• Sonuç bulunamadı

2.2. Sanat ve Bilim ĠliĢkisinin ÇağdaĢ Sanata Yansıması

2.2.4. Melez Sanat (Hybrid Art)

ModernleĢme süreciyle paralel olarak geliĢen bilim ve teknolojideki yenilikler, günlük hayatı etkilediği gibi sanatı da etkilemiĢ, teknolojik geliĢmelerden etkilenen sanatçılar, farklı malzeme ve disiplinlerle, yeni arayıĢlara girmiĢlerdir.

Bu arayıĢların akabinde farklı eğilim, akım ve hareketler, plastik sanatlarda disiplinlerin sınırlarını zorlamıĢ ve yeni disiplinlerin ortaya çıkmasına olanak sağlamıĢ, onu melezleĢtirmiĢtir dahası melezleĢme, modern sanatı postmodern hale getirmiĢtir. ÇağdaĢ sanatçıların azımsanamayacak bir kısmı günümüzde çoklu medya teknolojilerini kullanmaktadır. Elektronik iletiĢim ağının bir parçası olarak, dijital medya sanatlarında melezlik; kendisine, sanat, bilim ve teknolojinin birleĢmesinden oluĢan, farklı ifade biçimlerini bir araya getiren ve uzmanlık ile bilginin birleĢtiği bir noktada yer edinmiĢtir. Görüntü teknolojisindeki geliĢmeler sanatçının görme Ģeklini, düĢünme biçimini değiĢtirmiĢ ve yaratıcılığını öne çıkarmıĢtır. Önceden yağlı boya, tuval, kâğıt, kil ya da mermer gibi malzemeleri kullanan, çalıĢmalarını oluĢturan sanatçı, artık bunlara fotoğraf, video, bilgisayarın sunduğu olanakları da eklemiĢtir (Akyol, 2011).

Hybridity-Hibrid-Melez terimi, biyoloji bilimi asıllı olsa da, 19. yüzyılda dilbilim ve ırksal teorinin kullanım alanına da girmiĢ ve böylece birçok disiplinde kullanılmaya baĢlamıĢtır. Sonraları göze çarpacak bir Ģekilde, popüler kültür çalıĢmalarında kendisine önemli bir yer edinmiĢtir (Tanrıbilir, 2010: 23).

Melez sanatın oluĢumunda, geliĢen teknoloji, bilim, siyaset, ticaret, savaĢ vb. birçok farklı alanın etkisi olduğu gibi disiplinlerarası araĢtırmaların da etkisi vardır. Bu alanlar arasındaki hızlı bilgi akıĢı, sanatçıların farklı disiplinleri bir araya getirerek melez sanat yapıtlarını izleyiciye sunmasına olanak sağlamıĢtır.

Endüstri ve teknoloji, gündelik hayatın vazgeçilmezleri olarak, sanatçıya yapıtını kurgulaması için gerekli ortamı sağlamıĢ; seri üretime dayalı heterojen yapısıyla melez çalıĢmaların oluĢmasına zemin hazırlamıĢtır. Ayrıca Hibrid sanat robotik, mekatronik, fiziksel bilimler, arayüz teknolojileri (konuĢma, hareket, yüz tanıma) yapay zekâ gibi teknolojiler kullanılarak farklı medya ve türlerin yeni ifade biçimleriyle sanatsal yaratım sürecine dâhil edilmesidir (Özkan, 2017).

ġekil 16.Arthur Elsenaar, The Varieties of Human Facial Expression, 1997

Kaynak: Sanal 16, 2018.

Bu proje, bilgisayar kontrollü simülatörlerin Ģok uyguladığı altı kasın her birinde olası tüm açma / kapama modellerini sıralayarak yüz ifadelerinin koreografisini araĢtırıyor.

Elsenaar ve Scha'nın en son araĢtırmaları, bedenin nesne olarak kültürel araĢtırmalarının bir parçası olarak, elektriksel olarak uyarılmıĢ yüzlerin koordineli çok kiĢili danslarını üretmeyi amaçlamaktadır (Wilson, 2010: 79).

Bilgisayar teknolojisini sanatsal sürece müdahil olması, sanatçının bilgisayarı elindeki bir fırça gibi kullanmasını sağlamıĢ ve gündelik hayat üzerindeki etkisinin sanatta yansımalarını görmek mümkün olmuĢtur. Bilgisayar teknolojisi kısa sürede farklı birçok disiplinde yerini almıĢtır. Disiplinlerarası olarak nitelendirebileceğimiz sanat; sinema, tiyatro, felsefe, sosyoloji, müzik, mimari, endüstriyel tasarım ve heykel gibi alanların iç içe geçmiĢ iliĢkilerinden oluĢmaktadır. Bu durum, sanat yapıtının bütüncül bir Ģekilde ele alma zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.

