• Sonuç bulunamadı

2.1 İLGİLİ YAYIN VE ARAŞTIRMALAR

2.1.1 Yurt Dışında Yapılmış Bazı Araştırmalar

Lee ve diğerleri (1976) tarafından orijinal ölçek MSDS’nin geliştirildiği araştırmada, her maddenin ortalamasına bakıldığında erkeklerin kadınlara göre daha az doğru yanıtlar verdiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, psikolojik

danışma alanında eğitim almış gruplar ile eğitim almamış grupların tamamı, etkili ve etkisiz yardım mesajlarını başarılı bir şekilde ayırt etmiştir. Buna ek olarak, eğitimli gruplar, eğitimsiz grupların aksine, etkisiz psikolojik danışman tepkilerini daha olumsuz ve etkili psikolojik danışman tepkilerini daha olumlu derecelendirerek daha büyük bir ayrım dağılımı üretmiştir.

Eğitimli ve eğitimsiz gruplardaki bu eğilimler, çalışmada bulunan önemli etkileşimlerin tamamına yansımıştır. Her olguda etkileşim, yüksek eğitim ve deneyim düzeyini, etkili ve etkisiz tepkiler arasındaki yüksek ayırt edicilik olarak yansıtmıştır.

Psikolojik danışmanların mezun oldukları programlar açısından karşılaştırıldıkları yurt dışındaki çalışmalara bakıldığında, bu araştırmada incelenen temel psikolojik danışma becerilerine ilişkin yeterlik düzeyinden farklı değişkenleri ele alan çalışmalar bulunmuştur. Bu çalışmalarda, klinik psikoloji ile danışma psikolojisi alanları, özellikleri açısından birbiriyle karşılaştırılmış (Brems & Johnson, 1996; Brems & Johnson, 1997; Watkins, 1990); bunun yanında, psikolojik danışmanlar ile danışma psikologları (Goodyear, 2000; Zimpfer, 1993) aldıkları eğitimler, mezun oldukları programların müfredatları, kuramsal yönelimleri, çalışma ortamları ve mesleki etkinlikleri gibi çeşitli açılardan karşılaştırılmışlardır.

Bu çalışmaların sonuçlarında genel olarak, klinik psikolog,

danışma psikoloğu ve psikolojik danışmanların aralarında, incelenen değişkenler açısından bazı farkların bulunduğu;

ancak, aralarındaki benzerliklerin farklılıklarından fazla olduğu belirtilmiştir.

Bunların yanında, yurt dışında, psikolojik danışma becerileri öğretimi için oluşturulmuş eğitim programlarını destekleyen ve bunların çeşitli yönlerden etkili olduklarını belirten çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmaların bazıları aşağıda verilmiştir.

Belucci (1972), psikolojik danışman eğitiminde Mikro Beceri Eğitimi (MBE, [Microcounseling, MC]) ile Taklit Yoluyla Öğrenme’yi (TYÖ, [Imitation Learning, IL]) karşılaştırdığı araştırmasının sonucunda, her ikisinin de psikolojik danışman eğitimcilerinin, öğretim sürecinde kullanabilecekleri potansiyel yöntemler olduğunu ifade etmiştir.

Elsenrath, Coker ve Martinson (1972), görüşme becerilerini geliştirmede programlı bir öğretim yaklaşımının etkililiğini inceleyen bir araştırma gerçekleştirmişlerdir. Araştırmanın sonuçları arasında, psikolojik danışmanlara ve etkili iletişim becerilerine ihtiyaç duyulan başka mesleklerde çalışan kişilere, görüşme becerilerini, ses kaydı kullanılan mikro öğretim programı yoluyla öğretmenin, etkili ve ekonomik bir yöntem olduğu belirtilmiştir.

Guttman ve Haase (1972), Mikro Beceri Eğitimi (MBE, [Microcounseling, MC]) becerilerinin, eğitim döneminden gerçek psikolojik danışma ortamına genelleştirilmesini araştırmışlardır. Araştırmanın sonuçları arasında, psikolojik danışmanlık eğitimi alanlara, özgün, davranışsal becerilerin kısa sürede öğretilebileceği olgusunun desteklendiği ve eğitim sonrasında bu becerilerin akılda tutulup gerçek psikolojik danışma oturumlarına aktarıldığı belirtilmiştir.

