• Sonuç bulunamadı

Zekat ve Sadaka-i Fıtır

Belgede KUR ÂN DA ZEKÂT KAVRAMI (sayfa 63-66)

B- TEMEL İSLAM BİLİMLERİNDE “ZEKÂT “

5) Zekat ve Sadaka-i Fıtır

gerçek şu ki umduğunu elde eder, iyice temizlenen;144

Yani cennete ebediliğe kavuşur. Burada kasıt, iman etmek suretiyle şirkten arınıp, temizlenen kimselerdir. Bu açıklamayı İbn Abbas, Ata ve İkrime yapmıştır. El-Hasen ve er-Rabi’de: Ameli tertemiz ve artıp duran kimsedir, diye açıklamışlardır.

Mamer, katade’de, “ iyice temizlenen” Salih ameliyle( iyice arınan) diye açıkladığını rivayet etmiştir. Yine Katade’den, Ata ve Ebu’l-Aliye’den naklediğine göre buyruk, fıtır sadakası hakkında inmiştir.

İbn Sırın’den nakledildiğine göre:“Gerçek şu ki; umduğunu elde eder, iyice temizlenen ve Rabbinin adını anarak namaz kılan” buyruğunu: Zekâtı (fıtır sadakasını)eda

143el- Kurtubi , el-Camiu li-Ahkami-l-Kur’an , Buruc Yayınları , XI,İstanbul Birinci Baskı 2000 , 172-174, er-Razi , Mefatihu-l-Gayb , Huzur yayınevi ,XV, Ankara 1993 ,299- 302.

144 El’A’la 87/14.

51

ettikten sonra, çıkıp namaz kılan diye açıklamıştır. İkrime de şöyle demiştir: Onlardan olanlar,namazından önce zekatımı (fıtır sadakamı)vereyim derdi.

Fıtır Sadakası “Orucu açmak “ , Fıtra da “ yaratılış” anlamına gelir. Terim olarak ise : Ramazan byaramına kavuşan ve temel İhtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendilerine ve velayetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukların malı bir ibadettir.

Fıtır sadakası, ramazan orucunun farz olduğu hicri 2.yılın Şaban ayında, zekattan önce farz kılınmıştır. Dinı bir yükümlülük oluşunun dayanağı hadislerdir .

“Abdullah b.Ömer’in rivayetine göre:“Hz.Peygamber fıtır sadakasını 1 sa’ (ölçek)hurma ve 1 sa’arpa olmak üzere köle, erkek, kadın küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.”(Buhari

;“Zekat“,76;Müslim,“Zekat“,12 )

Bu Konuda Ebu Saıd el- Hudri’den gelen bir rivayet de şöyledir : “Biz Peygamber vrinde fitreyi yiyecek madenlerinden 1 sa’ olarak verirdik. O zaman bizim yiyeceğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış peynir) idi.” (Buhari, Zekat “74 ).

Şafiı, Hanbeli ve Malikiler fıtır sadakasının farz olduğunu söylemişlerdir.

Hanefiler ise, ilgili hadislerin rivayet yollarını dikkate alarak fıtır sadakasının farz değil, vacip olduğu görüşüne varmışlardır. Hanefiler’e göre farz, kesin delil ile sabit olan hükümdür, vacip ise zannı delil ile sabit olan hükümdür.

“Fıtır sadakasının verileceği yerler, farz zekatının verildiği yerlerdir(Et-Tevbe 9 /60 El- Kuşeyrı dedi ki: Yüce Allah’ın, gelecekte emredeceği fıtır sadakası ile bayram namazı emrini yerine getirecek olan kimselerden övgüyle (bu buyruklarda) sözetmiş olması da uzak bir ihtimal olarak görülemez.145

145 el-Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruc yayınları, XIX, İstanbul 2003 birinci baskı, trc.M.

Beşir Eryarsoy. 41-44,İmihal , C.I ,İman ve İbadetler, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları., Ankara 2006 . s.501-502, Abdurraman Cezeri, Dört Mezhebe Göre İslam Fıkıh, Çağrı Yayınları, II.Cilt, 7 baskı, trc.Mehmet Keskin,İstanbul 2008, s.895-899.

52 b. Hadisler’ de“Zekat“Kavramı

ba) Hz. Peygamber döneminde “Zekat“

Hz. Peygamber döneminde zekatın toplanmasında izlenen yolu belirtmeden önce bu dönemdeki vergi olayına kısa bir göz atmakta yarar vardır. Ancak, buna geçmeden önce de İslam’dan önce Mekke’de vergi sistemine kısaca değinmek istiyoruz.

