• Sonuç bulunamadı

KÜLTÜR VARLIKLARININ YER DEĞİŞTİRMESİ

3.1. Yasal el ve yer değiştirme

Kültür varlıkları tarih boyunca farklı kültürler arasında el değiştirmiştir. Bu eldeğiştirme gerek yasal gerekse yasadışı olarak uluslararası ticarette yerini almıştır. Kültür varlıklarının temsil ettikleri değerler ve özellikle sanat eserlerinin estetik boyutu talebi arttırmış ve son yıllarda son derece yüksek bedellerle satışlara konu olmuştur. Ulusal ve uluslar arası hukuk kurallarına bağlı ve mevzuata uygun yasal ticaretle kıyaslandığında yasadışı ticaretin boyutları çok daha fazladır. Tüm dünyada yasadışı sanat eseri ticaretinin 252 ile 653 milyar Dolar civarında olduğu ileri sürülmektedir.

Kültür varlıklarının farklı kültürler arasında eldeğiştirmesi insanlığın sanatsal ve düşünsel gelişimine yardımcı olmakta, yeni fikirlerin ve akımların oluşmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte kültür varlıklarının hareket halinde olması bazı sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Kültür varlıklarına olan yüksek talep, sit alanlarının yağmalanmasına, talan edilmesine ve bunun sonucunda da o bölgeden elde edilecek bilgilerin yok olmasına neden olmaktadır. Arkeolojik eserlerin sit alanlarından kaçak olarak çıkarılması o kültür varlığı ve onunla bağlantılı bilgi ve izlerin de yok olması anlamına gelmektedir.

Kültür mirasına dahil bir eserin devredilebilmesi için ilgili tarafların hak ve sorumluluklarını karşılıklı olarak tesbit ettikleri anlaşmayı belirleyen bir sözleşme tesis etmeleri gerekmektedir. Bazı hukuk sistemleri belli kültür varlıklarına göre farklı mülkiyet anlayışları benimseyebilmektedirler54. Mülkiyete konu olan kültür varlıklarının mülkiyetinin

52 ACAR/KAYLAN: “The Turkish Connexion- an Investigate Report on the Smuggling of Turkish Antiquities” CONNOISSEUR, October 1990.

53 CHURCH (II) p.47 54 Akipek, Serap, (1999), s.35

değişmesi, eserlerin devredilemez niteliği nedeniyle önlenebilmekte55 veya bu işlem gerçekleşebilse bile ilk önce yetkili makamlara haber verilmesinin sağlanması gerekebilmektedir56. Sanat eseri ticaretindeki hızlı artış ve kültür varlıklarının yatırım aracı olarak görülmesi bu eserlerin başka amaçlarla da kullanılmalarına yol açmaktadır. Özellikle vergi kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı gibi suçları ve gelirleri gizlemek için bir araç olarak kullanılmaktadır57.

Mülkiyet kavramı, sahip olunan mala ilişkin olarak, malik olmak, işletmek, yararlanmak, devretmek gibi o mal üzerinde tasarruf etmeye yönelik bir dizi yetkiyi kapsayan haklar demetinden oluşmaktadır. Mülkiyetin yasal olarak isteğe bağlı olarak devredilmesi, satış, trampa (değiş-tokuş) veya bağışlama (hibe) yollarıyla gerçekleşmektedir58.

3.1.1. Satım

Satım, bir malın mülkiyetinin bir şahıstan diğerine, para karşılığında geçişi anlamına gelir. Kültür malının satımına uygulanacak ulusal hukuklar, sadece ait oldukları hukuk düzeni için geçerli olacaklardır. Satış işleminin temelini buna ilişkin bir sözleşme oluşturmakla birlikte, mülkiyetin naklinin nasıl yapılacağı hususunun belirlenmesi, bu sözleşmeye uygulanan mevzuatın içinde yeraldığı hukuk düzeninin dikkate alınmasını gerektirmektedir. Ayrıca, kültür mirasına dahil varlıklar, alıcı ve satıcının farklı ülkelerde bulunması durumunda uluslararası bir unsur içermektedirler. Aynı konuda farklı düzenlemeleri olan ülkelerin ulusal hukuklarından hangisinin uygulanacağı sorusu doğduğunda, çözüm yolu her bir hukuk sisteminin içinde, hangi alanlarda yabancı hukukun gözönüne alınabileceğini belirleyen devletler özel hukuku tarafından belirlenmektedir.