Moreland, Ivey ve Phillips (1973), temel görüşme becerilerini öğretmede bir yöntem olarak Mikro Beceri Eğitimi’nin (MBE, [Microcounseling, MC]) etkililiğini değerlendirmek için MBE’yi, daha geleneksel beceri eğitimi prosedürleriyle karşılaştırdıkları bir araştırma yapmışlardır. Araştırmanın sonucunda, hem MBE alan grubun hem de geleneksel beceri eğitimi prosedürleriyle eğitilen grubun temel görüşme becerilerini kullanmada daha iyi hâle geldikleri; ancak, MBE alan deneklerin, kontrol grubuna göre daha fazla ilerledikleri bulunmuştur.

Di Mattia ve Arndt (1974), Mikro Beceri Eğitimi (MBE, [Microcounseling, MC]) ile yansıtıcı dinlemeyi (Randolph, Howe & Achterman, 1968; Akt: Di Mattia & Arndt, 1974) dikkati verme becerileri eğitimi teknikleri olarak birbiriyle karşılaştıran bir araştırma yapmışlardır.

Araştırmanın sonuçları arasında, hem MBE’nin hem de yansıtıcı dinleme tekniklerinin, psikolojik danışmanlık

eğitimine yeni başlayan öğrencilere dikkati verme becerilerini öğretmede etkili olduğu belirtilmiştir.

Toukmanian ve Rennie (1975), Mikro Beceri Eğitimi (MBE, [Microcounseling, MC]) ile İnsan İlişkileri Eğitimi (İİE, [Human Relations Training, HRT]) yöntemini karşılaştırmıştır. Sonuçta, her iki eğitim yönteminin de iletişim etkililiğini artırdığını; ancak, MBE alanların, beklenenin aksine, İİE alanlara göre daha fazla anlamlı düzeyde empati geliştirdikleri bulunmuştur.

Spooner ve Stone (1977), psikolojik danışma becerilerinin zaman içinde sürdürülmesini inceledikleri araştırmanın sonucunda, araştırmada eğitim alanların, beceri eğitimi yaklaşımının psikolojik danışman eğitiminde başarılı bir yaklaşım olduğu konusunda hemfikir olduklarının söylenebileceğini ifade etmişlerdir.

O’Toole (1979), psikolojik danışma becerileri öğretiminde uygulamanın etkilerini araştırmıştır. O’Toole, araştırma sonuçlarının, Mikro Beceri Eğitimi (MBE, [Microcounseling, MC]) (Ivey, 1971; Akt: O’Toole, 1979) içinde yer alan uygulama kısmının önemini desteklediğini belirtmiştir.

Crabb, Moracco ve Bender (1983), belli bir meslek dalında eğitim almamış kişilere empati becerilerini öğretmede programlı öğretim yönteminin etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonuçları arasında, programlı öğretim yaklaşımının, tek başına veya didaktik yöntemle

birleşiminin, empatinin artırılmasında anlamlı bir etkisi olabildiği belirtilmiştir.

Baker, Scofield, Munson ve Clayton (1983), temel psikolojik danışma becerilerini öğretmede Mikro Beceriler Uygulaması (MBU, [Microskills Practice, MP]) ile Zihinsel Uygulama (ZP, [Mental Practice, MP]) yaklaşımlarını karşılaştırmışlardır. Araştırmacılar sonuçları özetlerken, MBU yaklaşımının, iyi fiziksel dikkati verme davranışını sürdürme ile biraz daha fazla anlamlı düzeyde ilişkilendirildiğini; yalnızca ZU alanların ise anlamlı düzeyde daha fazla uygun sözlü ifadeler kullandıklarını belirtmişlerdir.

Baker, Daniels ve Greeley (1990), Carkhuff’un İnsan Kaynağını Geliştirme’sinin (İKG, [Human Resource Development, HRD/Human Resources Training, HRT]), Kagan’ın Kişiler Arası Süreci Hatırlama’sının (KASH, [Interpersonal Process Recall, IPR]) ve Ivey’nin Mikro Beceri Eğitimi’nin (MBE, [Microcounseling, MC]) incelenip birbirleriyle karşılaştırıldığı çok kapsamlı bir gözden geçirme araştırması gerçekleştirmişlerdir. Araştırmanın sonucunda, her üç psikolojik danışma becerileri eğitim programının da lisansüstü düzeyde psikolojik danışma becerileri eğitiminde etkili olduğu; ancak, bu konuda en güçlü desteğin İKG ve MBE için bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca, MBE’nin, en yaygın olarak kullanılan eğitim yöntemi olduğu belirtilmiştir. Bunun yanında, yapılan analizler sonucunda

etki büyüklükleri İKG için büyük, KASH için küçük ve MBE için ise orta düzeyde bulunmuştur.

