• Sonuç bulunamadı

Yalan Dünya Dizisinin Medyaya Yansımaları ve “Avrupa Yakası” Dizisiyle

5.5. Yalan Dünya Dizisi Hakkında Bilgiler

5.5.2. Yalan Dünya Dizisinin Medyaya Yansımaları ve “Avrupa Yakası” Dizisiyle

Yalan Dünya dizisi yayınlandığı tarihten itibaren hatta henüz ekrana gelmeden önce dahi büyük ilgi görmüĢtür. Kanal D, dizi için, iletiĢim çalıĢmaları çerçevesinde seri ilanlar sayfası biçiminde bir tanıtım ilanı hazırlamıĢtır. Gazetelerdeki seri ilanlar biçiminde sunulan bu ilanlarda dizi kadrosu belirtilerek karakterlerin özellikleri bu ilanlar aracılığıyla topluma tanıtılmıĢtır. Aynı Ģekilde, televizyonda ve internette, dizinin reklamları, haberleri ya da fragmanları yayınlanarak toplum dizi hakkında bilgilendirilmiĢtir.Örneğin, http://www.hurriyet.com.tr/magazin/televizyon/19368469. asp internet bağlantısında dizinin kadrosuna katılan bir oyuncunun dizinin baĢlamadan öncesinde yayınlanan bir haberi bulunmaktadır. Dizinin yayınlandığı akĢam ise Kanal D, Türkiye‟de ilk kez, Twitter kullanıcılarını ekrandan belirli bir etikete (hashtag) yönlendirmiĢtir. Gelen yorumların #yalandunya etiketiyle girilmesi konusu yönlendirici olmuĢ ve izleyici tepkisi bu yolla ölçülerek dizi interaktif bir boyut kazanmıĢtır. Dizinin ilgi görmesinde, tanıtımın yapılmasının yanı sıra dizinin senaristi olan Gülse Birsel‟in daha önce de senaristliğini yaparak oynadığı “Avrupa Yakası”nın referans olması önem taĢır. Milliyet‟in internet gazetesi yazarı Asu Maro da 17 Ocak 2012 tarihli “Önyargıları AĢan Ġki Dizi” adlı yazısında Yalan Dünya dizisiyle ilgili olarak “yalnızca Gülse Birsel adı bile bir anlamda iyi bir komedinin garantisi ama „Avrupa Yakası‟nın bir devamı olacak, yargısını da beraberinde getiriyor” yorumunda bulunmuĢtur (http://cadde.milliyet.com.tr; EriĢim: 16.03.2015).

Avrupa Yakası, 6 sezon süresince ATV kanalında yayınlanan bir televizyon dizisidir. Yalan Dünya‟da da olduğu gibi bir durum komedisidir. 2004-2009 yılları arasında ekranda yayınlanan dizinin yapımcılığını Sinan Çetin, senaryosunu Gülse Birsel ve yönetmenliğini ilk sezonda Hakan Algül, ikinci sezondan sonrasında ise Jale Atabey üstlenmiĢtir. Dizi 11 ġubat 2004 tarihinde baĢlayıp 24 Haziran 2009 tarihinde ekranlara veda etmiĢtir. Yalan Dünya dizisi, program türü, senarist ve yönetmen temelinde düĢünüldüğünde, Avrupa Yakası dizisiyle benzer birtakım özellikleri de beraberinde getirmektedir. Bu özelliklerin baĢında ise, birçoğu Avrupa Yakası‟ndan transfer olan oyuncu kadrosu yer almaktadır. Bu oyuncular; Avrupa Yakası‟nda Aslı karakterini canlandıran Gülse Birsel (Yalan Dünya‟da Deniz), Bülent karakterini canlandıran Rutkay Aziz (Yalan Dünya‟da Timur), Ġffet karakterini canlandıran Hümeyra Akbay (Yalan Dünya‟da Çiğdem), Tanrıverdi karakterini canlandıran Sarp Apak

