• Sonuç bulunamadı

1.3 Finansal Anomaliler

1.3.3 Finansal Yatırım Araçları

Bir kiĢi ya da kuruluĢun elindeki tüm varlığı portföy olarak tanımlanır. Bireysel yatırımcılar çeĢitli yatırım araçlarıyla portföyünü kontrol eder ve yönetir. Bireysel yatırımların kullandığı baĢlıca araçlar, altın, döviz, banka mevduatı, hisse senedi, tahvil, repo, hazine bonosu, yatırım fonu olarak sayılabilir.

Döviz; yerli para dıĢındaki baĢka ülkelere ait para birimleri ile iĢlem yapmayı

sağlayan her türlü belge, hesap ve araçtır. Yaygın olarak yabancı ülkelerin paraları olarak bilinir. Dünya çapında en çok itibar gören Euro, Amerikan Doları ve Ġngiliz Sterlini değeri en yüksek yabancı paralardır. Kâğıt ya da madeni olanlar “efektif”,

22

çek, poliçe, senet, havale gibi belgeler üzerinden iĢlem yapılanlar “kaydi” olmak üzere iki türdedir. Döviz kuru, yerli paranın herhangi bir yabancı paraya olan oransal değeridir. Bu iki para biriminin birbirine dönüĢtürülmesi iĢlemi ise parite olarak adlandırılır (Çağlarırmak vd., 2012: 6).

Döviz piyasaları, yabancı para dönüĢümlerinin yapıldığı, alınıp satıldığı

kurumsal yapıdır. “Döviz Tevdiat Hesabı” olarak adlandırılan mevduat hesapları yabancı paralar için açılan banka hesaplarıdır. Yatırımcılar bu hesaplar ile değiĢen kur değerlerinden etkilenmeyerek parasının değerini güvence altına alabilmektedir. Ayrıca isteyen yatırımcılar bu hesaplar üzerinden repo yaparak faiz geliri sağlayabilmektedir. (Küden, 2014: 37).

Döviz kuru, nominal ve reel döviz kuru olarak 2 türe ayrılır. Nominal döviz

kuru, bir birim yabancı paranın yerli para cinsinden karĢılığı iken, reel döviz kuru ise nominal döviz kurunun yurt dıĢı enflasyonu ile çarpıp yurt içi enflasyona bölünmesi ile elde edilir (Çağlarırmak vd., 2012: 6).

Türkiye’de 24 Ocak Kararları olarak bilinen ekonomik politikalarında uygulanan dönüĢüm sonrasında ülkede serbest bırakılarak ilk defa isteyen bireylerin döviz iĢlemi yapmasının önü açılmıĢtır. DıĢ ticaret yapan bireylerin yeterli döviz bulamaması nedeniyle yaĢanan dıĢ ticaret ve ekonomik sıkıntılarını çözmek amacıyla döviz iĢlemleri yasal bir yapıya oturtularak ekonomik istikrara fayda sağlaması ve döviz kazancının artması hedeflenmiĢtir (Savrul vd., 2013: 69)

Altın; en eski ve dolayısıyla en çok bilinen yatırım aracı olan altın hala

değerini korumaktadır. Az bulunan nasir bir element olması nedeniyle değerli bir maden olan altın zenginlik, gösteriĢ ve statünün bir sembolü olarak zihinlerde yer etmiĢtir. Dünya çapında her ülkede aynı değeri görmesi, nakde çevrilme Ģansının yüksek olma özelliği sosyal ve ekonomik olarak güvence altında hissettirmektedir. Özellikle kriz ve savaĢ dönemlerinde kullanımı artan bir yatırım aracıdır. Türkiye Ġstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye’de en büyük reel getiriyi altın yatırımcısı elde etmektedir (AteĢ, 2007: 85).

Dünya çapında altın “ons” (1 ons = 31,1038079 gram) birimi ile ölçülür. Saflık derecesi kırat ve milyem ile ölçülür. 24 ayar altın 1000 miylemdir. Saflık arttıkça

23

değeri artar. Ticarette 995 milyem ve üstü saflıkta altın kullanılır. Az bulunan nadir bir element olan altının özellikle kriz dönemlerinde değerinin yükselmesi, istendiği anda elden çıkarma kolaylığı sağlayan likiditesinin yüksekliği ve güvenilirliği en yüksek riski en düĢük en çok tercih edilen uzun vadeli bir yatırım aracı haline getirmektedir (Ayvalı, 2014: 34).

Banka mevduatı; kelime kökü tevdi olan ve Arapça’dan dilimize gelen

mevduat kelimesi anlam olarak bir Ģeyi emanet olarak bir yere bırakmak demektir. Finansal bir kavram olarak ise bankaya istenen zamanlarda belirli sürelerle bırakılan parayı ifade eder. Genel olarak finansal kurumlara vadeli ya da vadesiz olarak yatırılan yerli ya da yabancı paradır (Küden, 2014: 318).

Tüzel ya da gerçek kiĢiler tarafından açılabilen bu hesaplar, tasarruf mevduatı, resmi kuruluĢlar mevduatı, ticari kuruluĢlar mevduatı, bankalar arası mevduat, diğer kuruluĢlar mevduatı gibi sınıflara ayrılmaktadır. Yatırımcı için en az risk barındıran bankaların verdiği faiz oranları oranında yatırılan paraya getiri sağlayan belirli vade sonu zamanlarında çekilebilen yatırım aracıdır (AteĢ, 2007: 84). En az riske sahip yatırım araçlarından biri olsa da ekonomik sebeplerle oluĢan enflasyon oranları ve bankanın kurumsal olarak taĢıdığı değerin bir göstergesi olan kalite riskleri nedeniyle paranın durduğu yerde değer kaybetmesine neden olmaktadır (Ġpeksümer, 2009: 79).