Ayrıca, son yıllarda yeni psikolojik danışma becerileri eğitimi programları da geliştirilmekte ve incelenmektedir. Örneğin, Urbani ve diğerleri (2002), Becerikli Psikolojik Danışman Eğitimi Modeli’nin (BPDEM, [Skilled Counselor Training Model, SCTM]) etkililiğini incelemişlerdir. Araştırmanın sonucunda, BPDEM eğitimi alan psikolojik danışmanlık öğrencilerinin, herhangi bir eğitim almayan psikolojik danışmanlık öğrencilerine göre, psikolojik danışma becerilerinde anlamlı düzeyde daha fazla ilerleme gösterdiği bulunmuştur.

Crews ve diğerleri (2005), psikolojik danışmanlık eğitimi almakta olan kişilerin kişilik özelliklerinin, psikolojik danışma performansı üzerindeki rolünü bulmak için bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmada aynı zamanda, Kişiler Arası Süreci Hatırlama (KASH, [Interpersonal Process Recall, IPR]) eğitimi alanlar ile Becerikli Psikolojik Danışman Eğitimi Modeli (BPDEM, [Skilled Counselor Training Model, SCTM]) eğitimi alanlar, kazandıkları beceriler açısından karşılaştırılmıştır.

Araştırmanın sonuçları arasında, her iki grubun da kullanılan ölçme aracından aldıkları puanlar açısından ilerleme gösterdiği; ancak, BPDEM eğitimi alan grubun, KASH eğitimi alan gruptan anlamlı düzeyde daha fazla ilerleme gösterdiği bulunmuştur.

Psikolojik danışma becerilerini veya bu becerilerin öğretimi için oluşturulmuş eğitim programlarını inceleyen sayısız araştırma yapılmış olmasına rağmen, Hill ve Kellems (2002), her düzeydeki yardım becerileri ile ilgili araştırma sayısının son yıllarda dramatik bir biçimde azaldığını; ancak, bu araştırmaların sayısının artması gerektiğini belirtmişlerdir.

Psikolojik danışma becerileri ile ilgili yurt dışında son yıllarda yapılan araştırmalara bakıldığında ise bu araştırmaların genellikle yardım becerilerinin etkililiğine odaklandığı görülmektedir.

Bu noktada, Ridgeway ve Sharpley (1990; Akt: Sharpley, Fairnie, Tabary-Collins, Bates & Lee, 2000), görüşmenin ilk kısımlarında içerik yansıtma, duygu yansıtma ve asgari düzeyde teşvik tepkilerini kullanmanın, danışanla psikolojik danışman arasındaki terapötik iş birliğinin temelini oluşturan ilişkinin kurulmasına yardımcı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ayrıca, Sharpley ve diğerleri (2000), psikolojik danışmanların asgari düzeyde teşvik, duygu yansıtma ve içerik yansıtma tepkilerinin, araştırmalarında yer alan danışanlar tarafından yüksek düzeyde derecelendirilerek ilişki kurma ile anlamlı ölçüde ilişkilendirildiğini belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra, adı geçen üç tepkinin, geleneksel olarak etkili psikolojik danışmanın köşe taşları olduğunu ve böyle kalmaları gerektiğini ifade etmişlerdir.

Bütün bu araştırmalara bakıldığında, psikolojik danışman eğitimini ve özellikle psikolojik danışma becerileri eğitimini, yoğun olarak sistemli, programlı hâle getirme gayreti gösterildiği görülmektedir. Bu amacı gerçekleştirmek için de etkililiği araştırılmış ve yeterli düzeyde kanıtlanmış çeşitli yöntemlerin geliştirildiği ve bu yöntemlerin kapsamında temel dinleme becerilerinin önemli bir yeri olduğu görülmektedir.

Benzer Belgeler