• Sonuç bulunamadı

USÛLÜ VE ÖZELLİKLERİ A) GENEL OLARAK

B) YAZILI YARGILAMA USÛLÜ

Kanun koyucu, yargılamanın yürütülmesi bakımından bütün davalar için geçerli olan tek yargılama usûlü yerine, davaların niteliğini dikkate alarak birden fazla yargılama usûlü öngörmüştür.

59

Kuru/Arslan/Yılmaz-Usul s. 57.

60

Özdeş, Orhan: İdari Yargı ve Yargılama Usulünün Özellikleri (DD 1974/12-13, s.9-14), s. 16.

61

Zabunoğlu, Yahya Kazım: İdare Hukuku C.2, Ankara 2012, s. 462-466; Gözübüyük/Tan- Yargılama s. 756 760.

37 Davanın görülüş şeklî bakımından üç çeşit yargılama usûlü vardır. Bunlar; sözlü, yazılı ve karma usûldür. Sözlü yargılama usûlünde, davacı ve davalı iddia ve müdafaalarını sözlü olarak hâkime bildirir. Bu usûl duruşma safhasından ibarettir. Bu duruşma kısmen veya tamamen zapta geçirilebilir. Ceza yargılamasında sistemin ana yapısını sözlü yargılama oluşturur62. Usûl işlemlerinin şekline yönelik olarak sözlülük ilkesi, muhakemenin sözlü yapılmasını, tarafların sözlü olarak dinlenmesini ve hükmün esasının sözlü olarak verilmesini ifade eder. Dilekçeler aşamasının bulunmadığı sözlü yargılama usûlünde yargılama özellikle duruşmalarda cereyan etmekte ve hükmün temeli de ağırlıklı olarak duruşmalarda ileri sürülen hususlara ve işlemlere dayanmaktadır. Bu özellik, sözlü yargılama usûlüne egemen olan ilkelerden başlıca sözlülük ve doğrudanlık ilkesinin bir sonucudur. Bu usûlde dilekçeler safhasının olmaması, tarafların iddia ve savunmalarını sözlü olarak bildirebilmeleri, olayların sözlü olarak ileri sürülmesi ve hâkimin tarafların sözlü beyanlarından edineceği kanaate göre hüküm vermesi sebebiyle “sözlü yargılama usûlü” adı verilmektedir63. Mülga HUMK’nun 6.bap, 473 ilâ 491. maddeleri arasında düzenlenen sözlü yargılama usûlü, yazılı yargılama usûlünden farklı; basit ve seri yargılama usûllerine göre ayrıntılı olarak düzenlenmişti. Bu hükümlerle, açıkça sözlü yargılama usûlü için öngörülen hususlar dışında, yazılı yargılama usûlûne dair kurallar da uygulama alanı bulmaktaydı (HUMK m.473,2). Hukuk Muhakemeleri Kanunu, mülga Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’ndan farklı olarak, yalnızca yazılı yargılama usûlü ile basit yargılama usûlünü düzenlemiş olup, sözlü ve seri yargılama usûlüne yer vermemiştir64.

Yazılı yargılama usûlü65 ise, sözlü yargılama usûlünün karşıtıdır. Bu usûlde, taraflar iddia ve savunmalarını dilekçe ile bildirirler. İnceleme dosya üzerinden yapılır. Bu sistemde duruşma yoktur. Yazılı yargılama usûlünde, davanın tarafları tüm iddia ve savunmalarının bilgilerini, belgelerini ve kanıtlarını mahkemeye yazılı olarak ibraz ederler. Dolayısıyla yazılılık ilkesinin hem yargı yerlerine hem de dava taraflarına bakan yönü bulunmakta olup; yargı yerleri işlemlerini yazılı olarak yapacağı gibi, taraflar da hak ve yükümlülüklerini yazılı olarak yerine getirirler. Yazılı yargılama ilkesi, tarafların iddia ve savunmalarını tümüyle yazılı olarak sunmasını ve mahkemenin bunlara göre uyuşmazlığı çözümlemesini ifade etmektedir (HMK m.118 vd.). Bu nedenle adlî yargıda da dava, dilekçeyle açılmakta ve savunmalar yazılı olarak sunulmakta ise de, bu durum hukuk yargılamasının yazılı olduğu

62

Gaul, Hans Friedhelm: Yargılamanın Amacı, Güncelliğini Koruyan Bir Konu (Çev. Nevhis Deren-Yıldırım) (İlkeler Işığı Altında Medenî Yargılama Hukuku, İstanbul 2002, s. 82-117), s. 100-101; Onar, Sıddık Sami: İdare Hukukunun Umumî Esasları, C. 3, İstanbul 1966, s. 1939.

