• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Devleti’nde sosyal hizmetler hayır sahipleri tarafından kurulan vakıflar sayesinde yürütülmekteydi. Bir insanın yaşamı boyunca ihtiyaç duyduğu her alanda duyabileceği ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla kurulan vakıflar içerisinde insanların kitap ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş kütüphane vakıfları da vardı. Bu kütüphaneler genelde cami, türbe, tekke gibi müstakil bir hayır kurumunda yer almaktaydı.1 İnsan eğitimine ciddi önem veren Mevlevî âsitâne ve zâviyelerinde de kütüphaneler oluşturulmuştur. Konya Mevlânâ Dergâhının dışında diğer tekkelerde de kütüphanenin olduğu bilinmektedir.2

Konya Mevlânâ Dergâhı’ndaki kütüphanenin eski bir tarihe dayandığı bilinmektedir.3 Mevlânâ Dergâhı’nın postnişini Mehmed Said Hemdem Çelebi 1854 yılında dergâhta bulunan kitaplar ile kendi kütüphanesindeki kitapları bir araya getirerek envanter defterine kayıtlarını yapmıştır. Bu kitapları mühürleyerek Hasan Paşa türbesinde kütüphane kurmuştur. Daha sonra Mevlânâ Türbesi’nin güney yönüne bitişik olan payanda ile Hasan Paşa Türbesi’nin arası ahşapla kapatılarak kütüphane olarak kullanılmıştır. Tekke ve Zavîyeler Kanunu’yla dergâhların da kapatılmasından sonra 1926 yılında Müze Müdürü Yusuf Akyurt tarafından kitaplar tekrar kayıt altına alınmıştır. 2500 kadar yazma eserinin bulunduğu kütüphanede 11.000 kitap bulunmaktadır. Yazma kitapların kataloğu Abdulbaki Gölpınarlı tarafından hazırlanmış, 1972 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından üç cildi, 1994 yılında da dördüncü cildi bastırılmıştır.4

1

İsmail E. Erünsal, “Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri”, Yavuz Argıt Armağanı, Kocaeli, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2012, s.54.

2

Yusuf Küçükdağ, “ Mahmud Dede Zâviyesi Vakfiyesi”, Vakıflar Dergisi, Sayı:XXII, Ankara, 1991, s.86.

3

Göyünç, “Mevlana Müzesi Arşivi”, s.101-109.

4

Naci Bakırcı, “Konya Mevlânâ Dergâhı”, İslam Sanat,Tarih, Edebiyat ve Musiki Dergisi, Yıl:5, Sayı:10, Konya, 2007, s.204.

70 Konya Müze Müdürlüğü bünyesinde 2050 adedi yazma, 8440 adedi basma kitaplardan oluşan İhtisas Kütüphanesi, 35 adedi yazma, 2297 adedi basma kitaplardan oluşan Sıtkı Dede ve Muallim Ferit Uğur Kütüphaneleri, 227 adedi yazma kitaplardan 1726 adedi basma kitaplardan oluşan Abdulbaki Gölpınarlı Kütüphanesi ve 2251 adet basma kitaplardan oluşan Mehmed Önder, Kütüphanesi bulunmaktadır. Bunların yanında hat, cilt, tezhip değeri açısından kütüphaneden ayrılıp müzeye kaydedilen 247 adet yazma eser bulunmaktadır.5

Sultan Abdülmecit devrinde Maliye Nazırlığı yapan Abdurrahman Nâfiz Paşa, Yenikapı Mevlevîhânesi’ne 1848-49’da muvakkithâne–sebil grubu ile 1850-51’de kütüphane inşa ettirmistir.6 Mehmed Ziyâ eserinde vakfedilen kütüphanenin vakfiyesini okuduğunu ve mukaddimesinde şu beyitlerin yazılı olduğunu anlatır: “Mevlevîler tekyesin vakf eyleyib ol ehl-i hayr

Etti çün vakfiyetin ashâb-ı meclis istima‘

Lâcerrem pür-halet ü pür-şevk olup cümle şühud Halka-i vecde girip her birisi etti semâ’ ”7

Adı geçen kütüphane Yenikapı Mevlevîhânesinin kuzeydoğu kösesinde Mevlevîhâne Caddesi üzerinde bulunur. Bugün halen ayakta olan kütüphane 10 x 7.0m boyutlarında dikdörtgen planlıdır. Duvarları tuğla hatıllı moloz taş olarak inşa edilmiştir. Kütüphanenin, Mevlevî Caddesine bakan duvarları beyaz mermerle, diger cepheleri ve tüm iç duvarları sıva ile kaplanmıştır. Kütüphane, biri kare, diğeri dikdörtgen planlı, tekne tonoz örtülü iki mekân ile güneyde beşik tonozlu bir giriş koridorundan oluşur. Tonozlar içeriden sıva ile dışarıdan kurşunla kaplanmıstır. Bu mekânlar birer kapı ile giriş koridoruna, birer pencere ile de kuzey yönündeki caddeye açılmaktadır. Bu koridorun iki ucu 45 derecelik bir açıyla pahlanmıştır. Koridorun girişi güneybatıdaki pahlı köşedendir.8 Kesme taştan söveler ve sepet kulplu bir kemerle çerçevelenmiş olan girişin üstündeki levhada inşa tarihinide

5

Erdoğan Erol, “Mevlânâ Müzesi Hazine-i Evrak Arşivinde Bulunan Bursa Mevlevîhânesi İle İlgili Belgeler”, Bursa’da Dünden Bugüne Tasavvuf Kültürü, haz., Ramis Dara, Bursa, 2002, s.291.

