• Sonuç bulunamadı

Fıkıh’ta “Zekât” kavramı

Belgede KUR ÂN DA ZEKÂT KAVRAMI (sayfa 74-78)

B- TEMEL İSLAM BİLİMLERİNDE “ZEKÂT “

2. Fıkıh’ta “Zekât” kavramı

Zekâtın Kur’ an’ da ibadet odak kavramının üyesi olan bir anahtar kelime olması nedeniyle, İbadetin anlam alanı ve zekât-İbadet bağlantısı üzerinde de kısaca durmak gerekmektedir. İbadetle ilgili, Zariyat suresi 51/56. Ayette:

6) ِنوُدُبْعَيِل َّلاِا َسْنِ ْلااَو َّنِجْلا ُتْقَلَخ اَمَو

“Beni Cinleri ve İnsanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”

184Buyrulmaktadır. Bu ayette, hayatın bütününün ibadet kapsamında değerlendirilmesinin, yanı hayatın ibadetle geçirilmesinin bir gereklilik olduğu hususu ön plana çıkarılarak, özellikle vurgulanmaktadır. İşte tam da burada, ibadetin ne olduğu veya ne tür davranışları kapsadığı sorusu can alıcı bir şekilde kendini hissettirmektedir.

Ayetin anlaşılmasında anahtar konumda bulunan ibadeti, formel ( Şekli, ritüel )ibadetler ve formel olmayan ibadetler şeklinde ikiye ayırmak, konunun açıklığa kavuşmasını kolaylaştıracaktır.

Formel veya ritüel ibadetlerden kastettiğimiz, belirli zaman veya mekanda, belirli kurallar dahilinde yapılan; namaz, oruç,konumuzun anahtar kavramı olan zekat, hac ve benzeri ibadetlerdir. Bu tür ibadetleri etki ve sonuç itibariyle sırf ahretle irtibatlandırıp, ahriette meydana gelecek kazanımlarla sınırlamak, doğru bir yaklaş olmayacaktır. Zira bu tür ibadetler incelendiğinde, sırf ahiretle irtibatlandırıp, ahirette meydana gelecek kazanımlarla sınırlamak, doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Zira bu tür ibadetler incelendiğinde, sırf ahreti ilgilendiren ve bütün yönleriyle ahriet hedefli hiçbir ibadetin olmadığını 185,bilakis, formel diye nitelendirdiğimiz tüm ibadetlerin, insanın dünya

182 a.g.e. s.192.

183 a.g.e.II,.533.

184 Ez-Zariyat 51/56.

185 Kutub Muhammed , İnsan psikolojisi Üzerine Etüdler,trc. Bekir Karlığa, İstanbul 1992, 305.

62

hayatındaki yaşam tarzını belirleme konusunda fonksiyonel rol aldıklarını, bireysel ve toplumsal yönlerinin bulunduğunu açıkça görmek mümkündür.

Kulluk sürecinde yerine getirilmesi gereken formel ibadetler, öyleyse, kulluğun bizzat kendisi değil, kulluk sürecinde işlevsel bir role sahip unsurlardır. Dolaysıyla, formel ibadetler, ferdin bireysel ve toplumsal alanda Yüce Allah’ ıh çizdiği sınırlar dahilinde kalmasına katkıda bulunması oranında anlam ve önem kazanır. Bu Katkının sıfır noktasına inmesi, formel ibadetlerin anlamının ve işlevselliğinin yitirilmesi anlamına gelir.186

İslam dininde hayat içerisinde ‘sırf’ dini’ diye nitelendirilebilecek bir alan yoktur.

Zira Kur’ an ve Sunnet, birşey hayatının belirli zaman dilimlerini değil, bütününü kapsayan bir değerler sistemi, hayat nızamı ve dünya görüşü sunar. Bu açıdan bakıldığında İslam dini, bütün yönleriyle bir dünya kurma girişimi187 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir dünya görüşü, hayat nizamı ve dünya görüşü sunar. Bu açıdan bakıldığında İslam dini, bütün yönleriyle bir dünya kurma girişimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir dünya görüşü, hayat nizamı ve genel anlamda alem tasavvuru ortaya koyduğuna göre, bu demektir ki, parçacı yaklaşımlardan uzaktır ve insan hayatını bir bütün olarar ele alır (tevhıd) .Zira hayat tektir.

tek Dünya ve tek insan varlığı vardır.

aa) Zekât’ın Farz Oluşu

Zekât, İslam’ın beş temel direğinden biri olup; İslam’ın en önemli farzlarındandır.