(Yalan Dünya‟da Emir), Makbule karakteriyle tanınan Hasibe Eren (Yalan Dünya‟da Gülistan), Dursun karakteriyle tanınan Ömür Arpacı (Yalan Dünya‟da Reis) ve Meryem karakterini canlandıran Nihal Yalçın (Yalan Dünya‟da Açılay)‟dır. Ömür Arpacı‟nın, bunlar içerisinde Avrupa Yakası‟ndaki karakteri korunarak Yalan Dünya‟ya transfer edilen tek oyuncu olduğu söylenebilir. Çünkü Avrupa Yakası‟ndaki Dursun karakteri ve Yalan Dünya‟daki Reis karakteri birebir benzerlik taĢımaktadır. Her ikisi de Karadenizli olmasının ve aynı Ģiveyle konuĢmasının yanında iki karakterin sık kullandıkları replikler de (N‟oldi, rengiun soldi; bu konuda hassasım, vb.) aynıdır. Ayrıca Yalan Dünya‟da Bora ve Afife karakterlerini canlandıran Öner Erkan (FatoĢ‟un sevgilisi) ve Gönül Ülkü de (Hamiyet Kral) Avrupa Yakası‟nda konuk oyuncu olarak yerlerini almıĢlardır. Öte yandan Öner Erkan, 2005 yapımı bir film olan “Hırsız Var!”da Gülse Birsel (Binnur Ersöz) ve Ömür Arpacı (Ġdris) ile rol almıĢtır. Daha sonralarında ise, 2009 yapımı olan “7 Kocalı Hürmüz” adlı sinema filminde Öner Erkan Hallaç Rüstem‟i canlandırırken, Gülse Birsel Hürmüz‟ün can yoldaĢı Safinaz‟ı, Sarp Apak ise FiĢek Ömer karakteriyle karĢımıza çıkmaktadır. 18 Mart 2015 tarihinde yayın yaĢamına baĢlayan ve 22 Nisan 2015‟e (toplam 6 Bölüm) kadar devam eden TV8‟deki “Komedi Türkiye” yarıĢmasında da Gülse Birsel jüri üyesi olurken, Yalan Dünya kadrosundaki oyunculardan Ömür Arpacı (Reis), Bartu Küçükçağlayan (Orçun) ve Derya KaradaĢ (Zerrin) amatör yarıĢmacılara eĢlik eden profesyonel oyuncular olarak ekrana gelmiĢtir. Programın ilk konuğu ise Sarp Apak olmuĢtur. Jüri üyelerinden Birsel‟e eĢlik eden Haluk Bilginer ise, Birsel ile daha önceden “Hırsız Var!” (Seçkin) ve “7 Kocalı Hürmüz” filmlerinde (Cebrail) bir araya gelmiĢlerdir.

Diziye iliĢkin önemli bir vurgu da Yalan Dünya‟ya transfer edilen oyuncular düĢünüldüğünde, Hasibe Eren ile Füsun Demirel‟in 1990‟lı yılların popüler dizilerinden olan Sıdıka‟dan sonra yine aynı Ģekilde anne ve kızı canlandırdıkları görülmektedir. Sıdıka‟daki iliĢkileri korunarak, ancak karakterleri biraz yer değiĢerek ön plana çıktıkları görülmektedir. Sıdıka saf bir kızı, annesi uyanık bir kadını canlandırırken; Yalan Dünya‟da yine annesi rolündeki Füsun Demirel (Servet) bu kez, kızı rolündeki Hasibe Eren‟den (Gülistan) daha saf bir kadını ekranlara taĢımaktadır.

Fotoğraf 5.8. 1997 Yılında Sıdıka Adlı TV Dizisinde Anne-Kız Rollerini Canlandıran Oyuncular, 2012 Yılında Yalan Dünya’da Anne-Kız Rolleriyle Yine Ekran KarĢısına GeçmiĢlerdir.

Yalan Dünya‟nın Avrupa Yakası ile benzeĢtiği diğer bir özellik ise, dizilerin senaryosundaki olayların birbirine paralel gitmesidir. Örneğin, Avrupa Yakası‟nın 81. Bölümünde karakterlerin Uludağ‟a gittikleri bir sahnede dizinin genç ekibinin (Aslı, Cem, FatoĢ, Kubilay, Selin, Yaprak ve ġehsuvar) baĢına gelenler ile Yalan Dünya‟nın 88. Bölümünde doğa yürüyüĢüne katılan ekibin (Deniz, Rıza, Orçun, Eylem, Emir, Nurhayat) karĢılaĢtıkları durum birbiriyle örtüĢmektedir. Söz konusu bölümlerde hava koĢulları nedeniyle yaĢanan tabela değiĢiklikleri, ekipleri yanlıĢ yollara yönlendirmekte ve onları beklemedikleri maceraların içine sokmaktadır. Burada da Avrupai yaĢam tarzları doğrultusunda boĢ zamanların kullanımına iliĢkin vurgular söz konusudur. Özellikle popüler kültür unsurlarının ön plana çıktığı sahnelerin dikkat çektiği gözükmektedir.

Fotoğraf 5.9. Avrupa Yakası’nda Sucuk-Ekmek Yemek Ġsteyen Ekip, Rüzgârın Yön Tabelasını Oynatması Sonucu Yönünü DeğiĢtirmesiyle Oyuncuları Beklemedikleri Olaylarla KarĢı KarĢıya Getirecektir (81. Bölüm).

Fotoğraf 5.10. Benzer Bir Sahnenin YaