• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III: İRAN İSLAM CUMHURİYETİ’NİN STRATEJİK

3.3. Güç Kullanımının Etkinliği: Sert ve Yumuşak Gücün Birlikte Kullanımı

3.3.2. Yumuşak Güç Unsurları

İran geleneksel olarak, sert güç üzerinde yumuşak güce öncelik veren karma bir ulusal güvenlik stratejisi izlemiştir. Bunun nedeni sert gücünün başarısız veya yetersiz olması ihtimalinden değil, İranlı liderlerin stratejinin ahlaki, manevi ve psikolojik boyutlarının önceliğine inandıkları içindir. Aynı şekilde, İran’ın sert güce göre yumuşak güce, kaba kuvvetten ziyade hileliğe ve kurnazlığa daha fazla önem veren ulusal güvenlik yaklaşımını yansıttığı söylenebilir. İran için yumuşak güç, ulusal gücün askeri olmayan unsurlarını kapsar ve şunları içerir:

3.3.2.1. Devrim İhracı

İran’ın yumuşak güç unsurlarının en önemli ayaklarından birini devrim ihracı oluşturmaktadır. Burada kastedilen devrim ihracı, İran devrimine ait ilkelerin, ideallerin, hedeflerin ve söylemlerin dünya üzerindeki tüm insanlara anlatılması ve yaygınlaştırılmasıdır.289 İranlı liderleri devrim ihracı söylemlerinin tüm dünya halklarını kapsadığını savunmakla birlikte uygulamada Müslümanlar özellikle de Şiilerin yoğun olduğu bölgeler muhatap alınmaktadır. İran düşmanların gözünü korkutmak ve dayanma gücünü artırmak için bir direniş, cihat ve şehitlik kültürünü besleyerek; Şii din adamları ile ilişki kurarak ve genellikle İran kültür merkezleri aracılığıyla dini yardımlara katılarak dünya çapında Şii ve Müslüman topluluklarla bağlar kurmaya çalışıyor. İran, herhangi bir zamanda saldırıya uğraması durumunda bu toplulukların kendi tarafına toplanmalarını umut etmektedir.290 İran’ın, Suriyeliler, Iraklılar, Afganlar ve Pakistan’dan oluşan bir uluslararası Şii ağı yaratarak, bölgedeki etkisini genişletmeye ve derinleştirmeye çalışmaktadır. İran’ın vekil milisleri yumuşak ve sert gücünün bir arada nasıl gittiğini gösteriyor.

3.3.2.2. İtibar ve İmaj Yönetimi

Tahran kendini “güvenilir bir ortak”, “zorlu bir rakip”, “sorumlu bir küresel aktör” ve aynı zamanda “ahlaki bir güç” olarak sunmaktadır. Suriye, Irak ve Yemen'deki

289 Abdullah Yeğin, “İran’ın Yumuşak Gücü”, SETA Analiz, İstanbul: Turkuvaz Matbaacılık yayıncılık A.Ş.,

sayı.118, Şubat 2015, s.11.

84

nüfuzunu arttırma konusundaki son başarıları, rakiplerini sinirlendirirken, bölgede destekçileri arasındaki imajını ve saygınlığını artırmasını sağlamıştır.291 Tahran ayrıca, Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı mücadelede uluslararası toplumun güvenilir bir ortağı olarak kendini göstermeye çalıştı. İran’ın İran-Irak Savaşı’nda kimyasal savaş kurbanı olarak yaşadığı travmatik deneyim, birçok üst düzey yetkilinin uluslararası hukuk ve anlaşmalara kuşkuyla yaklaşmasına neden oldu. Böylece 1988'de Meclis başkanı ve silahlı kuvvetlerin baş komutanı olan Ali Ekber Haşimi Rafsancani askeri subaylara yaptığı konuşmada, kimyasal ve biyolojik silahların “fakir adamların atom bombası olduğunu ve kolayca üretilebileceğini” söyleyerek ekledi “en azından kendi savunmamız için onları düşünmeliyiz. Bu tür silahların kullanımı insanlık dışı olmasına rağmen, İran-Irak savaşı bize uluslararası yasaların yalnızca kağıt artıkları olduğunu öğretti”.292 Bu kuşkulara rağmen, İran, yukarıda sözü geçen tüm büyük silah kontrol anlaşmalarına katılımını ve bağlılığını vurgulamak için büyük çaba sarf etmektedir. İran ayrıca, nükleer silahların geliştirilmesini, stoklanmasını ve kullanılmasını yasaklayan Ayetullah Humeyni'nin nükleer fetvasının yanı sıra Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC), Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (BWC) ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine (NPT) ilişkin sözleşmelerdeki imza sahibi statüsü nedeniyle, kendisini sorumlu bir küresel vatandaş olarak göstererek yumuşak gücünü güçlendirmeye çalışmaktadır.293

