• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Sistemin Yapısı

3. Bölgesel Gücün Ulusal Güvenlik Stratejisi Seçenekleri

3.3. Peşine Takılma

3.3.3. Yatıştırıcı Peşine Takılma

Yatıştırıcı peşine takılma, bir devletin güç kapasitesi kendisinden oldukça fazla olan saldırgan bir devlet karşısında yalnız kalması durumunda ortaya çıkan davranış biçimidir. Güvenlik tehdidi hissedilen devleti dengeleme kapasitesine sahip olan güçlü bir devletin mevcut olmaması yahut olsa bile buna yanaşmaması

224 Schweller, “Bandwagoning for Profit: Bringing the Revisionist State Back In”, pp.72-107.

84

durumunda saldırgan devleti yatıştırmaya dönük izlenen politikalar bu gruba girmektedir. Burada temel amaç, saldırgan davranan devleti yatıştırmak suretiyle kendisinin toprak bütünlüğünü ve siyasal bağımsızlığını tehlikeye atacak bir saldırıya maruz kalmaktan kaçınmak ve üzerindeki baskıları azaltmaktır.226 Dolayısıyla yatıştırıcı peşine takılma politikası izleyen zayıf taraf, güçlü ve saldırgan davranan tarafı yatıştırmak adına kendi dış politika davranışlarını saldırgan tarafın talepleri doğrultusunda gözden geçirmektedir.227 Bu tür peşine takılma, daha çok saldırgan büyük güçler karşısında yalnız kalan ve karşı koyduu takdirde teslim olmaktan başka seçeneği olmayan görece zayıf devletlerin kullandığı bir stratejidir.228 Özellikle tek kutuplu küresel güç dağılımında, süper gücün talep ve baskılarına maruz kalan bölgesel güçler, dış politika tutum ve davranışlarında süper gücü yatıştırmaya dönük gözden geçirmeye gitmek zorunda kalmaktadırlar.

Yatıştırıcı peşine takılma stratejisinin temel mantığı, güçlü bir saldırgan devletin mevcut güç dengesini değiştirme girişimi karşısında kendi ulusal güvenliğine doğrudan güvenlik tehdidi oluşturmayacak bir düzeye kadar güç dengesinin değişmesine katlanma zorunluluğu üzerine kuruludur. Yatıştırıcı peşine takılma stratejisi izlemek zorunda kalan devletler kendi bölgesindeki devletlerden biri veya birkaçının saldırgan devlete teslim olmasına göz yummak zorunda kalabilirler. Böyle davranarak, tehdit duyan devlet, ileride kendi ulusal güvenliğini tehlikeye atmak pahasına mevcut güç dengesinin tehdit oluşturan devlet lehine değişmesini izlemek durumunda kalmaktadır.

226 Walt, The Origins of Alliances, p.21.

227 Walt, “Taming American Power”, p.110.

85 4. Süper Gücün Grand Strateji Seçenekleri

Herhangi bir uluslararası sistemin kalıcılığı büyük oranda söz konusu sistemi meydana getiren ana güçlerin statüko durumunu sürdürüp sürdürmemelerine bağlıdır.229 Bu ana güçler arasındaki güç dağılımının kabaca eşit olması mevcut sisteme süreklilik anlamında istikrar kazandırmaktadır. Ancak tek kutuplu sistemin sürdürülebilir kılınması hem güç dağılımının sürdürülmesine hem de kutup liderinin davranış biçimine bağlıdır.230 Tek kutuplu sistemin varlığını sürdürmesi birinci olarak mevcut orantısız küresel güç dağılımının korunmasına ihtiyaç duymaktadır.