63

Kuru, Baki: Sözlü Yargılama Usulü (AD 1963/9-10, s. 910-928), s. 911.

64

Kuru/Arslan/Yılmaz-Usul s. 467.

65

38 anlamına gelmemektedir. Yazılı yargılama ile sözlü yargılama arasındaki ayrım, tarafların iddia ve savunmalarını mahkeme huzurunda açıklayıp açıklayamamalarından kaynaklanmaktadır66. İdarî yargılama usûlünde yazılılık ilkesi hâkim olmakla birlikte, İYUK m. 17’de düzenlenen duruşma usûlü idarî yargıdaki bu ilkenin istisnasıdır. İYUK m. 17’ye göre, taraflardan birinin istemi üzerine, iptal davalarında ve konusu belli bir miktarı geçen tam yargı davalarında mahkemece duruşma yapılması zorunlu kılınmıştır. Ayrıca mahkeme veya hâkim re’sen de duruşma yapılmasına karar verebilir. Duruşma yapılması, yazılılık ilkesinin istisnası niteliği taşıyor olsa da67, birlikte bunu yazılılık ilkesinden tam bir sapma olarak nitelendirmek doğru değildir. Çünkü idarî yargıda duruşmalarda yapılan, daha önce dilekçelerle ortaya konulmuş hususların sözlü olarak açıklanmasıdır. Temel yargılama yöntemi olan yazılı yargılama usûlü Hukuk Muhakemeleri Kanunun 118 ve devam eden maddelerini içeren bölümün bölüm başlığı olarak kanunda yerini almıştır.

Yazılı yargılama usûlü, hukukî durumun aydınlanması ve gerçeğe varılması bakımından daha teminatlı bir yargılama usûlüdür. Şöyle ki; bu yargılama usûlünde taraflara, karşı tarafın iddia ve savunmasının yazılı olarak tebliğ edilmesi nedeniyle, iddia ve savunmaların bu usûl sayesinde daha iyi düşünerek ve araştırarak hazırlanması mümkün olacak; taraflar sözlü yargılama usûlünde olduğu gibi beklemediği ve derhal cevaplandıramayacağı bir iddia veya savunma karşısında kalmayacaktır68. Ancak, bu yargılama usûlünde, taraflar, mahkeme karşısına çıkamayacakları, hâkime iddialarını ve savunmalarını açıklayamayacakları, kendilerince önemli olan noktalar hakkında hâkimin dikkatini çekemeyecekleri için tatmin edilmiş olmazlar. Önemli bir nokta hâkimlerin gözünden kaçmış olabilir69. Bu bakımdan işlevsel bir duruşma yapılması, mahkeme ile taraflar arasında diyalog ortamı kurularak hâkimlerde vicdani kanaatin oluşmasının sağlanması faydalı olacaktır. İYUK’nun duruşmaya ilişkin hükümlerinin de bu ilkeler ışığında gözden geçirilmesi, duruşmada söylenenlerin zapta geçirilmesinin sağlanması, gerekli bazı hallerde tanık dinlenebilmesinin sağlanması70, maddî ve hukukî gerçeğe ulaşmada kolaylık sağlayacaktır.

66

Parlak, Bayram: İdari Yargıda İspat ve İspata Yarayan Araçlar (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2006, s. 33.

67

Hondu, Selçuk: İdari Yargılama Usulünde Duruşma Yapılması ve Uygulamadaki Durum (DD 1995/89, s.3- 16), s. 5.

68

Fikri, Bedir: İdarî Yargılama Usulünde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun Uygulanma Kabiliyeti ( Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2010, s. 16.

69

Onar-İdare s. 1936.

70

Hondu, Selçuk: İdari Yargılama Usulünde Tanık (I. Ulusal İdare Hukuku Kongresi, 1-4 Mayıs 1990, Ankara 1990, s.263-268), s. 268.

