• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM IV: OPERASYONEL SEVİYEDEKİ VARSAYIMLAR VE İRAN’IN

4.1. Savunma Stratejisi

İranlı liderlerin sert söylemleri ve saldırgan tutumu dolayısıyla bu ülkenin saldırgan ve yayılmacı bir strateji izlediği yorumlarına sebep olmaktadır. Buna karşın İran’ın savaşın rolüne, çatışmanın doğasına ilişkin görüşleri ve tehdit algısı ile bu tehdidin yarattığı korku (tehdidi bertaraf etmek mümkün olmadığından) İran’ı savunmaya dönük bir strateji izlemeye itmektedir. Bununla birlikte İran’ın izlediği bu savunma daha çok aktif nitelikli bir savunmadır. Zira aktif savunma sınırlı saldırgan yöntemlere ve düşmanın saldırmasını önlemenin ötesinde rakiplerin poitikalarını yeniden gözden geçirmelerini sağlayacak önleyici müdahalelerde bulunma eylemlerini de içermektedir297.

Aşağıdaki tabloda yer alan veriler Johnston’un stratejik kültür paradigmasının temelini oluşturan üç temel varsayım üzerinden içerik analizi yöntemiyle elde edilmiştir. Savaşın insan ilişkilerindeki rolü, çatışmanın doğası ve güç kullanımına faydası kategorilerine ilişkin verilerin söylemlerde bulunma derecesine ve niteliğine göre 1 il 3 arasında değerler verilmiştir. Daha sonra tüm kategorilerin aritmetik ortalaması alınarak İran’ın stratejik tercih spektrumunda konumu belirlenmiştir.298

297 Johnston, Maocu Çin’de Kültürel Realizm ve Strateji, s.271.

298Johnston’un çalışmasında merkezi paradigmayı oluşturan üç varsayım belirlenen analiz nesneleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Ancak bu çalışmanın belirlediği analiz nesnelerinin içeriği ve kapsamı çok yoğun olduğundan dolayı, bunları teker teker belirtmek karmaşık bir görüntüye sebep olacağından analiz nesneleri yerine liderler üzerinden genel bir değerlendirme yapmaktadır. Bu konuya ilişkin detaylı bilgi için bkz: Johnston, Cultural Realism: Strategic Culture and Grand Strategy…; Alagöz, Stratejik Kültür Perspektifinden Kuzey Kore’nin Nükleer Programı.

87

Tablo 2: Stratejik Karar Alıcıların Stratejik Kültür Kapsamında Puanlanması

Kategori Humeyni Hamaney

Savaşın insan ilişkilerindeki rolü 2 2

Düşmanın doğası 3 2

Güç kullanımının faydası 3 3

Aritmetik Ortalama 2,66 2,33

Tablodan çıkan sonuçlar göstermektedir ki İran İslam Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana tutarlı bir stratejik kültürün var olduğunu göstermekle birlikte buna bağlı olarak tercih sıralamasında da bir tutarlılık olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Söz konusu üç varsayımın İranlı liderlerin söylemlerinde nitel içerik analizi yöntemiyle yer almasına bağlı olarak değerlendirilmesi sonucu aritmetik ortalama 2,49 olmakta ve İran’ın stratejik tercih spektrumunda aktif savunma ile saldırgan strateji aralığına denk düşmektedir. Pasif savunmaya karşın İran, düşmanı caydırmaya yönelik sınırlı saldırılarla düşmanın geri çekilmesini amaçlayan aktif savunma stratejisine ağırlık vermektedir. Aktif savunma stratejisi doğrultusunda karşı saldırıların amacı düşmanın savaç açma kabiliyetinin yok edilmesidir. Stratejik savunmadan stratejik saldırıya kadar olan tüm süreç “aktif savunma” olarak adlandırılır. Böylelikle İran İslam Cumhuriyeti’nin temel stratejisi aktif savunmaya dayalı bir stratejidir. Öte yandan Johnston’un dediği gibi bu aktif savunma eylemlerine halk desteğini ve sempatisini kazanmak için tamamen savunmacı ve adil olarak tasarlanmasına dair araçsal bir ihtiyaç tarafından belirlenmektedir.299