Tek kutuplu sistemde kutup liderinin güç üstünlüğünün sona ermesi iki şekilde gerçekleşebilir. Birinci yol, süper güç statüsüne sahip olma noktasında sistemdeki en güçlü adaylar olan büyük güçlerin orta vadede iç dengelemeye giderek güçlerini artırmalarıyla süper güç statüsüne ulaşmalarıdır. İkinci yol ise sistemi kontrol eden süper gücün, mevcut güç kapasitesinde gerileme yaşamasıyla büyük güç statüsüne düşmesidir. Bu nedenle süper güç, daima sistemdeki büyük güçlerin güç kapasitelerini gözeterek güç üstünlüğüne sahip olduğu durumu kalıcı kılmalıdır. Dünyanın herhangi bir bölgesinde kendi güç kapasitesine aşağı yukarı denk ikinci bir güç merkezinin belirmemesine özen göstermelidir.

Tek kutuplu sistemin varlığını sürdürmesinin bağlı olduğu ikinci faktör ise güç üstünlüğünü elinde bulunduran süper gücün diğer stratejik bölgelere dönük dış politika davranışlarıdır. Burada belirleyici olan süper gücün elinde bulundurduğu güç kapasitesini hangi amaçlarla nasıl kullanacağıdır. Güç üstünlüğüne sahip olan süper gücün ikincil devletlerin tümü açısından güçlü bir potansiyel anlamda güvenlik tehdidi oluşturduğundan şüphe yoktur. Her ne kadar devletlerin sistemdeki potansiyel tehditleri de dikkate alarak ciddi güvenlik tedbirleri aldıkları dikkate alınsa da, tek kutuplu sistemde süper gücü dengeleyebilecek bir güç merkezinin olmaması ve dengelemenin oldukça maliyetli olması nedeniyle bu varsayımın etkili işlemediği bilinmektedir. Bu varsayımı harekete geçirecek olan dinamik, süper gücün saldırgan davranışlarıyla “potansiyel tehdit” unsurundan “asıl tehdit” unsuruna dönüşmedir.

229 Robert Powel, “Stability and the Distribution of Power, World Politics, Vol.48, No.2 (January 1996), pp.239-267.

230 John Ikenberry, Michael Mastanduno and William C. Wohlforth, “Unipolarity, State Behavior and Systemic Consequenses”, World Politics, Vol.61, No.1 (Jonuary 2009), pp.1-27.

86

Süper gücün elinde bulundurduğu güç birikimini savunmacı, saldırgan ya da bu ikisi dışında kullanımı ikincil devletlere onu potansiyel ya da asıl tehdit olarak tanımlamaya yönlendirecektir. Mesela, süper gücün güç üstünlüğünü statükocu amaçla bölgesel güç dengesinin korunmasından yana kullandığı takdirde ikincil devletlerin güvenlik endişelerini artmadığından potansiyel tehdit seviyesinde kalacaktır. Hatta bu durumda bölge dışından süper güç, saldırgan davranan bölgesel aktörlere karşı ittifak yapılacak müttefike dönüşebilmektedir. Revizyonist amaçla bölgesel güç dengesinin bozulmasından yana kullanması durumunda ise ikincil devletlerin güvenlik kaygıları artacak ve özellikle büyük devletlerin hem iç dengelemeye hız vermelerine hem de güçlerini birleştirerek dış dengelemeye gitmelerine neden olacaktır. Bu nedenle, tek kutuplu sistemde ikincil devletlerin güvenlik stratejileri sadece küresel ve bölgesel güç dağılımına göre değil, aynı zamanda kutup liderinin bu bölgeye yönelik izleyeceği grand stratejilere göre şekillenmektedir.

Tek kutuplu yapıda süper güç, diğer stratejik öneme sahip bölgelerde kendisine denk güçlü bir rakibin çıkmaması ve bu bölgelerde kendi hayati çıkarlarını tehlikeye atacak bir güç dağılımının belirmemesi maksadıyla grand stratejiler uygulamaya koymaktadır. Nitekim tek kutuplu sistemde kutup lideri dünyanın her bir köşesindeki olup bitenlerle ilgilenme sorumluluğuna sahipken, ikincil devletler daha çok kendi bölgelerindeki gelişmelerle ilgilenmektedirler.231 Bir bakıma tek kutuplu yapıda dünya üzerindeki diğer stratejik bölgeler kutup liderinin ilgilenmek durumunda kaldığı bölgelere dönüşmektedirler.232 Bu bakımdan bölgesel güç ilişkileri, bölgesel güç dengesi, bölgesel güvenlik düzeni, bölgesel ittifak, rekabet, çatışma ve istikrarsızlık gibi etkileşim durumları süper gücün bu bölgeye yönelik grand stratejinden etkilenmektedir. Bu grand stratejiler genel olarak Avrasya olarak tanımlanan233 Avrupa, Doğu Asya ve Orta Doğu olmak üzere dünya üzerindeki en önemli üç stratejik bölgede hayata geçirilmektedir.234