Hicretin ikinci yılında Şevval ayında Ramazan orucu farz oluşundan sonra sonra farz kılınmıştır. Zekat, günah işleme ihtimali bulunan kişileri temizleme ameliyesidir.

Peygamberler günahtan uzaktırlar. Onların ellerinde bulunan mallar Allah’ ın emaneti durumundadır. Ayrıca Peygamberlerin mülkleri olmamıştır. Peygamberler miras da bırakmazlar, bıraktıkları mallar toplum için sadakadır. Zekât, Kur’an-ı Kerim’de seksen iki yerde namaz ile birlikte zikredilmiştir. Zekât farz oluşu Kitap, Sünnet ve İcma ile Sabittir.

Kitaptan delil ise, Allah Teâlâ’nın:“. َةوٰكَّزلا اوُتٰاَو َةوٰل َّصلا اوُميٖقَاَو

186 Özsay,Ömer, Sunetullah ,Fecr yay., Ankara 1994,114-115;Fazlur Rahman ,İslam ve çağdaşlık,trc.

Alparslan Açık Genç M.Hayrı Kırbaşoğlu, Ankara Okulu Yay, Ankara 1996,83.

187 Garaudy,Roger,20.Yüzyılı Biyografisi,trc..Ahmet Zeki Ünal,Ankara 1989,294-295;Çiftçi, Adil“Bir sosyolog olarak fazlur Rahman”,İslam ve Modernizam, Fazlur Rahman Tecrübesi, İstanbul Büyükşehir belediyesi yay İstanbul 1997,.58.

63

“Namazı kılın, Zekatı verin“ 188ayeti ile : ِ ل َصَو اَهِب ْمِهيٖ كَزُتَو ْمُهُرِ هَطُت ًةَقَد َص ْمِهِلاَوْمَا ْنِم ْذُخ ميٖلَع عيٖم َس ُ هللّٰاَو ْمُهَل نَك َس َكَتوٰل َص َّنِا ْمِهْيَلَع

“Müminlerin mallarından zekat al ki, onları temizleyip mallarını çoğaltasın“.189. اوُتٰاَو ٖهِدا َصَح َمْوَي ُهَّقَح

“Hasat günü ürünün hakkını ödeyin.”190 ayetleridir. Sünneten delil, Hz.Peygamber(a.s.)‘in:“İslam beş şey üzerine kurulmuştur: Bunlardan biri de zekat vermektir. “Hadisi ile Muaz b.Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderirken kendisine söylediği şu sözlerdir: Onlara bildir ki, Allah Teala kendilerine zekatı farz kılmıştır. Zekat zenginlerinden alınıp fakirlerine verilir. “191

ab) Zekât’ın Sebebi ve Rüknü

Hanefilere göre:“Zekât’ın sebebi, nisap miktarını namı(büyüyen ve artan) bir mala sahip olmaktır. Bu büyüme fiilen olmasa da büyüme imkan ve kudretinin bulunması yeterlidir. Ay takvimi ile bu malı üzerinden bir yıl geçmesi şarttır, güneş takvimi ile değildir. Nisap miktarın malı, kulları tarafından talep edilen borcun dışında olması ve kişinin aslı ihtiyaçlarından artmış bulunması şarttır.

Bir şey bulunması sebep ve şartlara bağlıdır. Ancak sebebe vücup izafe edilmez.

Mesela, bir kimse nisap miktarı mala sahip olmazsa ona zekât vermek gerekmez.

Vakıflarda mülkiyet olmadığı için, vakıf mallarından da zekât vermek gerekmez. Bunun gibi düşmanların kendi ülkelerinde el koydukları Müslümna ait bir maldan bu kişinin zekât vermesi vacip değildir. Çünkü onlar bu mala el koymuşlar.

