışta, nesneye doğru sürüklenen özne Müçteba Bey, varoluşunu yine aşkta gerçekleştirmekte ancak bunu,

nesnesi olan kadının öz odağına yönelterek, cinsel güce (bedensel somut)

117

bağlamaktadır. Bu cinsel aşkta varoluş bedensel, düşünsel, tinsel bir bütün halinde algıladığı, yalnızca kadının kadınlık merkezinde gerçekleşmektedir.118

Müçteba Bey, yaşı geçkin bir kadın için yine kasabalıdan birtakım insanlarla bahse girer. Bu kez de bahsi gerçekleştiremedi düşüncesiyle, iktidarsız söylentilerine maruz kalır. Aslında Müçteba Bey bilinenin aksine kadınla birlikte olmuştur. Fakat bu cin- sel beraberliğin dışında Müçteba Bey, kadına âşık olmuştur.

Müçteba Bey’in hayatını altüst eden bu kadın, onu farklı bir adama dönüştürür. Müçteba Bey, bu ilişkiden kimseye bahsetmediği için iktidarsız söylentilerine maruz kalır. Kendisini bu denli etkileyip bir başka kadına el sürmesini engelleyen bu duygu, ona yeni bir kuram oluşturmasına neden olur.

Kuramına ve yılların alışkanlıklarına tamamen aykırı bir edim içine girerek “aşk kuramını” tersine çevirir. Dar kalçalı, genç bir kızla evlenir. Bu eylem sonun başlangıcı olur. Balayından daha iki hafta önce, Bakanlıkta etrafına neşe saçan, her işe yetişen,

görkemli toplantıların, kokteyllerin en çekici, konuşkan adamı gitmiş, yerini sevişmeyen, sessiz, silik, gölge gibi bir adama bırakır. 119

Tahsin Yücel, bu öyküde iktidar ile cinsellik kavramlarını bir ironi oluşturarak okuyucuya sunar. Yazar, bu ironiyi oluştururken toplum tarafından yanlış anlaşılan Müçteba Bey’i, merkeze alarak olayları aktarır. Cinselliğin gözler önünde yaşandığı kasabada, bilinmeyen bazı olayların çarpıtılması Müçteba Bey’i zor duruma düşürür. Bu tür yanlış anlamalardan, cinsellikle ilgili oluşturduğu kuramlarla kurtulmayı düşünen Müçteba Bey, bu sefer başarılı olamaz. Yazar, toplumdaki ve siyasetteki yozlaşmayı Müçteba Bey’in kişiliğinde gösterir. Toplumun cinsellik anlayışını, iktidar kavramıyla bütünleştiren yazar, okuyucuya farklı bir bakış açısı sunmaya çalışır. Yazar, yapay bir cinsellik anlayışıyla toplumsal değerlerdeki yozlaşmayı ortaya koyar. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışıyla öykülerinde çeşitli imgeler kuran yazar, iktidar kurumunu eleştirmek için böyle bir cinsellik anlayışını kurgular. Marksist eleştiri kuramıyla esere bakıldığında; üstyapı kurumu olan iktidar, altyapı unsurları tarafından cinsellik olgusuyla eleştirilir. Müçteba Bey, aşkta ve cinsellikte iktidarını kaybettiğinde, halkın diline düşer.

118

Durak, a.g.e, s. 196.

119

Sosyolojik açıdan öyküye bakıldığında; bir toplumun kurumlara hangi gözle baktığı- nı ve toplumdaki değer yargılarını nasıl bir çürüme içinde olduğunu görebiliriz. Tarihsel açıdan öyküye bakıldığında; Müçteba Bey gibi dönem adamları, toplum gözünde her zaman yanlış anlaşılmaya müsaittir ve bu tip insanlar toplum gözünde farklı bir değer taşır. Öykü boyunca bir üst kültürü temsil eden Müçteba Bey, alt kül- türle hem ekonomik hem kültürel çatışma içindedir.Yine bu iki kültürün cinselliğe bakış açısı, Müçteba Bey’in geçkin bir kadını elde etme meselesinde bir sorun olarak karşımıza çıkar.Yazar, diğer öykülerde olduğu gibi bu öyküde de insanlığın en büyük zaafı olan cinsellik olgusuyla insanlığa mesaj vermeye çalışır.

Benzer Belgeler