55 ABD’de yerlilerin topluluk içinde ortaklaşa sahip oldukları eşyaları ifade eden topluluk malı kavramı, topluluğa dahil her bir kişinin bu kavrama dahil eşyaların sahibi olduğu anlamına gelmektedir.

56 Örneğin, 2863 sayılı KVTVK’nun 27. maddesi, “Yirmi beşinci madde gereğince tasnif ve tescil dışı bırakılan ve Devlet müzelerine alınması gerekli görülmeyen taşınır kültür varlıklarının ticareti, Kültür Bakanlığı’nın izni ile yapılır. Bu ticareti yapmak isteyenler Kültür Bakanlığı’ndan ruhsatname almak zorundadırlar...” şeklinde bir düzenleme getirmektedir.

57 Sibel, Özel, (1998), s. 38

58 Türk hukukunda mülkiyete ilişkin düzenlemeler esas olarak Türk Medeni Kanunu’nun Ayni Haklar başlıklı Dördüncü Kitabı’nda yeralmaktadır.

3.1.2. Trampa (Değiş- Tokuş)

Kültür mallarının yasal biçimde el ve yer değiştirmesinin bir başka yolu olan trampada (değiş-tokuş) ise, satış sözleşmesindeki para gibi bir bedel karşılığı yoktur59. Tarafların her biri trampa yolu ile değişimde hakça bir karşılık alıp almadığına yine bizzat kendisi işlemin başında karar vereceğinden, trampa edilen malların değerleri arasındaki eşitsizliği sonraki bir tarihte ileri sürme hakkından yoksun kalmaları bu gerçeğin doğal bir sonucudur. Devredilen kültür varlıklarının değerleri arasında göreceli bir eşitlik aranmayıp, karşılığında verilenin de yeterli bir karşılık olup olmadığına bakılmaz.

Kültür varlıklarının el ve yer değiştirmesini, özellikle bu malların hareketliliğine getirilen sınırlamalar ve ihraç yasakları yoluyla engelleyen pek çok ülke, bu malların trampasına, trampa yapılabilecek yerleri çoğunlukla kamusal nitelikli araştırma enstitüleri ve müzelerle sınırlı tutsa da, olanak tanımaktadır60. Bu şekilde trampa aracılığıyla değişime konu olan kültür varlıkları devlet malı niteliğini kazanarak, bir resmi yetkili veya makamın sorumluluğu altına girmektedir. Trampa edilecek kültür varlığının karşılığı yine bir kültür varlığı olabileceği gibi, bir başka özellikte herhangi bir mal da olabilir.

3.1.3. Bağışlama (Hibe)

Bağış (hibe), bir malın, karşılığında bir menfaat ve bedel olmaksızın 3. bir kişiye devir ve temlik edilmesi anlamına gelir. Bağışlama, kişinin hayattayken veya öldükten sonra vasiyeti aracılığı ile yapılabilir. Bağışta bulunmak, sadece bir tarafın yani bağışlayanın isteğine ve iradesine bağlı olmayıp, bağışlanananın da buna onay vermesi gerekmektedir61.

59 Akipek, Serap. (1999), s.46

60 KTVKK’nun 32. maddesi, kültür mallarının yurt dışına çıkarılmasının bir istisnası olarak yurt dışında sergileme dışında bir başka belirlemeye gitmemektedir. Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Yurt Dışına Çıkarılması ve Yurda Sokulması Hakkında Yönetmelik de bu içeriktedir.

