• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.3 Yorumlar

Araştırma sonucunda elde edilen bulgular incelenmiş ve her bir alt problemle ilgili yorum yapılmıştır.

Araştırmanın birinci alt problemi “Yaratıcı drama etkinlikleri uygulanan deney grubunun, Fransızca konuşmaya yönelik etkinlik öncesi ve sonrası tutumları arasında anlamlı bir fark var mıdır? ” şeklinde ifade edilmişti.

Araştırmada, yaratıcı drama yöntemine göre öğrenim gören Fransızca hazırlık sınıfı öğrencilerinin etkinlik öncesi ve sonrası Fransızca konuşmaya yönelik tutumlarını ölçmek için, deney grubu öğrencilerinin tutum ön ve sontestlerine bağımlı örneklem t- Testi analizi uygulanmıştır. Sonuçlara bakıldığında (Bkz. Tablo 4.2.1), yaratıcı drama yönteminin uygulandığı deney grubu öğrencilerinin etkinlik öncesi ve sonrası Fransızca konuşmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu durumun tutumun değiştirilmesinin kolay olmamasından ve bir süreç gerektirmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Baron ve Bryne (1977) tutumu, “oldukça organize olmuş uzun süreli duygu, inanç ve davranış eğilimleri” (s.95) olarak tanımlamıştır (Akt: Cüceloğlu, 1999). Bir eğilimin tutum olabilmesi için bireyin o eğilimi uzun süreli göstermesi gereklidir (Cüceloğlu, 1997: 521). Meydan (2004), yapmış olduğu doktora araştırmasında, tutumun uzun sürede değişen bir özellik olduğunu ve bir ünite içerisinde tam bir tutum değişikliğinin beklenmemesi gerektiğini belirtmiştir.

Araştırmanın birinci alt problemine ait bulgular, Okvuran’ın (1993) bulduğu sonuçla benzerlik göstermektedir. Okvuran, çalışması sonucunda öğrencilerle 14 hafta süresince yapmış olduğu yaratıcı drama etkinliklerinin ardından empati ölçeği uygulamış ve öğrenciler kendilerinde olumlu değişimler hissetmiş olmalarına rağmen empatinin öğretilmesinin tutumda olduğu gibi kolay olmadığı ve bir sürece bağlı olduğu için dramanın etkileri hemen fark edilememiştir.

Diğer taraftan, Kılıç’ın (2009) yaratıcı dramanın öğrencilerin İngilizce konuşmaya yönelik tutumlarına etkisini incelediği araştırmasında, öğrencilerin tutumlarında anlamlı

bir fark görülmüştür. Kılıç’ın bulduğu bu sonuç, yaratıcı dramanın eğitimin farklı alanlarında tutuma olan etkisinin araştırıldığı Duatepe’nin (2004) ve Üstündağ’ın (1997), çalışma sonuçlarıyla paralellik göstermektedir.

Deney grubu öğrencilerinin Fransızca konuşmaya yönelik tutumlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark ortaya çıkmamış olmakla birlikte öğrencilerin ders sonlarında yazdıkları günlükler incelendiğinde, yaratıcı drama etkinliklerinden sonra Fransızca derslerine bakış açılarında olumlu yönde değişiklikler olduğu görülmektedir. Sağırlı ve Gürdal’ın 2002 yılında yaptığı çalışmada da drama tekniğinin öğrencilerin işlenen derse yönelik tutumlarını olumlu yönde etkilediğine yönelik sonuçlara ulaşılmıştır. Öğrenciler yazdıkları günlüklerde, Fransızca diline yönelik farklı bakış açıları kazandıklarını, yöntem sayesinde hedef dile daha yakınlaştıklarını, çekingenlik duygusunu aştıklarını, derste hem eğlenip hem öğrendiklerini, ileride öğretmenlik yapacakları zaman bu yöntemi kendi öğrencilerine uygulamayı düşündüklerini aktarmışlardır (Bkz. Ek–5).

Araştırmanın ikinci alt problemi “Kontrol grubunun, Fransızca konuşmaya yönelik etkinlik öncesi ve sonrası tutumları arasında anlamlı bir fark var mıdır? ” biçimindedir.

Araştırmada, programın öngördüğü yönteme göre öğrenim gören Fransızca hazırlık sınıfı öğrencilerinin etkinlik öncesi ve sonrası Fransızca konuşmaya yönelik tutumlarını ölçmek için, kontrol grubu öğrencilerinin tutum ön ve sontestlerine bağımlı örneklem t- testi analizi uygulanmıştır. Sonuçlara bakıldığında (Bkz. Tablo 4.2.2), programın öngördüğü yöntemin uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin Fransızca konuşmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Öğrencilerin Fransızca konuşmaya yönelik tutum puanları arasında fark bulunamamasının nedeninin, uygulanmakta olan yönteme devam edilmesi olduğu düşünülmektedir.

Araştırmanın üçüncü alt problemi “Yaratıcı drama yöntemine göre öğrenim gören Fransızca hazırlık sınıfı öğrencileri ile normal programın öngördüğü eğitimin uygulandığı öğrencilerin Fransızca konuşmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir fark var mıdır?” şeklinde tanımlanmıştı.

