• Sonuç bulunamadı

IV- Araştırmanın Yöntemi

2. Cezai Mesuliyeti Etkileyen Sebepler

2.2. Hafifletici Sebepler

2.2.3. Zaruret Hali (Izdırar)

Sözlükte Zaruret, Iztırar mastarından isimdir. Izdırar muhtaç ve mecbur etmek demektir.339 Iztırar veya zaruret tıpkı icbar ve ikrah gibi fıkhî terimlerden bir terimdir. Dışarıdan her hangi bir tehdit olmaksızın kişinin canı ve malını korumak amcıyla dinen ya da hukuken gayri meşru ve suç sayılan bir eylemi irtikâp etme halidir. Mesela kişinin açlıktan ölmemek için fırından ekmek çalması gibi ya da zaruret halinde dinen yenmesi yasaklanan domuz etini yemesi gibi.340

337

Tusî, Mebsut, VII, 50. نا ﻞﺜﻣ ﮫﯿﻓ روﺬﻌﻣ ﺮﯿﻏ ﻮھ ﺐﺒﺴﺑ ﻦﺟ ﻦﻣ ﺎﻣا و ،ﯽﺣﺎﺼﻟﺎﮐ ﮫﯿﻓ ﻢﮑﺤﻟﺎﻓ ناﺮﮑﺴﻟا ﺎﻣاو) ناﺮﮑﺴﻟﺎﮐ ﻮﮭﻓ ﮫﻠﻘﻋ ﺐھﺬﻓ ،ﺔﻨﻨﺠﻤﻟا ﺔﯾودﻻا بﺮﺸﯾ

(

338

Resulî, Mesuliyet-i Cezaî, s. 277-278. 339

İbn Manzur, “Zarara” md. IV, 483. 340

Zaruret halininin meşruiyeti ayet ve hadisle sabittir. Allah Teala Bakara suresinde şöyle buyurmuştur:

“Allah size ancak ölmüş hayvanı (hayvan boğazlarken akan) kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına boğazlananı yasakladı. Ama kim (aç kalır da) istemeyerek/helal saymayarak ve de sınırı aşmadan (günah yolunda da olmaksızın) bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona bir günah yoktur! Çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.”341 Diğer bir ayette ise şöyle buyrulmuştur:

“…Fakat her kim aç kalır da, günah işlemek düşüncesi olmaksızın (ve de aşırı gitmeden/günah yolunda da olmamak şartıyla) bunlardan yemek zorunda kalırsa, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan, çok acıyandır”342

2.2.3.1. Tanımı

Bir fıkıh terimi olarak zaruret; dinin yasak ettiği bir şeyi yapmaya veya yemeye zorlayan, iten durum demektir.343

2.2.3.2. Zaruret Halinin Gerçekleşmesinin Şartları

Zaruret halinin gerçekleşmesi için bazı şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar olmadan zaruret hali tahakkuk etmez. Zaruret halinin meydana gelmesi için genel olarak şu dört şart ileri sürülmüştür:344

a) Kişinin kendisine veya başkasına yönelik can veya organ telefi korkusu bulunmalıdır.

b) Zarar derhal vaki olmalıdır. İleriye dönük olmamalıdır.

c) Yasak / haram olan fiilin irtikâbı sözkonusu zararın kaldırılması için tek yol olmalıdır. Mübah yolla def’i mümkün olan bir zaruret buna dâhil değildir.

d) Zararın def’i gerektiği kadar olmalıdır.

341 Bakara 2/173. 342 Maide 5/3. (ﻢﯿﺣر رﻮﻔﻏ ﷲ نﺈﻓ ﻢﺛﻹ ﻒﻧﺎﺠﺘﻣ ﺮﯿﻏ ﺔﺼﻤﺨﻣ ﻲﻓ ﺮﻄﺿا ﻦﻤﻓ )... 343

Hamdi Döndüren, “Zaruret”, ŞİA, VIII, s. 325. 344

2.2.3.3. Zaruret Halinde Cezaî Sorumluluk

Zaruret halinin cezaî mesuliyete etkisi olup olmaması konsunda farklı görüşler vardır ve işlenen suça göre değişmektedir. Bunlar; Zaruret halinin hiçbir şekilde etkilemediği suçlar, Zaruret halinde mübah olan suçlar ve Zaruret hali sebebiyle suçluya cezanın uygulanmadığı durumlar olarak üçe ayrılır.345

a) Zaruret Halinin Hiçbir Şekilde Etkilemediği Suçlar: Zaruret halinde

adam öldürme, yaralama ve organın telef edilemsi mübah hale gelmez. Bu durumda cezaî sorumluluk ortadan kalkmamaktadır. Kişi kendisini tehlikeden kurtarmak için başka birinin canına kıyamaz, organını telef edemez veya yaralayamaz. Mesela Gemi kaptanı geminin batmaması ve yükün hafiflemesi için birkaç kiçinin denize atılmasını talep edemez. Bunu yaparsa cezaî mesuliyetten kurtulamaz. Masum bir kimsenin başkası tarafından öldürülmesi, yaralanması veya organının telef edilmesinin haram olduğu konusunda ittifak vardır.

