• Sonuç bulunamadı

14. Haydi kızlar okula kampanyası ile 2003-2006 yılları arasında yapılan çalıĢmalar süresince Türkiye genelinde 273.447 kız çocuğunun okullaĢmadığı tespit edilmiĢ,

1.2.2. Yaygın Eğitim

Yaygın eğitim gerek geliĢmiĢ ülkelerde, gerekse geliĢmekte olan ülkelerde, daha yaĢanabilir bir hayat elde etmek için üzerinde hassasiyetle durulan ve çaba harcanan bir konu olarak öneminin korumaya devam etmektedir. Çünkü iyi eğitilmiĢ insan gücü, geliĢme, değiĢme, kalkınma ve ilerlemenin tek yolu ve yöntemi olarak genel kabul gör-müĢtür bir gerçektir. Buna rağmen bir toplumda her bireye gerekli olan eğitimi yeterli düzeyde verebilmek de çoğu zaman mümkün olmamaktadır.

Bir toplumun ilerlemesinde iki temel dinamik; eğitim ve ekonomidir. Amaçlanan geliĢme ve ilerleme düzeyine ancak bu iki önemli unsur bir arada ve birbirini tamamlar nitelikte ise ulaĢılabilir.

Yaygın eğitim iĢlevsel yönü itibariyle kalkınma ve ilerlemeye doğrudan etki ede-mez. Kalkınmayı gerçekleĢtiren bireyler sorunlar üzerinde analitik düĢünebilecek ve makul çözümler üretebilecek donanıma sahiptirler. Analitik düĢünebilen ve üretebilen bireyler; biliĢsel-duyuĢsal ilgi ve yeteneklerine uygun olarak eğitim almıĢ bireylerdir.

Yaygın eğitim; örgün eğitimde farklı nedenlerden dolayı eğitilme ihtiyacı karĢılanma-mıĢ veya eksik kalkarĢılanma-mıĢ bireylerin bu ilgi ve yeteneklerini desteklemeye yönelik olarak uygulanan programlardır.

Yaygın eğitimle ilgili ilk çalıĢmalar Ġngiltere‟de 1776‟da denizcilere yönelik olarak, ABD‟de 1816‟da yetiĢkinlere yönelik fen kursları ile SSCB, Danimarka ve Ġsveç‟te

- 50 -

1800‟lerde, Avusturya‟da 1867‟de eğitsel derneklerin kuruluĢu ile Yunanistan‟da 1800‟li yılların ikinci yarısında ve Yugoslavya‟da 1900‟lerde baĢlamıĢtır. Türkiye‟de ise, yaygın eğitimle ilgili ilk uygulamalı çalıĢmalar 1922‟de halk mektepleri ile baĢla-mıĢtır (Okçabol, 1989: 86).

Çağımız da değiĢim ve dönüĢümün çok hızlı yaĢandığını görmekteyiz. Her alanda yaĢanan hızlı geliĢmeler, örgün eğitim kurumlarında bireylerin elde ettiği bilgileri kısa sürede eskitmekte ve iĢlevini yitirmesine neden olmaktadır. Ġnsanların bilgi ve birikim-lerini sürekli olarak tazelemek, meslek seçiminde farklı nedenlerle geçmiĢ yıllarda yapı-lan hataları düzeltmek, yeni meslekleri tanıtmak ve bu mesleklerle ilgili bireylere bilgi ve tecrübe sağlamak, örgün eğitimin eksikliklerini tamamlamak, emeklilikte boĢ zaman-ları uygun kullanabilme yeteneğini kazandırmak, bireylere, kalkınmanın gerekliliği olan davranıĢları kazandırmak isteği yaygın eğitime olan ihtiyacı her geçen gün daha fazla hissettirmektedir (Fidan ve Erden,1991: 225).

Yaygın eğitim, örgün eğitimi destekleyen ve eğitime süreklilik kazandıran okul dıĢı eğitim programları, hizmet içi eğitimi ve kamuoyu aydınlatma çalıĢmaları biçiminde gerçekleĢtirilir, örgün eğitimi tamamlayan bir nitelik sergileyen yaygın eğitim çalıĢma-ları Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversiteler, Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı, Milli Savunma, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım ve Orman, Adalet, Kültür, Turizm, ÇalıĢma Bakanlığı gibi bazı bakanlıklarla, özel ve gönüllü bir takım kuruluĢlar tarafından yürütülmektedir.

Hizmet içi eğitim programları daha geniĢ kapsamlı olup, merkezi yönetimlerin tamamı, yerel yönetimler, akademik kurumlar ve özel kuruluĢlar tarafından gerçekleĢtirilmekte-dir. Kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma çalıĢmalarında ise basının, radyo ve tele-vizyonun ve din görevlilerinin yaygın eğitim hizmetleri ağırlıktadır (Kılıç, 1983: 469).

Milli Eğitim Temel Kanun'una göre; yaygın eğitim, örgün eğitimle birlikte eğitim sisteminin iki çeĢidinden biri olacak kadar önem arzetmektedir. YaĢam boyu eğitimin bir hak ve gereklilik olarak görüldüğü bu çağda, yaygın eğitime verilen bu önem büyük bir gerekliliktir (BaĢaran, 1993: 102). Bireysel ve toplumsal anlamda imkânlardan ya-rarlanma konusunda farklılıkların oluĢmamasının tek ve en önemli yolu yaygın eğitim-den tüm bireylerin yararlanabileceği Ģekilde imkânların sunulmasından geçmektedir.

