• Sonuç bulunamadı

1.3 Finansal Anomaliler

1.3.5 Yatırımcı Stratejileri

Bireysel yatırımcıların elindeki sermayeden kullandığı yatırım aracıyla en fazla getiriyi sağlamak ve risklerden en az zarar görmek ve korunmak için kullandığı belli baĢlı bazı stratejiler vardır. Bireyler bu stratejilerden istediklerini seçerek farklı Ģekillerde fayda sağlarlar (Kabapelit, 2018: 5; Özcan, 2011: 15; Küden, 2014: 48).

“Satın al elde tut stratejisi”, en basit ve en sık kullanılan yöntemdir.

Yatırımcı hedefleri ve imkanları doğrultusunda seçtiği yatırım aracını satın alır ve hedeflediği süreye ulaĢınca satıĢ iĢlemi yaparak kar getirisi sağlar. Bu yöntemin en

28

önemli noktası satıĢ iĢlemi yapılana kadar portföyde değiĢiklik yapılmamasıdır. Pasif portföy yöntemi olarak da adlandırılan bu yöntemde piyasa fiyatlarında düĢüĢün olması halinde dahi satıĢ iĢleminin yapılmaması gerekmektedir.

“Maliyetini ortalama stratejisi”, belirli aralıklarla eĢit miktarda yatırımın

yapılması üzerine kuruludur. Yatırım yapmadan önce gerekli analizleri yapmayı bilmeyen yatırımcılar için doğru zamanlamanın belirlenmesine yönelik bir yöntemdir. Yöntem hangi yatırım aracının alınmasıyla değil belirli bir aracın ne zaman alınacağıyla ilgilenir. Yatırımcıya sağladığı belirli avantajlar vardır. Birincisi hisse senedi piyasalarında yaĢanabilecek olası düĢüĢlerden faydalanma imkânı sunmasıdır. Ġkincisi fiyatların çok yüksek olduğu zamanlarda yüksek miktarlı yatırım yaparak edilecek zararların derecesinin azaltılmasını sağlar. Küçük miktarlarda aralıklı olarak çokça alımı yapılması uzun vadede büyük bir portföy oluĢmasını sağlar. Son olarak da alınan hisse senetlerindeki maliyet değerinin ortalaması piyasa fiyat ortalamasının altında kalır.

“Gelecekteki yükümlülükleri karĢılama stratejisi”, portföyün oluĢturulmasında tahvil gibi menkul kıymetlerin bulundurulmasına dikkat edilir ve özellikle vadeli olmasına dikkat edilmelidir. Temel amaç yatırımcıların sorumluluklarına eĢit miktarda kazanç sağlamasıdır.

“Analiz yöntemlerine dayanan strateji”, temel analizi ve teknik analizi bilen

yatırımcıların kullandığı yöntemlerle hangi yatırım aracına ne zaman yatırım yapılması gerektiği, hangi stratejinin ne kadar uygulanabilir düzeyde olduğu belirlenmektedir. Hisse senedi fiyatlarına etki eden ekonomik, politik, sosyal faktörlerin, tahminler, rekabet, yönetim becerisi, dağıtım kanalları, finansal yapı, likidite, karlılık gibi temel unsurların analiziyle belirleyerek gerçek değerin ne olduğunu bulmaya çalıĢır.

“Sabit değer stratejisi”, yatırımcıların portföylerini ikiye ayırarak bir

bölümüyle hisse senedi alır diğer bir bölümüyle ise sabit gelirli menkul kıymetler alır ya da nakit olarak saklar. Hisse senetlerinin getirileri ile yeni hisse senedi alır. Temel hedef hisse senedi değerinin sabit tutulmasıdır.

29

“Sabit oran stratejisi”, yatırımcının portföyündeki yatırım araçlarına eĢit

oranda yer vermesi anlamına gelir. Örneğin %50 tahvil, %50 döviz gibi. Bu oranın sabit tutulması için değerinin arttığı yatırım aracında elde edilen kar kadar satıĢ yapılır ve oran eski konumuna getirilmeye çalıĢılır. Bu yöntem yatırıma ek tasarruf aktarıldığında yönetimsel problemlerle karĢılaĢılmasını engellemek üzere geliĢtirilmiĢtir. Yatırıma baĢlanması için hisse senedi değerlerinin en makul fiyatlarda olması önerilmektedir.

“DeğiĢken oran stratejisi”, yatırımcının baĢlangıç portföyünde belirlediği

yatırım aracı oranlarının ilerleyen zamanlarda yatırımcının lehine olacak Ģekilde değiĢmesine izin veren yöntemdir. Amaç düĢük fiyatlarla daha çok yatırım yapmak ve daha çok kar sağlamaktır (Kabapelit, 2018: 8).