6

Mehmed Ziyâ, a.g.e., s. 61-62.

7

a.e., s.49.

8

71 veren, Yâ Hazret-i Mevlânâ Celâleddin Rûmî Kuddise Sırrahu’l-alî 1267 ibaresi okunmaktadır.9 Koridorun avluya bakan kuzey cephesinde bir penceresi bulunur. Pencerenin üzerindeki silmelerin arasına kitabe yerleştirilmiştir.

Kitabede:

“Erenler himmetiyle saye-i Abdülmecit handa Müşîri nâfizü’l emr eyleyip ihyâ kütüphane Bu dergah canlarıda müstefiydi ilm-ü fazl oldu Ne a’lâ yadigar-ı hayırdır erbâb-ı irfana

Azizim gel oku tahsîl-i ilm-ü danişe s’ay-et İzaa kılma vaktin vakıf ol esrar-ı pîrâne Olundukça tedebbu‘ bu mahalde nüsha-i edvâr Didim bânisinin nâmıyla sen olsun semahâne Sefi‘ olup düsturu benane Hazreti Molla Ola zıkr-i cemîli ziver-sezâ bezm-i devrâne İdad-i cevheriden addolunsa carfa sayan Hitamında iki tarih yazdım müstemen-dâne Kütüphane binâ olundu canlar dergaha gelsin Derun-ı dergâha cesbân-ı makam oldı kütüphane 1267/1850

Ketebe el-fakîr’ul-hakir Mehmed Rıfat”10 yazılıdır.

Yenikapı Mevlevîhânesine kütüphaneyi yaptıran ve kitaplarını vakfeden Abdurrahman Nâfiz Paşa Osmanlı Devlet düzeni içerisinde çeşitli görevlerde bulunmuştur. Medrese talebesi iken maliyeye girmesiyle hâcegân sınıfına dahil oldu.

9

Özönder, a.g.m., s.146.

10

72 Devlet kademesinde çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 3 Zilhicce 1253 /28 Şubat 1838’de Maliye Nâzırı olmuştur. Rebiü’l-evvel 1254’de defter emini olup, Cemâziye’l-âhir 1255/Ağustos 1839 azledilerek aynı hafta içerisinde Edirne Valiliği makamına getirilmiştir. Cemâziye’l-evvel 1256 da vezirliği kaldırılıp Kütahya’ya sürüldü. İlk maliye nâzırı olduğu 1253 senesinden itibaren 1267 senesine kadar çeşitli aralıklarla beş defa bu göreve getirilip götürüldü. 1269 /1852 ortaları senesi içerisinde vefat etmiştir.11 Abdurrahman Nâfiz Paşa’nın türbesi, bânisi olduğu kütüphanenin batı cephesine bitişiktir. “Osmanlı Ampiri” adı verilen karakterde inşa edilen türbe “açık türbe” tarzındadır. Kabristanda şu ibâre yazılıdır:

Hüve’l Hallâku’l-Bakî Efâhim-i vükelâ-yı saltanat-ı Seniyyeden mâliye nâzır-ı Sâbık merhum ve ma’fûrun leh Es-seyyid Abdurrahmân Nâfiz Paşa’nın ruhu içün Rızâenlillah-i Teâlâ Fâtiha

Fî Sene 1269 2 Şevval yevm-i Sâlî12

Mehmed Ziyâ eserinde Abdurrahman Nâfiz Paşa’nın Kütahya’dan sonra Bursa’ya geldiğini ve burada zamanının büyük çoğunluğunu Mevlevîhânede geçirdiğini, zaman sonra tekrar maliye nâzırı olur olmaz ilk işinin Bursa dergâhına et, ekmek gibi levâzım gönderdiğini anlatır.13 Abdurrahman Nâzif Paşa’nın mevlevî

11

Mehmed Süreyya, a.g.e., IV, 535-536.

12

Özönder, a.g.m., s. 149.

13

Mehmed Ziyâ’nın eserindeki Abdurrahman Nâzif Paşa ile ilgili bölüm Paşa’nın Mevlevî dergâhına olan ilgisini anlatmak için önemlidir:

“Tafsilatı Cevdet Tarihi’nde münderic olduğu üzere, esbab-ı malûmden dolayı rütbe-i vezareti ref‘ olunarak Nâfiz Efendi unvanıyla Kütahya’ya nefyedilip bilâhare menfası Bursa’ya tahvil olunduğu zaman Cizyedarzade (Haraççıoğlu) Konağı’nda oturmuş. Bu konak Vefik Paşa’nın valiliği zamanında yıkılarak yerine koca bir mahalle teşekkül etmiştir. Elyevm Tatarlarla meskûndur. Ekser evkatını Mevlevîhanede geçirir, hatta elinde süpürge meydânı süpürürmüş. Bursa’da müddet-i ikâmetince dergâh-ı şerifte Postnişin bulunan Mehmed Efendi hakkında pek ziyade âsâr-ı hürmet ü tanzim gösterirmiş. Hatta kendisinin ıtlak edilerek kemâ fi’s sabık taltif ve tesrir olunacağı şeyh-i müşârünileyh tarafından evvelce keşf-ü tebşir bile edilmiştir. Bu tebşirat ol vakit Paşa’nın kethüdalığında bulunub bilâhare Birinci Daire-i Belediye müdürlüğünde bulunan Raşit Efendi’ye

73 tekkesine ilgisi olduğu ve ömrünün son yıllarında da bu ilgisinin tezâhürü olarak Yenikapı Mevlevîhânesine kütüphane yaptırdığı anlaşılmaktadır.