2. KURAMSAL TEMELLER
2.7. Yara ve Yara Türleri
2.7.2. Yara örtüleri
Yara tedavisi ve iyileşme sürecinde yara örtülerinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Yara örtüleri; yara bölgesinin kapatılması, hasarlı bölgenin dış etkenlere karşı korunması ve yara iyileşmesi sürecinde hücresel aktive ve gereksinimlerinin karşılanması amacıyla kullanılmaktadır. Geçmişten günümüze, yara örtüsünün kullanımında farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Geleneksel yaklaşımlarda, yara örtüsü olarak doğal ve sentetik bandajlar, hidrofil pamuk, sargı bezi ve gazlı bez gibi yara örtüleri tercih edilmektedir. Bu yara örtülerindeki beklenti; yaralı bölgede oluşan sıvının buharlaşmasına izin vererek, yaranın kurumasını ve bakteri üremesini önlemektir. Modern yara örtüsü yaklaşımında ise; yara çevresinin ılık ve nemli bir ortama sahip olmasının, yara iyileşmesine olumlu etki edeceği yönündedir (Kurtoğlu ve Karataş 2009). Bu yaklaşımlara göre geliştirilecek ideal bir yara örtüsünden, tıpkı doğal derinin özelliklerine benzer şekilde; su ve gaz geçirgenliği için gözenekli bir yapı, yarayı enfeksiyon riskine karşı koruyabilecek iyi bir bariyer özelliği, biyouyumluluk, hücre geçirgenli, adezyon özelliği ve hücre büyümesine imkan vermesi beklenmektedir (Chen ve ark. 2017, Kim ve ark. 2009).
Günümüzde yara bakımında kullanılmak üzere; üretildikleri malzemeye, fiziksel şekillerine, içerdikleri etken maddelere göre çeşitli türde yara örtüleri bulunmaktadır (Kurtoğlu ve Karataş, 2009). Bazı yara bakımlarında, tek tür yara örtüsünün kullanımı yeterli olmamaktadır. Bu durumda yara örtüsü seçimi için spesifik bir amaç belirlenmelidir. Örneğin; kabuklu bir yaranın bakımında kullanılacak örtünün, yara salgısını absorbe ederek yeni derinin oluşmasına yardımcı olabilecek özellikte; temiz ve epitel dokunun oluşmaya başladığı bir yara bakımında kullanılacak örtünün ise nemli bir ortamı sağlayabilecek özellikte olması beklenmektedir (Rajendran 2009).
Yara bakımı gereksinimleri göz önüne alınarak geliştirilen yara örtüleri genel olarak;
pasif, etkileşimli, gelişmiş ve bioaktif yara örtüleri olarak dört ana grupta sınıflandırılmaktadır (Çizelge 2.9) (Abrigo ve ark. 2014). Pasif yara örtüleri; yara yatağının mekanik travma ve bakteri infilamasyonundan korunmasını sağlamaktadır.
Kuru yapılıdır ve yaranın nem dengesinin kontrolü bu örtülerle sağlanamamaktadır. Bu nedenle yaraya yapışmaları ve kaldırıldıkları zaman acı ve mekanik travmaların oluşması söz konusudur (Jones ve ark. 2006, Lionelli ve Lawrence 2003). Etkileşimli yara örtüleri;
şeffaf, su buharı ve oksijen geçişine imkân sağlayan polimerik film ve/veya köpük şeklinde üretilmektedir. Çevresel ortamdan, bakteri veya diğer mikroorganizmaların yaralı bölgeye sızmasına karşı etkili bariyer özellik sergilemektedirler (Weller ve Sussman 2006, Skórkowska ve ark. 2013). Gelişmiş yara örtüleri; hidrokolloidler, alginatlar gibi malzemelerden üretilmektedir. Yaralı bölgenin korunmasını ve nemli bir ortam oluşmasını sağlayarak, yara iyileşmesini destekleyen yara örtüleridir (Skórkowska ve ark. 2013). Bioaktif yara örtüleri ise; hücresel reaksiyonların gerçekleşmesini ya da tetiklenmesini sağlayarak yara iyileşmesi sürecini destekleyen ilaç sistemlerini, dokusal hücreleri veya biyolojik esaslı aktif bileşenleri içeren yara örtüleridir (Boateng ve ark.
