• Sonuç bulunamadı

4. TOPLULUK MARKA TESCİL SİSTEMİ

4.3. Topluluk Markası ve İnceleme Prosedürleri

4.3.2. Topluluk Markası Başvuru Prosedürü

4.3.2.5. Yayına İtiraz

a) Şekli prosedürler

Bir Topluluk marka başvurusunun yayınına yapılacak bir itiraz 8 inci madde kapsamındaki nispi ret nedenleri çerçevesinde ve başvurunun yayınından itibaren üç ay içerisinde yapılmalıdır. İtiraz işlemleri beş aşamadan oluşmaktadır.

1. itirazın yapılması,

2. itirazın kabul edilebilirliğinin incelenmesi

3. başvuru sahibinin itirazla ilgili olarak bilgilendirilmesi

4. itirazın esasa ilişkin incelenmesi ( taraflardan kanıt toplanması ve sözlü oturumlar),

5. kararın verilmesi.25

25 Spivak Oblon, The Community Trademark Office-OHIM: Opening Day to the Present, Erişim:

İtiraz yazılı olarak yapılmalıdır. Dilekçede itiraz edilen marka ile itiraz gerekçeleri belirtilmeli ve itiraz ücreti yatırılmalıdır. İtiraz sahibi itirazdan sonra ilave kanıtlar sunabilmektedir. İtirazın şekli incelemesinin ardından, başvuru sahibi itiraz hakkında bilgilendirilir. Ofis itirazı başvuru sahibine bildirdikten sonra taraflara iki aylık bir uzlaşma süresi tanımaktadır. Bu süre başvuru sahibine başvuruyu geri çekme ya da bazı mal veya hizmetler için sınırlandırma imkanı vermektedir.

Başvuru sahibi başvurusunu geri çekmek istemiyorsa, taraflar yazılı görüşlerini Ofis’e sunmalıdırlar. İtiraza dayanak olan ve en az beş yıl süreyle tescilli olan bir markanın sahibi, başvuru sahibi talep ettiğinde markayı kullandığını ispat etmelidir.

Topluluk Marka Ofisi, itiraz kapsamında sözlü oturumlar yapma, uzman görüşlerine ve yeminli ifadelere başvurma gibi çeşitli metotlara başvurabilmektedir.

Sözlü oturumlar tarafların talebi üzerine ya da Ofis gerekli görürse düzenlenebilir.

Bu gibi oturumlar halka açık değildir. Ancak, süregelen kararların temyizleri ile iptal prosedürleri hakkındaki sözlü oturumlar halka açıktır.

Ofis itiraz prosedürleri sonucunda başvuruyu tümüyle ya da kısmen reddedebilir. Ancak bu karar bültende yayınlanmalıdır. Ofis kararlarına karşı itiraz karardan sonraki iki ay içerisinde yapılmalıdır. Ayrıca, itiraz süreci sonunda kaybeden taraf tüm masrafları karşılamakla yükümlüdür.

b) Nispi Ret Nedenleri

Topluluk Marka Ofisi, itiraz taleplerini nispi ret nedenleri çerçevesinde incelemektedir. Ofis, itiraz talebini nispi ret nedenleri çerçevesinde incelemeden önce talebin yukarıda belirtilen şekli gereksinimleri karşılayıp karşılamadığını incelemektedir.

Bir Topluluk marka başvurusuna itiraz etme yetkisi olan kişi ya da kuruluşlar üç gruba ayrılabilir.

1. Önceki hak sahipleri,

a) Önceki Topluluk markası sahipleri,

b) AB ülkelerinden herhangi birinde tescilli ulusal ya da uluslararası marka sahipleri,

c) AB ülkelerindeki tanınmış marka sahipleri,

d) Herhangi bir AB ülkesinde yerel tanınmışlıktan fazlasına sahip olmak kaydıyla ve hakkın elde edildiği ülke kanunlarının benzer markanın kullanımını engellemesi koşuluyla, geleneksel hukuk kapsamında korunan markalar veya ticaret alanında kullanılan ticaret ünvanları gibi işaretlerin sahipleri .

2. Marka sahibinin izni olmadan vekiller ya da temsilciler tarafından tescil ettirilmiş işaretlerin sahipleri,

3. Tüketici temsilcileri gibi kamu yararına çalışan örgütler.

Yukarıda belirtilen gruplar arasında en önemlisi tabi ki ilk grupta yer alan önceki hak sahipleridir. Bu grupta yer alan kişi ya da kuruluşlar daha önceden benzer bir markayı kendi adlarına tescil ettirmiş veya tescil başvurusunda bulunmuş kimselerdir. Ayrıca bazı AB ülkelerinde kullanım sonucu kazanılan ayırt edicilik iddiasına dayanarak marka hakkı talep edilebildiği için, tescilsiz hak sahipleri de itiraz edebilecektir. Bunun sonucu olarak, Birleşik Krallık’ta gelenek hukuku çerçevesinde korunan bir markaya sahip bir kişinin itiraz etmesi mümkündür ya da Lüksemburg’daki küçük bir işletme sahibi, ticaret ünvanının yerel tanınmışlıktan fazlasına sahip olduğu iddiasıyla markaya itiraz edebilecektir.

