• Sonuç bulunamadı

Aile Yapısı ve Gençler

3.4. Ekonomik Bir Sektör Olarak Bilgi

4.1.4. Türkiye’de Sosyal Alanda Bilgi Toplumu Çalışmaları

4.1.4.1. Aile Yapısı ve Gençler

Teknolojik yenilikler Türk toplum yapısında olumlu ve olumsuz birçok değişikliğe yol açmaktadır. Bilgisayar, internet, telefonlar gibi birçok yenilik toplumsal hayatta, insanların davranış ve alışkanlıklarında değişikliklere yol açacak potansiyele sahiptir. İnternet, sosyal ve kültürel bir ağdır. Bu ağı ne yazık ki günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak kullanmaktayız. Sosyal ağlar artık aileden arkadaşlık ilişkilerine, iş hayatına kadar bütün sosyal yapıyı değiştirmektedir.

İnternet ortamı belli bir sosyal sınıfa, dine, ırka değil herkese açık bir ortamdır. Televizyon ve radyo gibi tek taraflı değil interaktif bir araçtır. Böylece internet, coğrafi ve zaman sınırlaması gibi kavramları geçersiz kılarak farklı uluslardan insanları bir araya getirmektedir. Farklı toplumlarla kültürel alışverişi giren Türk toplumu, kendi etnik yapısına ve gelenek ve göreneklerine uygun olmayan birçok davranış kurallarını benimsemek zorunda kalmıştır. Ancak toplumun genel olarak bu alışverişe olumlu bakıyor olması bağımlılık sorununu ortaya çıkarmaktadır.

79 Genel olarak internetin, etkilediği en önemli toplumsal kurum aile yapısıdır. Aile birlikteliğinin önemini kaybetmesiyle aile içinde parçalanmalar yaşanmaktadır. “Türk toplumunda yetmişli yıllar ve öncesinde sıklıkla görülen

“geniş aile” modelinin yerini, sanayileşme ve kentleşmenin doğal sonucu olarak hızla anne-baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan “çekirdek aile” modeli almaya başlamıştır”(Nair, 2008: 254). Çalışma hayatına atılan kadının kazandığı ekonomik bağımsızlık buna zemin hazırlamaktadır. İnternet ortamında tanışılan yeni arkadaşlıklar hem aile büyüklerini hem de çocukları bağımlı yapmaktadır. Teknoloji, çocukların eğitiminde ve yetiştirilmesinde avantaj olduğu kadar dezavantajları da beraberinde getirmektedir.

Çağımızın bilgi çağı, toplumumuzun bilgi toplumu olması hem ülkemizin kalkınması açısından hem de bizlerin refah bir ortamda yaşamamız açısından önemlidir. Ancak internet, günümüz ailelerin de çocuklarını yetiştirme konusunda şüpheler yaratmaktadır. Bu teknoloji içerdiği yarar ve sınırlamalarıyla çocuklar ve gençler tarafından daha aktif olarak kullanılmaktadır.

Günümüzde sanal okullar, sanal üniversiteler, sanal kurslar ve hatta sanal kütüphaneler gittikçe yaygınlaşmaktadır. İnternet, eğitim de zaman ve mekan kavramlarını ortadan kaldırmış, eğitim sistemin de cinsiyet, yaş ve sosyal sınıf farklılıklarının önüne geçmektedir. İnternet temelli e-eğitim gençlere sunduğu olanaklarla yaşam boyu kendilerini geliştirmeyi sunmaktadır.

Şekil 2: 6-15 Yaş Grubu Çocukların İnternet Kullanım Amaçları, 2013

Kaynak: TÜİK, 6-15 Yaş Grubu Çocukların Bilişim Teknolojileri Kullanımı Ve Medya Araştırması, 2013; aktaran 2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı (2015: 52).