Geçtiğimiz birkaç yılda, çeĢitli disiplinleri birbirine bağlayan bu sanatla ilgili birçok tartıĢma yaĢanmıĢtır. Bu nedenle Hybrid Art'ın ne olduğunu tam olarak söylemek kolay değildir. UCLA'da Tasarım Medya Sanatları Bölümü'nde , Sanat Okulunda Sanat | Bilim Merkezi'nde ve Kaliforniya Nanosystems Enstitüsü'nde (CNSI) bir sanatçı ve profesör olan Victoria Vesna, deneysel, yaratıcı araĢtırmalarında farklı disiplinleri ve teknolojileri birleĢtirmektedir. Örneğin, çalıĢmalarında iletiĢim teknolojilerinin sosyal davranıĢları nasıl etkilediğini ve kimlik algısının bilimsel ilerlemenin bir sonucu olarak değiĢip değiĢmediğini incelemektedir (Leither, 2015).

ġekil 17. Victoria Vesna, Blue Morph, 2015

Kaynak: Sanal 17, 2018.

Blue Morph, bir tırtılın bir kelebeğe metamorfozundan türetilen nano ölçekli görüntüleri ve sesleri kullanan etkileĢimli bir kurulumdur.

Victoria Vesna‟ya göre, hibrit sanat genel olarak "kültür" olarak adlandırılan her Ģey etrafında hareket etmektedir. Çoğu durumda bu sanat anlayıĢında, yeni fikirler deneysel olarak araĢtırılır, bu da diğer disiplinler ile iĢbirliği gerektirmektedir. Bununla birlikte melez sanat çoğu zaman sanat dünyası tarafından

sanat olarak bile kabul edilmemektedir. Çünkü hibrid genel kategori veya tanımları kabul etmemekte ve olağan sanat yöntemlerini kullanmamaktadır. Günümüz küreselleĢmesi sanatsal araĢtırmalara yansımaktadır çünkü günümüz sanatı bilgisayar teknolojilerinin ötesine geçerek bilimsel laboratuvarlara girmekte ve bu alanda değiĢiklikler çok hızlı bir Ģekilde gerçekleĢmektedir. AraĢtırmalardaki hızlı değiĢimler nedeniyle geleneksel yöntemler giderek azalırken, bilim insanlarının sanatçılar ile yeni yollar keĢfetmesiyle, çağdaĢ yöntemler giderek artmaktadır. Çünkü geleneksel metodolojiler son keĢiflere uygulanamadığı için, bilim insanları ve sanatçılar daha fazla birlikte çalıĢmakta ve ortak iĢler yürütmektedir. Bu nedenle hibrid sanat daha karmaĢık bir hale gelmektedir ve daha net cevaplar isteyenler için daha da kafa karıĢtırıcı olmaktadır (Leither, 2015).

Vesna‟ya göre Hibrid Sanatta yediğimiz yiyecek, içtiğimiz su, yaĢadığımız hayvanlar, yakıt ve diğer güç konularına kadar uzanan çevresel konuların üretilen iĢe giderek daha fazla yansıması söz konusudur. Sanatçılar bu ve diğer ilgili sosyal ve siyasi konuları özel olarak ele alıp almadıklarını belirtmektedir. Bu alan güncel konuları yansıttığı ve tabanında mevcut küresel durumun bir ürünü olduğu için önemlidir. Hibrid Sanatı uygulayan sanatçılar, her yerde bulunan ve herkesi iyi ve kötü yollarla bağlayan iletiĢim teknolojisini kullanarak en kolay eriĢilebilir ve anlaĢılabilir araçlarla çalıĢmalarını oluĢturmaktadır Vesna‟nın çalıĢmalarının çoğu disiplinlerarası bir anlayıĢı içermektedir ve buna paralel olarak sanatçı sanat, bilim, teknoloji ve nano teknolojiyle ilgilenmektedir (Leither, 2015).

ġekil 18. Victoria Vesna, Quantum Tunnelling, 2003-2008

Kaynak: Sanal 18, 2018.