Devrim Muhafızları Ordusu Kutsal Savunma haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada “İran'ın bugünkü caydırıcı ve savunma amaçlı gücünün Kutsal Savunma yıllarındaki direniş ve derslerin sonucu olduğunu belirtti. 8 yıl süren Kutsal Savunma'nın hakkı savunan ve zulümle mücadele eden milletler ve toplumlar için bugün bir model haline

88

geldiğini vurgulayarak Silahlı Kuvvetlerin her alandaki hazırlığının ülkenin, düşmanın tehditleri karşısında stratejik anlamda gafil avlanmasına engel olduğunu belirtti”.300

Şekil 7: İran’ın Stratejik Tercih Spektrumundaki Konumu

Kaynak: Emine Akçadağ Alagöz, “Stratejik Kültür Perspektifinden Kuzey Kore’nin Nükleer Programı”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 16, Sayı.61, 2019, s.122.

Devrim sonrası İran’ın bölgesel güvenlik stratejisi birbiriyle bağlantılı iki temel unsura dayanmaktadır:

1. İran'ın savunma stratejisinin bir ayağını da, DMO'nun Kudüs Gücü tarafından yürütülen “ileri savunma” stratejisidir. Bu strateji, düşmanları İran topraklarından uzaklaştırmak, caydırmak, zayıflatmak veya onlarla savaşmak için “direniş ekseni” olarak bilinen bölgesel müttefikleri ve vekillerin kullanılmasını içermektedir. Bu vekil gruplar veya müttefikler arasında Irak'ta Haşdi Şabi, Suriye'deki Şii milisler, Lübnan'da Hizbullah, Yemen'de Husiler, Filistin'de İslami Cihad ve Hamas sayılabilir.301

2. İran'ın savunma stratejisinin ikinci bir ayağını, İsrail'e, Körfez Arap devletlerine, bölgedeki ABD askeri üslerine ve Avrupa'nın bazı bölgelerine isabet edebilen kısa, orta ve orta menzilli balistik füzeler geliştirmektir. İran bu balistik füzeleri İsrail'e karşı caydırıcı ve İran'a bir saldırı durumunda kendi topraklarından bölgedeki düşmanlarını veya ABD askeri üslerini vurmanın bir yolu olarak görmektedir. İran, balistik füzeleri savunma silahı olarak sunarken, düşmanları onları saldırgan bir tehdit olarak görmektedir.

Böylelikle İran yönetiminin aktif savunma ve caydırıcılık stratejisinin bel kemiğini unsurlar füze programı ve vekil savaş stratejisi oluşturmaktadır. ABD, İsrail ve onların müttefiklerini başlıca tehdit olarak gören İran, bu doğrultusunda caydırıcılık

300Tesnim News, “Devrim Muhafızları: Silahlı Kuvvetlerin Kudreti, Düşmanların İçine Derin Korku Salmıştır”, 26

Eylül 2018.

89

kapasitesini artırmak için başlıca şu girişimlerde bulunmaktadır:

• Basra Körfezi’ndeki ABD varlığına karşı bu bölgede olabildiğince güçlü olmak ve Hürmüz Boğaz’ının hakimiyetini elinde bulundurmak. Hürmüz Boğazı'nın kapatılmasının dünya ekonomisi üzerinde büyük bir etkisi olacağından, Tahran için ancak son çare olarak değerlendirilmektedir. Çünkü İran'ın kendi petrol ihracatının neredeyse tamamı bu boğazdan geçmektedir ve kapanması durumunda İran’n uluslararası toplumun çoğuyla arasını açabilir.302

• Komşu ülkeleri Şii nüfusları üzerinden etkileme kabiliyeti ve vekil güçlerle işbirliği yoluyla ihtilaflı bölgelerde saldırılar düzenleme gücüne sahip olmasıdır. vekil aktörler üzerinden ülke güvenliğini sınırların ötesine Akdeniz ve Aden’e uzanacak şekilde tanımlamak İran’ın devlet politikası haline gelmiştir. Vekil unsurların askeri ve ideolojik bağlantılar yoluyla dinamik tutulması, bölgesel krizlerde ülkeye büyük avantajlar sağlamaktadır.303

• Konvansiyonel ve belki de ileride nükleer başlıklara sahip olacak ve İsrail’i doğrudan tehdit edebilecek roket ve füze gücüne sahip olmaktır.

