• Sonuç bulunamadı

3. TOPLUMSAL ELEŞTİRİ VE TAHSİN YÜCEL’İN ÖYKÜ KİŞİLERİ

3.4. TOPLUM VE SİYASET

3.4.1. Kurumsal Yozlaşma

Öykülerde, kuramsal açıdan “yönetme sanatı” olarak tanımlanan siyaset kurumunun içini dolduran; adalet, hukuk, eğitim, güvenlik, gibi alt kurumların işleyişindeki yozlaşmalar bürokratik yozlaşma olgularıyla birlikte ele alınır. Deformasyona uğra- yan kimi kurumlar eleştirilir. Böylece yazar, alt bir yapı olarak bürokrasiyle daha üst bir yapı/kurum olan siyasetteki yozlaşmayı, paralel bir çizgi üzerinde ve karşılıklı ilişki ağı içinde, bir bütün halinde göstererek sistemi, topyekun bir eleştiriye tâbi tutmayı amaçlar. Bu öykülerde toplumsal eleştiri, kurumlar üzerinden siyaset imge- siyle verilir.

3.4.1.1. Elcabir ( Yeni Düzen)

“Yeni Düzen” adlı öyküde, ülkenin maden kaynaklarının İngiliz şirketlere nasıl peş- keş çekildiği ve eğitim sisteminin içler acısı durumu ele alınır. Tümgeneral Haydar Elzuhuri’nin başkanlık koltuğuna oturan Cabir Elcabir’i, ülkesini gezerken eğitim sisteminin ve madencilik sektörünün çok kötü olduğunu öğrenir. Bakanlar kurulunda bu iki konu tartışılır fakat hiçbir sonuç çıkmaz.

Sayın Eğitim Bakanı, siz bütün bunları biliyor muydunuz? Üniversitelerimizin kitaplıklarının bomboş olduğundan haberiniz var mıydı? diye sordu. Ulusal Eğitim Bakanı boynunu büktü. Biliyordum sayın başkanım. Sizinde bilmeniz gerekir, üniversitelerin kitaplarını kaç yıl önce başkente getirip depolarda çürüttüler; bütçede de kitaba ödenek ayrılmıyor, ama kendi kişisel olanaklarıyla kitap satın alan hocalarımız da yok değil, dedi. Bilindiği gibi…162

Tam bu esnada, Alman ve Fransız büyük elçilerinin kendisini görmeye geldiğini öğrenir. İlk başta bu iki büyükelçi ile konuşmayı kabul etmeyen başkan, daha sonra onları kabul etmek zorunda kalır. Bu iki ülkeye yüklü miktarda ülkesinin borçlu olduğunu öğrenir ve bunu saklayan bakanlarına çok kızar. Bu konuda kendisinin ve bakanların çözüm arayışları sonuçsuz kalır. Nihayetinde, İngiliz büyük elçisinin kendisine yardım edeceğini söylemesi üzerine büyükelçi ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre ülkenin tüm kaynakları, İngilizlere kiralanır.

162

Eğitim sistemi, İngilizlerin güdümüne girer. Bu öyküde yazar; eğitim sistemi ve maden sektöründeki yozlaşmayı eleştirmek için siyaset kurumunu kullanır. Siyaset kurumundaki laçkalıkların, öngörüsüzlüklerin, ülkenin diğer kurumlarında meydana getirdiği tahribatı da gözler önüne serer. Bu hayali ülke tam da günümüz Türki- ye’sine benzemektedir. Yazar, her ne kadar bu ülkenin adını “Hayristan” koysa da bazı özellikler ülkemizi yansıtır. Yazar, siyaset kurumunu ve toplumdaki diğer kurumları eleştirmek için bu tür olayların hayali bir ülkede yaşandığını söyler. Ancak öyküde; ülkenin kuruluş felsefesinden bahsedilmesi, ülkenin kurtuluş savaşı vermesi, yine ülkenin İngiliz boyunduruğundan kurtulmak istenmesi gibi durumlar bizim ülkemize de benzer. Bu hayali ülkede, kurucu lider Elhalas’ın, ülkesi için koyduğu direktiflerin daha sonraki liderler tarafından da çiğnenmemesini söylemesi de ayrı bir benzerliktir. Öykü, üst bir yapı olan siyaset kurumunu diğer kurumlar arasındaki çatışmayla ele alır.

3.4.1.2. Elbeşir (Yüksel ki Yerin)

“Yüksel ki Yerin” adlı öyküde, adalet kurumu üzerinden bir toplumsal eleştiri yapılır. Hayristan Cumhuriyetinin yönetimine gelen Elbeşir, Elcabbar adlı suçluyu ülkenin ulusal güvenlik müdürü yapar. Bu olaydan sonra ülkenin adli vakaları artar ve toplum bir kıskaç altına alınır.