231 Jervis, “Unipolarty: A Structural Perspective”, pp.188-213 (p.200).

232 Evan B. Montgomery, “Contested Primacy in the Western Pasific”, International Security, Vol38, No.4 (Spring 2014), pp.115-149.

233 Stephen G. Brooks, G. John Ikenberry and William C. Wohlforth, “Don’t Come Home, America: The Case againts Retrenchment”, International Security, Vol.37, No.3 (Winter 2012-2013), PP.7-51 (p.35).

234Christopher Layne, The Peace of Illusion: American Grand Strategy from 1940 to the Present”, New York: Cornell Univeristy Press, 2006, p.23, Christopher Layne, “From Proponderence to Offshore Balancing: Americas’s Future Grand Strategy”,International Security, Vol.22, No.1 (Summer 1997),

87 4.1. Grand Strateji Nedir?

Küresel sistemde yer alan süper ve büyük güçler ulusal güvenlik politikalarını grand stratejilerle hayata geçirmektedirler. Grand strateji, devlet yöneticilerine öncelikle hangi hedeflere ulaşmaları gerektiği ve bu hedefleri elde etmek amacıyla ulusal kaynaklarının nasıl en etkin/verimli şekilde kullanılacağı hususunda en rasyonel yolu göstermeye yaramaktadır.235 Bir grand strateji başlıca üç temel aşamada formüle edilebilir. Birinci aşamada, hangi devlet için hazırlanıyorsa o devletin içinde bulunduğu iç ve dış şartlar dikkate alınarak hayati derecedeki ulusal çıkarlar tanımlanır. İkinci aşamada, tanımlanan bu hayati çıkarlara yönelen tehditlerin neler olduğu belirlenir. Üçüncü aşamada, eldeki kaynaklar gözetilerek en az maliyetle ve en etkin bir şekilde hayati çıkarlara yönelen tehditlerin üstesinden gelmenin yöntemi ortaya konulur.236 Hayati çıkarlara yönelen tehditlerle mücadele amacıyla ileri sürülen bir grand strateji ekonomik, siyasi ve askeri araçların tümünü aynı anda içerisinde barındırabilir.237 Aynı zamanda bir grand strateji, neden bazı tehditlerin öncelik arz ettiğini ve bu tehditlere karşı en uygun aracın ne olduğunu açıklamak zorundadır.238 Sonuçta etkili bir grand strateji, bunu uygulayacak devletin fayda-maliyet hesaplamasıyla ortaya çıkmaktadır.239

Grand strateji ile dış politika birbirine karıştırılmamalıdır. Birinci olarak, kavramsal bir bütünü ifade eden grand strateji, dış politikanın basit bir alt dalı değildir. Grand strateji, dış politikanın alt unsurları olan diplomasi, ittifak politikaları ve askeri doktrin stratejilerini kapsamaktadır. Bu nedenle bir grand strateji, söz konusu dış politika araçlarının devletin ulusal çıkarları doğrultusunda en iyi nasıl kullanılacağının çerçevesini çizmektedir240 Grand stratejiyi dış

pp.86-124 (p.88), Stephen G. Brooks and William C. Wohlforth, America Abroad: The United States’ Global Role in the 21st Century, New York: Oxford Univeristy Press, 2016, pp.73-121, John Mearsheimer “The Future of American Pacifier”, Foreign Affairs, No.126, (September-October 2001), pp.46-61, Robert J. Lieber, Retreat and Its Consequences, New York: Cambridge University Press, 2016, pp.1-16.