Burada nisatptan kastedilen, şer’in zekâtın farz oluşuna alamet olarak koyduğu, aşadaki bahislerde zikredilecek olan ölçülerdir. Bu ölçüler de ikiyüz dirhem yahut yirmi dinardır.

Buna göre kişinin teslim almaksızın ticaret için satın aldığı mala, teslim almadıkça zekat farz değildir. Çünkü mülkiyet tamamlanmaktadır. Mezheblerin ittifakıyle, aslı

188 El-Bakara 2/110.

189 Et-Tevbe 9/103.

190 El’Enama 6/141.

191 Vehbe Zuhaylı, İslam Fıkıh Ansiklopedisi, Zaman Yayınları 1994.trc. Yunus Vehbi Yavuz ve Nurettin Yıldız 250-251.

64

ihtiyaçlardan olan elbise, oturulan ev, ev eşyası, binek hayvanları, savaşta kullanılan, silahları ve ilmi kitaplardan zekat vermek gerekmez. Ancak bunların sahiplerine ait olması,yani ilmi kitapların ilim ehline ilim ehline ait olması ve ticari maksatla bulundurulmaması gerekir. Zanaatkârların iş aletleri de zekât tabi değildir. Çünkü bunlara kiş 199inin ihtiyacıdırlar, temelde büyüyen ve gelişen mallar değildirler.192

Zekât’ın Rüknü

Zekat’ın Rüknü: Nisabın bir parçasını maldan çıkarıp mal sahibinin o kısımdaki mülkiyetini sona erdirmek suretiyle fakire temlik etmek, ona bunu teslim etemektir.Yahut fakir adına birine teslim etmektir.Bu kişi de develet yahut zekat memuru olabilir.

b. Muamelat Hükmü Olarak “ Zekat“

ba) Devlet Açısından“ Zekât “

Zekâtın devlet tarafından konusunda Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde şöyle buyuruyor:

7) ميٖلَع عيٖم َس ُ هللّٰاَو ْمُهَل نَك َس َكَتوٰل َص َّنِا ْمِهْيَلَع ِ ل َصَو اَهِب ْمِهيٖ كَزُتَو ْمُهُرِ هَطُت ًةَقَد َص ْمِهِلاَوْمَا ْنِم ْذُخ

“Müminlerin mallarından zekat al ki: Onunla kendilerini(malın kirinden) temizlemiş,( mallarını ),bereketlendirmiş olursun.(Zekat verdikleri zaman da) onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için bir huzur vesilesidir.”193 Bu emir bizlere zekâtın mutlaka devlet tarafından alınarak dağıtılması gerektiğini haber vermektedir.

Zekâtın devlet eliyle toplanıp dağıtılmasında hem zekât veren hem de zekât alan ve hem de aracılığıyla gerçekleştirilmek istenen gayelere yönünde önemli faydalar vardır. Bunlara ancak devlet tarafından gerçekleştirilebilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz

aa)Zekât vermesi gereken kimseleri kendi vicdanlarıyla baş başa bırakmayıp zekât vermeyenlere bir takım yaptırımlar uygulamak suretiyle zekât vermeye mecbur etmek.

bb.)fakirlerin zekât hakkını bireylerden değil de devletten alması suretiyle onurunu zedelememek.

192 Vehbe Zuhaylı, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Zaman yayınları 1994. III, trc. Yunus Vehbi Yavuz ve Nurettin Yıldız,252-253.

193 Et-Tevbe,9/103.

65

cc.)Zekâtın önceden tespiti, toplanması, korunması, dağıtılması işlerinde ortaya çıkabilecek haksızlık ve karşılıkların önüne geçmek“.

dd.)Devletin yerine getirmek zorunda olduğu plan ve programlar için ihtiyaç duyduğu mali kaynaklara katı sağlamak. Çünkü zekât İslam’da devletin önemli gelir kaynaklarından biridir.194

Belgede KUR ÂN DA ZEKÂT KAVRAMI (sayfa 74-78)