• Sonuç bulunamadı

2.2. Sanat ve Bilim ĠliĢkisinin ÇağdaĢ Sanata Yansıması

2.2.5. Yeni Medya

GeçmiĢten günümüze kadar toplumlar ve insanlar arasında her zaman bir iletiĢim Ģekli olmuĢ fakat tarih boyunca gerçekleĢen geliĢmeler sebebiyle iletiĢim Ģekilleri oldukça değiĢmiĢ, bilim ve teknolojinin etkiyle farklı iletiĢim Ģekilleri kendini göstermiĢtir. DeğiĢim, geliĢim ve dönüĢüm ifadelerini bünyesinde barındıran yeni medya sanatına, bilgisayarlar internet ve mobil teknolojiler yeni imkânlar sunmaktadır.

Yeni medya sanatı, geliĢen bilgi teknolojileri ve iletiĢim ağları sayesinde, bilgisayar grafikleri, yeni medya teknolojileri, internet, bilgisayar animasyonları gibi farklı teknikler kullanılarak izleyiciyle etkileĢime geçen bir sanat Ģeklidir (Özkan, 2017).

Yeni medyada öne çıkan "dijital ve kod" kavramları, yeni medya araçlarının iĢleyiĢinin temelini oluĢturmaktadır. Yeni medyanın gündeme gelmesiyle, bütün eski medya biçimleri dijitalleĢmekte ve böylece yeni medya ile çok daha geniĢ kitlelere ulaĢılmaktadır. Bunun sonucu olarak da medya artık "programlanabilir" olmaktadır (Manovich, 2001: 27).

Yeni medya teknolojileri her türlü habere anında ulaĢılmasını, tüm dünyada yaĢanan olayları online olarak izleyebilmeyi sağlamıĢtır. GeliĢen teknolojinin insanlara yeni ufuklar sunmayla birlikte, günümüzde dünyanın herhangi bir noktasıyla anında iletiĢim kurabilmek, telekonferanslar yapabilmek, hiçbir yere gitmeden birden fazla yerde temsili olarak bulunabilmek, gibi 20 yıl öncesi mümkün olmayan birçok iĢlem günümüzde yapılabilmektedir (Güney, 2014: 56).

Yeni medya teknolojilerinin ontolojisinde neyin “yeni” olduğu geçmiĢten günümüze süregelen bir tartıĢmadır. Her medya, içinde bulunduğu dönemde “yeni” kabul edilir ve o dönemin sosyal, kültürel ve sanatsal gereksinimlerine yanıt olarak

ortaya çıkar. Rönesans döneminin yağlı boya tabloları, XIX. yüzyılın fotoğrafı, XX. yüzyılın hareketli imgeleri, elektronik çağa geçiĢi simgeleyen video, hepsi kendi dönemlerinin yeni medyasını oluĢturan ifade olanakları olarak karĢımıza çıkmıĢtır. Bu açıdan “yeni medya” terimi beraberinde bir takım tartıĢmalar getirmekte ve çoğunlukla “dijital medya” ile eĢ anlamlı olarak kullanılmaktadır (Akın, 2015: 51).

ġahiner‟e (2015: 110-111) göre yeni medya sanatı, yaklaĢık yirmi yıldır kendi kurumlarını yaratacak güncel sanat ortamına alternatif bir alan olarak varlığını hissettirmektedir. Özellikle küresel ekonominin ve yeni kültürel koĢulların iĢlerlik kazandığı günümüz dünyasında giderek önemli bir noktaya gelmektedir. Yeni medya, özellikle 1960'lardan beri sanat ve teknolojinin bir arada kullanıldığı biliĢim teknolojilerinin sunduğu yeni bir deneyim alanı olarak da değerlendirilebilir. Sanat bilim ve teknolojinin bir arada kullanıldığı temelde disiplinlerarası bir pratik olarak izlenebilecek olan yeni medya sanatı, son 20 yılda küresel ekonominin yarattığı ivme sonucu, sanat pazarındaki bir canlanma meydana getirmiĢtir. Uluslararası müzelerin, sanat fuarlarının ve sergilerin yaygınlaĢması ile birlikte çağdaĢ sanat anlayıĢlarının payındaki artıĢa paralel olarak, yeni medya sanatında bir yükseliĢ trendi yakaladığı gözlemlenmektedir.