235 Art, A Grand Strategy for America, p.1-2.

236 Hal Brands, What Good Grand Strategy, New York: Cornell University Press, 2014, p.3 ve Christopher Layne, “From Proponderence to Offshore Balancing: Americas’s Future Grand Strategy”,International Security, Vol.22, No.1 (Summer 1997), pp.86-124 (p.88).

237 Posen, The Source of Military Doctrine, p.13.

238 Barry R. Posen, Restrain: New Foundation for U.S. Grand Stratgy, New York: Cornell University Press, 2014, p.1.

239 Benjamin Miller, “ Explaining Changes in U.S. Grand Strategy: 9/11, the Rise of Offensive Liberalism and Wat in Iraq”, Security Studies, Vol.19, No.1 (February 2010), pp.26-65.

88

politikadan ayrıştıran diğer bir özellik, yönetimden yönetime kolay kolay değişiklik göstermemesidir. Grand strateji dış politikaya nazaran daha az değişiklik göstermektedir. Dış politika kısa vadeli bir bakış açısı sunarken, grand strateji ilgili devletin orta ve uzun vadeli projeksiyonunu ortaya koymaktadır.241 Son olarak, ulusal çıkarların elde edilmesi yolunda kullanılan ekonomik ve siyasi araçlarla mukayese edildiğinde gerçek bir grand strateji daha ziyade güvenlik tehditleri ve bunlara karşı askeri araçların verimli bir şekilde devreye sokulması üzerine odaklanmaktadır.242

Öte yandan, küresel güç dağılımının kurucu unsurları olan süper ve büyük güçlerin herhangi bir stratejik bölgeye yönelik takip ettikleri grand stratejiler ilgili bölgenin güç dağılımı üzerinde etkiye sahiptirler. Daha doğrusu, küresel güç dağılımının daha alt düzeyde gerçekleşen bölgesel güç dağılımları üzerinde oluşturduğu yapısal etki, süper gücün uygulamaya koyduğu grand stratejilerle gerçekleşmektedir. Bölgesel güçlerin de içerisinde yer aldığı ikincil güçlerin stratejik etkileşimlerini şekillendiren bölgesel güç yapıları, küresel güç dağılımından bağımsız değildir. Bu nedenle bölgesel güç dengesinin kurucu unsurları olan devletlerin ulusal güvenlik tehdidi tanımlamaları ve bu tehdidi bertaraf etmeye dair güvenlik politikaları bu grand stratejilerden bağımsız olarak şekillenmemektedir. Bu kapsamda tek kutuplu sistemde süper güç, kimi zaman tepki vererek ve kimi zaman da tepkisiz kalarak stratejik bir bölgenin güç dağılımını, güvenlik ve istikrarını etkileyebilmektedir.243 Diğer bir anlatımla süper güç rekabetinin söz konusu olmadığı tek kutuplu küresel güç dağılımında süper güç, stratejik alanlardaki bölgesel güç dengelerini şekillendirme kapasitesini elinde bulundurmaktadır.244 Bilhassa bir büyük güç kapasitesine sahip olan devletlerin mevcut olmadığı Orta Doğu gibi stratejik bölgelerde süper güç daha fazla tek yanlı hareket etme kabiliyetini elinde bulundurmaktadır.

Tek kutuplu uluslararası güç dağılımında kutup lideri dünya üzerindeki stratejik bölgelere ilişkin izlemek üzere çeşitli grand strateji seçeneklerine sahiptir. Bu çalışmada bunlar; aktif angajman, pasif angajman, aşırı angajman ve angaje

241 Stephen G. Brooks and William C. Wohlforth, America Abroad: The United States’ Global Role in the 21st Century, New York: Oxford Univeristy Press, 2016, p.75.

