• Sonuç bulunamadı

Yapı sektöründe Teknoloji ve Yenilik

Yapı sektöründe teknoloji kavramı; araç, ürün, yöntem, teknik ve bilgi girdilerinin süreçler ve yönetimsel sistemler kullanılarak elde edilen ürün çıktısı, yani yapının oluşturulması aşamalarının tümüdür. Yapı teknolojisi, yeni ürünlerin geliştirilmesinde ve yapıların üretilmesinde etkili olmaktadır.

Yapı sektörü açısından bakıldığında teknolojinin iki temel çıktısı, teknolojik ürünler ve teknolojik ürünlerle ilişkili sistematik düzenlemelerdir. Bu anlamda yapı teknolojisi kavramı, yalnızca bilimsel gelişmeyi içermemekte, aynı zamanda sosyal, kültürel ve çevresel boyutların daha verimli şekilde ele alınmasını da kapsamaktadır (McGinn, 1991).

Yapı sektöründeki işletmelerin ihalelerde projeleri kazanması ve bu projelerde finansal başarı elde etmesi için yeniliklere gereksinimi vardır. Yapı sektörü, pek çok ürün yeniliğinin diğer sektörlerden geldiği tedarikçi-egemen bir sektördür. Yapı sektörü için yeni teknolojiler geliştirmek ve bunların etkili kullanımı, rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Uygulamalaya konan farklı, üstün teknik özellikler sayesinde malzeme detay ve işçilik bağlamında son teknolojiden faydalanan, kaliteli ürünler sunan bir işletme imajı sağlar.

Yenilik kelimesi farklı sektörlerde farklı anlamlar kazanır. Yapıda, teknolojik yenilik, alan olarak müşteri, üretici, tasarımcı, yüklenici ve kullanıcıyı ilgilendirir. Yenilik, hızlı, güvenli ve ucuz yollarla yapının üretilmesini sağladığı gibi bazen yüksek mali hatalara da yol açabilir (Acar, 2005). Yapı endüstrisi açısından bakıldığında sürekli olarak değişen koşullarda yapı performansının geleneksel boyutu olan maliyet, kalite ve zamana ek olarak dördüncü bouy olan performans boyutu yapı sektöründeki yenilikler sayesinde önem kazanmış, ön plana çıkmıştır (Newton, 1999).

“Yapım süreci çevresinin sağladığı kaynaklar ve çevrenin getirdiği kısıtlar çerçevesinde, dönüştürme aracı olarak uyguladığı teknoloji ile üretimin verimliliğini sağlamayı amaçlayan örgütsel bir süreçtir” (Sezen, 1986). Yapı süreci farklı seviyeleri ve pek çok katılımcısı ile karmaşık bir süreçtir ve karmaşık teknolojiler içerir. Çalışmalar, teknolojik karmaşıklığın yapı sürecinde oluşan hatalarda büyük bir etkisi olduğunu göstermektedir (Singh, 1997).

Yapı sektöründe yenilik, çeşitli katılımcıların yer aldığı yeni düşünce, yeni tasarım, teknoloji, ürün, bileşen ya da yapı yöntemleri olarak gösterilebilir (Asad,vd. 2006). Yapı sektöründe, kullanıcıların gereksinimleri dikkate alınarak ortaya çıkan yenilikçi düşünme ile kalite geliştirilmesi, maliyetlerin azaltılması ve yapı süreçlerinin hızlandırılması önem kazanmıştır (Gann, 2000).

Yenilik odaklı gelişmeler diğer sektörlerle karşılaştırıldığında, yapı sektöründe aynı derecede etkili bir eğilim olmadığı ve yeni teknolojilerin benimsenmesinin yavaş olduğu belirtilmektedir. Diğer bir görüşe göre yapı sektöründeki yeniliklerin benimsenme sürecinin yavaş değil, farklı olduğu düşüncesidir (Emmitt, 2002).

Yapı sektöründe yenilik seviyesinin düşük olmasının sebepleri çeşitlidir. Tasarım ve üretimin ayrılması neticesinde, işlevler arasında etkin iletişim kurulmadıkça hasarlar oluşmaktadır (Hardcastle, vd., 1999). Yapı sektöründeki yenilik seviyesinin düşük olmasının nedenlerden biri de yapı sektöründe farklı katılımcıların olmasıdır (Atkin, 1999; Barlow, 2000; Latham, 1998; Mohamed ve Tucker, 1996). Bu katılımcılar, teknolojiyi yönetenler, yapı ürünü

tedarikçileri, tasarımcılar, genel yükleniciler, uzman yükleniciler (taşeron), işgücü, işverenler, meslek kuruluşları, özel sermaye sağlayıcıları, kamu altyapı kullanıcıları, satıcı ve dağıtıcılar, test etme şirketleri, eğitim kuruluşları, belgelendirme kuruluşları ve diğerleri şeklinde sıralanmaktadır (Blayse ve Manley, 2004).