İslam’dan önce Mekke’de V. Asrın başlarına kadar, Yemen’den göç eden Huza kabilesinin köntrolu altına kalmıştı. Peygamberimizin dedesinin dedesi olan Kusayb b.Kilab çeşitli kabilelerle bir araya gelerek Kureyş kabilesini oluşturdu.146 Ve Bizanslılarında yardımı ile Huzza’lıları yenip Mekke’de yönetimi ele geçirdi ve kardeşleriyle birlikte komşu ülkelerle bir takım ticari antlaşmalar yapmayı başardı.147 Ardından mali alanda da bir takım düzenlemelerde bulundu.148

Bu düzenlemeler neticesinde aslında Mekke Şehir Devleti Senatosu veya meclisi konumunda olmakla beraber, ekonomik icraatı itibarıyla kısmen Devlet Planlama Teşkilatı vey Ticaret odası görevi gören 149.Daru-n-Nedve adlı bir kurum kurulmuştur.

Bu kurumun fonksiyonları arasında Mekke’ye gelen hacıların yemek, içmek ve fakir olanların dönüş masraflarını karşılamak üzere Mekke sakinlerinden topladığı“rifade“adlı ayni olarak ödenen bir vergi bulunmaktadır. 150

Kusay b. Kilab’tan sonra Mekke’de rifade adlı bu vergiyi tahsil etme işi yine Daru-n-Nedve adlı Kurum aracılığıyla oğulları; Abdul Menaf, daha sonra da sırasıyla Haşim, Abdülmuttallib ve Haris b.Amir b. Nevfel Tarafından yerine getirilmiştir.151

Ayrıca Mekke’ye mal getiren kervanlardan da 1/10 oranında vergi tahsil edildiği kaydedilmektedir.152

146 İbn Habib Muhammed . Habib el-Haşimi, el-Munemmak fi Ahbari Kureyş , nşr. Hurşid Ahmed, Beyrût 1985, 189 -190 .

147 İbn Habib, a.g.e,42 -43.

148 İbn Hişam Muhammed b. Yahya b. Cabir el-Belazurı es-Siratu-n-Nebeviyye , Beyrût , 1971,I , s.

137-140 : el-Azraki Ebû-l-Velid Muhammed b. Abdullah b. Ahmed , Ahbar’u Mekke vema cae fiha mine-l- Asar , Beyrût 1969 , c.I , s.107 .

149 Kallek, Cengiz Hz.Peygamber (s.a.v) Döneminde Devlet ve Piyasa ,İstanbul ,1992 , 24.

150 İbn Hişam , Ensabu-l-Eşraf , Mektebetu-l-Buhus ve Dirasetu Fi Dari-l-Fikr Beyrût 1996 . c. I. , s.

58-59 ; İbn Hişam , Es-Siratu-n-Nebeviyye , c. I , S. 137.

151 İbn Hişam. A.g.e. I , S.138-143- 150; İbn Abd Rabbih Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed el- Endelusi , el-Ikdu-l-Ferıd , Matbaatu-l-Cennet , Kahire 1965 c. II . s. 60.

152 İbn Sa’d , a.g.e, c.I, s. 70 .

53

Bu tür vergiler dışında bir takım vergiler daha vardır ki bunlara doğrudan doğruya dini mahiyettedirler.153 Kabe’yi ziyarete gelen yerli ve yabancı hacılar maddi durumlarına göre bazı eşyaları Kabe’ye sunarlardı. Bunlar özel bir kuyu içinde korumalarca saklanır ve biriktirilirdi.

Bunlardan başka gerek zemzem suyunun memurlarına ve gerekse fal oklarına idare edenlere verilen ve hac elbisesi için gelen hacılardan alınan ücretlerde bu vergiler arasında sayılabilirler.154

İslam’ın ortaya çıkışı ile devletin özellikle ganimetten aldığı 1/5 hisseye benzer bir verginin İslam’dan önce de var olduğunu görmekteyiz. Harplerde her savaçcı payını verirdi

155 Ayrıca kumadanın “safi“ hakkı tanınmıştır; bunun yanında bölünmeyen ganimet , düşmanın yenilmesinden veya genel yağmadan önce elde edilen ganimet (naşita)ordu kumadanına aittir.156

Belgede KUR ÂN DA ZEKÂT KAVRAMI (sayfa 63-66)