• Sonuç bulunamadı

1.3. Jeopolitik Teoriler

1.3.2. Yeni Jeopolitik Dönem

1.3.2.2. Zbigniew Brzezinski ve Büyük Satranç Tahtası

“Bugün jeopolitik sorun ne Avrasya’nın hangi coğrafi bölümünün kıtasal egemenlik için kalkış noktası olduğudur, ne de kara gücünün deniz gücünden daha fazla önem taşıyıp taşımadığıdır. Jeopolitik, küresel öncelik için merkezi bir dayanak oluşturan tüm Avrasya kıtası üzerinden hakimiyet kurulmasıyla, bölgesel boyuttan küresel boyuta ulaşmıştır.”

Napolyon, bir ulusun coğrafyasını bilmenin onun dış politikasını da bilmek olduğunu söylemiştir. Ancak siyasi coğrafyanın önemini kavrayışımız iktidarın yeni gerçeklerine uyarlanmalıdır. Uluslararası ilişkiler tarihin büyük bölümünde toprak hakimiyeti siyasi anlaşmazlıkların odağıydı. Daha büyük toprak elde etmenin ulusal yoksunluk duygusu, milliyetçiliğin doğuşundan bu yana yapılan kanlı savaşların çoğunun nedeni olmuştur. Bölgesel yayılmanın, ulus- devletleri saldırgan davranışlarını yönlendiren temel güdü olduğunu söylemek abartılı değildir.

Đmparatorluklar da, yayılmacı egemenlik sisteminde kilit ya da kritik alanların,

Cebelitarık ya da Süveyş Kanalı veya Singapur gibi hayati coğrafi noktaların planlı olarak ele geçirilmesi ve muhafazası yoluyla kurulmuştur.77 Ulus-Devletler, dünya

76Ibid., s. 29.

sisteminin temel birimi olmaya devam etmektedirler. Büyük güç milliyetçiliğin gerilemesi ve ideolojinin sönmesi küresel politikaların duygusal içeriğini azaltmıştır. Aynı zamanda nükleer silahlar askeri güç kullanımına büyük sınırlamalar getirmiştir. Yine de toprağa dayalı rekabet, daha uygar eğilimi taşısa bile, hala dünya ilişkilerinde en önemli yeri tutmaktadır. Bu rekabette coğrafi konum, bir ulus- devletin dış önceliklerin tanımı için halen bir hareket noktasıdır. Ulusal toprakların büyüklüğü de statü ve gücün önemli ölçütlerinden birisi olmaya devam etmektedir. Bir devletin askeri, ekonomik ve siyasi gücü ne kadar büyükse ve bu devletin önemli jeopolitik çıkarlarının, etkisinin ve katılımının, sınır komşularının ötesindeki çapı da o kadar büyüktür. Bugün jeopolitik sorun ne Avrasya’nın hangi coğrafi bölümünün kıtasal egemenlik için başlangıç noktası olduğudur ne de kara gücünün deniz gücünden daha fazla önem taşıyıp taşımadığıdır. Jeopolitika, küresel üstünlük için merkezi dayanak oluşturan tüm Avrasya kıtasında hakimiyet kurulmasıyla bölgesel boyuttan küresel boyuta ulaşmıştır. Avrasyalı bir güç olmayan ABD, Avrasya Kıtası’nın üç çevre ve Avrasya iç bölgesinde doğrudan doğruya konuşlandırdığı güçlerle ve Avrasya iç bölgesindeki devletler üzerindeki güçlü etkisiyle şu anda uluslararası üstünlüğe sahiptir. Ancak, Amerika’ya potansiyel bir rakip, yerkürenin en önemli oyun alanı olan Avrasya’dan çıkabilir Bu nedenle, Amerika’nın Avrasya’daki jeopolitik çıkarının uzun vadeli yönetimi için Amerikan jeostratejisinin oluşturulmasında çıkış noktası, ana oyuncular üzerinden odaklanma ve arazinin doğru değerlendirilmesi olmalıdır.78 Bunun için iki temel adım gereklidir:

• Đlki; uluslararası güç dağılımımda potansiyel olarak önemli bir

kaymaya neden olabilecek güce sahip Avrasya devletlerini ve daha aktif jeostratejik oyuncuları ve jeopolitik öneme sahip Avrasya ülkelerini tespit etmek.

