• Sonuç bulunamadı

Tunçdilek, yerleşmelerin çeşitliliğini ve dağılışını etkileyen etmenlerin başında doğal çevre faktörlerinin geldiğinden bahseder. Doğayla insan arasındaki karşılıklı etkileşimi ortaya koymadan iskâna ait sorunların ve şekillerinin niteliğini ve gelişimi hakkında kesin ve gerçek sonuçlara varmak mümkün olamaz (Tunçdilek, 1967, s: 27). İnsanoğlunun bütün çalışmaları, etkinlikleri yerleşmeye dair bütün faaliyetleri doğanın hükmü altındadır. Doğanyol’da yerleşmelerin kuruluşu, gelişmesi ve dağılışında doğal çevre faktörleri büyük oranda etkilidir.

Fırat vadisinde yer alan Doğanyol ilçe merkezinin kuzeyi ve batısı pliyokuvaterner yaşlı dolgu ve kısmen aşınım yüzeyleri vadi tabanına geçişe imkan vermektedir ve daha çok konglomera, kumtaşı, kiltaşı ve çakıltaşı içermektedir. Araştırma alanın geri kalan tüm kısmında mesozoyik-paleozoyik döneme ait Pütürge Metamorfitleri yaygındır. Metamorfik yapının geniş alan kapladığı ilçe merkezinin ilk kuruluş yeri çok eğimli bir yamaçta olmasından dolayı geniş yolların yapımı ve yerleşme alanının genişlemesi açısından uygun değildir. Olabildiğince meyilli olan bu alandaki konutlar topoğrafyaya uyumlu olarak teraslı bir biçimde şekillenmişlerdir. Bir sıradaki evlerin yol seviyesi bir alt sıradaki evlerin toprak dam bölümlerine denk gelebilmektedir. Konut dokusunun sık, modern kentsel ölçütlerin yetersiz olduğu bu alanlardaki konutların yapısı kerpiç ve taş malzemeyle yapılmış tek katlı ve alt katı genellikle ahır, samanlık veya odunluk olarak kullanılan iki katlı, çatı sistemleri toprak damlı geleneksel mesken tipleridir. Yeni gelişim alanlarında yer alan yapı malzemesi tuğla olan modern ve çok katlı kiremit örtülü konutlar gittikçe ilçe merkezinin kuzeyine; pliyokuvaterner aşınım ve dolgu düzlüklerinin geniş yer kapladığı alanda yayılım göstermektedir.

Doğanyol ilçesi, Güneybatı-Kuzeydoğu uzanışlı, aktif ve sol yanal atımlı Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde olup, tektonik açıdan oldukça hareketli bir sahadadır. 1.derece deprem bölgesi üzerinde yer alan Doğanyol, 2003 ve 2005 yıllarında meydana gelen depremler sonrasında meskenlerin inşasında taş ve toprak yerine tuğla, çimento ve nervürlü demir kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle Damlı ve Burçköy’ün bulunduğu gevşek dolgulu birikinti yelpazeleri üzerinde, devlet desteğiyle depreme dayanıklı betonarme konutlar inşa edilmiştir. Yerleşmelerin üzerinde etkili bir başka faktör araştırma sahasının jeomorfolojik özelliğinden kaynaklanan kütle hareketleri, çamur akmaları ve heyelanlardır. Çok eğimli morfolojinin neden olduğu aktif ve paleo- heyelanlar daha çok Akkent, Yalınca, Gevheruşağı vadisinde Behramlı ile Yeşilköy’de etkili olmaktadır (Foto 10) , (Harita 7). Aşınım yüzeyine ait eğimli bir yüzeyde inşa edilmiş pek çok konut heyelandan etkilenmiş ve etkilenmektedir. Kışın yoğun kar yağışının ardından çığ tehdidi altında bulunan köyler yükseltinin ve eğimin yüksek olduğu yerlerdir. “Nitekim 1974’te Poyraz köyünde meydana gelen çığ felaketinden dolayı 52 konut etkilenmiştir”(Malatya Çevre Durum Raporu, 2010, s:301).