Ayetullah Hamaney İran İslam Cumhuriyeti’nin 40. zafer yıldönümü dolayısıyla İranlı gençlere hitaben yayımladığı bildiride İslam Cumhuriyeti’nin 1979 Devrimin’den bu yana başka bir ülkeye savaş başlatmadığı için övünmektedir: “Bu inkılap hiç bir durumda, hatta Amerika ve Saddam’a karşı ilk mermiyi sıkmamış ve tüm durumlarda düşman saldırıya geçtikten sonra kendini savunmuş ve tabi karşı darbeyi en güçlü biçimde indirmiştir. Bu inkılap en baştan bugüne dek ne acımasız ve kan akıtıcı, ne de pasif ve tereddütte olmuştur. Bu inkılap açık ve cesur bir şekilde zorbalara ve zorbalık yapanlara karşı dik durmuş ve mazlumları ve mustazafları savunmuştur. İslam inkılabının bu mertçe duruşu ve inkılapçı mertliği, sadakat ve iktidarı, dünya mazlumlarının yanında duruşu doğrultusunda bölgesel ve küresel hareketi, İran ve İranlının onur kaynağıdır ve her daim olmaya da devam edecektir.”304

302 Caitlin Talmadge, “Closing Time: Assessing the Iranian Threat to the Strait of Hormuz,” International Security,

Vol. 33, No. 1 ,(Summer 2008), 82-117, http://belfercenter.ksg.harvard.edu/files/IS3301_pp082-117_Talmadge.pdf; William D. O’Neil and Caitlin Talmadge, “Correspondence: Costs and Difficulties of Closing the Strait of Hormuz,”

International Security, Vol. 33, No. 3 (Winter 2008/09), 190-198, http://dspace.mit.edu

/openaccess-disseminate/1721.1/57443.

303 Yasemin Konukcu, “İran’ın Bölgesel Güvenlik Stratejisi: Bir Güç Döngüsünün Değerlendirilmesi”, Bitlis Eren Üniversitesi Akademik İzdüşüm Dergisi, Cilt.3, Sayı.3, Eylül 2018, ss.74-91. s.77

304 İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi, İslam İnkılabı Rehberi'nin İran'lı gençlere önemli mesajı, 13 Şubat 2019.

90

İran’ın göreceli konvansiyonel zayıflığı ve tehdit algıları, Tahran’ı geleneksel askeri anlamda temel olarak savunmacı bir devlet haline getirmektedir. Bu etmenler ayrıca İran'ı daha agresif olan revizyonist dış politikalarını vekil kuvvetler ve asimetrik mücadele doktrinleri gibi geleneksel olmayan yollardan takip etmeye itmektedir.305 Bu nedenle İranlı yetkililer, konuşmalarında dini imalara ve imgelere sıklıkla başvurmalarına rağmen, Batı'da konuşulan ve anlaşılan caydırıcılık kuramının dilini kullanırlar. İran savunma planlaması, İran’ın caydırıcı kabiliyetini geliştirme arzusu tarafından da motive olmaktadır. Bu amaçla İran, kendisine tehdit oluşturduğuna inandığı ülkeleri caydırmaya yönelik bir güç oluşturdu. Devrimden hemen sonra ABD öncülüğündeki silah ambargosundan dolayı Şah döneminden kalma silahların yedek parçaları temin edilemedi. İran’ın Irak’la yaşadığı savaşta bu konudan dolayı pek çok kez zor durumda kaldığı için İranlılar bir daha bu tecrübeyi tekrar etmemek için çabaladılar. Sonuç olarak İran dışa bağımlılığı azaltmak için yerli askeri sanayiye ağırlık verdi. Dış güçlerin ambargolarının İran’a askeri anlamda bir zarar vermesinin de büyük ölçüde önüne geçilmesi hesaplandı. Tahran’ın nükleer teknolojisini geliştirmek istemeside bu kendine yetme çabası ile ilgilidir. Bu doğrultuda SSCB, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkelerden teknoloji ve silah sistemleri alarak savunma sanayisini geliştirmeyi amaçladı.306