1.3.6 Finansal Anomaliler

Eugene Fama tarafından önerilen etkin piyasalar hipotezi hiçbir yatırımcının normal üstü getiri kazanamayacağını varsayar. Varsayıma göre her yeni gelen bilginin piyasaya anında yansıması nedeniyle hisse senedi değerleri bozulsa bile hemen dengeye geri gelmektedir. Ancak ampirik bulgular bazı beklenmedik durumlarda tersine rastlandığını göstermektedir. Anomali olarak adlandırılan normalde olması gerekenden farklı durumların oluĢması yani normalden sapmalar olarak tanımlanmaktadır. Ampirik bulguların teorik çerçeveyle uyuĢmadığı ve bu bulguları açıklamak için yeni varsayımlar yapmayı gerektiren durumlar anomali olarak değerlendirilir (AteĢ, 2007: 30; Birgili, 2013: 38).

Genel olarak hisse senetleri üzerinde yapılan ampirik çalıĢmalar anomalilerin kazanç kayıp gibi bazı haberlere verilen yetersiz ya da aĢırı reaksiyonlar olarak yoğunlaĢtığı görülmektedir. Daniel vd. (1998), finansta rasyonel olmayan Ģekilde belirli bir yönde düzenli karĢılaĢılan bazı anomalileri Ģöyle sıralamıĢtır (Tufan ve Sarıçiçek, 2013: 173):

 Kamuda duyulan bir olay sonucu ortalama getirilere bakılarak sonraki dönemde ortaya çıkan anormal getiriler,

30

 Kısa vade getiri oranlarına zıt yönde meydana çıkarak uzun vadeli trend değiĢimine neden olan aĢırı tepki hareketleri,

 ġirketlerin hisse senetlerinde meydana gelen Ģirketin değeriyle uyuĢmayan aĢırı hareketlilik,

 Tüm hisse senetlerinde meydana gelen pozitif kısa dönem hareketi  Kısa dönemde fiyatlarda yaĢanan sürpriz kazançların duyulması

nedeniyle aynı yönde ortaya çıkan hareketlilik ve uzun dönemdeki zıt yönlü hareketlilik.

Anomalilere genel olarak bakıldığında kesitsel anomaliler, dönemsel ya da takvimsel anomaliler, teknik anomaliler, politik anomaliler, ekonomik anomaliler gibi bazı baĢlıklar altında gruplandırılabilmektedir (Tufan ve Sarıçiçek, 2013: 174).

 Kesitsel anomaliler, bir firmanın zaman zaman piyasa ortalamalarının atına ya da üstüne çıkması ve ortalama piyasa değerinden sapmalar göstermesidir.

 Dönemsel anomaliler, gün, hafta, ay, yılın belirli dönemleri ve tatil öncesi gibi tarihlerde yatırımcıların davranıĢlarında tekrar eden değiĢimleri gösterir.

 Teknik anomaliler, temel ve teknik analizler yoluyla farklı piyasalarda ortalama piyasa değerinin üzerinde gelir sağlama durumudur.

 Politik anomaliler, piyasanın politik değiĢikliklerden, seçimlerden ya da değiĢen iktidardan etkilenerek aĢırı getiri kazanması durumlarıdır.  Ekonomik anomaliler, ise enflasyon, döviz kuru, sanayi üretim

endeksi, faiz oranları gibi ekonomik faktörlerdeki değiĢimlerden etkilenerek piyasadaki değiĢimlerden faydalanarak normalin üzerinde getiri sağlandığı durumları ifade eder.

Daha özelleĢtirilmiĢ baĢlıklar altında bazı anomaliler aĢağıdaki gibi açıklanmaktadır (AteĢ, 2007: 30; Karaca, 2015: 14).

“DüĢük fiyatlı hisse senedi anomalisi”, Ģirketlerin düĢük fiyatlı hisse

senetlerini getiri oranı yüksek olacağı vaadiyle satıĢa sunması sonucu gerçekten yüksek getiri sağlaması durumudur.

31

“Fiyat/kazanç oranı anomalisi”, düĢük değerli hisse senedi anomalisine

benzer Ģekilde düĢük değerli ve getiri oranı düĢük olan yatırım araçlarıyla oluĢturulan portföylerin beklenenden daha yüksek kazanç sağlaması durumudur.

“Fiyat/satıĢ oranı anomalisi”, yatırımcıların bir Ģirketin hisse senedi

değerinin son bir yılda satılan hisse baĢına düĢen net satıĢ fiyatına bölünmesiyle hesaplanan fiyat satıĢ oranındaki karı göz önüne alarak yüksek getiri sağlamaları durumudur.

“Pazar Değeri/Defter Değeri Anomalisi”, yatırımcıların pazar yani piyasa

değeri ile defter değeri arasındaki oranı düĢük olan Ģirketlere yatırım yaptıklarında beklenmedik Ģekilde getiri kazandırdıkları durumudur.