7,3 Online haber, gazete ya da dergi okuma e-Posta veya anlık ileti gönderme Dosya indirme (oyun, film, program, müzik vb.) Film, dizi, tv yayınları, video izleme, müzik…

Sosyal medya ağlarına katılma Bilgi arama Oyun oynama Ödev yapma veya öğrenme

80 Bugün gençlerde yaşanan en büyük sorunların başında bilgisayar ve internet bağımlılığı gelmektedir. Gençlerin yetiştirilmesinde önemli bir yere sahip olan bilgisayarlar günümüzde 2 yaşındaki çocukların bile kullanabileceği konumdadır. Bu durum gençlerin küçük yaşta teknolojiyle tanışmasına ve elektronik kavramlara aşina olmasını sağlamaktadır. Bununla beraber bilgisayarın gençlerin hayatına olumsuz etkileri de göz ardı edilmemelidir. Eğitime ayıracakları vakiti oyun oynamaya harcamaları veya sosyal ağlardan kötü niyetli insanların tacizine maruz kalmaları büyük bir sorundur. Günümüzde artan dolandırıcılık ve çocuklara taciz, tecavüz olayları dolaylı olarak bilgisayar teknolojisinin bizlere getirdiği en büyük zararlardan biridir. Yukarıda ki şekil 6-15 yaş arası çocukların 2013 yılında interneti hangi amaçlarla kullandığının göstergesidir.

Tablo 10: Cinsiyete Göre Seçilmiş Göstergeler, 2013

Seçilmiş Göstergeler Erkek Kadın

İlk evlenme yaşı 26,8 23,6

Okur-yazar olmayan nüfus oranı % 1,9 9,4

Yüksekokul veya fakülteden mezun nüfus oranı % 15,1 10,7

İstihdam oranı % 65,2 27,1

İşgücüne katılım oranı % 71,5 30,8

Genç işsizlik oranı 17,9 21,9

Kaynak: TÜİK, İstatistiklerle Kadın (2014)

Bilgi toplumu teknolojisinin getirdiği yeniliklerle değişen aile yapısı ve çalışma hayatı ile kadın- erkek arasında ki yaşam standarttı farkı ortadan kalkmaktadır. Çocuk yaşta evlendirilen kızların ilk evlenme yaşı artmıştır. Okuma yazma oranının artması ile birlikte kızlarda üniversite eğitimi artık olağan hale gelmiştir. Türkiye genelinde demografik farklılıklarla bu oran değişse de eski anlayış yerini bilgi toplumunda bilinçli, gören-öğrenen ailelere bırakmaya başlamıştır.

Ancak eğitim de yaşanan bu gelişmenin kadın istihdamında yaşandığı söylenemez.

Bilgi toplumunun iş hayatına getirdiği yeni iş alanlarına karşın yöneticilerin kadın istihdamı konusunda çelişkileri vardır. “Kuşkusuz Türk toplumunda kadının çalışma yaşamı içinde yer almasını engellediği düşünülen ve bir kısmının dini ögelerle bütünleştirilebileceği geleneksel normlarda egemendir. Çağın değişen koşulları içinde bu normlar zayıflasa da, toplumun birçok katmanında hala varlığını sürdürmektedir” (Nair, 2008: 257). İşsizlik oranın çift haneli rakamlarda olduğu ülkemizde kadın istihdamına yönelik atılımlarda bulunulmalıdır.

81 Aslında Türkiye, seksenli yıllardan sonra modern toplum olma yönünde önemli adımlar atmış ve bu adımlar iki binli yıllara gelindiğinde daha da hız kazanarak toplumsal yapıyı derinden etkilemiştir. Türkiye, toplumsal yapısıyla farklı görüntüler taşımaktadır. Laik bir Cumhuriyet rejimini benimsemiş, demokratik Müslüman ülke olma kimliği ile diğer Müslüman ülkelere bir model oluşturmaktadır.

Doğunun en batısında, batının da en doğusunda olmasıyla farklı kültürel kimlikleri bünyesinde taşımaktadır.

Uzun yıllardır kendi gelenek ve görenekleriyle gelen Türk kültürü, belki de tarihinde ki en büyük değişikliği teknoloji yüzünden yaşamaktadır. Ülkemizin barındırdığı farklı kültürel kimlikler teknolojinin etkisiyle kopma noktasına gelmiştir.

Avrupalı toplumları örnek almaya meyilli olan ülkemizde teknolojinin en büyük zararı olarak kültürel asimilasyonu görebiliriz.