Hisse senedi; sermayesi paylara bölünmüĢ büyük Ģirketlerin, toplam

sermayenin belli oranlarını temsil eden ve belgelendiren menkul kıymetlere denir. Bu yatırımcılara hissedarlar, hisse senedi sahipleri, ortaklar denilmektedir. ġirketlerin hisselerine ortak olmak üzere düzenlenmiĢ belgelerdir. Yatırımcılar aldıkları hisse senetlerini değer kazandıktan sonra satarak ya da Ģirketin hisse senedi olanlara kardan verdiği pay Ģeklinde iki türlü kar edebilir. Riski orta düzeyde ve getirisi orta ya da uzun vadede olacak Ģekildedir (Aydın vd., 2013: 83).

Tahvil; acil nakit ihtiyacını karĢılamak için devlet, kamu kuruluĢu ya da

Ģirketler tarafından çıkarılan vadesi iki yıldan uzun borç senetleridir. Tahvil satın alarak borç veren yatırımcılar, süre sonunda borcunu faiziyle birlikte geri alır. Riski düĢük, getirisi yüksek olmayan bir yatırım aracıdır (ġenkesen, 2009).

24

Tahvil sahipleri tahvili veren kurumun kar ya da zarar durumlarına ortak değildir. ġirketin iflas etmesi ya da dağılması durumlarında kurum, öncelikli olarak tahvil sahiplerinden alacaklarını tahsil edebilmektedir. Tahviller hisse senetlerine göre daha düĢük risk oranı içerirler. Bu sebeple riski sevmeyen yatırımcılar tahvil almayı daha çok tercih ederler (Kabapelit, 2018: 26).

Bono; yatırımcıların devlet ya da kurumsal Ģirketlerden sabit ya da değiĢken

faiz oranlarıyla belirlenen sürelerde kredi aldığını gösteren, vadeli hisse denetlerine benzer bir belgedir. Vade sonunda yatırımcı faiz kazancı ile birlikte anaparayı da elde eder. Bono, alacaklı yatırımcı ve borçlu Ģirket ya da devlet sistemi ile çalıĢır. Finansman bonolarının vadesi bir yıldan fazla olamazken banka bonolarının süresi 60 günden az ve bir yıldan fazla olamaz. Bonolar tahvillere benzer Ģekilde faiz, enflasyon ve ödeme risklerini taĢımakla birlikte vadesi tahvillere oranla daha düĢük olduğu için riski de daha düĢüktür. Bazı garantili bonolar ise risklerden arındırılarak sunulduğu için ödeme riski barındırmazlar (Küden, 2014: 38).

Repo; menkul kıymetlerin belirli bir zamanda belirlenen fiyattan geri alınması

üzerine taraflar arasında yapılan sözleĢmedir. Piyasanın likiditesini yüksek tutmaya yarayan, menkul kıymetlerle garanti edilen bir kredi türüdür. Bir güne kadar düĢen kısa vadeli bir yatırım olanağı sunan bir yatırım aracı olduğu için yatırımcılar bir gecelik yatırım anlamına gelen “overnight” olarak nitelendirmektedir. Piyasadaki en düĢük faiz oranlarına sahip olmakla birlikte kazandırdığı getiriden %15 oranında stopaj kesilmektedir. ĠĢlem hacmi oldukça büyük olan reponun gecelik bir kredi olması faiz oranının bankaların verdiği faiz oranından düĢük olmasına sebep olmaktadır. Bir menkul kıymetin belli süre sonra geri alınması üzerine kurulu gerialım sözleĢmesi olarak repoyu yapan taraf parayı kullanır. Ters repoda ise parayı satan taraf kullandırır (Ġpeksümer, 2009: 79).

Yatırım fonu; bireysel yatırımcıların küçük birikimlerinin bir araya getirilerek

riskin dağıtılması ilkesiyle daha etkin ve akılcı bir Ģekilde yönetilmesi amacıyla kurulan kuruluĢlardır. Profesyoneller tarafından yönetilen bu kurumlar aracılığıyla bireysel yatırımcılar birikimlerini çeĢitlendirilmiĢ menkul kıymet portföylerine eklemiĢ olurlar. Bireysel yatırımcılar ise yatırım fonları sayesinde profesyonel bir fon

25

yönetimi alarak riskleri yönetme konusunda daha avantajlı konuma geçerler. Bu nedenle riski sevmeyen ve bilgisinin sınırlı olması nedeniyle kendi seçimlerine güvenemeyen yatırımcıların çokça tercih ettiği bir yatırım aracıdır (Küden, 2014: 40).

Bankalar, emekli sandıkları, izinli finans kurumları tarafından kurulabilirler. A ve B tipi olmak üzere iki çeĢittir. A tipi fonlarında %25 Türk Ģirketi bulundurma zorunluluğu varken B tipi fonlarda böyle bir uygulama yoktur. B tipi fonların hisse senedi bulundurma oranı çok düĢüktür ya da hiç yoktur (Ayvalı, 2014 :29).

A tipi fonlara vergi avantajı sağlanırken B tipi fonlara %10 gelir vergisi uygulanmaktadır. Ayrıca A tipi fonlar menkul kıymet sayılarak borsada iĢlem görme hakkına sahipken, B tipi fonlar bu avantajlara sahip değildir. B tipi fonlar daha çok tahvil ağırlıklıdır (Küden, 2014: 40).

Benzer Belgeler