• Sonuç bulunamadı

2. YATIRIM VE YATIRIM TEŞVİKİ, KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.4. Yatırım Kararlarına ve Miktarına Etki Eden Faktörler

Şirket ve işletmeler üretim faaliyetlerinden öncelikle kar elde etmeyi amaçlarlar ve karlı alanlara yönelirler. Yatırım kararı verirken de, yatırım yapabileceği alanlar içerisinde en yüksek getiriyi sağlayacak olanı tercih ederler. Yatırım kararı aşamasında kar güdüsü ile hareket ederken, ekonomik ve politik pek çok değişkeni göz önünde bulundurmak durumundadırlar.

2.4.1. Yatırım ve Faiz İlişkisi

Yatırım kararı sürecini doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biri, piyasa faiz oranlarıdır. Girişimcinin yatırım kararı alabilmesi için, yatırımdan elde edeceği karın, yatırımda kullanacağı paranın faiz getirisinden yüksek olması gerekir. Faiz oranlarının yüksek seyrettiği bir ekonomide, girişimcinin tercihi hiç bir reel yatırıma yönelmeden, elindeki kapitalle faiz geliri elde etmek yönünde olacaktır. Bu durumda alternatif maliyet (fırsat maliyeti) olarak karşımıza çıkan cari faiz getirisi, daha düşük net bugünkü değere neden olacağı için yatırım miktarını düşürecektir (Blanchard, 2000, 316).

Farklı bir durumda, yatırımcının yatırım için kullanacağı kaynağın, bir kısmının ya da tamamının elinde olmaması ve piyasadan temin edilmesi halinde, faiz oranı yatırımcının doğrudan maliyeti içerisinde bulunacaktır. Piyasa faiz oranı yüksek ise, yatırımcı yüksek faiz ile borçlanmak istemeyecek ve yatırım kararı vermeyecektir.

Görüldüğü üzere faiz oranı ile yatırım miktarı arasındaki ilişki ters yönlü bir ilişkidir. Düşük faiz oranları, yapılan yatırım miktarını artırırken, yüksek faiz oranları yatırım miktarını azaltmaktadır. Girişimcinin yatırımdan beklediği getiri ile faizden elde edeceği getiriyi göz önüne alarak, yatırım kararını şekillendirmesi, Keynes’in ortaya attığı “Sermayenin Marjinal Etkinliği” kavramı ile formüle edilmektedir (Dinler, 1998, 311).

Bir ekonomide yatırım miktarını belirleyen faiz oranı, nominal faizin enflasyonist etkinden arındırılmış hali olan, reel faiz oranıdır. Yatırım düzeyi ile reel faiz oranı arasındaki bu ilişki yatırım talebi olarak ifade edilmektedir. Yatırımcılar karar sürecinde, geleceğe yönelik girdilerin maliyetlerini, teknolojik gelişmeleri ve üretime yönelik talebi en iyi şekilde öngörmek zorundadırlar (Parasız, 2000, 74). Bu nedenle yatırım kararı, diğer koşullar sabitken reel faiz oranı dikkate alınarak verilmelidir. Aşağıda Çizelge 1.’de reel faiz oranı ve reel yatırım miktarı ilişkisi gösterilmiştir.

Çizelge 1. Reel Faiz ve Reel Yatırım İlişkisi

Reel Faiz Oranı Yıllık (%) Reel Yatırım Miktarı (Milyon)

A 5 100

B 10 75

C 15 50

Görüldüğü gibi Çizelge 1.'de, reel faiz oranı % 5 iken reel yatırım miktarı 100 milyon TL, %10 iken 75 milyon TL ve % 15 iken 50 milyon TL'dir. Faiz oranlarına karşılık gelen reel yatırım miktarlarının kesiştiği noktalar ise A, B ve C olarak gösterilmiştir. Yatırımı etkileyen diğer faktörler sabitken her reel faiz oranında planlanan yatırım miktarını gösteren bu noktaların birleşiminden, Şekil 3.’teki yatırım talep eğrisi elde edilmiştir.

Reel Faiz I

Şekil 3. Yatırım Talep Eğrisi

Kar beklentilerinde yaşanan değişiklikler, yatırım talep eğrisini doğrudan etkilemektedir. Şekil 4.'te gösterilen I0 yatırım talep eğrisi, beklenen ortalama karı ifade etmektedir. Kar beklentilerinin yüksek olması, yatırım talep eğrisi sağa kaydırarak, I1 düzeyine getirmektedir. Tam tersine kötümser bir kar beklentisi ise, I0 eğrisini sola kaydırarak I2 düzeyine getirecektir. Bunun dışında, eskiyen sermayenin yenisi ile değiştirilmesi de, yatırım miktarını değiştirerek yatırım talep eğrisini sağa kaydırmaktadır (Parasız, 2000, 75). Reel Faiz

Şekil 4. Yatırım Talep Eğrileri

O Reel Yatırım A A B A C A 5 A 10 A 15 A 50 A 75 A 100 A O Reel Yatırım I0 A 5 A 10 A 15 A 50 A 75 A 100 A I2 A I1 A

2.4.2. Sermayenin Marjinal Etkinliği

Yatırımcının bugünkü beklentilerinden, gelecekte ne kadarının gerçekleşeceği bir bilinmezdir. Çünkü gelecek belirsizliklerle doludur. Bu durumda yatırımcı elindeki sermaye ile en doğru ekonomik kararı verebilmek için bazı analizler yapmak durumundadır. Yatırımcı, yatırım kararı almadan önce, yatırım için gerekli bina, makina teçhizatın arz fiyatını, yatırımdan ömrü boyu getirmesi beklenen hâsılatı ve cari faiz oranını dikkate alır.