• Đkincisi; yaşamsal ABD çıkarlarını korumak ve geliştirmek için

gerekli ABD politikalarını oluşturmak

Kısacası Amerika Birleşik Devletleri için Avrasya stratejisi, jeostratejik açıdan dinamik devletlerin amaca yönelik yönetimini ve jeopolitik olarak katalizör devletlerin dikkatle el altında tutulmasını içerir.79 Brzezinski Roma, Çin, Moğol,

78 Ibid., s. 62. 79 Ibid., s. 63.

Büyük Britanya ve Sovyet Đmparatorluklarının tarih içerisinde gelime, büyüme, çöküş dönemlerini inceledikten sonra, bu imparatorlukların hüküm sürdükleri devirde bile tam anlamıyla küresel bir hegemonya tesis edemediklerini söylemektedir. Ancak ABD’nin küresel hegemonyasını şu şekilde ifade ediyor: “Amerika’nın etkinlik alanı ve yayılımı benzersizdir. Amerika Birleşik Devletleri tüm dünya denizleri ve okyanuslarına hâkim olmakla kalmaz, siyasal olarak önemli mesafelerde, gücünü karada da göstermesine olanak veren kara ve deniz kıyı hâkimiyeti sağlayan iddialı bir askeri kabiliyette geliştirmiştir. Askeri birlikleri Avrasya’nın batı ve doğu uçlarına çok sağlam konuşlanmıştır ve Basra körfezine hâkimdir.80 Amerika küresel gücün belirleyici dört alanında en üstün durumdadır: Askeri olarak eşi olmayan bir küresel gücün sahibidir, ekonomik olarak küresel büyümenin lokomotifi olmaya devam etmektedir, teknolojik olarak yeniliğin tüm ultramodern alanlarında önderliği elinde tutmaktadır ve kültürel olarak özellikle dünya gençleri arasında rakipsiz bir cazibeye sahiptir.81 Tüm bunlar Amerika’ya başka hiçbir devletin sahip olamadığı bir siyasi güç vermektedir. Amerika’yı küresel güç yapan bu dördünün bileşenidir. Bu gücünden dolayı Amerika için en önemli jeopolitik ödül Avrasya’dır. Bu bin yılın yarısı boyunca dünya meseleleri Avrasyalı güçlerce, bölgesel güç için birbiriyle mücadele eden ve küresel güce erişmeye çalışan bu insanlarca belirlindi. Artık Avrasyalı olmayan bir güç Avrasya’daki üstün güçtür. Ve Amerika’nın küresel üstünlüğü doğrudan doğruya Avrasya kıtasındaki hâkimiyetin ne kadar süre ve ne kadar etkili sürdürüldüğüne bağlıdır.82 Avrasya çoğu kez sanıldığı veya anlaşıldığı gibi Orta Asya, Rusya’nın Asya’daki toprakları ve Doğu Avrupa’dan ibaret değildir. Brzezinski’nin Avrasya’sı Asya ve Avrupa kıtalarının tamamıdır ve Japon adalarını da kapsamaktadır. Đşte bu Avrasya Brzezinski’nin küresel üstünlük mücadelesinin sürdürüleceğini ifade ettiği “Büyük Satranç Tahtası”nı oluşturmaktadır. Her ne kadar jeostrateji yani jeopolitik çıkarların stratejik yönetimi satrançla kıyaslanabilirse de oldukça oval olan Avrasya satranç tahtasında her biri farklı güçlere sahip pek çok oyuncu vardır. Esas oyuncular satranç tahtasının batısında, doğusunda, ortasında ve güneyinde bulunmaktadır. Satranç

