• Sonuç bulunamadı

GENEL VE ORTAK SORUNLAR İLE ÖNERİLER

H- Yatırımlarla ilgili Sorunlar ve Öneriler:

1-Sorunlar:

-1990’lı yıllarda başlayan yurt dışı borçlanma seviyesindeki artış ve 1999 yılında Dünya ekonomisinde Doğu Asya da başlayıp, Rusya ve Brezilya’da beliren ekonomik krizin yansınmaları Türkiye ekonomisinde de hissedilmiş Kamu Yatırım Ödenek tekliflerine yapılan tahsisler önemli ölçüde azaldığından KİT yatırımlarının toplam sabit yatırımlar içindeki payı %5,6’ya kadar gerilemiştir.

-1999 yılında yatırım ve istihdam politikasının yerini istikrar politikası tedbirlerinin alması ve GSMH’daki yıllık büyüme oranının özellikle yatırım ve dış kaynak açığı nedeniyle %2 nispetinde düşmesi KİT’lerin yatırım GSMH oranının %16,9 seviyesine inmesine ve bazı KİT’lerde “Borçlanma gereği/GSMH “oranının artmasına yol açmıştır.

-Tarım politikasında gerekli düzenlemelerinin bir türlü tamamlanamaması, yatırımcı KİT’ler arasında yeterli bir koordinasyon kurulamayışı, bu sektördeki KİT’lerin yatırımlarının gecikmesine ve sık proje revizyonlarına yol açmıştır.

-Madencilik sektöründe, özellikle kömür madenlerinde verimsiz çalışma alanlarına geçilmesi sonucu yeterli üretim için konsantrasyon ve mekanizasyon yatırımlarına kaynak bulunamayışı, yatırım harcamalarının daralmasına neden olmuştur. Metal madenciliğinde tesislerin modernizasyon yatırımları tamamlanamazken, petrol aramaları yatırımları asgari seviyeye düşmüştür.

-1999 yılında Marmara bölgesinde yaşanan depremin TÜVASAŞ, İGSAŞ, SEKA, PETKİM ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin kıymetlerinde oluşturduğu hasar bu kuruluşlarda yenileme ve idame yatırımı ihtiyaçlarına yol açmış ancak kaynak sıkıntısı nedeniyle bu yatırımlar belirlenen düzeyde gerçekleştirilememiştir.

-KİT’lerin imalat sanayi sektöründe özellikle çimento, orman ürünleri, seramik, basım, lastik, meslek ölçü sanayilerine ait alanlardan özelleştirme sonrası çekilmesi ve bazı alanlarda özelleştirme işlemlerinin devam etmesi bu sahalardaki önceden başlayan yatırımları durma noktasına getirmiştir.

-Enerji yatırımlarında; Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilecek projelerde enerji alımı ve fiyat garantisi verilmesinin sözleşmelerin yüksek fiyatla bağlanmasına neden olduğu, bu durumun ise uzun vadede rekabet ortamının kurulmasını güçleştireceği anlaşılmaktadır.

-Ulaştırma sektöründe çeşitli yıllar TCDD rasyonel bir hale getirilmesi için büyük yatırım hedefleri verilmesine rağmen, yetersiz kaynaklar ve organizasyon etkinliğinin olmayışı bu yatırımların başlatılmasını, başlatılsa bile bitirilmesini imkansız kılmıştır. Bir çok ilde yapılan, ancak düşük kapasitede çalışan veya atıl kalan havalimanı yatırımları “fayda/masraf” kriterlerine göre faydasından çok masrafa yol açmıştır.

-Haberleşme alanında Türk Telekom A.Ş.’nin teknolojik yenileme yatırımları özelleştirme işlemlerindeki belirsizlikler nedeniyle başlatılamamış ve Türk Telekom A.Ş.’nin piyasa payının gerilemesine yol açmıştır. PTT yatırımları ise alınan ödeneklere rağmen teknik personel sıkıntısı nedeniyle düşük nispetlerde gerçekleşebilmiştir.