Yenilik yapı sektöründe yeni düşüncelerin uygulanması ile daha fazla yarar sağlama olasılığını sağladığı gibi, aynı zamanda risk ve belirsizliklerle ilişki halinde olduğundan yapı sektörü açısından kapsamlı olarak ele alınması gereklidir (Ling, 2003). Yapı sektöründe “teknolojik yenilik” bir örgüt için yeni olan ve yapım maliyetini düşürmek, yapı performansını artırmak ve/ya da iş performansını geliştirmek yoluyla yapıların tasarım ve yapımını belirgin bir biçimde geliştiren teknolojilerin uygulanmasıdır (Toole, 1998).

Yapı sektörü açısından yenilik örgütsel yenilik ya da teknik yenilik olarak sınıflandırılır. Örgütsel yenilik; örgütsel yapı değişimi, gelişmiş yönetim tekniklerinin tanıtılması ve yeni kurumsal stratejik yönelimlerin uygulanması ile sonuçlanabilir (Anderson ve Manseau, 1999). Teknik yenilik, hem ürün hem de süreç şeklinde yer alır. Ürün yeniliği yeni ürün ile sonuçlanan çabalar sonucu ortaya çıkar.

Yapı sektöründe geleneksel yenilik modellerinden çok, karmaşık ürün sistem yenilik modeli daha uygun olarak kabul edilir (Barlow, 2000; Winch, 1998). Karmaşık ürün sistem yenilik modelinin odaklandığı durumlar sırasıyla;

 Sistem tasarımı  Bilgi aktarımı

 Karşılıklı işbirliği etkileşimi ve iletişim  Beceri ve bilgi‟dir.

Yenilik seviyesinin yapı sektöründe artırılması için;

 Kullanıcının yenilik gereksinimini fark edebilmesi,  Sözleşmelerde yeniliği cesaretlendirici teşviklerin olması,

 Yeniliklerin ortak bir öğrenme ortamı yaratılarak önemiminin anlaşılması,  Yapı sektöründe yer alan katılımcıların doğru iletişim kurması

olmak üzere dört ana etmene gereksinimi vardır (Barlow, 2000). Yapı sektöründe kullanılması önerilen karmaşık ürün sistem yeniliğinde gerekli olan etmenler sırasıyla;

 Yapı sistemlerini daha detaylı anlayabilme,

 Yapı sektöründe yer alan katılımcıların görevlerini daha detaylı anlayabilmesi,  Daha fazla yatırımcı katılımı,

 Bilgili ve ilgili kullanıcı‟dan oluşmaktadır.

Kurumsal açıdan yapı sektörünün yapısal özellikleri yenilik bakış açısında odaklanmaktadır. Karmaşık sistemli diğer endüstrilere dayanan analizlerde yeniliğin yapısını; kullanıcılar, düzenleyiciler ve deneyimli kurumlar oluşturur (Winch 1998).

Diğer sektörlerden yapı sektörüne yönelen yeniliklerin sayısında son çeyrek yüzyıl içinde hızlı bir artış olmuştur. Ürünün bünyesinde ya da üretim sürecinde kullanılan iletişim teknolojileri, yeni yapı ürünleri, yeni bağlantı elemanları, yeni önyapımlı sistemler, yeni inşaat makineleri, biyokimyasal ürünler, çeşitli güvenlik ve iletişim sistemleri, robot teknolojisi ve diğerleri, yapı sektörünün günümüzdeki uygulamalarını etkiyen teknolojiler arasındadır. Gerek kullanıcının istemlerinin sürekli ve hızlı bir biçimde değişmesi, gerekse teknoloji üretenler arasındaki rekabetin artması yapı sektörüne sunulan ürünlerin sayısını ve çeşidini her geçen gün artırmaktadır. Teknolojik yeniliklerin birbirini her zaman düzenli ve ardışık olarak izleyen mutlak tanımlı ve ayrık aşamalar içinde yaygınlaşmayabileceğini göstermektedir. (Acar, 2005).

Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre teknolojik yeni ürünlerin yaygınlaşma düzeyinin artması için öncelikle yapı sektöründeki farklı katılımcılar arasında karşılıklı etkileşim ve iletişimin sağlanması gereklidir. Yeni ürün hakkında doğru bilgi edinme katılımcılar arasında paylaşılması önemlidir.