• Sonuç bulunamadı

2.2. Sanat ve Bilim ĠliĢkisinin ÇağdaĢ Sanata Yansıması

2.2.7. Video Sanatı (Video Art)

Video; sinema ve televizyon dıĢında tamamen kiĢisel kullanım için icat edilmiĢ bir görüntü alma ve izleme yöntemidir. Bant, evde ayrı ayrı bulunan ve talep üzerine durdurulabilen ve talep üzerine muhafaza edilen video cihazlarında görülebilen görsel bir araçtır. Sinemaya ve televizyona alternatif olarak ortaya çıkan video, kullanım alanını biraz farklılaĢtırarak sanatın anlatısal dillerinden biri haline getirilmiĢtir. Video sanatı; kısaca sanatsal eylem temelinde açıklanacak ya da aktarılacak olan kavramın, ses ve görüntü aracılığıyla bir araya getirilmesidir (Öçalan, 2007: 17).

Video teknolojisinin özelliklerini kendi araĢtırmalarına aktaran sanatçıların tutumları oldukça farklıdır. Sanatçılar elektronik aracı basit bir kayıt ortamı olarak

değil, resimsel ve heykel materyallerini dönüĢtürmenin karmaĢık bir sanatsal yöntemi olarak görmüĢlerdir (ġahiner, 2008: 69).

Bu sanat formunun geliĢtirilmesinde, dört farklı video çalıĢması kategorisi önemli bir yere sahiptir: Birincisi; video, kamera, monitör ve kaydedici kullanılarak video heykelleri, video animasyonları ve video enstalasyonları yapılabilmektedir. Bu, sanatçıların son 20 yılda geliĢtirdikleri en kullanıĢlı kategori olmuĢtur. Ġkincisi; günlük etkinliklerin kaydedildiği ve pedagojik veya politik amaçlarla kullanıldığı portatif kameralı bir “gerilla video” dur. Gerilla videosu, modası geçtikten sonra, 80'lerin sonlarında ve 90'larda sanatçıların tekrar dikkatini çekmiĢtir. 3. kategori; 1970'lerin baĢından beri sanatçılar tarafından yaygın olarak kullanılan ve daha ince bir görüntülü iletiĢim aracı olan “teatral video gösterileri” dir. 4. kategori; özellikle son zamanlardaki sanat eserlerinde bilgisayar gibi ileri teknolojili video ekipmanların entegrasyonudur (Aktaran: ġahiner, 2008: 69).

Üç boyutlu televizyon görüntüsünü eleĢtiren Video Sanatı'nın temeli, 1960'ların baĢlarına kadar uzanmaktadır. 1963'te, Nam June Paik ve Wolf Vostel, görüntüleri bozmak için ilk giriĢimlerini yapmıĢlardır. Video Sanatının en ünlü temsilcisi Nam June Paik, aynı aracı kullanarak televizyonun ortaya çıkıĢıyla dünyada pek çok Ģeyin değiĢtiğini vurgulamıĢtır. Paik, kaset kayıtları ve özellikle enstalasyon sanatı üzerine çalıĢmıĢtır. 1965'te New York'ta bir kabin penceresinde gördüklerini kaydetmiĢ ve bu kaydı bir kafede seyrettirmiĢtir. Sanatçının video heykelleri ve robotları da televizyon topluluğunu ve sosyo-kültürel sonuçlarını yansıtmaktadır. Video sanatı artık müzelerde, galerilerde, sanat festivallerinde ve nadiren televizyon kanallarında yayınlanmaktadır (Germaner, 1997: 61-63; Aktaran: ġenel, 2015: 178).

„‟Video Sanatının altyapısını oluşturan en önemli teknolojik gelişme, tabii ki, video teknolojisinin bulunmasıdır. Televizyon yayıncılığı amacıyla kullanılan video teknolojisi sanatçılar tarafından bir bakıma yeniden keşfedilerek sanatın ortamına dâhil edilmiştir… Video Sanatının ortaya çıkmasına neden olan bir başka teknolojik gelişme ise, taşınabilir video kameraların bulunmasıdır. Bu kameralar hem görsel- işitsel teknolojilerin gelişmesi açısından önemli rol oynamış, hem televizyon programlarının yapısını değiştirmiş ve de Video Sanatının gerçek anlamına bürünmesine neden olmuştur. Çünkü taşınabilir video kameraların sınırsız

olanakları, sanatçıların videoyu bir sanat ortamı olarak kullanması için cazip bir hale gelmiştir… Sony firmasının 1965 yılında, New York‟ta „‟portapack‟‟ adını verdiği ilk taşınabilir video kamerayı piyasaya sürmesi ve Kore asıllı Amerikalı bir sanatçı olan Nam June Paik‟ in Sony‟nin bu yeni ürününü satın alması, video sanatının gerçek anlamda başlangıcını oluşturan ilk adım olarak değer kazanmaktadır. Bu gelişmenin önemi ise, bir sanatçının ilk kez, sanat malzemesi olarak kullanmak üzere elektronik bir aygıt edinmesinde yatmaktadır.‟‟ (Altunay, 1999).

