• Sonuç bulunamadı

1.3. Jeopolitik Teoriler

1.3.1. Jeopolitik Kuramlarda Klasik Dönem

1.3.1.1. Alfred Mahan ve Deniz Hakimiyeti Teorisi

Friedrich Ratzel'in (1844–1904) Darwin'in evrim ve tabi seleksiyon teorisine dayalı olarak geliştirdiği coğrafyaya dayalı politika anlayışı ile siyasi coğrafyanın kurucusu olmasına rağmen Deniz Hakimiyeti Teorisi ile Alfred Thayer MAHAN ilk jeopolitik teorinin sahibi olmuştur. Amerika’da Amiral Alfred Thayer MAHAN (1841-1914), 1890’da yayımlanan “Deniz Kuvvetlerinin Tarihe Etkisi” adlı eseriyle “Deniz Hâkimiyet Teorisi”nin esaslarını ortaya koymuştur. 26 yaşında Asya ve Avrupa’nın önemli yerlerini görme fırsatı yakalayan Mahan bu seyahat esnasında

Đngiltere’nin dünyanın her yanındaki etkisinden ve bu etkiyi sürdürmek için

kullandığı güçten etkilendi. Bu yıllarda geziden edindiği tecrübeler ve ulaştığı sonuçlar, daha sonra formüle edeceği “deniz gücü” teorisinin temellerini oluşturacaktır. Deniz Harp Akademisi’nde başkanlık yaptığı dönemde öğretim için

28 Ibid. ,ss.102-103.

29 Ibid.

30 Demiray, Đşcan ,“ Uluslararası Sistemde güvenlik Kavramının Değişimi Ekonomik Ve Jeopolitik Arka Planı”, http://sbe.dumlupinar.edu.tr/21/9-muhittindemiray.pdf.

hazırladığı notlardan en önemli eseri ortaya çıktı.31 The Đnfluence of Sea Power Upon History 1660-1783 ( Deniz Gücünün Tarihe Olan Etkisi 1660-1783) 1890 yılında yayınlandı. Devamı olan The Đnfluence of Sea Power Upon History 1783-1812 (Deniz Gücünün Tarihe Olan Etkisi 1783-1812) ise 1892 yılında yayınlandı. Ele alınan tarih dilimi yelkenlilerin gerçek devrinin başladığı 1660 yılından Napolyon’un Rusya seferinin başlangıç tarihi olan 1812 yılına kadar olan dönemi kapsamaktadır. Aynı zamanda bu eser şayet politikanın silahlardan faydalanmak zorunda olduğu durumlarda hazırlıksız yakalanma tehlikesine düşmek istenmiyorsa, deniz gücüne dair siyasi bakış açısının belirginleşmesiyle, bahriyenin, büyük seferleri artıran bir donanmaya ihtiyacı hususunda bir anlayışa sahip olunmasını kolaylaştıracaktır. Kitaba eklenen giriş kısmı “Elements Of Sea Power ( Deniz Gücünün Unsurları) ile büyük ilgi toplamıştır. Kitabın bu bölümünde bir devletin deniz gücü oluşunun hangi

şartlardan etkileneceği sıralanmaktadır. Bu şartlardan bazıları şunlardır:

• Bir devletin denizle olan coğrafi ilişkisi, denize olan coğrafi konumu

• Devlet toprağının okyanuslarla olan ilişkisi, kıyı uzunluğunun ve korunaklı limanların derinliği ve sayısının fiziksel nitelikleri

• Devlet toprağının genişlemesi ve genişleyen kısmının fiziki ve beşeri coğrafya ile olan ilişkisi.

Mahan’ın amacının; deniz ve denize hâkim olmanın milletlerin varoluşunda önemli etkiye sahip olduğunu, milletler arasındaki çatışmalarda bu önemi gösterme çabası ve insanlık tarihini etkileyişini belirgin biçimde ortaya çıkarmak olduğu söylenebilir. Mahan’ın eserinin geniş bir çevrede yankı bulmasının en önemli sebebi tarihten vahiy niteliğinde kıssalar çıkarmasıdır. Bu dönemde ABD’de Theodore Roosevelt ve başka devlet adamları teritoryal ve ticari yayılma için büyük filoların inşası yönünde ağırlık koyuyorlardı. Bu yöndeki arzu Mahan’a ihtiyaç duyduğu gerekli entelektüel sebebi ve buna uygun meşruiyeti sundu. Mahan’ın donanma militarizmi dışarıda da geniş yankı buldu. Almanya ve Japonya’da kitap tercüme edilerek kendi donanmaları için kullanmışlardır.32

