• Sonuç bulunamadı

Zararın Doğmasına Etkisi

3. Maddi Tazminatın İndirilmesine Etki Eden Haller

3.2. Zarar Görenin Zarara Etkisi

3.2.1. Zararın Doğmasına Etkisi

TBK m. 52/f. 1 kapsamında zarar görenin, zararın neticesinin meydana geldiği sıradaki veya öncesindeki davranışı veya bu kapsamda nitelendirilebilecek

269 Eren, s. 607; Kaplan, Mikail Bora/ Türel, Ege, “Yapısal Yatkınlıkta Nedensellik Kurulması

ve Riskin Paylaşılması”, Başak Baysal (Ed.), Sorumluk Hukuku Seminerler 2016, İstanbul, 2016, s. 209.

270 Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 592. 271 Feyzioğlu, s. 535.

272 “Birlikte kusurun varlığından söz edilebilmesi için, zarar görenin bizzat kendi davranışı ile zar

arlandırıcı olayın gerçekleşmesini kolaylaştırmış olması ya da meydana gelen zararı önleyecek veya azaltacak tedbirleri almamış bulunması gerekir.” YHGK, 22.2.1984 T., 1981/4-652 E., 1984/132 K. (www.kazanci.com) ve ayrıca bkz. YHGK, 18.04.1986 T., 1984/4-767 E., 1984/132 K.

273 Zarar verenin kusuru, kusurun ağırlığı yönünden de değerlendirilmiştir, detaylı bilgi için bu

halleri zararın doğmasına etki edebilmekte olup tazminatın indirilmesi veya tamamen ortadan kaldırılması sebeplerinden biri olarak değerlendirilir.

Ortalama, makul ve orta zekalı bir insanın kendini herhangi bir zarardan korunması için gerekli tedbirleri alması veya zarara engel olmak için özenli davranması beklenir. Zarar görenin kendisini olası zararlardan koruyacak tedbirleri alması veya özenli davranması, zarar meydana gelmeden önce veya en geç zararın oluştuğu anda zarar görene yüklenmiş olan bir sorumluluktur. Zarar görenin kendi menfaatine bu tedbirleri almaması ve özenli davranmaması halinde sorumluluk gereği oluşan zarar nedeniyle kendi davranışının sonuçlarına da katlanması beklenir. Zarar görenin, zararın oluşması aşamasından önce ya da en geç zarar sırasında alması gereken tedbirler yalnızca kendinin öngörebileceği ya da öngörmesi gereken hususlar ile sınırlı değildir, aynı zamanda karşı tarafça öngörülmesi beklenmeyen hususlar için karşı tarafın uyarılması ya da bilgilendirilmesi hususunda da sorumluluğu bulunmaktadır. Aksi takdirde işbu türden sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle zarar verenin öngörmesi beklenmeyecek bir nedenden dolayı zarara sebebiyet vermesi durumunda zarar görenin ortak kusuru nedeniyle oluşan zararın giderilmesi aşamasında tazminatta indirime gidilebilecektir274.

Bu hususa emsal olarak, hastaya müdahale edilmeden evvel herhangi bir ilaca alerjisi olup olmadığının sorulması durumunda penisiline alerjisi olduğunu bildiği halde belirtmemesi durumunda oluşabilecek zararda zarar görenin ortak kusuru nedeniyle tazminatta indirime gidilmesi verilebilir. Zira artık zarar görenin hafif ihmalinden çok ağır ihmali bulunmaktadır ve gördüğü zararın sonuçlarına kendi kusuru nedeniyle katlanması beklenebilecektir. Ancak hastanın penisiline alerjisi olduğunu bilmediği durumunda ise artık öngörebilir ya da öngörülmesi beklenebilir bir halden bahsedilmeyeceği için zarar görenin karşı tarafa bu

doğrultuda bilgilendirme yapmasına ilişkin sorumluluktan bahsedilmeyecektir. Bu ihtimalde oluşan zarar neticesinde olayın tüm unsurları incelenip tazminatın kapsamı belirlenebilecek olup zarar görenin kusurunun varlığı nedeniyle tazminata indirimi uygulanması ise zayıf bir olasılık olarak değerlendirilecektir.