Diğer bir devir türü, herhangi bir vasiyet yapmaksızın, ölen kişinin mal varlığının ne şekilde paylaştırılacağı yönünde varolan seçim hakkını kullanmaması yoluyla, yani ölüme bağlı tasarrufta bulunmaksızın devir işleminin gerçekleşmesidir.

Kültür varlığı niteliğini taşıyan bir eserin miras yolu ile bağışlanması ise Anglo- Sakson Hukukunda teberru, yani ölüme bağlı tasarrufla yapılan bağışlama yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bağışlamanın bu iki haline uygulanacak hukuk kuralları da, akde uygulanacak hukuk sistemine bağlı olarak farklılıklar gösterebilmektedir.

3.1.4. Komisyonculuk

Komisyonculuk kültür mirasına dahil varlıkların isteğe bağlı devrinde çok önemli yer tutan bir yöntemdir. Özellikle kültür varlıklarının devri açısından bakıldığında, mülkiyetin bir şahıstan diğerine geçişini bir ücret karşılığında kolaylaştırmayı amaçlayan bir yoldur. Komisyonculuğun, modern sanat eserleri, el işçiliği ve kökeni belli daha eski varlıklar gibi kültür varlıklarının değişimindeki etkisi uzun zamandan beri kabullenilmiştir62. Komisyoncu, alım ve satım işlemlerinde, ücret karşılığında kendi hesabına veya müvekkili hesabına kıymetli evrak ve menkul eşya alım ve satımını gerçekleştiren kişidir63.

Sanat eseri olarak kabul edilen arkeolojik ve etnografik eşyaların komisyonculuk işlemlerine konu olması, üzerinde fikir birliğine varılamayan esas noktadır. Bu anlamda tartışma konusu olan ve aynı zamanda suç teşkil eden komisyonculuk türü, çalındığı ve/veya yasadışı yollarla kaynak ülke dışına çıkarıldığı bilinen bir kültür varlığının, komisyonculuk hizmeti aracılığı ile el ve yer değiştirmesidir. Komisyoncular, kültür mallarının gayrimeşru ticaretinde kültür mirası kalemlerinin bir koleksiyondan diğerine geçişi ile somutlaşan hareketlilik türünde önemli bir pay sahibidir. Komisyoncu bir kültür malını yeniden satmak üzere doğrudan tüccar sıfatıyla bizzat satın alabileceği gibi, satımı gerçekleştiren bir aracı olarak malikin temsilcisi sıfatıyla da hareket edebilir.

62 Sanat eserleri komisyonculuğu, 16. ve 17. yüzyıllarda, Hollanda’da özellikle kıymetli tablolara ilişkin olarak ileri bir seviyede yürütülmüş, bu alandaki komisyonculuğun sanat patronluğu ve ticari anlamda bir faaliyet olarak kabul görmesi ise 19. yüzyılda gerçekleşmiştir.

Kültür mirasına dahil varlıkların alım-satımını yasaklayan veya çok sıkı kural ve sınırlamalara bağlayan ülkelerin büyük çoğunluğu, aynı zamanda bu niteliği taşıyan varlıkların ihraç izni alınmadan yurt dışına çıkarılmasını da engellemektedir. Kültür mallarının değişimine yönelik olarak yürütülen başlıca faaliyetlerden biri olan komisyonculuk da bu açıdan özel kurallara bağlanmıştır.

Kültür varlığı ticareti ile uğraşanların faaliyetlerini özel düzenlemelere konu yapan ülkelerin pek çoğu bunu genelde kültür varlıkları mevzuatı aracılığıyla düzenlemektedirler. Bu düzenlemelerden bir kısmı kültür mirasına dahil varlıkların ticaretini ülke sınırları içinde mutlak biçimde yasaklarken, daha sıklıkla rastlanan düzenleme şeklinde, antika, sanat eseri, taşınır kültür varlığı gibi eser türlerinin ticaret veya komisyonculuğunu yasaklayan bir kaç madde ya da bölüm de genel mevzuat içine sokulmaktadır64.

