• Sonuç bulunamadı

1.5. KONU İLE İLGİLİ YAPILA ARAŞTIRMALAR

1.5.1. Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar

Pişkin (2002:533-534) zorbalık ile ilgili yapılan çalışmalarda zorbalık kavramının genellikle eğitim bazında ele alındığı ve konuyla ilgi yapılan çoğu araştırmanın eğitimcilere tarafından yapıldığı görülmektedir (Pişkin, 2002: 533-534). Son zamanlarda zorbalığı konu alan çalışmaların çoğunda zorbalık davranışı cinsiyet, yaş, depresyon, kaygı, aile ilişkileri ve yapısı, okul, sınıf düzeyi gibi değişkenler açısından ele alınmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar incelendiğinde zorbalık davranışlarının görülme sıklığının yüksek oranda olduğu görülmektedir (Dölek, 2002: 314) .

Ada (2010) tarafından Erzurum merkez ve ilçelerde okuyan 6.7.8. sınıf öğrencileri ile yapılan araştırmada zorbaca davranışlar sergilemede sözel zorbalık yapma ve eşyaya zarar verme boyutlarında; zorbalığa maruz kalmada ise sözel zorbalık boyutunda anlamlı düzeyde farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında disiplin cezası alan öğrencilerin zorbalık yapma düzeyi diğerlerine oranla daha yüksek seviyede çıkmıştır.

Yıldırım (2001)’ın araştırmasında öğrenciler zorbalık yapan, zorbalık mağduru olan, hem zorba hem mağdur olan ve kontrol grubu şeklinde gruplandırılmıştır. Gruplar

arasında aile ortamı açısından herhangi bir farklılık görülmemiştir. Ancak çekingen olma, kavgacılık, rahatsız edici davranışlarda bulunma, işbirliği yapma ve önderlik gibi özellikler yönünden gruplar farklılaşmıştır. Zorbalık yapanlarda kavgacı olma, rahatsız edici davranışlarda bulunma özellikleri görülürken, mağdur olanlarınsa çekingen özelliklere sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır

Bilgiç (2007)’in ilköğretim öğrencileri üzerinde yaptığı çalışmanın sonuçlarına göre ilköğretime devam eden öğrenciler arasında zorbaca davranışların çok yaygın olduğu ve bu davranışlara çok sayıda öğrencinin katıldığı görülmüştür. Kızların erkeklerden daha az seviyede zorbalık olaylarında yer almış olması araştırmanın bir diğer bulgusudur. Ayrıca öğrencilerin en çok uyguladığı ve maruz kaldıkları zorbalık davranışların ad takma, itme, gruptan dışlama, cinsel içerikli sözler konuşma olduğu görülmüştür. Tüm bunlara ek olarak zorbalık yapan ve zorbalığa maruz kalan öğrencilerin zorbalık davranışına katılmayanlara göre akran ilişkileri ve ders başarılarının zayıf olduğu bunun yanında zorbalık davranışına katılmayanların zorbalık yapan ve zorbalığa maruz kalanlara göre okulla bağlarının daha güçlü olduğu bulgularına da ulaşılmıştır.

Öksüz, Çevik ve Kartal'ın (2012) Rize ilinin bazı ilçelerinde 4. ve 5. sınıfa devam eden öğrencilerle yaptıkları çalışma sonucunda zorbalık davranışının öğrenciler arasında yaygın olduğu ve genellikle fiziksel ve sözel zorbalık türlerinin en çok görülen zorbalık türleri olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlara ek olarak öğrencilerin zorbalıkla karşılaştıklarında yetişkinlerden destek istedikleri ya da zorbalık davranışına cevap verdikleri anlaşılmıştır. Atalay (2010)’ın Diyarbakır ilinde farklı sosyoekonomik seviyedeki ortaokul düzeyindeki öğrencileri üzerinde yaptığı çalışmada ise erkek öğrencilerin korkutma-sindirme ve açık saldırı şeklindeki zorbalık davranışlarına daha çok maruz kaldıkları görülmüştür. Bunun yanında kızların da erkeklere oranla kasıtlı olarak eşyalarına zarar verilmesi davranışına daha fazla maruz kaldıkları ortaya çıkmıştır.

Ergül (2009: 89)'ün yaptığı bir çalışmada zorbalık mağduru olan çocuklar akranları tarafından en fazla reddedilen grubu oluşturmuştur. Ancak zorba çocukların kurban çocuklar kadar reddedilmedikleri hatta bir grup tarafından desteklendikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ergül (2009: 89)’e göre zorbalığın bu şekilde onaylanması zorba çocuklar için ödüllendirme olmaktadır.