b) Zaruret Halinde Mübah Olan Suçlar: Şeriatta Zaruret halinde mübah

olduğuna dair nass bulunan suçların zaruret halinde de işlenmesi mübahtır. Bu yeme ve içmeye özel bir durumdur. Örneğin murdar et, domuzun yenilmesi ve kanın içilmesi zaruret halinde mübah olan fiiller kısmına girer. Bu ve buna benzer suçların zaruret halinde işlenmesinin suç olmadığı ve cezaî mesuliyeti kaldırdığı konusunda ittifak vardır. Zaruret halinde mübah hale gelen ve yenilmesi caiz olanların miktarı zarurete göre sınırlanmıştır. Mesela, ölümle karşı karşıya kalan kimsenin zaruret halinden yararlanması, haram olan şeyi ölmeyecek kadar yemesinden ibarettir.

c) Zaruret Hali Sebebiyle Suçluya Cezanın Uygulanmadığı Durumlar:

Yukarıda zikredilen durumlar dışında zaruretten dolayı haramlığı devam eden ve mürtekibine cezanın uygulanmadığı suçlar vardır. Mesela aç ve susuz kimsenin yiyecek ve içeceği hırsızlıkla elde etmesi gibi.

Ca’ferî mezhebine göre zaruret halinde yenilip içilmesi haram olanların yenilmesi ve içilmesi helal hale gelir. Zaruret halinde kişinin kendisine, ailesine,

345

malına, ırzına def’ edilmesi güc bir durum meydana gelirse cezai sorumluluğu ortadan kalkar.346

Ca’feri mezhebine göre cezaî mesuliyetin kalkıp kalkmadığı şu hükümlere tabidir:347

a) Suç işlendiğinde cezanın kaldırıldığı durum: Zina, livate gibi suçlar

buna girer. Iztırar teklifi ortadan kaldırdığı için işlenen suçların cezasını da kaldırır.348

b) Meydana gelen zararın tazmin edilmesi durumu: Eğer ıztırar ikrahtan

kaynaklanıyorsa, mükrih tazminle mükellef olur. Mesela mükrihin başkasının malını telef ettirmesinde olduğu gibi. Fakat bazı durumlarda muztar verdiği zararı tazmin etmekle mükellef olur. Örneğin zaruret halinde hırsızlık yapmak suretiyle başkasının malını çalan kimse daha sonra çalınan malı tazmin eder.349

c) Zaruret halinde haram olan şeylerin yenilmesi: Yenmesi ve içmesi

haram olan şeylerin zaruret halinde yenilmesinde bir sakınca yoktur, helal hale gelir. Bu durumda haram olanları yemeyerek direnen kimse günahkâr olur. Hatta canını kurtarmak için yenmesi vacip hale gelir.350 Ca’ferî âlimlere göre normalda haram olan fakat zaruret halinde helal hale gelen yiyecek ve içeçeklerin haddi aşmadan ve zaruret miktarınca yenilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de351 yağî (ﯽﻏﺎﯾ) ve adî (یدﺎﻋ) şeklinde zikredilen kimselerin zaruret halinde helal hale gelen yiyeceklerden faydalanmaları Caferî fakihlerin çoğunluğuna göre caiz değildir. Bu gibi kimsler için Haramlık devam eder.352

1976 ACK’da zaruret hali ile ilgili hüküm şöyledir:

346

Ensarî, Farhang-ı Fıkh, I, 542; Necefî, Cevahiru’l-Kelam, XXXVI, 426-427. 347

Ensarî, Farhang-ı Fıkh, I, 543. 348

Necefî, Cevahiru’l-Kelam, XLI, 262. 349

Necefî, Cevahiru’l-Kelam, XXXVI, 438. 350

Necefî, Cevahiru’l-Kelam, XXXVI, 432. 351

Bakara 2/173; Maide 5/3. 352

“Şahsın kendi ya da başkasının can ve malı büyük ve anî bir tehlike ile karşı karşıya gelirse ve bu tehlikeyi suç fiili irtikâp etmeden def’ edemeye kadir değilse mesul sayılmaz. Ancak şahıs kasten mezkûr tehlikenin meydana gelesine sebep olmuş olmaması ve içtinap edilen zararın suç irtikâbı sonucu meydana gelecek zarardan daha ağır olması lazım.”353

Maddeye göre insanın kendi canı, malı ya da başkasının malı ve canına büyük ve anî tehlikelerin oluşması durumunda kişi suç işlemek zorunda kalırsa cezaî mesuliyeti yoktur. Yine bu maddeye göre kişi kasten söz konusu tehlikeyi meydana getirmiş olmaması lazım.

Benzer Belgeler