• Sonuç bulunamadı

Yolsuzlukların Kamu Gelirleri ve Harcamaları Üzerine Etkileri

Belgede Yolsuzluk ekonomisi ve Türkiye (sayfa 77-81)

2.3. YOLSUZLUĞUN EKONOMİK ETKİLERİ

2.3.2. Yolsuzlukların Kamu Gelirleri ve Harcamaları Üzerine Etkileri

Yolsuzluklar kamu gelirlerini düşürmekte kamu harcamalarını ise arttırmaktadır. Dolayısıyla kamu finansman açığına sebep olan yolsuzluk ekonomik anlamda istikrarsızlıkların en önemli sebeplerin birisi olmaktadır. Yolsuzluk seviyelerindeki azalmalar kamu açıklarını azaltacaktır.

60

2.3.2.1. Yolsuzlukların Kamu Gelirlerine Etkisi

Kamu gelirlerini besleyen temel faktörler toplanan çeşitli vergiler, harçlar, resimler ve şerefiye kalemleridir. Ancak yolsuzlukların varlığı, toplanması gereken bu kaynakların tahsil edilmesinde güçlükler ortaya çıkarmaktadır. Bazı kesimler, herkesin temel yükümlülüğü olan vergi ödemelerinden kaçınmakta, bu doğrultuda rüşvete başvurma yoluna gitmektedirler. Bunun bir sonucu olarak kamudan kaçırılmak suretiyle ödenmeyen her kuruş vergi kamu finansman açıklarına negatif yönde etki edeceği gerçeği ortaya çıkacaktır.

Vergi kaçırma, vergi muafiyetinden yararlanma veya vergi idarelerinin etkinsiz davranışları, devletin en önemli gelir kalemi konumundaki vergi gelirlerinde düşüşlere sebebiyet vermektedir. Verginin tabana yayılmasını engelleyen yolsuzluklar, az sayıdaki mükelleften fazla oranlarda vergi alınmasına neden olduğundan adalet kavramına ters düşmektedir (Oral, 2009: 59).

Tanzi ve Davoodi tarafından yolsuzluk ve vergi gelirleri arasında yapılan araştırma çerçevesinde aralarında ters yönlü ilişki kapsamında, yolsuzluk düzeyinde bir birimlik artışın toplam kamu gelirlerinin GSYİH’ye oranında yüzde 1,5, vergi gelirlerinin GSYİH’ye oranında yüzde 2,7 ve gelir vergisi hasılasının GSYİH’ye oranında yüzde 0,063 seviyesinde düşürdüğü tespit edilmiştir.

Katma değer vergisi gibi dolaylı vergiler, mal alındığı esnada ödendiği için söz konusu malın fiyatının parçası gibi düşünülmekte dolayısıyla bu vergiler alım esnasında ödendiği için yolsuzluk yapabilme ihtimali daha düşük olmaktadır. Gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergiler ise beyan edilen rakamlar üzerinden ücretlendirilmekte bu da dolaysız vergilerin yolsuzluk yapmaya daha müsait olduğu vergi türleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bazı vergilerin ödenmesinde vergi daireleri ile muhatap olunmazken bazılarında muhatap olma zorunluluğu vardır. Bu muhataplık ise bazı fırsatçılara yolsuzluk yapabilme zemini hazırlamaktadır.

Dolaysız vergiler yolsuzluklardan dolaylı vergilere nazaran olumsuz anlamda daha fazla etkilenmektedir. Bunu örnekle açıklayacak olursak, yolsuzluk düzeyinde bir birimlik artış dolaylı vergi gelirlerinin GSYİH’ye oranını yüzde 1,2 düşürmekte iken bu oran dolaysız vergilerde yüzde 1,8’e çıkmaktadır. Aynı zamanda yolsuzluk

61

düzeyinin azalmasının olumlu etkisi gelişmiş ülkelere göre gelişmekte olan ülkelerde daha fazla görülmektedir. Bu kapsamda yolsuzluk düzeyinde 4 birimlik bir düzelme gelişmekte olan ülkelerdeki dolaysız vergilerin GSYİH’ye oranını yüzde 7,2 artırmakta iken bu oran gelişmiş ülkelerde ise yüzde 2 seviyelerinde olmaktadır (Tanzi ve Davoodi, 2000: 15-20).

Kamusal yükümlülüklerini yerine getirme rolüne sahip kişi ve kurumların dolaylı veya dolaysız vergi ödemlerini gerçekleştirme konusunda hassasiyetleri kamu gelirleri açısından ne kadar önemli bir unsur olsa da diğer konu da ülkelerdeki yolsuzlukların en fazla olduğu alanların içerisinde vergi idareleri ve gümrüklerin hassasiyeti olduğu unutulmamalıdır. Vergilerin toplanmasında yüksek seviyelerdeki yolsuzluklar da vergi gelirlerini düşürmektedir. Mükellefler tarafından ödenen vergiler devlet hazinesi yerine doğrudan vergi yöneticilerinin cebine yönelebilecektir. Bu durum kamu gelirlerinin toplanmasına büyük sekteler vurabilmektedir (İleten: Giray, 2005: 128-129).