80 Ibid., s. 41. 81 Ibid., s. 43. 82Ibid., s. 51.

tahtasının hem batı hem doğu uçları yoğun nüfuslu bölgeleri kapsar; buralarda çeşitli güçlü devletler nispeten kalabalık alanlarda örgütlenmiştir. Avrasya’nın küçük batı kıyısında ABD konuşlanmıştır; Uzak doğu giderek güçlenen bir güçlenen bağımsız oyuncunun mekânıdır. Batı ve doğu uçları arasında nüfus yoğunluğu az ve siyasi olarak halen istikrarsız yapısal olarak parçalanmış dev bir orta alan uzanmaktadır. Brzenski Avrasya’nın önemini de açıklamıştır: Avrasya yerkürenin en büyük kıtasıdır ve jeopolitik olarak bir eksendir. Avrasya’ya hükmeden güç dünyanın en ileri ve ekonomik olarak en verimli üç bölgesinden ikisini kontrol edecektir. Avrasya üzerindeki denetimin Batı Yarıküre’yi ve Okyanusya’yı jeopolitik olarak dünyanın merkezi kıtasının çevresi haline getireceğini ve Afrika’nın neredeyse kendiliğinden Amerika’ya tabi olması haline getirecektir. Dünya nüfusunun yaklaşık %75’i Avrasya’da yaşamaktadır ve dünya fiziksel zenginliklerinin çoğu hem yatırımlar hem de yer altı zenginlikleri bakımından burada bulunmaktadır. Avrasya dünya GSMH’ sinin %60’na ve dünyanın bilinen enerji kaynaklarının dörtte üçüne sahiptir. Avrasya aynı zamanda siyasal olarak dünyanın en iddialı ve dinamik devletlerin bulunduğu yerdir. Amerika Birleşik Devletlerinden sonra en büyük altı ekonomi ve silah alıcısı Avrasya’da bulunmaktadır. Nükleer güçlerden Amerika hariç diğerleri Avrasya’dadır. Özetle Avrasya’nın gücü Amerika’nın kini gölgede bırakmaktadır. Ayrıca Avrasy7a siyasi olarak bütünleşmek için fazla büyük olması Amerika için bir

şanstır.83 Brzezinski hâkimiyet ve güç oyunun sonuçlarını şu şekilde değerlendirmektedir: Eğer Orta Alan, yani Rusya ABD’nin öncülük ettiği Batı Alanı’nın yörüngesine çekilebilirse, Güney Alanı tek bir oyuncunun egemenliğine girmez ise, Doğu Alanı ABD’nin deniz aşırı üslerinden atılmasını kışkırtarak birleşmezse, güç oyununda Amerika’nın üstün olacağı söylenebilir. Ama Rusya ABD’nin yörüngesine girmez ise iddialı tekil oyuncu olur. Ve eğer Doğu Alanı oyuncuları Çin ve Japonya ile ittifaka girerse ABD’nin Avrasya’daki üstünlüğü zedelenebilir. Brzezinski Avrasya’da mücadele gösteren iki grup gücün olduğunu ifade etmektedir. Birincisi jeo-stratejik oyuncudur. Mevcut jeopolitik ilişkilerin durumunu Amerika’nın çıkarlarının etkileyecek derecede değiştirmek amacıyla sınırları ötesinde güç uygulama ya da etkide bulunma yeteneğine ve ulusal iradeye

sahip devletlerdir. Bunlar Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve Hindistan’dır. Rusya, Çin ve Hindistan Avrasya’da önemli aktörlerdir.Đkincisi ise jeopolitik eksenlerdir. Jeopolitik eksenlerin önemleri güç ve motivasyonlarından gelmez. Önemleri daha çok hassas konumlarından ve jeostratejik oyuncuların davranışlarının potansiyel olarak hassas durumlarında doğuracağı sonuçlardan kaynaklanır. Bunlar coğrafya ile belirlenir. Ukrayna, Azerbaycan, Güney Kore, Türkiye ve Đran’dır. Türkiye ve Đran jeo-stratejik olarak ta etkili olabilir.84 Ukrayna, Azerbaycan ve Türkiye ise Karadeniz Havzasının bölgesel aktörleridir. Bu ülkeler incelendiğinde aslında Brzezinski Karadeniz ülkelerine işaret etmekte ve Avrasya’nın giriş kısmının Karadeniz’den geçtiğini belirtmektedir.

Benzer Belgeler