Zarar görenin, zararın meydana gelmesine engel olabilecek tedbirleri almaması veya özen göstermemesi nedeniyle zararın oluşumunda etki etmesinden bahsedilebileceği gibi zarar tehlikesini göze alarak alabileceği tedbirleri almaması halinde de zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğundan bahsedilebilecektir275. Zira zararın doğmasında zarar görenin kusurunun tazminatta indirim sebebi olabilmesi için söz konusu kusurlu davranış nedeniyle zarar neticesine yardım etmesi bir başka ifadeyle dikkatli davranmış olsaydı zarar neticesi oluşmayacağı kanaatine varılması gerekir276.

Kişinin herhangi bir tehlikeli olay ya da aktivite içerisinde kendi isteği ile bulunması neticesinde bir zarara uğraması durumunda zarar tehlikesini göze almış olması nedeniyle zararın oluşumuna etki etmiş olduğundan zarar görenin bu davranışı tazminatta indirim sebebi olarak değerlendirilmektedir. Zarar görenin tehlike karşısında her davranışı ya da her tehlikeli durumda kişinin zarar görmesinin bu kapsamda değerlendirilmesi doğru olmayacaktır. Burada ifade edilmek istenen zarar gören kişinin zarar tehlikesi karşından alması beklenen ya da beklenebilecek olan tedbirleri almaması nedeniyle meydana gelen zararlar yönünden tazminatta indirime gidilmesidir277. Bu konuya emsal olarak kişinin alkollü olarak araç kullanan arkadaşının aracına binmesi zarar tehlikesini göze alması olarak verilecek olup kaza meydana gelmesi neticesinde zarar tehlikesini göze alan kişinin talep edeceği tazminatta işbu durum indirim sebebi olarak değerlendirilebilecektir.

275 Antalya, s. 468.

276 Göktürk, s. 97; Arsebük, s. 141-145. 277 Antalya, s. 465-466.

Bir başka durum ise spor müsabakaları için gündeme gelecek olup bu durumda oluşan zararlara ilişkin TBK m. 63/f.2 uyarınca hukuka aykırılığı ortadan kaldıran rızanın varlığından bahsetmek gerekir. Rıza nedeniyle, spor müsabakalarında oluşan zararlar nedeniyle zaten tazminat yükümlülüğü doğmayacaktır. Ancak burada rızanın sınırının doğru çizilmesi gerekmektedir278. Zira sporculardan her biri diğer sporcuların kurallara uygun davranacağı varsayımıyla müdahaleye rıza göstermekte olup herhangi bir sporcunun kurallara riayet etmemesi neticesinde oluşan bir zararın verilmiş rıza kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır ve bu nedenle oluşan zarar neticesinde tazminat yükümlülüğü oluşacaktır. Bu kapsamda sporcuların, diğer tarafın kurallara uymaması zarar tehlikesini göze aldıkları gerekçesi ile tazminatta indirime gidilmesi kapsamında değerlendirilebileceği söylenebilecektir279. Bir başka görüşe göre ise işbu husus TBK m. 52/f.1 ile düzenlenmiş olan zarar görenin tazminata etkisi kapsamında tazminatta indirim sebebi olarak değerlendirilmese dahi TBK m. 51/f.1 ile düzenlenmiş olan tazminatın kapsamının belirlenmesi aşamasında durumun gereği kapsamında değerlendirilebilecektir.280 İkinci görüş, TBK m. 51 ile m. 52 hükümlerinin tazminatın belirlenmesi aşamasında bütün olarak uygulanmasının gerekliliğini yönünden makuldür. Rıza geçerli değil ve hukuka aykırılığı kaldırmıyor ise “birlikte kusur” olarak nitelendirilip tazminatta indirim sebebi olarak uygulanabilecektir281.