2)Öneriler:

-Başlatılan istikrar politikası tedbirleri ve özelleştirme aşamasındaki KİT’ler dikkate alınarak, kısa vadede; başlatılan

yatırımlar tamamlanmalı, orta vadede önemli projelerin yatırım öncesi hazırlıkları sürdürülürken yatırım ödenekleri rasyonel kullanılarak ek kaynak talebine yol açılmamalıdır.

-KİT’lerde yatırım öncelikleri tekrar gözden geçirilerek finansman açıkları doğrultusunda öncelikle kaynaklar işletme sermayesi ihtiyacı ve borç ödemlerine kaydırılmalı “Performans Kriterleri” esaslarına göre borçlanma ve öz kaynakları kontrole alınan KİT’lerde ise sadece çok önemli yatırımlara kaynak aktarılması sağlanmalıdır.

-Tarım sektöründe yapısal sorunların çözüme kavuşturulması için gerekli kurumsal ve hukuki düzenlemeler gecikilmeden tamamlanmalı, koordinasyon sorunları çözümlenerek yatırımcı KİT’lerin gelecekte yapacakları yatırımlar öncesi bir master plan hazırlanmalıdır.

-Madencilik sektöründe, kömür üretiminde verimsiz çalışma alanlarında faaliyetin sürdürülmesini sağlayacak konsantrasyon ve mekanizasyon yatırımları öncesi rödavans imkanlarının veya tasfiye çalışması alternatiflerinin etüt edilmesi, aşırı derecede yıpranan iş makinelerinin bir program içinde yenilenmesi, Metal madenciliğinde başlatılan modernizasyon yatırımlarının tamamlanması, Jeotermal enerji yatırımları imkanlarının geliştirilmesi, özelleştirilecek madencilik tesislerinde bilhassa yabancı sermayenin yeni teknoloji ve rehabilitasyon yatırımlarını getirmesine öncelik verilmelidir.

- KİT’lerin deprem bölgelerinde başlatılan yatırımları veya kurulu tesisleri için ivedilikle zemin mekaniği ve temel mühendislik araştırmaları yapılmalı, hasar gören tesislerin onarılıp tekrar ekonomiye kazandırılmasına yönelik yatırım finansmanları gereksinimi temin edilmelidir.

-Özelleştirilecek veya özelleştirilmesine başlanan imalat sanayiine ait KİT’lerde rehabilitasyon yatırımlarının süresi içinde bitirilmesine çalışılmalı, bu amaçla proses tipi tesislerde verimi düşüren proses akımındaki aksaklıklar giderilmeli, atölye tipi tesislerde ise sorunlu noktalardaki tezgah yenilenmeleri programlı şekilde sürdürülmelidir.

-Enerji sektöründeki yatırımlar için; yeni teknik termik ve hidroelektrik santral etüt projelerine ağırlık verilmeli, YİD projelerinde kuruluşlar arası koordinasyon sağlanmalı, iletim ve dağıtım tesisleri ile şehir şebekesi yatırımlarının yenileştirilmesine hız kazandırılmalı, rekabet ortamının yaratılması için üreticilere alım garantisi verilmemelidir.

-Ulaştırma sektöründe; TCDD’de başlatılması hedeflenen önemli projeler öncesi yeniden yapılanma çalışmaları hızlandırılıp kuruluş kaynak tasarruf eder hale dönüştürülmeli, Yeni liman ve havalimanı yatırımlarında “fayda/masraf”

kriteri göz önünde tutulup atıl yatırımlara yol açılmamalı, düşük verimde çalışanların ise geçici olarak kapatılması cihetine gidilmelidir.

