• Sonuç bulunamadı

UÇK’nın, 5719 sayılı Kanun ile değişiklik yapılan 3813 Sayılı TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da kurulması öngörülmüştür. Daha sonra 5894 sayılı kanunun kabulü ile UÇK Talimatı ciddi değişikliklere uğramış ve son halini almıştır.

Kulüpler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, sağlık personelleri ve müsabaka organizatörleri aralarındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilafların çözümü için UÇK’nın yetkisini kabul edip etmemekte serbesttirler. Bununla birlikte sportif cezalar164 ile yetiştirme tazminatına165 ilişkin ihtilaflar münhasıran UÇK tarafından çözülecektir.

3813 sayılı kanunun öngördüğü eski düzenlemeye göre, UÇK, Kulüpler ile Kulüpler, Kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve Oyuncu Temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan ve futbol ile ilgili tüm uyuşmazlıkları tarafların başvurusu üzerine incelmeye ve karar vermeye münhasıran görevli ve yetkili idi.

164

Bir futbolcunun koruma dönemi içerisinde sözleşmesini haksız olarak feshetmesi halinde futbolcuya eyleminin ağırlığına göre altı aydan on iki aya kadar oynamama cezası verilebilir. Söz konusu cezalar FIFA talimatında dört ila altı ay olarak belirlenmiştir. Koruma dönemi içerisinde bir futbolcuyu sözleşmesini feshetmeye yönelten veya sözleşmenin feshine sebep olan kulüpler, iki transfer tescil dönemi boyunca yeni bir futbolcu transfer etmekten men edilirler. Bu eylem, FIFA talimatında aynı şekilde yer almaktadır. İşte bu uygulanan yaptırımlara “ Sportif Ceza “ denir.

165 Yetiştirme tazminatları, bir futbolcunun amatör kulübe kaydolmasından itibaren kendisi için yapılan yatırımların parasal karşılığı olan bedellerdir. Yetiştirme tazminatları esas olarak amatör kulüpleri desteklemek amacı ile ihdas edilmiştir. Mevzuata göre bu bedeller futbolcuların her bir kulüp değiştirme işlemlerinde yeniden hesaplanır ve futbolcuların yeni kulüpleri eski kulüplerine bu tazminatı ödemekle yükümlüdürler.

101

Yeni düzenleme ile deyim yerinde ise UÇK lağvedilmiş, ve futboldan doğan uyuşmazlıkların çözümünde TFF’nin hızlı ve adil yargılama usulü ciddi bir darbe almıştır. Nitekim yeni düzenleme ile her ne kadar tarafların anlaşma sureti ile uyuşmazlığı UÇK nezdinde çözebilecekleri belirtilmiş ise de, bu hüküm uygulamada hiçbir şey ifade etmeyen göstermelik bir hüküm olarak değerlendirilmelidir.

Yine bu madde hükmünden anlaşıldığı üzere, tarafların ihtilafın doğmasından sonraki bir dönemde UÇK’nın yetkisini kabul etmeleri beklenmektedir. Tarafların uyuşmazlık vuku bulduktan sonra ihtilafın görüleceği makam üzerinde uzlaşmaya varmaları elbette beklenemez. Özellikle taraflardan birinin Kulüp olması durumunda bu uzlaşma daha da zor bir hal almaktadır.

Tarafların UÇK’nın yetkisini tesis etme hususunda anlaşamamaları halinde alacaklı olan tarafın genel yargıya başvurmasından başka bir çaresi kalmamaktadır.

Eski düzenlemeye göre alacaklarının tahsili veya Kulüpler tarafından haksız olarak verildiği iddiasıyla para cezalarının iptali istemli davaların UÇK nezdinde görülmesi durumunda yargılama en geç altı ay ila bir yıl arasında değişen sürelerde karara bağlanmaktaydı. Gerekçeli kararın yazılmasını takip eden yedi gün içerisinde taraflarca Tahkim Kurulu’na başvurulmaması halinde anılan karar kesinleşmiş oluyordu. Taraflardan birinin Tahkim Kurulu’na başvurması durumunda ise verilecek karar nihai olması nedeniyle kesinleşmekte ve kurul kararları ile kesinleşen alacaklar, kulüplerin hanelerine “ futbol ailesi borcu “ olarak işlenmekte ve bu borçlar transfer yapmaya engel teşkil etmekteydi.

Bunun sonucunda ise kulüpler borçlu oldukları futbolcu ya da antrenörlere olan borçlarını ödemedikleri sürece transfer yapamaz hale geliyorlardı.

Kulüplerin borçlarını ödemelerinin garanti altına alınması için TFF tarafından kulüplere ödenmesi gereken lige katılım bedelleri, yayın gelirleri, şampiyonluk ve kupa primleri gibi gelirleri öncelikle borçlarına sayılmaktaydı.

102

Nitekim bilindiği üzere ülkemizde kulüpler mali olarak sağlam bir zeminde durmamakla birlikte özellikle futbolcularına yüksek miktarda borçlanmalarının verdiği sıkıntılar ile boğuşmaktadırlar. Bu nedenle statü değişikliği sonucunda UÇK’nın münhasırlık yetkisinin kaldırılması durumunda alacaklıların genel yargı yollarına başvuracaklarını bilmek kanaatimizce kulüpleri rahatlatmıştır. Çünkü ülkemizde yargılama sürelerinin uzunluğunun çoğu zaman eleştiri konusu olduğu bilinmektedir. Kulüpler, borçlu oldukları futbol ailesi mensuplarına yapmak zorunda oldukları ödemelerin hiç olmazsa genel yargının uzun dava süreleri nedeniyle birkaç yıl erteleneceğini düşünerek statü değişikliklerini Genel Kurul’da kabul etmişlerdir166

.

Burada üzerinde önemle durmamız gereken bir husus bulunmaktadır. Türkiye’de futbol kulüplerinin yönetimleri çoğunlukla iki, nadiren ise üç yıllık dönemler için seçilmektedirler. Yani bir kulüpten alacaklı olan futbolcu/teknik direktörün veya menajerin alacağının tahsili için genel mahkemelere başvurması neticesinde ilgili yargı kararının çıktığı ve kesinleştiği dönemlerde artık futbolcuya borçlu olan yönetim kurulu görevde olmayacaktır.

Tabii ki bu borçlar kulüplerin sorumluluğundadır, ancak kulüplerin borçları her geçen yıl artacağından yeni gelen yönetim kurulunun takımın ihtiyaç duyduğu transferleri maddi imkansızlıklar nedeniyle gerçekleştiremeyecek olması kulüpleri sportif açıdan da zorlayacak etkenlerden biri olacaktır.

İzah etmeye çalıştığımız hususlardan da anlaşılacağı üzere, ilgili statü değişikliği sonrasında UÇK talimatında yapılan değişiklikler uzun vadede çok ciddi sıkıntılara sebep olacaktır. Bu nedenle ivedilikle hali hazırdaki uygulamadan vazgeçilerek eski uygulamaya dönülmesinde yarar görmekteyiz.

166 29.6.2011 tarihli TFF Genel Kurulu’nda kabul edilen bu değişiklik TFF Statüsünün 56.maddesine denk gelmektedir. UÇK’nın münhasır yargı yetkisinin kaldırıldığı bu değişikliğin gerekçesi olarak TC Anayasa’sının 59. maddesine eklenen “Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.” hükmü gösterilmiştir.

103

Statü değişikliği sonucunda yargılama süreci de değişmiştir. Bu değişikliklerin neler olduğu ve uygulamada yaşanabilecek aksaklıklar bir sonraki bölümde tartışılacaktır.

Benzer Belgeler