Karatoprak (2017)’ın ruh sağlığı kliniğine başvuran ergenlerle yaptığı çalışmada bu ergenlerin yarıya yakınının zorbalık davranışına katıldığı görülmüştür. Akran zorbalığına dahil olan ergenlerde depresif bozukluğa rastlanmıştır. Ayrıca zorbalık statülerinde bulunan bireylerde internet bağımlılığı sıklığının katılmayan gruplara göre daha fazla olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

Özman (2018) ortaokul öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada kızların ilişkisel saldırıya maruz kalma düzeylerinin erkeklerden anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca ergenlerin kardeş sayıları arkadaş ve kardeş ilişkilerinde anlamlı bir farklılık oluşturduğu görülmüştür.Coşkun (2018)’un Ankara ilinde ortaokula devam eden öğrencilerde akran zorbalığını incelediği çalışmasının sonucunda fiziksel zorbalık davranışlarının cinsiyet değişkenine göre farklılaştığı, kız öğrencilerin erkeklere nazaran daha az vurma , itme, saç çekme, yumruklama gibi saldırganca davranışlara maruz kaldığı erkek öğrencilerin ise kızlara göre bu davranışları daha fazla sergiledikleri görülmüştür. Ayrıca zorbalık davranışının kurban olma mağduriyetinden daha fazla olduğu bulgusuna rastlanılmıştır. Bunun yanında sınıf seviyesi ve zorbaca davranışlar sergileme arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür.

Semiz (2018) öğrencilerin ana baba tutumları ile zorba davranışlar gösterme durumu arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında zorbalık davranışında bulunanların anne babalarının otoriter tutum sergiledikleri; zorbalık davranışında bulunmayanların anne babalarının ise demokratik tutum içerisinde oldukları sonucuna ulaşmıştır.

Tura (2008)’nın Diyarbakır ve Kocaeli illerinde 8. Sınıfa devam eden 550 öğrenci üzerinde yaptığı çalışmada okul başarısı, algılanan sosyal destek, otoriter anne baba tutumu ve cinsiyet değişkenlerinin akran zorbalığına maruz kalmayı yordayıcı değişkenler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

N. Ergün (2015)’ün yaptığı çalışmada zorbalık yapma ve zorbalık mağduriyetinin sınıf düzeyi açısından farklılık gösterdiği, cinsiyet açısından akran zorbalığına maruz kalmanın farklılaşmadığı, akran zorbalığı göstermenin erkeklerde daha yaygın olduğu ve okulu sevmeyen öğrenciler arasında zorbalık yapma ve zorbalık mağduru olma durumunun diğer öğrencilere nazaran daha yaygın olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.

Totan (2008)’ın lise öğrencileri üzerinde yaptığı çalışma sonucunda zorbalık yapma oranının erkek ve kız öğrencilerde benzer olduğu bunun yanında kızların kurban olma düzeyinin erkeklerinse zorba kurban olma düzeyinin yüksek olduğu görülmüştür. Sınıf seviyesi yükseldikçe zorbalık davranışı sergileme oranı artmakta, zorbalık mağduru olma oranı da düşüş göstermektedir.Ayrıca ergenlerin anne baba ile ilişkiler arttığında zorba ya da kurban olma durumlarında; akranları ile ilişkiler artış gösterdiğinde ise kurban olma eğilimlerinde azalma görülmektedir.

Özbay (2013:77)’ın farklı liselerde öğrenim gören ergenler üzerinde yaptığı araştırmada İmam Hatip Lisesinde öğrenim gören ergenlerin siber zorbalık yapma seviyelerinin meslek lisesinde öğrenim gören ergenlere göre daha düşük seviyede olduğu görülürken; siber zorbalığa maruz kalma düzeylerinin ise diğer liselerdeki ergenlere göre daha düşük seviyede olduğu ortaya çıkmıştır.

Tıpırdamaz Sipahi (2008: 84) ise yaptığı çalışmada babası hayatta olanlara göre babası ölenlerin hem zorba hem mağdur olmaya daha eğilimli oldukları bulgusuna ulaşılmıştır.

Çifçi (2010:114)’nin dokuzuncu sınıf öğrencilerinin empatik eğilimleri ile siber zorbalık düzeyinin arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında erkek öğrencilerin siber zorbalık düzeyi kız öğrencilere nazaran daha yüksek oranda çıkmıştır. Ayrıca meslek lisesine devam eden öğrencilerinin siber zorbalık yapma düzeyi diğer türdeki liselere devam eden öğrencilere göre daha yüksek oranda bulunmuştur.

Ayas ve Pişkin (2011:564)’in farklı türden liselerde okuyan öğrencilerin zorbalığa uğrama ve zorbalık yapma düzeylerini inceledikleri çalışmada zorbalığa en fazla uğrayan öğrencilerin Endüstri Meslek Lisesi; en fazla zorbalık yapan öğrencilerin ise özel lise öğrencileri olduğu görülmektedir. Bulgular ayrıca en az zorbalığa uğrayan ve en az zorbalık yapan grubun ise Anadolu Lisesi öğrencileri olduğunu göstermektedir.