2.3.2.2. Yolsuzlukların Kamu Harcamalarına Etkisi

Yolsuzlukların kamu harcamaları üzerindeki arttırıcı etkisi çeşitli ampirik araştırmalarda ortaya konulmuştur. Kamu harcamaları ile yolsuzluklar birbirinden ayrılmayan bütünün parçaları şeklinde tanımlanabilmektedir. Bu bütünlüğün içerisinde birçok unsur etkilidir. Bunların başında kamu harcamalarının insanlara sağladığı ciddi oranda kazanç olanakları bulunmaktadır. Kruger, kamu faaliyetlerinin rekabetten uzak bir ortamda ve kapalı kapılar ardında gerçekleşmesi durumunda yolsuzlukların yoğun bir şekilde yaşanacağını belirtmektedir. Ayıca kamu kesiminin değeri tam anlamıyla belirtilmeyen, denetimi güç ve üstün teknoloji gerektiren mal ve hizmetlerin üretimini geçekleştirmesi durumunda yolsuzlukların yaygın bir hale geleceğinin üzerinde durmuştur (İleten: Bağdigen ve Dökmen, 2006: 54). Kamu harcamalarının karşılığında olması gereken miktarda mal ve hizmetin satın alınamaması ve sağlaması gereken faydanın altında kalınması veya beklenen verimin oluşmaması, yolsuzluğun bulunduğunun bir göstergesidir. Yolsuzluk miktarı ise alınan mal ve hizmetin gerçekteki satış değeri ile piyasadaki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır.

62

Yolsuzluk nedeniyle kamu harcamalarının etkin bir şekilde yapılamaması dolayısıyla gerçekleşen etkinin boyutu, bu kaynağın özel sektör tarafından nasıl kullanılacağına ilişkin olarak farklılık göstermektedir. Özel sektör bu kaynağı verimli alanlara kanalize edebiliyorsa, büyüme üzerinde pozitif etki yapması bile söz konusu olabilmektedir. Ancak yolsuzluklar nedeniyle kamu alt yapı yatırımlarının beklenilen ölçüde yapılamaması, bu kaynakların çok daha verimsiz alanlara yönelmesine de yol açabilmektedir. Örnek olarak havalimanı, köprü, alt geçit gibi kamu alt yapı harcamaları yerine bunlar için gerekli olan malzemelerle özel lüks evlerin yapımına yönelinmesi ekonomik büyümeye olumsuz etkide bulunacaktır (Çelen, 2007: 103).

Diğer yandan yolsuzluk, ekonomideki olumsuz etkisini en seri şekilde yatırımlar üzerinde göstermektedir. Yolsuzluğun çok fazla olduğu ülkelerde yolsuzluğa meyilli yöneticiler yatırım projesine karar verme esnasında gerekli ekonomik değer taşıyan projelerin yerine rüşvetlerin doğabileceği projelere yatırım yapılmasını istemektedirler.

Devletin yapacağı cari harcamaların hangi kompozisyonunda yapılması gerektiği yüksek takdir yetkileri doğurmaktadır. Gerçek değerinin tespit edilmesi güç ve denetlenmesi zor olan projelerde yolsuzluk yapılma durumları çok daha fazla olabilmektedir.

Diğer bir kamu harcama kalemi, altyapı bakım ve onarım çalışmalarıdır. Yolsuzluğun fazla olduğu ülkelerde, hali hazırda var olan mevcut altyapı küçük bakımlarla tekrar kullanıma sunulabilecek durumda olsa bile yeni projelere başlama isteği mevcut olan altyapıyı atıl hale getirir. Bunun sebebi ise yolsuzluk yapmaya meyilli politikacıların yeni proje ve ihale gibi süreçler sayesinde yeni kazançlar ve komisyonların peşinde koşma istekleridir. Yüksek takdir yetkisi bulunan ve hesap vermesi çok fazla beklenmeyen politikacılar, söz konusu süreci istedikleri şekilde işletebilmektedirler (Gedikli, 2011: 180).

Bağdigen ve Dökmen tarafından Türkiye’de 1982–2003 yılları arasında yolsuzluk ve kamu harcamaları (konsolide bütçe, eğitim, sağlık, savunma ve yatırım harcamaları) ilişkisi incelemiş ve Türkiye’de kamu harcamaları ile yolsuzluklar arasında aynı yönlü ilişkiler tespit edilmiştir. Bu kapsamda Türkiye’nin yolsuzluk algılama endeksindeki 1 birimlik artışın GSYİH karşısında:

63

 Yatırım harcamalarını %0.24 oranında artırdığı,

 Eğitim harcamalarını %0.33 oranında attırdığı,

 Sağlık harcamalarını %0.06 oranında artırdığı,

 Konsolide bütçe ve savunma harcamalarını ise genel anlamda artırdığı tespit edilmiştir. Öte yandan ülkemizde eğitim ve sağlık alanında alt yapı eksiklikleri göze çarpmaktadır. Eğitim ve sağlık hizmetlerinde etkinliğin üst seviyelere çıkarılması ve bölgesel farklılıkların azaltılması maksadıyla tamamlanması gerekli bu alt yapı eksikliklerinin yolsuzluklara zemin hazırladığı düşünülmektedir. Sağlık sektöründe ihtiyaç duyulan yüksek teknoloji ile donatılmış hastanelerin kurulması amacıyla yapılan yatırımlar bünyelerinde barındırdığı rant olanakları ile yolsuzluklara yine zemin hazırlamaktadır (Bağdigen ve Dökmen, 2006: 27-33).

Karagöz ve Karagöz tarafından 1980-2005 yılları arasında Türkiye’de yolsuzluğun kamu harcamaları ve ekonomik büyüme üzerindeki etkisi araştırılmış olup, söz konusu araştırmada Bağdigen ve Dökmen tarafından yapılan çalışmanın aksine yolsuzluk ile kamu harcamaları arasında herhangi bir ilişkisi tespit edilememiştir (Karagöz ve Karagöz, 2010: 18).

Belgede Yolsuzluk ekonomisi ve Türkiye (sayfa 77-81)