3.3.2.3. Propaganda

Tahran yönetimi, tehditleri bertaraf etmek için “birlik” olmanın, “seferber” olmanın gerekliliğine vurgu yapmakla birlikte bu unsurların gerçekleştirilebilmesi için propaganda faaliyetlerine oldukça önemsemektedir. Gerek düşmanla olan mücadelesini haklı bir zemine oturtma htiyacından kaynaklı olsun gerek bölgede nüfuzunu derinleştirmek için vekil güçleri toplamak olsun İranlı liderler propaganda faaliytlerini aktif bir şekilde kullanmaktadırlar. Örneğin, özellikle 2011 Arap ayaklanmaları ile başlayan süreçten sonra İran yönetimi savaşçı toplamak için sosyal medya, Şii kutsal günleri ve Suriye savaşında hayatını kaybetmiş olanların cenaze törenleri propaganda faaliyetlerinin yürütüldüğü etkili alanlardır. Ayrıca Suriye’de savaşmayı teşvik etmek

291 Eisenstadt, The Strategic Culture of the Islamic Republic of Iran.., s.12.

292 Michael Eisenstadt and Mehdi Khalaji, “Nuclear Fatwa: Religion and Politics in Iran’s Proliferation Strategy”,

The Washinton Instıtute Near East Policy, Policy Focus No. 115, September 2011, p.3.

85

ve yönlendirmek amacıyla özellikle Şiilerin kutsal günlerinde türbe duvarlarına çeşitli afişler yapıştırılmaktadır.294 Humeyni Velayet-i Fakih adlı kitabında propagandanın önemini şu sözleriyle vurgulamaktadır: “Vazifemiz, hakka dayalı bir İslam devletinin temellerini atmak için şimdiden çalışmaya başlayıp çaba göstermektir; tebliğ ve propagandada bulunup eğitmek, hemfıkirler yetiştirmek, büyük bir fıkri ve propaganda dalgası yaratmaktır; böylece sosyal bir akım oluşabilecek, bilinçli ve sorumluluk sahibi dindar kitleler İslami hareket etrafında toplanarak kıyam edip İslam devletini kurabileceklerdir.”295

İranlı liderler konuşmalarında sık sık kendine güven, umutlu ve özgüvenli olmanın önemini vurgulamaktadırlar. Kriz veya saldırılar devam ederken her şeyin kötü olduğundan ve buna karşı yapılacak şeylerin boşuna olduğunu düşünmek bireyi tükenmişlik haline iter. Bu noktada koşulların ancak egemen sınıf tarafından belirlenebileceği varsayımı üzerinden hareket etmek ve güç dağılımına odaklanmak “içinde var olan potansiyellerin açığa çıkmasını” engeller. Bu düşünme biçimine karşı çıkan, Ayetullah Hamaney Uzmanlar Meclisi Başkanı ve üyelerine hitaben yaptığı konuşmada sorunlara karşı tepkide “umutsuz ve korku ile karşılaşma” ve “umutlu ve cesurca karşılaşma” ikilemi içerisinde kalındığında “umutlu ve cesurca karşılaşma” dan yana olunması gerektiğini savunmaktadır. Bunun yanı sıra Hamaney “sahanın gerçeğini tanımak” ve “gerçekleri tanıyamamak” da sorunlar ve hadiselerle karşılaşmada bir başka temelli ikilem olduğunu belirterek, “İç meselelerde düşman ve onu izleyenler bizim konumumuzu zayıf ve düşman konumunu güçlü göstermek ve nihayetinde ülke çözümsüz bir yığın sorunla karşılaştığını ve hiç bir şey de yapılamayacağını telkin etmek için büyük çaba harcıyor” düşmanın propagandalarına karşı uyanık ve özgüvenli olunması gerektiğini belirtti.296

294 Phillip Smyth, The Shiite Jihad in Syria and Its Regional Effects, Washington DC: The Washington Institute

For Near East Policy, 2015, p.4-6. 295 Humeyni, Velayet-i Fakih, s.147.

296 İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi, İslam İnkılabı Rehberi: Düşmana karşı tüm güçlerin azami derecede seferber olması lazım, 14 Mart 2019. http://www.leader.ir/tr/content/22829/%C4%B0slam-

86

BÖLÜM IV: OPERASYONEL SEVİYEDEKİ VARSAYIMLAR VE