Pekel-Uludağlı ve Uçanok (2005)’un çalışmasının sonuçlarına göre hem zorba hem statüsünde bulunan öğrencilerin zorbalık davranışlına katılmayanlara göre akranları tarafından daha fazla dışlandıkları ve not ortalamalarının da daha düşük seviyede olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca zorba mağdur statüsündeki öğrencilerin zorbalık davranışı

uygulayan ve katılmayan öğrencilere göre daha yalnız oldukları görülmüştür. Bunun yanında kız öğrencilerin daha fazla alay ve ilişkisel zorbalığa maruz kaldıkları; erkek öğrencilerin ise çoğunlukla gözdağı verme , yıldırma, dalga geçme şeklinde zorbalık davranışı sergiledikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Gümüşler Başaran (2014) ise liseye devam eden öğrencilerle yaptığı araştırmasında erkeklerde cinsel zorbalığın daha yüksek oranda olduğu, annesi çalışan ergenlerin çalışmayanlara göre daha fazla zorbalık statüsünde yer aldığı, kız öğrencilerin fiziksel zorbalığa maruz kalma ve toplam mağduriyet puanlarının yüksek çıktığı görülmüştür. Bunun yanında İmam Hatip Liselerinin diğer liselere göre zorbalığa maruz kalma açısından en yüksek puanlara sahip olduğu görülmüştür.

Pişkin (2010)’in Ankara ilinde farklı sosyoekonomik düzeye sahip ilköğretim okullarında yaptığı araştırmanın bulgulara göre çocukların büyük çoğunluğunun zorbalık davranışlarına katıldığı görülmektedir. Erkeklerin kızlara oranla daha yüksek seviyede zorbalık yaptıkları ve kızlarınsa erkeklere göre daha yüksek oranda zorbalığa maruz kaldıkları görülmüştür. Ayrıca üst sosyoekonomik düzeydeki okula devam edenlerin diğer okullara devam edenlere göre zorbalık olayına karışma oranlarının yüksek seviyede olduğu ve sözel zorbalığın okullarda en çok karşılaşılan zorbalık türü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Özkan ve Çifci (2010)’nin yaptığı araştırmada çocukların mağduriyet yaşadığı zorbalık türlerinin sırasıyla sözel, fiziksel, duygusal ve cinsel zorbalık olduğu ortaya çıkmıştır.Ayrıca erkeklerin kızlara oranla daha fazla zorbalık yaptığı ve zorbalık davranışının en çok sınıf içerisinde görüldüğü sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında zorbalık davranışının düşük sosyoekonomik düzeydeki okullarda yaygın olduğu görülmüştür.

Genç (2007) yaptığı çalışmada ebeveynlerin birlikte ya da boşanmış olmasının çocukların zorbalık yapma ve zorbalık mağduru olma durumlarını etki ettiğini bu bağlamda ebeveynlerini birlikte yaşayanların ebeveynleri ayrı olanlara göre daha düşük seviyede zorbaca davranışlar sergiledikleri ve daha düşük seviyede zorbalığa maruz kaldıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Ayran (2013)’ın yaptığı araştırmada zorbalık olayına erkeklerde daha fazla rastlanmıştır. Öğrencilerin %8’i kurban, %7 si zorba, %8’inin de hem zorba hem kurban statülerinde olduğu ve geri kalanının katılmayan grupta görülmüştür. Öğrencilerin sınıf,

cinsiyet, sosyoekonomik durum, okula devam edip etmeme, gibi değişkenlerin zorbalık statüsüne etki ettiği görülmüştür.

1.5.2.Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Pişkin (2005)’in yaptığı çalışmada zorbaca davranışların dünya genelinde yaygınlığıyla ilgili şu sonuçlar göze çarpmaktadır: Zorbalık yapanların oranları; İngiltere’de %20; İtalya’da %15 – 20;Yunanistan’da %6; Kanada’da %12; ABD’de %13; Norveç’te %7; Türkiye’de ise % 11 ile % 50 arasında değişmektedir. Zorbalık mağduru oranları: Avustralya’da %30 – 50; İtalya’da %28 – 40; İngiltere’de %04– 36; Yunanistan’da %15 – 30; Portekiz’de %20 – 22; Kanada’da %21; ABD’de %10; Norveç’te %10’dur