-Telekomünikasyon alanında özelleştirme konusundaki belirsizliğin sürmesi sonucu teknolojik yenilenmesini gerçekleştiremeyip piyasa değeri giderek düşen şirketin teknolojik yenileştirme hedefleri doğrultusundaki yatırım etütleri ve öncelikli yatırımlara başlaması sağlanmalıdır. PTT’de alınan ödenekleri süresi içinde nakli yatırım harcamalarına çevirip yatırım gerçekleşme oranlarını yükseltecek teknik kadroların ivedilikle temini yolunda önlemler alınmalıdır.

I-Sosyal Güvenlik Kuruluşları ile İlgili Sorun ve Öneriler : 1-Sorunlar :

-İlk kez 1984 yılında uygulamaya konulan makam tazminatı ile başlayan, yıllar itibariyle uygulama alanı genişletilen ve 1997 yılında da 570 sayılı KHK ile düzenlenen makam tazminatı, yüksek hakimlik tazminatı, 2000 yılında 4505 ayılı Kanunla uygulamaya başlanan temsil tazminatı ödemeleri sosyal güvenlik açısından genellik ve eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar olarak ortaya çıkmıştır.

Öte yandan; Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı, Merkez Bankası, Rekabet Kurulu, TRT gibi personelinin ek gösterge ve buna bağlı olarak diğer tazminatları kendi özel kanunlarında tespit edilen kuruluşlar ile diğer kamu kuruluşlarının yönetici kadrolarından emekli olanların aylıkları arasında önemli ölçüde farklılıklar bulunmaktadır.

-Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında Sağlık Finansmanı Kanunu kurulması öngörülmüş olmasına karşılık, yasal düzenleme konusunda bir gelişme olmamış, sağlık giderlerinin ödenmesi görevi 5434 sayılı Kanun’un Geçici 139 uncu maddesi ile T.C.Emekli Sandığı’na verilmiş, gerçekleştirilen ödemeler ise Sandığın giderlerini olumsuz yönde etkilemiştir.

-1475 sayılı İş Kanununa tabi olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı açısından hizmet süresine ilişkin bir sınırlama bulunmamasına karşılık, 5434 sayılı Kanuna tabi olarak çalışanların 30 yılı aşan hizmet süreleri emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmamaktadır. Bu durum, aynı statüde çalışan farklı hizmet sürelerini doldurmuş kişilerin aynı emekli ikramiyesi almasına neden olurken, farklı statüde çalışan aynı hizmet yılını doldurmuş kişilerin farklı ikramiye veya tazminat almalarına neden olmaktadır.

-Topluluk sigortasına ve isteğe bağlı sigortaya tabi olanlardan hastalık primi kesilmemesine karşılık, bunların emekli olmaları halinde kendilerine ve aile fertlerine hastalık sigortası yardımlarının sağlanması hastalık sigortası giderlerinin artmasına neden olmaktadır.

-Kayıtlı iş yerlerinde tahakkuk eden primlerin tahsilinde yaşanan güçlüklerin yanı sıra, kayıtsız iş yerlerinin veya kayıtlı iş yerlerinde sigortasız çalışan işçilerin varlığı sosyal güvenlik şemsiyesinin yaygınlaştırılmasını ve SSK’nın prim gelirlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

-Yıllar itibariyle SSK adına tahakkuk eden primlerin tahsilatındaki gecikmeler sonucu biriken prim alacaklarının tahsili için, zaman zaman bütçe kanunlarıyla belediye ve bağlı kuruluşların borçları Maliye Bakanlığı’na devredilmiş, zaman zaman çıkarılan kanunlarla SSK’nın alacaklarının bir kısmından vazgeçilmiş, bu tür uygulamalar ise prim tahsilatlarına getirilecek af beklentisiyle primlerin zamanında ödenmemesinin alışkanlık haline getirilmesine neden olmuştur.

-1999 yıl sonu itibariyle Bağ-Kur’a kayıtlı 3.065 bin sigortalının; %26,2 oranında 802 bini hiç sigorta primi ödememekte, %67,8 oranında 2.077 bini sigortalılığı kaybetme korkusu yanında sağlık sigortasından da yararlanmak için ara sıra prim ödemekte, %6 oranında 186 bin sigortalıda muntazaman prim ödemektedir.