242 Art, A Grand Strategy for America, p.3., p.2 ve Posen, The Source of Military Doctrine, p.13

243 Evan B. Montgomery, In the Hegemon’s Shadow: Leading Stetes and the Rise of Regional Powers, New York: Cornell University Press, 2016, p.5.

89

olmama olmak üzere başlıca dört başlık altında toplanmaktadır. Bu stratejilerden herhangi birinin kutup lideri tarafından stratejik bölgelerin tümünde aynı anda takip edilmesi zorunluluğu yoktur. Bölgesel koşullara bağlı olarak her bir bölgede farklı bir grand strateji uygulamaya konulabilmektedir.245

Tablo II, tek kutuplu küresel güç dağılımında süper gücün izleyebileceği grand starteji seçeneklerini ve uygulamaya konulduğu takdirde ilgili bölgeye yönelik yapısal yansımalarını göstermektedir. Ayrıca, süper gücün diğer stratejik bölgelere yönelik takip ettiği grand stratejileri tanımlama ve amacına binaen farklı kategorilere ayrıma modeli oluşturuldu. Tablo III, oluşturulan bu modeli göstermektedir. Buna göre, süper gücün ilgili bölgede hem bölgesel güç dengesini koruma hem de güvenlik düzeni kurmaya yönelik sorumluk alması durumu aktif angajman şeklinde tanımlanırken, bunlardan sadece bölgesel güç düzenini korumaya dönük sorumluluk alması durumu pasif angajman olarak tanımlanmaktadır. Ancak, süper gücün hem güç dengesi hem de güvenlik düzeni alanında sorumluluk almaması durumu angaje olmama ve bu iki alana karşı saldırgan davranması durumu ise aşırı angaje olma şeklinde tanımlanmaktadır.

Tablo II: Tek Kutuplu Yapıda Süper Gücün Grand Stratejileri ve Bölgesel Yansımaları

Angaje Olmama Pasif Angajman Aktif Angajman Aşırı Angajman Davranış

Motivasyonu

Ne savunmacı ne de saldırgan

Savunmacı Savunmacı Saldırgan

Bölgesel Güç Dengesi Sorunluluk alanı dışında Koruyucu Kurucu ve koruyucu Bozucu Bölgesel Güvenlik Düzeni Sorunluluk alanı dışında Sorunluluk alanı dışında Kurucu ve koruyucu Bozucu Bölgesel Güç Boşluğu

Azami düzeyde Vasat düzeyde Asgari düzeyde Asgari düzeyde

Bölgesel Güvenlik Açığı

Azami düzeyde Vasat düzeyde Asgari düzeyde Azami düzeyde

245 Nuno P. Monteiro, “Unrest Assured: Why Unipolarty is not Peaceful”, Internatioanal Security, Vol.36, No.3, (Winter 2011), pp.9-40 (p.22).

90

Tablo III: Süper Gücün Grand Stratejisini Tanımlama Modeli

Grand Stratejinin Sorumluluk Alanı Uygulama Göstergeleri B ölg es el G üç D eng es in i K oru ma

1. Ekonomik ve askeri yaptırımlar/ambargolar uygulayarak bölgede saldırgan davranan devletlerin ulusal güç kapasitesini kontrol altında tutma.

2. Silah tedariki, askeri eğitim programları ve ortak askeri tatbikatlar gibi işbirlikleriyle bölgedeki statükocu devletlerin güç kapasitesini artırma.

3. Bölgesel güç dengesinin değişime uğramasının önüne geçilemediği takdirde askeri müdahelede bulunma. Süper güç bu olasılığı da gözettiği için gerektiğinde kullanmak üzere bölgede askeri üsler bulundurmaktadır. B ölg es el G üv enli k D üz eni K urm a

1. İkili anlaşmalar ve daha başka yollarla ilgili bölgede statükocu devletlere güvenlik taahhüdünde bulunma.

2. Çok taraflı anlaşma veya yönlendirmeyle bölgesel güvenlik mekanizması inşa etme.

3. Etkin caydırıcılığı olacak şekilde bölgede gerekli düzeyde askeri varlık gösterme.