Elbeşir gözde polisinin kuklası durumuna geldiği çok yakında kuklalık görevine de son verilerek Elcabbar’ın Hayristan’ı ünlü demir yumruğuyla tek başına yönetmeye başlayacağı söylenmekteydi. Tüm bu söylentiler doğru muydu, değil miydi, dışarıdan bakanlar için kesin bir şey söylemek zordu. Ancak, Müslim Elcabbar’ın birtakım pek de inandırıcı olmayan birtakım güvenlik gerekçeleriyle kendisini dünyadan kısıtladığı nerdeyse eşiyle bile görüşmelerini sınırladığı bir dönemde…163

Elbeşir, ulusal güvenlik müdürünün garip uygulamalarından sonra evden çıkamaz hale gelir. Halk içinde ulusal güvelik kurumuna karşı bir güvensizlik ve zamanla bir korku oluşur. Hatta Hayristan halkı bu uygulamaların ileride büyük bir darbeye dönüşeceğini düşünür. Adalet kurumundaki bu yozlaşma, halkı ve başkanı canından bezdirmeye başlar. Elbeşir bu kötü gidişatı durdurmak için çözüm yolları aramaya başlar. Bir zamanlar birlik komutasında ordudan attığı Elseyfi’yi yanına çağırtır ve ona bir görev verir. Ulusal bir törende iyi bir atıcı olan Elseyfi, Elcabbar’ı kalbinden

163

vurarak öldürür. Daha sonra Elseyfi de bir başkası tarafından öldürülür. Artık ülkede kaos ve el altından dağıtılan bildiriden söz edilmez. Yazar, bu öyküde adalet kuru- munun yozlaştırılmasını kişiler üzerinden eleştirir. Bu eleştiriyi, lider düzeyinde baş- latıp liyakatsiz kişiler üzerinden sürdürür. Öykü, üst bir yapı olan adalet kurumunda- ki yozlaşmayı, siyaset kurumundaki yanlış uygulamalar ile birlikte verir.

3.4.1.3. Üniversite Rektörleri (Yükselme Biçemleri)

Üniversite eğitiminin geçmişe doğru yol almakta olduğunu savunan rektörler, bu görüşü devlet politikası haline getirir. Bu görüşü ilk dillendiren ünlü Rektör Harun Elabbas’tır. Elabbas kendine göre bir tarih ve gelişim tezi ortaya atar. Bu tezi, Hayristan ülkesinin bütün üniversitelerinde uygular.

Bu bilge kişiye göre, üniversitelerin ülke geleneklerinin özenle korunduğu, bunun sonucu olarak da hemen her alanda, bulunulan noktadan daha ileriye değil de daha geriye yol almasında öncü görevini üstlenmeleri gereken kurumlar olduklarıydı.164

Üniversitelerarası kurum başkanlığına getirilen Elnacar; emeklilik yaşını yetmiş beşe, yükselme sürelerini iki katına çıkarır. Ayrıca, izinsiz yazı yazmayı atılma ne- deni olarak görür. Yine, profesörlere yılda en az iki kitap okuma zorunluluğu getirir. Her üniversiteye kütüphane kurma kararı alır.

Profesörlüğe yükselmek için en az beş makalenin, yabancı bir dilde bir dergide yayınlanmasını şart koşar. Bu konu ile ilgili “Hayristan Kalkınma Gelişim Anonim Şirketi” bir çalışma yapar. Bu kurum, yükselmek isteyen akademisyenlerden belirli bir ücret alarak onların yerine bilimsel dergilerde makale yayımlar. Parayı veren tüm adaylar, profesörlüğe kadar yükselebilir.

Elnacar’ın yerine atanan Tarık Elmuttalib, kitapsızlıktan yakınan rektörlere bir “ga- vurun” yazdığı kitabı uzatıp “Şimdilik bununla idare edin.” der. Yazar, bu öyküde eğitim kurumunu ve bu kurumların yöneticilerini eleştirir. Üniversite rektörlerini bir imge olarak kullanan yazar, üst bir kurum olan eğitim sistemini bir ironi ile eleştirir. Üniversite çevresindeki akademisyenleri ve bu kurumun yöneticilerinde gördüğü

164

yozlaşmayı gözler önüne serer. Hayristan ülkesindeki rektörlerin, keyfi uygulamala- rıyla üniversite kurumunu nasıl işlevsiz hale getirdiğini örneklerle okuyucuya sunar. Ülkemizde de buna benzer uygulamaların olduğu düşünülürse yazar, tarihsel açıdan da bir eleştiri yapmış olur.

Toplumcu gerçekçi sanat anlayışı ile öyküye bakıldığında; yazar yozlaşmış kurumları ön plana getirerek yerini dolduracak yeni kurumları bulmaya çalışır. Ülkede belirli bir eğitim politikasının olmaması ve değişen rektörlerin uygulamaları sıkça eleştirilir. Marksist açıdan öykülere bakıldığında; bir üstyapı olan eğitim kurumunda oluşan bu yozlaşma, altyapı kurumlarını da olumsuz etkiler. Ülke yöneticilerinin aldığı bu yan- lış kararlar, eğitim kurumlarını olumsuz etkilemekte ve eğitim sistemini, içinden çıkılmaz bir hale sürüklemektedir.

Benzer Belgeler