Primlerini düzenli ödeyenlerinin sağlık sigortasından yararlanmak isteyenler olduğu dikkate alındığında, sağlık sigortası alanında yoğunlaşmanın Kurumun sağlık sigortası kolu dengesini bozduğu gibi genel mali yapısını da olumsuz yönde etkilemektedir.

2-Öneriler :

-Ek göstergeleri 6400 ve dolayısıyla makam tazminatı göstergesi 7000 ve üstünde olanlara ödenen temsil tazminatı nedeniyle, bu konumda bulunanlara T.C.Emekli Sandığınca yapılan ödemelerin, bir alt göstergeden emekli olanlara bağlanan aylığın iki katını geçtiği ve ayrıca aynı hizmet yılı üzerinden ve aynı unvanı taşıyan kadrodan emekli bulunanlar arasında da emekli oldukları sosyal güvenlik kuruluşları itibariyle büyük gösterge farklılıklarının bulunduğu dikkate alınarak; sosyal güvenlik isteminin adalet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmayan bu olumsuzlukların önlenmesi amacıyla, bağlanan aylıklar arasında kadro unvanlarının hiyerarşisi itibariyle makul bir kademelendirmeyi öngören yasal düzenleme yapılmalıdır.

-5434 sayılı Kanun’un Geçici 139 uncu maddesi ile T.C.Emekli Sandığına geçici görev olarak verilen ve gider fazlasının oluşmasında önemli rol oynayan sağlık giderlerinin finansmanı için Genel Sağlık Sigortası Kanunu biran önce çıkarılmalıdır.

-Diğer sosyal güvenlik kuruluşlarının uygulamalarıyla paralellik sağlanabilmesi için; 5434 sayılı Kanun’un Ek 20 nci maddesinde öngörülen “30 hizmet yılını aşan sürelerin emekli ikramiyesi hesabında değerlendirilmemesi” hususu yeniden düzenlenerek, kıdem tazminatı ödemesi ile uygulama birliği sağlanmalıdır.

-İsteğe bağlı sigortalılar ile topluluk sigortasına tabi bulunanların, aktif sigortalılık dönemlerinde ve emekli olduklarında SSK yardımlarından yararlandırılabilmeleri için; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası priminin yanı sıra isteğe bağlı olarak belli bir süre hastalık sigortası primi de ödemeleri hususunda yasal düzenleme yapılmalıdır.

-Sosyal güvenlik şemsiyesinin yaygınlaştırılarak, prim gelirlerinin zamanında tahsiline ve iş yeri denetimleriyle sigortasız çalışan işçilerin tespitine ağırlık verilmelidir.

-Tahsilatı hızlandıracağı gerekçesiyle sık aralıklarla çıkarılan kanunlarla vazgeçilen prim alacaklarından doğan mali yükün önlenmesi için, söz konusu kanunlar yerine, süresinde tahsil edilemeyen prim alacaklarının zaman aşımına uğramadan ve tahsil olanağını yitirmeden tahsil edilebilmesi için, 6183 sayılı Kanunun takip ve tahsilata yönelik hükümlerinin eksiksiz uygulanması için gerekli tedbirler alınmalıdır.

-Bağ-Kur’un tüm gelirlerinin Hazine yardımları dışında sigortalılardan alınan prim ve prime ilişkin gelirlere dayalı olduğu dikkate alınarak; prim gelirlerinin artırılması için gerçek sigortalı sayısının tam olarak tespit edilmesi ve resen tescil işlemlerine önem verilmeli, sigortalılar yakından takip edilerek prim tahsilatının hızlandırılması için her türlü idari ve kanuni yollara başvurulmalı, büyük boyutlara ulaşmış bulunan sağlık sigortası kolu açığının asgari düzeye indirilmesi için sağlık harcamalarında gerekli kontroller yapılmadan ödeme yapılmamalıdır.

Benzer Belgeler