Bugün "yeni medya" olarak isimlendirilen ve baĢta internet olmak üzere, mobil iletiĢim, etkileĢimli televizyon gibi, kullanıcılarına çift yönlü iletiĢim olanakları sağlayan arayüzlerle donanmıĢ teknolojiler, bugünün sanatçısına eĢsiz fırsatlar sunmaktadır. Dijital teknolojilerin kullanıldığı sanat çalıĢmalarının büyük bir kısmında, sanatsal süreç veya sanat nesnesi ile izleyici arasında çift yönlü bir iletiĢim bulunmaktadır. Her Ģeye rağmen yeni medya, sanat nesnesinin orijinalliğinden telif haklarına, alternatif yaĢam benzetimlerinden sanal kimliklere, gündeme getirdiği köktenci değiĢimler ve bunların etrafında geliĢen tartıĢmalarla, güncel sanatın dönüĢümünde çok önemli bir rol oynamaktadır (Yurtsever, 2009: 39-40).

ÇağdaĢ sanat ortamının sunduğu bu çoklu ortamın, doğası gereği farklı karakterlere sahip olmasını ġahiner (2015: 111) Ģu Ģekilde değerlendirmektedir:

“Sanat ortamının günümüzdeki bu dinamik yapısında yeni medya üzerine düşünen ve üreten sanatçılar, küratörler ve teorisyenlerin varlığından da söz etmek gerekiyor. Günümüz sanatının çoklu yapısı ve çağdaş sanat pratiğinin yorumlanmasında da yeni ve zengin açılımlar sunmaktadır. Bu süreç, geleneksel

medyaları sunduğu olanakların ötesinde bir dizi küresel etkileşim ve ağ kültürü gibi yeni kavram ve olgularla baş başa bırakıyor. Dahası bu süreçte internetin yaygınlaşması sonucu, çağdaş sanat pratiğinde uzunca bir süredir üzerinde durulan „etkileşim‟, „katılım‟, „programlama‟ ve „ağlar‟ gibi dijital kültüre özgü yeni uygulama ve denetim süreçlerine tanık oluyoruz”.

“Yeni medya sanatı” kavramı kapsamında değiĢik tanımlamalarla ifade edilen birçok uygulama biçimi bulunmaktadır. Bunlar: "dijital sanat", "dijital performans", "dijital enstalasyon", "dijital video ve animasyon", "dijital heykel", "yazılım sanatı", "veri sanatı", "net sanatı", "multimedya sanatı", "robotik sanat" gibi pek çok sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır. Çoğu zaman da yapılan bir çalıĢma belirtilen bu sınıflandırmaların birden fazlası ile tanımlanmaktadır. Yani dijital enstalasyon çalıĢması aynı zamanda robotik sanat, multimedya sanatı olarak tanımlanabilmektedir. Yine kendi içlerinde kapsayıcı olanlar bulunmaktadır (Güney, 2014: 56).

Bu bağlamda yaĢadığımız çağda yapılan sanatsal çalıĢmalar doğrultusunda yapılan sanata verilen isimler de değiĢkenlik göstermektedir. Manovich‟e göre geleneksel estetik, resim, heykel gibi bölümlere ayrılırken dijital teknoloji ise fotoğraf, resim, sinema, animasyon gibi bölümlere ayrılmıĢ ve bu alanlar arasındaki farkı ortadan kaldırarak, "multimedya belgesini" yeni bir bütüncül standart olarak kabul etmiĢtir (Alioğlu, 2011: 115).

Sonuç olarak “Yeni Medya” yı: bilgisayar teknolojilerinin geliĢmesi ile birlikte ortaya çıkan; bilgisayarlar aracılığıyla eski medya biçimlerinin dijitalleĢerek ortak değerlere dönüĢtürülmesi sonucunda medyayı programlanabilir bir konuma getiren bir olgudur. Aynı zamanda telekomünikasyonu ve kitle iletiĢimini birleĢtiren; entegrasyon özelliğini bünyesinde barındıran; bu sayede interaktif bir iletiĢimi olanaklı kılan; veriye kolayca ulaĢma, değiĢiklikler yapma ve paylaĢma gibi birçok imkanı kullanıcılara sağlayan, zaman-mekan kavramlarını değiĢikliğe uğratan; iletiĢim ortam ve araçlarını temsil eden bir kavram olarak kabul edilebilir. (Güney, 2014: 56).

Benzer Belgeler