Sanatçının bir baĢka çalıĢması „Kuantum Evreni‟dir. Bu çalıĢma, teknolojide ve özellikle bilgisayar teknolojisinde bir paradigma kaymasını yönlendirir. Nitekim, kuantum tünelleme süreci halihazırda bilgisayarlarda Intel iĢlemcilerinin iĢletilmesi için gerekli olan mikro elektronik kurallarını değiĢtirmektedir. Bir "tünel", izleyicinin görüntülerinin yansıtıldığı ve çarpıtıldığı iki özdeĢ alanı birbirine bağlar. Ziyaretçi, belirli bir yüzey üzerinde bir parmağını oynatır ve genetik bir iz bırakır. Bunu yaparken ziyaretçinin imajı yakalanır ve baĢka bir ziyaretçinin yüzü ile toplanır. Tanınabilir yüzler yan yana koyulur ve çarpıtılır. BaĢka bir ziyaretçi tünelden geçtiğinde, yüzdeki görüntüler tekrar bozulur ve değiĢtirilir, parçacıklar dalgalar halinde kırılır.

Nano ve biyo teknoloji gibi yeni bilim alanları bilgisayar teknolojileri olmadan var olmayacaktır ve yükseliĢi medya sanatlarının evrimine paralel olarak gerçekleĢmektedir. Viktoria Vesna‟nın bu doğrultuda nanobilimci James Gimzewski ile 2002 yılından bu yana ortak çalıĢmaları bulunmaktadır (Leither, 2015).

“İnsan vücudu biolojik olarak yetersizdir... İnsan olmak sürekli yeniden

tanımlanmak demektir”i

Bir bedeni yeniden tanımlamak aynı zamanda daha önceden açığa çıkan, algılanan ve deneyimlenen tüm yolları da yıkmak demektir ki, Stelarc‟ın projeleri tam da bu noktaya dayanarak 60‟lı yılların sonunda karĢımıza çıkmaktadır. Stelarc‟ın performansları genellikle kendi bedeni ile robot bilim ya da diğer modern teknolojilerin bir araya getirilmesine dayanır. Suspension (Asılma) adlı, bedenini

etine geçirdiği kancalarla havada asılı tutmasına dayanan performansını farklı ortamlarda 25 kere gerçekleĢtiren sanatçı, bu performansların çoğunda kendi geliĢtirdiği robotik aletlerden yararlanmıĢtır. Asılma performanslarında amaç, beden psikolojisi ve onun psikolojik parametrelerini keĢfetmektir. Uçlarında kayaların asılı olduğu iplere geçirilen halkalar sayesinde havada dengede durmaya çalıĢan Stelarc‟ın performansı bu serinin ilk örneğidir. Diğer bilinen asılma performansları ise “City Suspension” adı verilen ve Copenhagen‟da 60 metre yükseklikte bir vinçin ucunda gerçekleĢen performans 4 kez tur atmasıyla bitmiĢtir (Arkman, 2009).

ġekil 19. Stelarc, Amplified Body, 1990

Kaynak: Sanal 19, 2018.

Bu serinin sonu “Üçüncü El” de güçlendirilmiĢ beden, vücuda bir eklenti olarak yerleĢtirilen protez kol ve lazer gözler performansın temelidir. Seyirciler bedenin değiĢik yerlerine yerleĢtirilmiĢ elektrotlar tarafından beyin dalgaları, kalp atıĢları, kas ve kan akıĢı sinyallerini duyarlar. Bu çıkan sesi bestelemek için Stelarc nefes alıĢ veriĢini, beden kaslarını ve psikolojisini kontrol altında tutmak zorundadır. Gözlerdeki lazerler ise optik bir kablo ile kalp atıĢına bağlıdır.

Stelarc, “Amplified Body” adlı performansında vücudunun farklı 30 noktasına çipler yerleĢtirerek beyin dalgaları ve kan akıĢını görüntülemiĢtir. Robotik bir üçüncü el ve kullanıcıyı ortaya oturtup hareketi elleriyle kontrol etmesine imkân sağlayan altı-bacaklı bir yürüme makinesi ile de çeĢitli performanslar gerçekleĢtiren Stelarc, 2007 senesinde sol koluna kulak nakli yaptırmıĢtır. Bu performanslar sonundaki

çıkarımı ise, “psikolojik kontrol ve elektronik modülasyon ile insan vücudu geliĢtirilebilir” olmuĢtur (Arkman, 2009).

ĠĢlerinin sanat ortamını aĢan daha geniĢ bir kitleyi etkilediği iddia edilen sanatçının, bu konuda örnek teĢkil eden en önemli performansı dünya çapında insanların sergiye online bağlanıp bedeninin bağlı olduğu elektrotları kontrol etmesine imkan sağladığı performansı olmuĢtur (Arkman, 2009).

Benzer Belgeler