3.1.5. Açık Artırma (Müzayede)

Müzayede, bir malın mülkiyetinin bir kişiden diğerine en çok arttırana ihale yoluyla geçişini sağlayan isteğe bağlı devir (nakil) yöntemlerinden bir diğeridir65. İstekli alıcı ve satıcıları biraraya getiren bu yöntem, açık artırmaya giren malın değeri üzerinde karşılıklı bir anlaşmaya varılmasını sağlar66. Müzayedeci (açık artırmacı), komisyoncudan farklı olarak, açık artırmaya konu olan malları satın almaz. Satıcı adına ve yine ona ait malları müzayede olarak adlandırılan özel bir yöntemle satmakla yükümlendirilen temsilci konumundadır. Müzayedeci, açık artırma boyunca satıcı lehine elde edilebilecek en yüksek fiyata ulaşmaya ve bunu elde etmeye çalışır67. Bunu başarmanın yolu da, müzayedede yer alacak malı satın almaya istekli kişileri aynı yer ve zamanda biraraya getirmektir.

64 Akipek, Serap, (1999), s.55 65 Akipek, Serap, (1999), s.60

66 Çambel, Halet, Müzayedeler, koleksiyonculuk ve Yasalar, Arkeoloji ve Sanat, Sayı:52-53, Yaz-Güz 1991, passim.

67 Acar, Özgen, Kaçak sikkeler Hollywood’da, Milliyet, 12 Nisan 1987. “Türkiye’den çeşitli tarihlerde kaçırıldığı bildirilen altın ve gümüşden dökülmüş antik paralar, Batı Hollywood’da bir müzayede de kapışıldı. Antalya’da basılan bir sikke 112 milyon, bir Bergama sikkesi ise 106 milyon liraya satıldı”.

Alıcı ve satıcının kimliklerinin açıklanmaması gereği olan gizlilik, müzayede yolu ile olan satışda en belirgin niteliktir. Müzayedeye katılan alıcı ve satıcıların kimliklerinin gizli tutulmasının pek çok nedeni vardır. Müzayede de alıcı olanların büyük çoğunluğu, sahip oldukları son derece özel sanat eserini dış dünyanın bilgisinden saklayarak bu eserle birlikte özel hayatlarını da bu müdahalenin dışında tutmak isterler. Aksi halde, yeri saptanan kültür varlığını görme arzusundan başlayıp ödünç isteme taleplerine varan bir dizi istekle karşılaşmaları kaçınılmazdır.

Hırsızlık ve tahrip edilme tehlikelerine karşı kültür varlığını güvence altına alma kaygısı gizliliğin bir başka nedenidir. Kültür varlığının kamu yöneticilerinin gözünden kaçırılarak vergi dışı bırakılmasının sağlanması toplum zararına işleyen bir gerekçe olsa da, pek çok ülkedeki koleksiyoncular bakımından gizliliğin en ağırlıklı sebebi olarak kullanılmaktadır. Kültür varlığı ticaretinde müzayedeciliğin merkezi durumundaki İsviçre'nin bu derece gözde olması, İsviçre vergi mevzuatının müzayedelere katılanların anonimliğini teşvik etmesine bağlanmaktadır.

Ancak, bütün bunların ötesinde müzayede yolu ile satışta yaygın olarak kullanılan gizlilik unsurunun, kaynak ülkede çalındıktan sonra gayrimeşru yollarla ülke dışına çıkarılan kültür mirası varlıklarını saklamak yönünde kullanılması asıl büyük tehlikeyi oluşturmaktadır68. Yasa dışı tıcaretı meşrulaştırmak için kulIanılan bu yol, çok önemli kültür varlıklarını toplumun gözünden ve bilgisinden sakladığı için, pek çok değerli parçanın varolup olmadığı dahi şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilinememektedir.

Müzayedenin günümüzde sanat eserlerini elden çıkarmak veya satın almak için kullanılan en gözde yöntemlerden biri olduğunun kanıtı, sanat eserleri alış verişinin yarıya yakınının bu yolla gerçekleştirilmekte olmasıdır69.