- 51 -

Yaygın eğitim, halkın yaĢama biçimini, bilgi, beceri ve alıĢkanlıklarını, değer yargı-larını birbirlerine ve kendilerinden sonraki kuĢaklara aktarmaları ve öğretmeleri Ģeklin-de toplumda süregelen bir eğitim Ģeklidir. ÜlkemizĢeklin-de 1960'lı yıllarda, okul öncesi ve okul içi eğitimi "örgün eğitim" olarak adlandırılınca, , örgün eğitimin bütünleyicisi ola-rak halk eğitimi veya okul dıĢı eğitim kavramlarının yerine yaygın eğitim ifadesi kulla-nılmaya baĢlanmıĢtır (Kılıç, 1981: 9).

Yaygın eğitimin örgün eğitimden, öğrenme sürecinde, öğrenen ve öğretenin her iki-sinin katıldığı, planlı bir eğitim olmasından dolayı bir farkı yoktur (Bülbül, 1987:27).

Yaygın eğitimde örgün öğretimin, özgün düĢünmeye engel olan sınavlarına ve katı pe-dagojik formüllerine rastlanamaz (Lindeman, 1969:12). Bundan dolayı bireyler yaygın eğitimde kendilerini daha rahat ifade edebilirken, daha da hızlı öğrenebilirler.

Yaygın eğitimin amaçları arasında; insan aklının geliĢimini sağlamak, bireyin ken-disini gerçekleĢtirmesini sağlamak, bireysel ve toplumsal geliĢmeye katkıda bulunmak ve toplumsal değiĢmeye rehberlik etmek sayılabilir. (Bülbül, 1991: 60).

Örgün eğitimden faydalanma imkânı bulamamıĢ, örgün eğitim sisteminin her hangi bir kademesinde bulunan veya örgün eğitim sistemini tamamlamıĢ tüm bireyler yaygın eğitimin kapsamına girerler. Bunlar, öğrenim çağına gelmiĢ değiĢik yaĢta kadın-erkek, sağlam-özürlü, bir iĢi veya mesleği bulunan veya bulunmayan tüm bireylerdir. Bu birey-lerin tamamı, kent merkezbirey-lerinde, gecekonduda, kasaba, köy veya daha küçük yerleĢim birimlerinde bulunmaktadırlar. Endüstri, eğitim, sağlık, turizm, Tarım, ulaĢtırma, tica-ret, pazarlama gibi tüm hizmetlerle uğraĢmaktadırlar (Kılıç,1983: 472).

Toplumdaki bireylerin üretken ve verimli olması, değiĢime açık hale gelebilmesi, kendini geliĢtirebilmesi, mesleğinde ilerleyebilmesi için örgün eğitim sürecinde kazanı-lan bilgi ve beceriler her zaman yeterli olmamaktadır. Bilim ve teknolojideki hızlı ge-liĢme ve değiĢmeler, örgün eğitim kurumlarında verilen bilgileri kısa sürede eskitir ya da yetersiz kılar. Yaygın eğitim insanların sürekli olarak kendilerini yenilemelerine, toplumsal değiĢmenin ortaya çıkardığı yeni durumlara uyum kabiliyetlerini geliĢtirmele-rine yardımcı olduğu gibi örgün eğitimin açıklarını tamamlamak açısından da önemlidir.

Ayrıca çeĢitli nedenlerle örgün eğitim kurumlarına devam edemeyen kiĢiler de yaygın

- 52 -

eğitim faaliyetlerine katılarak bu eksikliklerini giderebilir ve bir meslek sahibi olabilir-ler. (Fidan Ve Erden, 1991: 225).

Kapsam bakımından yaygın eğitim, örgün eğitimden daha geniĢtir. Çünkü; Türkçe-yi tam konuĢamayan, okuma-yazma bilmeyen, yalnızca okuyup yazabilen, örgün eğitim sisteminin belli bir kademesinden ayrılan veya örgün eğitimi tamamlayan tüm bireyler yaygın eğitimin hedef kitlesini oluĢtururlar.

Yaygın eğitim tüm toplumlarda olduğu gibi Türkiye için de çok büyük önem arz et-tiği için, sürekli yenilenmeli ve güncel ihtiyaçları yanıtlayabilecek niteliklere sahip ol-ması gerekir. Yaygın eğitime büyüklere okuma yazma öğretme, gençlere de meslek kazandırma gibi iĢlevlerin de ötesinde kendine roller biçmek gereklidir. Yaygın eğitim, hayatın her alanında bireylerin karĢılaĢtıkları veya karĢılaĢmaları muhtemel olan prob-lemlerin çözümü yollarında onlara yardımcı olacak modüller veya çalıĢmalar geliĢtire-rek, bireysel ve toplumsal anlamda huzurun sağlanması adına çok büyük sorumluluk üstlenmelidir. Günlük hayatın sıkıntıları içinde boğulan, toplumuna ve değerlerine ya-bancılaĢan insanların güncel sorunları da; bu kapsama alınmalıdır. Aile içerisinde bağla-rın zayıflaması ve iletiĢim sorunları, evliliğe hazırlık ve evliliği sağlıklı bir Ģekilde yü-rütme, okul çağı çocuklarının sorunları ile ilgilenme ve çözüm yolları geliĢtirme, mesle-ki becerilerin güncellenerek yeniden kazandırılması… vb. çeĢitli alanlarda çalıĢmalar yapmalıdır.

Yaygın eğitim; kısaca açıklamak gerekirse, bireyin toplumun her alanında aileden çevreye, iĢ yerinden toplumun her alanına kadar, her fırsatta bireylere kesintisiz verilen yaĢam boyu eğitimi içermektedir.