Her yatırım, sermaye malı tedarikini gerektirir. Yatırımcı, ilk olarak yatırım mallarının arz fiyatını, yani yatırım için toplam olarak ne kadar ödemek zorunda olduğunu hesaplayacaktır. Yatırım için harcanacak bu değere 'A' diyebiliriz. Bundan sonra hesaplaması gereken, bu yatırımın ömür boyu getirmesi beklenen hâsılatı ve bu hâsılatın bugünkü değeri olacaktır. Bu değeri de 'R' olarak gösterebiliriz. Yatırım kararı alınabilmesi için beklenen hâsılatın bugünkü değerinin, yatırım için tedarik edilen sermaye malı fiyatına eşit olması ya da ondan fazla olması gerekmektedir. İşte, sermayenin marjinal etkinliği kavramı da, 'A' ve 'R' değerlerini birbirine eşitleyen iskonto oranını ifade etmektedir. Buna göre, Keynes’in sermayenin marjinal etkinliği şu formülle hesaplanmaktadır (Pekin, 1998, 162):

R R R R

A= + + + ……… +

(1+r)1 (1+r)2 (1+r)3 (1+r)n

Bu formülde, sermaye malının arz fiyatı A, sermaye malının ömür boyu getireceği farklı hâsılat dizileri R, sermayenin marjinal etkinliği r olarak ifade edilmektedir. Formülle hesaplanacak r değeri, bir oranı (%5, %10 gibi) ifade edecektir. Bundan sonraki aşama bulunan r oranının, cari faiz oranı (i) ile karşılaştırılmasıdır. Bu karşılaştırma sonucu; r < i gibi bir sonuç alınıyorsa, girişimci yatırım kararı vermeyecektir. Çünkü bu durum yatırımdan beklenen hâsılat dizisinin bugünkü değerinin, yatırımın arz fiyatından küçük olması anlamına gelmektedir. Yatırım kararı alınabilmesi için, r > i olmalıdır. Her ne kadar r ile i arasındaki farkın, r lehine azalması, girişimcinin yatırım karlılığını azaltacaksa da, bu fark sıfır olana kadar yani, r = i seviyesine kadar yatırım yapılması beklenir (Gencel, 2007, 50).

Ekonomide genel mekanizma bu şekilde işlemekle birlikte, yapılan bu analiz farklı sektörler için aynı sonuçları vermeyebilir. Bu sebeple kimi sektörlerde yatırım yapmak karlı iken, bir başka sektörde kar getirmeyebilir. Her sektörde eşitliğin kurulduğu bir ekonomi, optimum yatırım miktarına ulaşmış olacaktır. Yatırım miktarının artması için, r'nin yükselmesi ya da i'nin düşmesi gerekmektedir. Bir ekonomide yatırımlar arttıkça sermayenin marjinal etkinliği de azalır (Gencel, 2007, 51). Yatırım miktarı ve sermayenin marjinal etkinliği arasındaki ilişki Şekil 5.'de gösterilmiştir. r SME

Şekil 5. Sermayenin Marjinal Etkinliği Eğrisi

Görüldüğü gibi r ile yatırım (I) arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Yatırımlar arttıkça, yatırım mallarının fiyatları yükselecektir. Dolayısıyla üretimde sermayenin payı da artacaktır. Bunun dışında diğer koşullar sabitken, yatırımla birlikte arzın artması o kesimde üretilen malların fiyatlarını düşürecektir. Bu nedenlerle de sermayenin marjinal etkinliği azalacaktır.

2.4.3. Milli Gelirin Yatırım Kararına Etkisi

Milli gelirin yükselmekte olduğu bir ekonomide geleceğe yönelik beklentiler de olumlu olacaktır. Gelirin yükselmesi ile birlikte yaşanacak talep artışını karşılamak için, girişimciler daha fazla yatırım kararı alacaktır. Bu nedenle milli gelir oranı ve yatırım miktarı arasında doğru orantılı bir ilişki beklenecektir.

Bu ilişkide milli gelirdeki birim değişikliğin, yatırım harcamalarında yaratacağı değişiklik “Marjinal Yatırım Eğilimi” olarak adlandırılmaktadır.

2.4.4. Yatırım Ortamının Uygunluğu

Yerli ve yabancı yatırımcıların yatırım kararı almalarında o ülkedeki yatırım ortamının uygunluğu büyük önem taşır. Ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmişliğe ulaşmış ülkelerde, yatırımcılar daha kolay yatırım kararı vermektedirler. Böyle bir yatırım ortamında yapılan yatırımlar, üretimi, ürün kalitesini, ihracatı, istihdamı artırarak iktisadi kalkınmaya katkı sağlamaktadır.

Ekonomik altyapı, siyasi istikrar, bankacılık sektörünün yapısı, gelir dağılımı dengesi, adil vergi rejimi, iş gücü pazarının maliyeti ve çeşitliliği, hukuki düzen, yeraltı ve yerüstü enerji kaynakları, hammaddelere erişim, teknolojik gelişmişlik gibi pek çok faktör yatırım ortamının belirleyicilerindendir (Worldbank, 2004, 22).