• Sonuç bulunamadı

Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Veugelers (2000) tarafından yapılan araştırmada, değerler ile değerler eğitimi, eleştirel düşünce ve ahlak gelişimi arasındaki ilişki analiz edilmeye çalışılmıştır. Öğretmen ve öğrenci değerlerinin incelendiği bu çalışmada öğretmen ile öğrencilerin sahip oldukları değerlerin neler olduğuna ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışma sonucunda öğretmen ve öğrenciler arasında değer algıları ile ilgili bazı farklılıklar tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda varılan bir başka sonuç ise değerlerin kazandırılmasında durumsallık ilkesine göre hareket edilmesinin gereğidir. Bununla birlikte okullarda öğretilen değerlerin, öğretmenlerin göreceli bakış açısından öteye gitmesi gerektiği çalışmanın başka bir sonucu olarak ifade edilebilir.

Ruehlen (2003) tarafından yapılan araştırmada, lise değerleri üzerine yapılan bir araştırmadır. Çalışmanın yapıldığı liselerde çalışanlar için “yakınlık kurmak” ve “tüm lise öğrencilerinin gelişimi” değerleri, öncelikli değerler olarak görülmektedir. Yakınlık kurma değerine önem verme açısından bu sonuç, eğitimcileri süreç geliştirmekle ilgilenmeye ve bunun için mümkün olduğunca fırsatlar sunmaya götürmektedir. Çalışmanın yapıldığı liseler için geliştirilen gelişim değerini göz önünde bulundurma değeri ile ilgili, lise öğrencilerinin gelişimlerini etkileyen esas faktörlere daha çok önem verilmesi gerektiği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Araştırmada öğrencilerin kişisel gelişiminin kaçınılmaz olduğu bir başka önemli sonuç olarak ortaya çıkmıştır. Lise yılları ergenlerin çok sayıda değişiklik yaşadığı yıllardır. Bu durum, lise sisteminin en önemli değeri olarak adlandırılmalıdır. Personelin gelişim programında, lise sorunları ve sistemi etrafında mesleki ve felsefi gelişim bilgilerine de yer verilmelidir. Lisedeki eğitimcilerin işlerini etkili bir şekilde yapabilecekleri bilgisine sahip olmayı istemeleri bir başka araştırma sonucudur.

Hunt, Binkley (2006) tarafından yapılan doktora tezinde, Amerikan okullarındaki öğrenciler ile diğer ırklardan olan öğrencilerin değer eğitimlerinin karşılaştırılması yapmıştır. Öğrencilerin on yıl içindeki akademik başarısı, değişen eğitim sistemleri ve ülkelerin içinde bulunduğu durumlar bu çalışmada dikkati çeken önemli konu başlıklarını oluşturmuştur. Okulların eğitimi ve kültürel

değerleri bir arada gerçekleştiren formel örgütler olduğunun vurgulandığı çalışmada, farklı kültürlerden gelen öğrenciler ile yerel kültürden gelen Amerikalı öğrencilerin farklı değerleri tercih ettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın bir başka sonucu ise değişik kültürlerden gelen öğrenciler için farklı programların geliştirilmesi gerektiği ile ilgili olan çarpıcı sonuçtur.

Atchison (2007) tarafından yapılan doktora tezinde, göreve yeni başlayan yöneticilerin bireysel ve örgütsel değerleri arasındaki uyum araştırılmıştır. Bu çalışmanın verilerini toplama amacıyla iki ay boyunca şirket liderliği becerisi geliştirme merkezinde röportajlar yapıldı(14 kişi) ve anket uygulaması çalışması yapıldı. Bu çalışma, yöneticilere lider olarak değer uyumunu geliştirmek için yaptıkları çalışmaların yanı sıra kurumsal değerlerden çok hissettikleri bireysel değerlerin önemini açıklamaları istendi. Aynı zamanda, kurumsal değerlerin çalışma grubu içerisindeki çalışanlar kadar, yeni başlayan yönetici davranışlarını da nasıl etkilediği incelendi. Son olarak bu çalışma, yöneticilere örgüt liderliği yetenekleriyle örgütsel değerleri ilişkilendirerek üç seviye (uzman yönetici, orta düzey yönetici ve yeni başlayan yönetici) olarak değerlendirilmeleri istendi. Bu çalışmanın sonucunda, karşılaştırılmış bireysel ve örgütsel değerlerin; mülkiyet, kültür ve örgütsel değerler arasındaki uyumu doğrudan etkilediği görüldü. Hatta bu bütünlük, değerler bütününün parçaları olarak bütün katılımcılar tarafından kabul edildi ve bireysel değerlerin temeli olarak görüldü. Katılımcıların önemli bir bölümü olan %86’lık bir kısmı değer uyumunun çalışanların çalıştıkları örgütlere verdikleri vaatlerini ciddi anlamda etkilediğini, katılımcıların %50’sinin değerler uyumunun onların davranışlarını etkilediği ve sadece çok az bir bölümünün değerler uyumunun onların davranış ve sözlerini etkilemediği sonucuna ulaşıldı.