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri Tahran’da basın mensuplarına ülkesinin savunma stratejisi hakkında önemli açıklamalar yaptı: "İslam’ın öğretileri ve İslam İnkılabı'nın ülkülerine göre hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yok ve hiç kimseye karşı askeri saldırı söz konusu değildir. Ülkenin en büyük stratejilerinden biri savunma stratejisidir. Bu çerçevede “İran halkının yanı sıra ülke bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve ulusal menfaatlerini savunuyoruz ancak bu operasyonel ve taktiksel düzeyde pasif bir şekilde davranmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Bu nedenle, kendi çıkarlarımızı korumak için taarruz yaklaşımını takip edebiliriz. Böylece yabancılar onun eser ve etkilerini görerek ülkemizin çıkar ve menfaatlerine saldırıyı akıllarından geçiremezler" ifadelerinde bulundu.307 Ayetullah Humeyni’nin 24 Mart 1986’da Tahran’da yaptığı bir

http://www.leader.ir/tr/content/22746/%C4%B0slam-%C4%B0nk%C4%B1lab%C4%B1n%C4%B1n-40.-zafer-

y%C4%B1ld%C3%B6n%C3%BCm%C3%BC-dolay%C4%B1s%C4%B1yla-Ayetullah-Hamanei'nin-%C4%B0ran'l%C4%B1-gen%C3%A7lere-mesaj%C4%B1 (11 Nisan 2019). 305 Mclnnis, s.30.

306 Abdullah Yeğin, “İran’ın Sert Gücü”, SETA Analiz, İstanbul: Turkuvaz Matbaacılık yayıncılık A.Ş., sayı.150,

Şubat 2016 s.18

91

konuşmada İmam Ali’nin savaşçı özelliğine vurgu yaparak onun “Hz. Peygamber döneminde savaşların çoğunda ön planda savaştı. Peygamber'den sonra, İslam'ın ondan mahrum bırakıldığı (üç halife dönemi) uzun süre dışında bir savaş danışmanlığı yaptığını”, “münzevi bir insan olduğu ve Müslümanların işlerine karışmadığı, bir köşeye oturması gerektiği iddiasında olmadığını” dile getirerek genelde tüm Müslümanlara özelde İranlılara pasiflikten uzak kalmalarını aksine aktif bir savunmada yer almalarını tavsiye etmektedir.308