Foto 10: Paleoheyelan alanında kurulu Behramlı Köyü

“Ulubaba Dağının en yüksek tepesi 2397 m. yükseltisindeki Ulubaba Ziyaretidir. KD-GB doğrultusunda uzanan dağ doğusundan Gevher Deresi tarafından 1000-1500 m., doğusundan Fırat Nehri tarafından 1000 m.den fazla, güneyinden ise Kaman Çayı tarafından 1500 m.den fazla derin vadilerle yarılmıştır. Dağın kuzeyi ise Burç Çayı ve Fırat Nehrine kavuşan yan derelerle diğer alanlara nispetle daha sığ bir şekilde parçalanmıştır. Gevher Deresi ve Kaman Çayı senklinallere yerleşen boyuna subsekant vadilerdir. Her iki akarsu vadisinin yamaçlarında paleoheyelanların yanında aktif çok sayıda heyelanlar bulunmaktadır. Ulubaba dağı ile kuzeyindeki Karakaya Baraj Gölü arasında gelişen DAF’a paralel faylar dağın kuzey yamaçlarının basamaklı bir şekil almasına neden olmuştur. Yamaçlarda mikaşistlerin ve gnaysların geniş yer tutması yüzünden derin oyuntular gelişmiştir. Dağın güneyinde yarılma ve erozyonun çok şiddetli olmasına bağlı olarak aşınım yüzeyleri dar alanlı olarak görülürken, kuzeyde daha geniş alanlar kaplamaktadır. Bu durum, aşınım dalgasının güneyden kuzeye doğru gecikerek ilerlemesine bağlıdır (Özdemir, 1994, s:108).”

Doğanyol İlçesi’nde fiziki ve beşeri etmenler yerleşmelerin hane sayıları üzerinde oldukça etkilidir. 1980 yılında hane sayısı 0-50 arasında 4 köy, 51-100 arasında 4 köy, 101-150 arasında 4 köy ve hane sayısı +151 fazla olan 1 köy bulunmaktadır. 2014’te hane sayısı 0-50 arasında 9, 51-100 arasında 3 köy yer alırken 151+ fazla ise 2 köy bulunmaktadır. Araştırma sahasındaki yerleşmelerin hane sayısı 0- 50 arasında yer alan köyler genellikle yükseltisi fazla, eğimli ve dağlık alanlarda yer alan, toprağı verimsiz ve tarım arazilerinin dar olduğu, tarımda sulama imkânın fazla olmadığı ekonomisi hayvancılığa dayalı Behramlı, Ulutaş, Yeşilköy, Mezraa, Yalınca, Poyraz, Akkent, Gevheruşağı köyleridir (Tablo 38, Harita 19 ve Harita 20). Hane sayısı 151 ve üstü olan araştırma sahasındaki 2 yerleşmeden Gökçe ve Koldere’nin hane sayısı açısından fazla olmasının nedeni verimli tarım arazilerinin yanı sıra ulaşım açısından uygun imkânlara sahip olmasıyladır. Yer şekilleri, yükselti, bitki örtüsü, toprak özellikleri, iklim şartları, hidrografik ve jeolojik özellikler gibi fiziki faktörler ile ulaşım, tarım ve ekonomi gibi beşeri faktörler yerleşmeyi etkileyen etmenlerdir.

Tablo 38: Doğanyol’da Yerleşmelerin Hane Sayısı (1981-2014)

1

9

8

0

Yerleşme 0-50 Yerleşme 51-100 Yerleşme 101-150 Yerleşme +151

Yalınca 35 Burçköy 57 Koldere 105 Gökçe 263

Mezraa 45 Akkent 76 Damlı 130

Poyraz 49 Ulutaş 89 Konurtay 130 Behramlı 50 Gümüşsu 100 Gevheruşağı 131

2

0

1

4

Yerleşme 0-50 Yerleşme 51-100 Yerleşme 101-150 Yerleşme +151

Behramlı 15 Konurtay 53 Koldere 170

Ulutaş 15 Gümüşsu 60 Gökçe 250

Yeşilköy 17 Damlı 80 Mezraa 20 Yalınca 20 Poyraz 25 Akkent 40 G.Uşağı 48 Burçköy 50