2008, MacNeil 2007).
Çizelge 2.9. Yara örtülerinin sınıflandırılması (Abrigo ve ark. 2014)
Dokuma veya dokusuz yüzey olarak pamuk, rayon, polyester veya bunların kombinasyonları şeklinde üretilir. Doku maserasyonunun önlenmesi için düzenli olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Küçük, temiz ve kuru yaralarda
Tül Gazlı bez veya petrol esaslı jellerden elde edilir. Yara yatağına yapışması azaltılmıştır. İkinci bir örtünün kullanılmasını gerektirir.
Derin olmayan, temiz, sabit, hafif ve orta eksüdalı yüzeysel yaralarda
Bandaj Doğal veya sentetik liflerden üretilmiş malzemelerdir. Genellikle diğer yara
örtüleri ile beraber kullanılır. Destekleyici ürün olarak
Etkileşimli
Yarı geçirgen filmler
Poliüretan ile hipoalejnik akrilik yapıştırıcıdan üretilmiştir. Su ve gaz geçişine izin veren gözenekli, elastik şeffaf yapıdadır.
Sabit, anatomik olarak güç
Poliüretan veya silikon malzemeden üretilen köpüklerdir. Gaz alışverişi ile termal izolasyona imkan sağlar. Yüksek absorblama, tampon oluşturma ve koruma özelliğine sahiptir. Yapışma özelliği olmaması nedeniyle ikinci bir örtü ile beraber kullanılması gerekir.
Sabit, yüzeysel, ağır eksüdalı yaralarda.
Amorf hidrojeller
Çözünmeyen, şişme özelliği olan polimerlerden üretilir. Amorf jel veya katı, elastik film yüzey şeklinde olabilir. Nem yönetimini ve gaz alışverişine imkan sağlar. Pansuman içerisinde sıvı birikmesi cilt maserasyonuna veya bakteri çoğalmasına neden olabilir.
Kuru, döküntülü, nekrotik yaralarda
Çizelge 2.9. Yara örtülerinin sınıflandırılması (devam)
Gelişmiş
Hidrokolloid
Elastomer veya yapıştırıcı malzemeler ile kombine edilen, kollodial malzemelerden üretilmiş yara örtüleridir. İnce film veya kompozit yara örtüsü şeklinde olabilir. Yüzeydeki jel yapısı, yara üzerinin nemli kalmasına, gaz ve sıvı alışverişine imkân tanır.
Hafif eksüdalı yaralarda;
granüle yaralarda kullanımı uygundur.
Alginatlar
Alginik asitin kalsiyum ve sodyum tuzlarından elde edilir. Dondurularak kurutulmuş gözenekli köpük veya esnek liflerden elde edilmiş şekillerde olabilir. Yüksek absorbans kabiliyeti bulunur. En iyi nem ve sıcaklık dengesi sağlar. Pıhtılaşma mekanizmasını destekler.
Ağır eksüdalı yaralarda
Hidrofil lifler
Sodyum karboksimetil selülozdan üretilmiş liflerdir. Yara eksüdasını absorbe eder. Yara yatağının pH’ı, bakteri büyümesinin engellenmesi için azaltılmıştır.
Enfekte, orta ve ağır eksüdalı yaralarda
Dekstranomerl er
Yüksek absorbans, nem dengesi sağlayan; hidrofilik polisakkarit malzemeden üretilir
Enfekte olmuş, orta ve ağır eksüdalı yaralarda.
Bioaktif
İlaç salınımlı Etkileşimli veya bioaktif yara örtüsünden antimikrobiyal ajanların yaraya salınımı sağlanır. Salınım miktarı ve aralığı optimize edilebilir.
Enfekte veya yüksek oranda kontamine olmuş yaralarda
Biyolojik
Doğal ekstraktlar veya biyolojik sistemlerden kimyasal olarak sentezlenerek üretilir. Kollajen, jelatin, kitosan, hyaluronik asit ile elde edilen biyolojik örtüler fibroblast aktivitesini ve endotel hücrelerinin migrasyonunu destekler.