31 Tezkan, Dünden Bugüne Jeopolitik, s. 27. 32 Ibid., s.29.

19. Yüzyılda endüstri devrimi sonucu bir yandan yeni keşifler yapılmış, diğer yandan ekonomik ilişkiler büyümüştür. Ham madde arayışı ve yeni ürünlerin pazarlanması ihtiyacı, deniz yollarının önemini artırmış, gelişen teknoloji ile mesafeler kısalmıştır. Tarihi ipek yolu önemini kaybederken, Mahan’ın “Denizlere hâkim olan dünyaya hâkim olur” tezi tesadüfen ortaya çıkmamıştır. Mahan “Asya Problemi” adlı kitabında, kuzey yarı küresinin, dünya hakimiyeti mücadelesinde esas zeminini oluşturduğunu, özellikle Asya'da 30-40 enlemleri arasındaki kuşağın Britanya deniz gücü ile Rusya'nın kara gücü arasında sürekli bir mücadele bölgesi olduğunu belirtmiş; ileriye dönük olarak ise, Đngiltere ve ABD gibi okyanuslara hâkim devletlere, Rusya ve Almanya gibi karada güçlü devletlere oranla daha fazla

şans tanımıştır. Ona göre Đngiltere ve ABD'nin en büyük avantajları, birçok devlet

gibi kara sınırlarını korumak için geniş kara orduları besleme ihtiyaçlarının olmamasıdır33. MAHAN, deniz gücünün taraflara askeri anlamda sağladığı hareket serbestîsi nedeniyle, büyük devletlerarasındaki bir savaşın kaderinin denizlerde tayin edilebileceğini savunmuş, bu nedenle ülkesi ABD'nin açık deniz donanması oluşturmaya önem vermesi gerektiğini vurgulamıştır.34

Kara kuvvetleri ile dünyada ancak belirli ölçüde yer işgal edilebilir, hâlbuki dünya egemenliği veya büyük imparatorluklar kurmak için denizaşırı nokta ve bölgelerin ele geçirilmesi ve bunlarla anavatan arasındaki irtibatı sürdürmek için de denizlerde egemen olmak gereklidir.35

• Mahan, Britanya Đmparatorluğu'nun gelişmesi ile Britanya Donanmasının gelişmesi arasında yakın bir ilişki görmüş, dünyanın belli başlı deniz yollarının aynı zamanda Britanya Đmparatorluğu'nun iç bağlantı hatları olmasına dikkat çekmiştir. Gerçekte de o yıllarda Dover, Cebelitarık, Süveyş Kanalı, Ümit Burnu, Singapur gibi önemli suyolları veya bu yolları denetleyebilen stratejik noktaların hemen hepsi Britanya Đmparatorluğu'nun elinde bulunmaktadır. Mahan ve teorisinin değeri konusunda en büyük kanıtı, son iki dünya harbini de denizlerde

33 F. SÖNMEZOĞLU, Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, Đstanbul: Filiz Kitapevi,2000, s. 509.

34

Đlhan, Jeopolitik Duyarlılık ,s.47. Ayrıca Bakınız, O.M.ÖZÜRK “Silahlı Kuvvetler Dış Politika Đlişkisinde Jeopolitiğin Yeri, Rolü ve Etkisi”, http://www.habusulu.com/makale56.htm.

35 S. MERT, Jeopolitik, Jeostrateji ve Strateji, Đstanbul: Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, 2000, s. 85 .

güçlü olan tarafların kazanmış olması teşkil etmektedir.36 Mahan deniz Gücü kavramını genel olarak iki anlamda kullanmıştır. Birincisi güç aracı olarak kullanmıştır. Đngilizce “seapower” kavramından bir hükümetin deniz hakimiyeti için denize sürdüğü askeri güç aracı anlaşılmaktadır. Fakat Mahan “seapower” ile aynı zamanda bir devleti genel siyasetinin planlanmasına öncelikle ve kararlı biçimde denizi alan ve stratejik deniz pozisyonunu stratejik etki kazanmaya dönüştüren devleti kastetmektedir37. Siyaset, çağın zihniyeti ve hükümetlerin basiretlerine bağlı olarak değişir.38

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Anglosakson dünyası Mahan’ın eserlerine yeniden ilgi göstermiş, öğretileri teknik gelişmeler ve yeni siyasi gelişmeler ışığında değerlendirilerek zamana uyarlanmıştır. Soğuk Savaş döneminde her iki süper gücün ve onların liderlik yaptığı blokların denizlerde de hakimiyet kurma yarışına girdikleri bilinmektedir. Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra yaşanan en büyük global kriz olarak nitelenebilecek Körfez Krizi’nde ve çok yakın dönemde, 11 Eylül 2001 Tarihinde ABD’ye yönelik terör saldırısının ardından, ABD liderliğinde Afganistan’a yapılan müdahalede, Amerikan ve Đngiliz deniz güçlerinin ne derecede önemli olduğu görülmüştür.39 Ve bu dönemde Karadeniz’e yüklenmiş özelliler artmaktadır.

Benzer Belgeler