Araştırmada, yaratıcı drama yöntemine göre öğrenim gören Fransızca hazırlık sınıfı öğrencileri ile normal programın öngördüğü eğitimin uygulandığı öğrencilerin Fransızca konuşmaya yönelik tutumlarını ölçmek için, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin tutum öntest puanlarını kontrol altına almak için ANCOVA analizi uygulanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde (Bkz. Tablo 4.2.3), deney ve kontrol grubu öğrencilerinin tutum öntest puanları kontrol altına alındığında sontest puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Fransızca konuşmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir fark bulunamamasının nedeni birinci alt problemde olduğu gibi, tutumun değişmesinin belli bir sürece bağlı olmasından kaynaklanabilir. Ayrıca birinci alt problemin yorumunda açıklandığı gibi, öğrencilerin günlüklerindeki ifadeleri ve araştırmacının gözlemleri göz önüne alındığında deney grubu öğrencilerinde Fransızca dersine yönelik olumlu yaklaşımların geliştiği söylenebilir.

Araştırmanın dördüncü alt problemi “Yaratıcı drama yöntemiyle öğrenim gören Fransızca öğretmenliği hazırlık sınıfı öğrencileri ile normal programın öngördüğü öğretimin uygulandığı öğrencilerin yapılan derslere ilişkin genel Fransızca başarı düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? ” biçimindedir.

Araştırmada, yaratıcı drama yöntemiyle öğrenim gören Fransızca öğretmenliği hazırlık sınıfı öğrencileri ve normal programın öngördüğü öğretimin uygulandığı öğrencilerin yapılan derslere ilişkin genel Fransızca başarı düzeylerini ölçmek için, deney grubu ve kontrol grubu öğrencilerine uygulanan başarı testlerine ait puanlara varsayımlar kontrol edilerek t-Testi analizi uygulanmıştır. Sonuçlara bakıldığında (Bkz. Tablo 4.2.4), uygulanan 3 başarı testinin puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Bulunan farkın hangi grubun lehine olduğunu anlamak amacıyla grupların ortalamalarına bakılmış ve deney grubu öğrencilerinin kontrol grubu öğrencilerinden daha başarılı olduğu görülmüştür.

Araştırmanın dördüncü alt problemine ait yaratıcı dramanın Fransızca öğretiminde öğrenci başarısını daha fazla arttırdığına dair bulguları, alanyazında yer alan yabancı dil eğitimi ve eğitimin diğer alanları ile ilgili olan çalışmaların bulguları ile de paralellik göstermektedir.

Yalım (2003), yaratıcı dramanın Fen Bilgisi öğretimindeki etkililiğini araştırdığı çalışmasında yaratıcı drama ile öğretim yapılan deney grubu öğrencilerinin başarıları ile yaratıcı drama uygulanmayan kontrol grubu öğrencilerinin başarıları arasında deney grubu lehinde anlamlı bir fark tespit etmiştir. Kayhan (2004) yaptığı çalışmada yaratıcı dramayı içeren öğretim yöntemlerinin matematik alanında öğrenci başarısına etkisini deney ve kontrol gruplarına öntest-sontest uygulayarak araştırmıştır ve işlenen uzunluk ölçüleri dersinde yaratıcı dramanın öğrenme üzerinde daha etkili olduğu sonucuna varmıştır.

Uzer’in 2008 yılında İngilizce öğretiminin daha etkin yapılmasında dramanın rolünü araştırdığı çalışmasında, drama tekniğinin kullanıldığı İlköğretim İngilizce derslerinde öğrencilerin konuşma becerilerinin daha iyi geliştiği sonucuna ulaşmıştır. Aşoğlu (2005) yaptığı araştırma sonucundaki bulguları yaratıcı dramanın Ortaöğretim hazırlık sınıfı İngilizce öğretiminde başarıya olumlu etkisi olduğu yönündedir. Kılıç’ın 2009 yılında yaptığı çalışmada yaratıcı dramanın İngilizce konuşmaya yönelik tutumuna etkisinin yanında konuşma becerisine etkisi de araştırılmış ve kontrol gruplu deneme modelinde öğrenci başarıları ölçülmüştür. Araştırmanın sonunda öğrenci başarı puanları karşılaştırıldığında yaratıcı drama yönteminin geleneksel yöntemlere kıyasla daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Karamanoğlu (1999) yaratıcı dramanın İngilizce öğretiminde kelime bilgisi ve hatırlamaya yönelik etkisini araştırmış olduğu çalışmasında, drama uygulamalarının geleneksel yöntemlere göre öğrenmenin kalıcılığı açısından daha etkili olduğu ve öğrenci başarısına olumlu yönde etkilediği yönünde bulgulara ulaşmıştır. Bu sonuçlara göre, uygulanan yöntem, deney grubu öğrencilerinin Fransızca akademik başarılarını arttırmış, fakat Fransızca konuşmaya yönelik tutumlarına bir etkisi olmamıştır.

Benzer Belgeler