Ayetullah Hamaney, Uzmanlar Meclisi Başkanı ve üyelerine hitaben yaptığı konuşmada ülkenin karşılaştığı sorunlar ve hadiseler karşısında nasıl bir tutum takınması gerektiğine yönelik tavsiyelerde bulundu. Bu doğrultuda “on bir ikilem”309 kalıbının üzerinde durarak şu ifadelerde bulundu: “Düşmanların azami saldırılarına karşı kendi gücümüzü ve imkanlarımızı azami derecede seferber etmeli ve böylece halkın ve yetkililerin derin inançları ışığında Allah’ın büyük İran milleti hakkındaki sadık vaatlerinin gerçekleşmesine zemin oluşturmalıyız” ifadelerinden hareketle Hamaney düşmanların saldırılarının boyutuna göre karşılık verilmesi gerektiğini vurgulamakta ve bu doğrultuda İran devletinin tepkisinin iki boyutuna dikkat çekmektedir: “Bizim hadiselere ve olaylara karşı tepkimiz bazen aktif ve çare arayışı biçiminde ve bazen de tepkimiz pasif ve sırf sitem etme ve hareketsizlik biçiminde olur”. Bu doğrultuda ilk ikilem olarak “inisiyatifli karşılaşma” ve “tepkisel karşılaşma” olduğunu belirtti: “tepkisel karşılaşmada bizim hareketimiz, düşman hareketine tabidir, fakat inisiyatifli karşılaşmada biz inisiyatifi ele alır ve düşmanların asla hayal bile edemedikleri noktadan onlara darbe vururuz”.310 Hamaney’in pasif ve aktif savunmaya yönelik bu sözleri İran’ın stratejik tercihinin “savunmaya dayalı caydırıcılık” olduğu iddiasını destekler niteliktedir. Zira düşmanın caydırmak için bazen pasif savunma yani bir düşmanı sınırların ötesinde tutmayı amaçlayan ve sadece eldeki mevzilerin korunmasına dayanırken bir nevi düşman karşısında edilgen konuma sokmaktadır; aktif savunmada ise düşman saldırılarını püskürtmek, olası kuşatma halini yarmak ve etkili bir karşı saldırıda bulunmaktır. Bu karşı saldırının ilk adımı, kendisinden daha güçlü olan

308 Khomeini, Sahifeh-Ye Imam…, s.19

309 On bir ikilem kalıbı olarak ifade edilen şey, Hamaney’in Uzmanlar Meclisi Başkanı ve üyelerine hitaben yaptığı konuşmada ülkenin karşılaştığı sorunlar ve hadiseler karşısında yapılması ve yapılmaması gerekenler olarak tanımladığı ilkeler bütünüdür.

310 İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi, İslam İnkılabı Rehberi: Düşmana karşı tüm güçlerin azami derecede seferber olması lazım, 14 Mart 2019. http://www.leader.ir/tr/content/22829/%C4%B0slam-

92

düşmanın birkaç adım geri çekilmesini, böylece boş alanlar bırakmasını ve saldırıda bulunduğu alanlar üstündeki dikkatinin dağılmasını sağlamayı amaçlar. Karşı saldırı, saldırı serilerinden oluşan kuşatmanın kırıldığı bir noktadan, ya da düşmanın hiç beklemediği bir noktadan gerçekleştirilebilir. Bu noktada önemli olan sınırlı imkânlara karşın ince düşünülmüş ve etkili bir hamlede bulunmaktır. Hamaney, “Bizler, düşmanlar yaptırım, askeri eylem veya başka bir eylemi düşünmeye bile fırsat bulamayacakları şekilde hareket etmeliyiz, ama eğer bunları yapacak olurlarsa da, onları bastıracak ve hezimete uğratacak şekilde hareket etmeliyiz. Herkes çaba harcamalı ve çeşitli alanlarda gerekli tedbirleri alarak uygulamalı, fakat hedefe ulaşmak için sabırlı olmak gerektiğini de bilmeli, zira tüm işleri hızlı bir şekilde yapmak mümkün değildir.”311 Neticede Hamaney, sorunlar karşısında “inisiyatifli karşılaşma”ya karşın “tepkisel karşılaşma”dan yana olunması gerektiğini belirtti.

İran’ın savunma stratejisinde hayati ve kritik öneme sahip olan Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi doğrudan DMO’nun gözetimi ve koruması altındadır. İran savunma sanayisinin zayıf yanı hava kuvvetleridir. Halihazırda İran’ın herhangi bir savaşta etkili olamayacak bir sürü savaş uçağı vardır. Genellikle İran askeri projelerini gizli bir şekilde yürüttüğü ve tamamlandıktan sonra duyurduğu için İran’ın askeri kapasitesini değerlendirmek oldukça zorlaşmaktadır. Dolayısıyla İran’ın gerçek silah kapasitesini tespit etmek kolay değildir. Bu kapasite İran’ın belirttiğinin çok üstünde olabileceği gibi gerçeği yansıtmaması ve propaganda amacıyla abartılmış olması da mümkündür.