Hananı (2018)’nın Filistin’de 11. ve 12. Sınıfa devam eden öğrenciler üzerinde yaptığı çalışmada erkeklerin zorbalık oranlarının kızlara göre daha yüksek olduğu, 12. sınıfa devam edenlerin 11. sınıftakilere göre yüksek oranda zorbaca davranışlar sergiledikleri ve zorbalığa maruz kaldıkları, köyde yaşayanların zorbalığa maruz kalma oranlarının şehirde yaşayanlara göre daha yüksek olduğu görülmüş ve zorba davranışlar sergileme oranı arttıkça ders başarısının düştüğü bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca zorba ve kurban olma durumlarının aile içi şiddet, otoriter ebeveyn tutumu ve sosyal ilişkilerin zayıf olması gibi nedenlere bağlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Holt ve arkadaşlarının (2009) zorbalık ve akran mağduriyetine ilişkin aile özellikleri ile ilgili ebeveyn çocuk uyumu üzerine yaptığı çalışmada mağdurlar evlerinde daha yüksek seviyede eleştiri daha az kural ve daha fazla kötü çocuk muamelesi görürken; zorbaların evlerinde denetim eksikliği, çocuklara kötü muamele ve aile içi şiddete maruz kalma gibi durumlar görülmüştür. Georgiou (2008) da yaptığı çalışmada aşırı koruyucu tutum sergileyen annelerin çocuklarının daha çok zorbalık mağduru olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Brosworth (2001) tarafından yapılan çalışmada altı ve sekiz yaş arasındaki çocuklarla gerçekleştirdiği çalışmada öğrencilerin hepsinin en az bir kez zorbalık davranışına katıldığı görülmektedir. Zorbaca davranış sergileyen çocukların aile ortamında olumsuz muamele gördükleri, baskıcı tutumla yetiştirildikleri anlaşılmıştır. Bunun yanında

bu çocukların zorbalık davranışını etkileyen faktörlerden bir tanesinin de izledikleri saldırganlık içerikli programlar olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca zorbalık yapan çocukların neredeyse üçte birinin öz olmayan anne ya da babaları olduğu, yine bu çocukların üçte birinden fazlasının ise sadece anne ya da sadece baba ile yaşadığı görülmüştür (Akt. Hakan, 2011: 60).

Olweus (1980) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ebeveynlerin tutumlarının erkek ergenlerin zorbalık yapma düzeylerini etkilediği görülmektedir. Bu ergenlerin ebeveynlerinin çocuklarına söz hakkı tanımayan, onlara saygı duymayan, suçlayıcı, baskıcı oldukları görülmüştür. Ebeveynlerin fiziksel cezaya başvurmasının, çocuğu denetimsiz bırakmasının ve yanlış arkadaş ilişkilerinin Ergenliğin ilk evresinde gösterilen zorbaca davranışlar üzerinde önemli oranda etkisinin olduğu anlaşılmıştır.Bunun yanında olumlu ebeveyn davranışlarının zorbaca davranışlar sergilemeyi engellediği görülmüştür (Koç, 2006:8).

ABD’de 6.-10. Sınıflarda okuyan geniş bir örneklem ile yapılan bir çalışmada zorbalık yapanların %13 ve zorbalığa maruz kalanların ise %10.6 oranında olduğu görülmüştür. Aynı çalışmada 6.-8. sınıflar daha çok kurban konumundayken; 9.-10. sınıflar daha çok zorba kategorisinde yer almışlardır (Nansel ve ark., 2001; Akt. Ertan, 2012: 14).

İKİNCİ BÖLÜM

ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ 2.1. Araştırmanın Konusu

Bu araştırmada ortaokul 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin zorba ve zorbalık mağduru olma durumları; anne baba tutumlarının yanı sıra cinsiyet, devam edilen okul, anne babanın eğitim düzeyi, anne babanın çalışma durumu, ailenin gelir seviyesi, anne baba medeni hali, okulu sevip sevmeme, okula devamsızlık durumu, okul not ortalamaları ve yaş gibi değişkenler açısından incelenmiştir.

2.2.Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı Ankara ilinin Sincan ilçesinde 6. ve 7. Sınıfa devam eden öğrencilerin zorbalık ve zorbalığa maruz kalma durumlarını anne baba tutumları ve bazı demografik değişkenler açısından incelemektir.

Bireylerin hayatı ilk öğrendikleri ve deneyimledikleri ortam olan ailede ebeveynlerin tutumları ve ailenin yapısı onların zorbaca davranış sergileyip sergilememe durumlarını etkilemektedir (Demirbağ-Bolat vd., 2011: 150). Zorbalık davranışına katılanların ebeveyn tutumlarının belirlenmesi yapılacak aile eğitimlerine katkı sağlayacak akran zorbalığı ile ilgili yapılacak çalışmalarda ailelerin de etkin katılımı sağlanarak sorunun çözümünün hızlandırılması ve kolaylaştırılmasına olanak sağlanacaktır.

Benzer Belgeler