Son yapılan finansal araĢtırmalarda belirli günlerde piyasa değiĢikliklerinin belirli bir trende uyduğu ve bu dönemlerde yapılan yatırımların anlamlı bir düzeyde pozitif ya da negatif getiri sağladığı tespit edilmiĢtir. Bunlardan en dikkat çekeni haftanın baĢlangıcı olan “Pazartesi” günü piyasalardaki düzenli artıĢ ya da azalıĢlardır. En çok çalıĢmanın yapıldığı “Pazartesi günü anomalisi” piyasaların cuma günlerindeki kapanıĢ fiyatının pazartesi günü kapanıĢ fiyatından daha düĢük olduğu ortaya konmuĢtur.

Yılın ilk ayı olan “Ocak” için de söz konusu olan benzer bir durum “Ocak ayı

anomalisi” olarak tanımlanmaktadır. Rozef ve Kinney çalıĢmasına göre diğer

ayardaki getirilerin %0.5 oranında iken Ocak Ayı getirisinin %3.5’e kadar yükseldiğini bildirmiĢtir.

“Ay içi anomalisi” olarak isimlendirilen durumda ise ayın ilk yarısında

yapılan maaĢ ödemeleri nedeniyle piyasaya giren nakit akıĢı sebebiyle bu dönemdeki getiri oranlarının ayın ikinci yarısına göre genellikle daha yüksek olduğu gözlenmiĢtir.

“Tatil öncesi anomalisi”, tatil dönemlerinde özellikle tatilden bir gün önce ve

tatile girilen ilk günlerde piyasalarda normal iĢ günlerine oranla daha fazla getiri sağlanabildiğini ifade etmektedir.

32

“ĠĢ döngüsü anomalisi”, ise tatil dönüĢleri gibi iĢ dünyasındaki canlılıkların

piyasaları da canlandırması hisse senedi değerlerine yansımakta ve yatırımcıların yine getiri oranlarını yükseltecektir.

“Uzman tahminleri”, kısıtlı bilgiye sahip tasarruf sahiplerinin piyasa

durumlarını analiz edemedikleri için profesyonel kiĢi ve kuruluĢlardan edindikleri önerileri dikkate alarak yaptıkları yatırımlarla piyasayı yeniden Ģekillendirip firmaların hisse senedi değerlerinde değiĢim yaratabilmektedirler. Büyük Ģirketler bu bilinçle kendi firma değerini arttırmak için de kendi uzmanlarını belirli dönemlerle tavsiyelerde bulunması stratejisini uygulamaktadır.

“Firma büyüklüğü anomalisi”, beklenin tersine büyük ölçekli firmaların

dönemsel olarak çok iyi performans göstermesine karĢın küçük ölçekli firmaların tüm dönemler boyunca daha büyük getiri sağladığının belirlenmesi durumudur. Küçük değerli firmaların karĢı karĢıya kaldığı riskin büyük olması sebebiyle eleĢtirilen bu anomali risk değerlendirilmesi yapıldığı zamanlarda bile küçük ölçekli firmaların uzun vadede daha büyük getiri sağladığını göstermektedir.

“Ġhmal edilmiĢ firma anomalisi”, gözden uzak kalan firmaların hisse

senetlerinin olduğundan ucuza satılması nedeniyle yatırımcılara büyük getiri sağladığı durumlardır. Benzer etki yeni kurulan Ģirketlerde de ilk açılıĢ nedeniyle halka ucuz fiyatlarla hisse senedi sunulmasından kaynaklı meydana gelen “ucuz

fiyat anomalisi” ya da “yeni Ģirketler anomalisi” yatırımcıya arz talep fazlalığının

getirdiği değerlenmeyle yüksek getiri sağlayabilmektedir.

“Sürpriz kazanç etkisi”, beklenenden fazla kazanç sağlayan Ģirketlerin hisse

senedi değerlerinin yükselmesi nedeniyle yatırımcının yüksek gelir elde etmesi durumudur.

ĠĢlem zamanı hipotezine göre piyasalardaki finansal bilgi akıĢı hiçbir zaman durmamaktadır. Ancak borsa iĢlemlerinin gerçekleĢtiği zaman aralıklarındaki sürekli bir bilgi akıĢına rağmen ve borsanın tatil edildiği zamanlardaki bilgi kesintisinin ya da bilgi saklama durumlarının piyasalar açıldığında kazanç sağlayacak Ģekilde iĢlem yapılarak kullanıldığını önermektedir. Anomalilerin temel kaynaklarına bakıldığında

33

Anomalilerin oluĢmasında rol alan temel öğeler kısaca Ģöyle özetlenebilir (Tufan ve Sarıçiçek, 2013: 174):

 ĠĢlem zamanı

 Yapısal ve kurumsal etkiler,  Bilgilerin kamuya duyurulması  Yatırımcı davranıĢları

34

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

BĠREYSEL YATIRIMCI VE BĠREYSEL YATIRIMI ETKĠLEYEN FAKTÖRLER

Benzer Belgeler