Markaların kapsadığı mal veya hizmetler tümüyle farklı olsalar bile, itiraz mümkündür. Ancak böyle bir durumda önceki marka ulusal bir şöhrete sahip

olmalıdır ve başvurunun tescili önceki markanın ününe ve ayırt edici karakterine zarar vermelidir. Bu durum taklit fiiline benzetilebilir. Buna bir örnek verecek olursak; kedi maması için başvurusu yapılan MERCI markası çikolatalar için tescilli MERCI markasından dolayı reddedilebilir. Çünkü, aynı markanın hem insan hem de hayvan tüketimi için kullanılmasının halkta olumsuz izlenimlere yol açabileceği düşünülebilir. Böyle bir durum önceki markanın ününe zarar verecektir.

İkinci gruptaki hak sahipleri konusunda ise Paris Sözleşmesi’nin altıncı mükerrer 6 ncı maddesine 26 atıf yapmaktadır. Paris Sözleşmesi’ne üye ülkelerin bir çoğunda bu hüküm mevcuttur. Topluluk marka prosedüründe mahkemeye başvurmadan vekilin marka sahibinin izni olmaksızın markayı kendi adına tescil ettirmesi gibi haksız bir fiilin engellenmesi mümkündür.

Üçüncü grupta yer alan hak sahipleri ise diğerlerinden farklı bir statüdedir.

Çünkü itirazlarını önceki haklara değil “ortak haklara” dayandırmaktadırlar. Bu kişiler normal itiraz prosedürlerine taraf değildirler. Özellikle belirli coğrafi işaretlerin varlığından dolayı yapılan itirazlar bu kapsama girebilir. Nitekim, bu işaretler belirli bir bölgeye ilişkindir ve ortak kullanıma açıktır ve bu bölgedeki kişi ya da kuruluşlar markanın kullanımının coğrafi işaretin niteliğine zarar verdiğini düşünüyorsa görüşlerini bildirebilir. 27

Önceki hak sahiplerinin hakları kapsamında, Tüzüğün 8 inci maddesinde yer alan nispi ret nedenleri karşılığını Direktif’in 4 üncü maddesine karşılık gelmektedir.

Ancak, her iki hükümde yer alan ifadeler birbirinden farklıdır. Bunun sebebi ise Direktif’te ulusal marka kanunlarının ortak bir çizgide birleştirilmesi amaçlanırken, Tüzük’te tüm Avrupa’da geçerli bir marka hakkı yaratmanın amaçlanmasıdır.

Topluluk Marka Tüzüğü’nün 8 (1) maddesine göre, önceki bir hak sahibinin itirazı halinde aşağıda belirtilen durumlarda başvuru tescil edilmeyecektir.

26 ALTINCI MADDE (Altıncı mükerrer)

“Birliğe dahil bir ülkede bir marka sahibi olan kimsenin acentesi veya mümessili, marka sahibinin izni olmaksızın, bu markanın kendi namına tescilini bu ülkelerden birinde veya bir çoğunda talep ederse, bu acente veya mümessil hareketinin haklı olduğunu ispat etmedikçe, arka sahibi talep edilen tescile itiraz etmek veya bu tescilin terkinini yahut ülke mevzuatı müsaitse, zikredilen tescilin kendi lehine devir ve naklini istemek hakkını haiz olacaktır.”

a) başvurusu yapılan markanın önceki bir marka ile aynı olması ve marka başvurusundaki mal veya hizmetlerin önceki markanın mal veya hizmetleri ile aynı olması durumunda,

b) marka başvurusunun önceki markayla aynılığı veya benzerliği ve içerdikleri mal veya hizmetlerin aynılığı veya benzerliği dolayısıyla tescilli markanın korunduğu ülkede halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunması durumunda.

Dolayısıyla, Tüzüğün 8 inci maddesi kapsamında birçok benzerlik olasılığı ortaya çıkacaktır. Bu olasılıklar Tablo 2’de gösterilmektedir:

Tablo 2: Topluluk Marka Tüzüğüne göre nispi ret nedenleri çerçevesinde markaların ve mal /hizmetlerin benzerlik ihtimalleri

Madde Marka Mal ve Hizmetler Diğer Gereksinimler

8(1)(a) aynı aynı -

8(1)(b) aynı benzer Karıştırılma olasılığı

8(1)(b) benzer aynı Karıştırılma olasılığı

8(1)(b) benzer benzer Karıştırılma olasılığı

8(5) aynı veya benzer benzer değil Tanınmışlık ve markanın ününe zarar verme

Bu tablo şu şekilde yorumlanabilir. Tüzüğün 8(1) maddesinin a bendi kapsamında bir Topluluk marka başvurusu ile önceki bir hak sahibinin markası ve bu markaların mal ve hizmetleri aynı ise başvuru reddedilmelidir.

Aynı maddenin b bendi kapsamında ise, markaların aynı mal ve hizmetlerin benzer ya da markaların benzer mal ve hizmetlerin aynı olması, ya da markaların ve de mal/hizmetlerin benzer olması durumunda markaların karıştırılma ihtimalinin bulunması şartı aranacaktır.

Son ihtimal ise, markaların aynı ya da benzer olması ve mal ve hizmetlerin farklı olmasıdır. Bu durumda ise, başvurunun tescili halinde, önceki markanın ününe zarar verip vermeyeceği irdelenecektir.

Yukarıda belirtilen ifadelerden de anlaşılacağı “ karıştırılma olasılığı”

kavramı markaların benzerliğinin incelenmesinde dikkate alınan önemli bir kavramdır ve son yıllarda “ ilişkilendirilme olasılığı” (likelihood of association) kavramı ile birlikte değerlendirilmektedir. Bu konu da marka incelenmesinde esas alınacak önemli bir kavramdır.