Grove (2008) tarafından yapılan doktora tezinde, öğretmenin motivasyonunu arttırmada rol hiyerarşisi ile değerler sisteminin önemi amaçlanmıştır. Bu çalışma, Oklahama’nın büyük umutlar profesyonel gelişim programı kapsamında yapılan bir çalışmadır. Çalışmada büyük umutlar eğitimi uygulayan öğretmenin katılım boyutu araştırılmıştır. Öğretmenlerin neden bu eğitime katıldığı ve okul yöneticilerinin daha büyük bir uygulamayı nasıl destekledikleri araştırmada nitelikli bir tasarım kullanılarak gösterildi. Pilot

çalışmalar, öğretmenleri profesyonel gelişim uygulamasına daha çok yönlendirecek kavramları geliştirdi ve öz kararlılık teorisinin şuan ki çalışma verilerine ve buluşlara yararlı bir temel sağlayacağı önerildi.

Lovat ve Clement (2008) tarafından yapılan araştırmada; nitelikli bir eğitim-öğretim sürecinin değerlerden yoksun olarak düşünülmemesi, kaliteli bir eğitim için öğretmenlerin pedagojik donanımlarının çok önemli olduğu, toplumun mutluluğu için öğrencilerin değerlere güçlü bir şekilde sahip olması gerektiği ve değer eğitiminin, eğitimin vazgeçilmez bir parçası olduğu sonuçlarına varılmıştır. Araştırmacılara göre, etkin eğitim alanı, entelektüel derinlik, iletişimsel yeti ve eğitim alanı değerler eğitiminin temel unsurlarıdır.“Değerler eğitimi pedagojik bir zorunluluktur” cümlesi araştırmacının çalışmasının son cümlesini oluşturmaktadır.

Blake (2011) tarafından yapılan doktora tezinde, okul değerlerinin eksikliğinin çocukların akademik başarı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu çalışma okul hedef tanımı içindeki kullanılan değer tabanlı terim bilim ve öğrenci başarı sonuçları arasındaki korelasyonu ölçerek aralarındaki ilişkinin yüksekliğini saptamayı amaçlamaktadır. Bu çalışma Columbus Ohio'daki bütün devlet okullarının ve özel okulların hedef tanımında kullanılan terminolojiyi değerlendirmektedir. Kullanılan terim türleri bu tanımlarla tanımlanmıştır. Ayrıca, bu terimler ve okulun öğrenciyi akademik başarı standartlarına ulaştırma becerisi arasında bir ilişki olup olmadığını göstermektedir. Okul tanımlarında kullanılan terminoloji tipleri ve standart değerlendirme testlerindeki öğrenci performans seviyeleri arasındaki korelasyon analizi, düşük performanslı okullarda kullanılan terminoloji türlerinin yüksek performanslı okullarda kullanılan terminolojiye göre farklılık gösterip göstermediğini saptamak için oluşturuldu. Çalışma sonunda yüzde 30-70 eğitsel engelli öğrenciye hizmet veren okullar sorumluluk değerlerinin başarı oranlarıyla pozitif korelasyona sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı eğitsel ortamlarda kullanıldığında diğer tüm değer sınıfları pozitif korelasyonla sonuçlandı.

McCoy (2011) tarafından yapılan doktora tezinde, okulların kurumsal değerleri ile gençlerin kendi değerlerinin uyumsuzluğu incelenmiştir.

Araştırmada gençlerin yaşadıkları şehrin kültürüne ait değerleri ne derece benimsedikleri ile okul değerleriyle örtüşen ve örtüşmeyen yani çatışma konusu olabilecek değerler ortaya konmuştur. Çalışma evrenine siyah ve Latin kökenli yoksul on iki öğrenci katılmıştır. Çalışmada görüşme yöntemi kullanılmıştır. Bu öğrencilerin sahip oldukları değerlerin başında okulu bitirme arzusunun olduğu tespit edilmiştir. Ancak öğrencilerin birçoğunun okullarını dışarıdan bitirmek zorunda kaldıkları tespit edilmiştir. Kentsel öğrencilerin okullardaki değerlere daha kolay alıştığı saptaması çalışmanın önemli bir sonucunu oluşturmaktadır.

Vandegriff (2012) tarafından yapılan doktora tezinde, Liberty üniversitesi birinci sınıf öğrencilerinin değer karşılaştırması yapılmıştır. Bu çalışma kapsamında gerekli veriler Hıristiyan üniversitesinin kampusundaki tanıtıcı üniversite kursuna kayıt yaptıran öğrencilerden toplanmıştır. Bu çalışmanın değişkenleri olarak cinsiyet ve etnik köken olarak alınmıştır. Bu çalışma örneklemi olarak 2010 sömestr döneminde Hogan tarafından geliştirilen, Motifler, Değer Tercihleri Envanteri (MVPI) isimli bir anket online olarak 3,000 birinci sınıf öğrencisine gönderilmiş ve bu öğrencilerden 289 tanesi anketi yanıtlamıştır. Sonuç olarak, bu çalışmada etnik köken değişkeni konusunda herhangi önemli bir farklılık olmadığı; cinsiyet değişkeni hususunda bazı önemli farklılıkların olduğu gözlemlenmiştir.

BÖLÜM III