Ducamp‟la baĢlamıĢ olan sanatta farklı malzeme kullanımı, Paik‟in elektronik aygıtları kullanmasıyla devam etmiĢ, günümüzde ise bir çok sanatçının malzeme kullanma sınırlarını ortadan kaldırmıĢtır. Paik de çağının sanatını yansıtarak pek çok çalıĢmaya imza atmıĢtır.

Bu doğrultuda Nam June Paik, video sanatının kurucusu olarak kabul edilmektedir. Sanatçının John Cage'e olan hayranlığını gösteren piyano parçası adlı eseri, farklı görüntülerin eklektik iliĢkisinin önemli bir örneğidir. Piyano parçası, sanatın bugün her Ģeyden oluĢturulabileceğinin olağanüstü bir örneğidir. Sanatçı, görebileceğimiz ve duyabileceğimiz bir heykel oluĢturmuĢtur. Bu heykel; piyano, tabure, televizyon seti, video kamera, tripod ve bilgisayardan meydana gelmektedir. Piyano bir bilgisayar tarafından oynatılmakta ve seyirci izlerken değiĢmektedir. Müzik bestecisi John Cage‟dir (ġahiner, 2008: 42).

20. Yüzyıl çağdaĢ sanat akımlarının ve genellikle kayıt amacıyla kullanılan görsel dokümantasyon teknolojisinin vazgeçilmez videosu, sanat akımı olarak Video Sanatına dönüĢmüĢtür. Elektronik sanat çağına geçiĢte meydana gelen, görsel iletiĢim ve görsel estetik, takdir, algı, alıĢkanlık gibi insanların durumlarına hitap eden bir biçimdedir. 20 ve 21'inci yüzyıl insanı için uygun olan bu akım, televizyon ve sinema ile görüntü bakımından benzer, ama aynı zamanda ifade etme açısından da farklıdır. Televizyon gibi bir devamlılığı ile eğlendirmek, öğretmek veya pazarlamak zorunluluğu yoktur. Sinema gibi giriĢ, geliĢme ve sonuç gibi bir edebi anlatıya sahip olmasını gerektirmez. Bu farklılıklar ile daha bağımsız bir yapıya sahiptir (Çiçekli, 2008: 78).

Video sanatı, zamana tanık bir sanat formu olarak yönelen canlı bir hafızadır. Birçok davranıĢ sanatçısına tesir etmiĢtir, çünkü sanatçının görüntülere müdahale

etmesine olanak vermektedir. Görüntülerin elektronik olarak hazırlandığı deneysel videolarda, yapay renklendirme, deformasyon, geri besleme, film hilesi gibi çeĢitli iĢlemler uygulanmaktadır. Artık bu görüntüler doğrudan bilgisayarlarla elde edilmektedir. Bu sentezlenmiĢ görüntüler iletiĢim ve yaratımda devrim yapmıĢtır (Aktaran: ġahiner, 2008: 69).

Kitle iletiĢim cihazlarının geliĢtirilmesi ve bilgi teknolojilerinin hızla ilerlemesi ile yeni sanatsal formlar ve düĢünme Ģekilleri oluĢmaktadır. Bugün video uygulamaları, öngörülen elektronik görüntüleme cihazları olarak ortamlara yerleĢtirilen bir estetiğin geniĢlemesini göstermektedir. Bu fırsatların yüksek teknolojiye sahip ülkelerdeki (ABD, Avrupa Ülkeleri, Japonya vb.) televizyon kanalları, üniversiteler, galeriler ve özel dergiler tarafından yoğun bir Ģekilde desteklenmesi göz önüne alındığında, video sanatının bugün ne kadar önemli olduğu anlaĢılabilmektedir (ġahiner, 2008: 91).

Bütün bu anlatılanların ıĢığında üzerinde durulması gereken nokta, bu sanat alanlarının hepsinin sanat ve bilim iĢbirliği ile ortaya çıktığı, günümüz sanatını Ģekillendirdiği ve Ģekillendirmeye devam edeceğidir. Çünkü ilerleyen bilgi teknolojisi ve sanatçıların farklı sanatsal formlar oluĢturma gayesi sanat ve bilim iliĢkisinin devam edeceği göstermektedir.

2.3. Sanat ve Bilim ĠliĢkisinin ÇağdaĢ Sanata Yansıyan Örnekleri

Benzer Belgeler