39 İdarî yargıda, taraflardan birinin daima idare olması, idarenin ise yazılı usûlleri kullanarak işlem tesis etmesi nedeniyle, idarenin hukuka uygun hareket etmesini sağlamakla görevli idarî yargıda, yazılı yargılama usûlünün kullanılması idarî usûllere de uygun bir yargılama şeklî olacaktır. İdarî yargılama usûlünde geçerli olan yazılı yargılama ilkesi, 2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir. Buna göre, Danıştay, bölge

idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usûlü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır.” (İYUK m. 1,2). Dolayısıyla, idarî yargılama usûlünde

yargılama kural olarak yazılı olarak yapılmaktadır.

Yargılamanın yazılı olması, davacının davasını yazılı olarak dava dilekçesi ile açması, iddialarını dayandırdığı olgulara ilişkin delillerini dilekçeye eklemesi, idarenin de savunmasını ve dava konusu işlem dosyası ile delillerini yazılı olarak mahkemeye vermesidir.

Öte yandan, 2577 sayılı Kanunun 17. maddesinde düzenlenen duruşma müessesesinin bulunması sözlü yargılama olduğu anlamına gelmemektedir. Ana kural yazılı yargılama olmakla birlikte, idarî yargıda duruşma yapılmasının bu kuralın istisnasını oluşturduğu savunulmaktadır71.

İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nda açıkça, yazılı yargılama usûlü uygulanacağı belirtildiğinden ve inceleme dosya üzerinden yapıldığından, duruşma yazılı yargılamanın istisnası olarak kanunda özel olarak düzenlenmiştir72. Davanın açılmasından başka, dava dilekçesi üzerine yapılan diğer bütün işlemler de aynı şekilde yazılı usûle tabidir. Örneğin, davalının vereceği savunma ile davacının ikinci dilekçesi ve davalının ikinci savunması (m. 16,1-2; m. 21), duruşma talebinde bulunma usûlü (m. 17), yürütmenin durdurulması talebinde bulunma ve bu talebin reddi yahut kabulü hakkında verilecek kararlara karşı itiraz yoluna başvurma (m. 27), delil tespiti isteminde bulunma (m. 57), adlî yardım talebinde bulunma (m. 31) ve kararlara karşı kanun yollarına başvurma (m. 45-54) gibi, davanın taraflarınca ve ilgililerce (davaya katılan gibi) yargı yerlerine yöneltilecek her türlü talep yazılı şekle tabidir. İYUK m. 31 ile keşif ve bilirkişi konusunda mülga HUMK hükümlerine atıf yapılmıştır. Keşif ve bilirkişi incelemesi de idarî yargıda ispata yarayan araçlar olarak kullanılmaktadır.

Karma sistem ise her iki sistemin birleşmesinden meydana gelir. Bu sistemde dava, yazılı olarak bir dilekçe ile açılır. Taraflar iddia ve savunmalarını yine yazılı bir şekilde bildirirler. Davanın sonraki safhasında ise, taraflar duruşmada iddia ve savunmalarını bir de

71

Onar-İdare s. 1982-1985; Karavelioğlu/Karavelioğlu s. 47.

72

Coşgun, Utku: İdari Yargılama Usulü Kanunu 31. Maddesi Kapsamında Delil Türleri ve Özellikleri (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2010, s. 43.

40 sözlü olarak anlatırlar ve karar bundan sonra verilir. Medenî yargılamada uygulanan usûl budur.

Rekabet hukukunda yazılı yargılama usûlü uygulanmakta ise de, RKHK’nun 46. ve 47. maddelerinde sözlü savunma toplantısı düzenlenmiş ve böylelikle idarî yargılama usûlüne hâkim olan yazılılık ilkesinin istisnası olarak sözlülük ilkesine de yer verilmiştir. Söz konusu maddelerle ilgililere savunma ve dinlenilme hakları tanınarak, nihaî kararın oluşum sürecine - yazılı savunma hakları ile karşılaştırıldığında daha aktif şekilde- katılma ve etki edebilme imkânı tanınmıştır. Böylece, hakkında soruşturma yürütülen taraflar, dinlenilme hakkı kapsamında, kendileri ile ilgili Komisyon’un elinde bulundurduğu şikâyetlerle ilgili görüşlerini hem yazılı hem de sözlü olarak bildirme hakkı bulmaktadırlar.

C) RE’SEN (KENDİLİĞİNDEN) ARAŞTIRMA İLKESİ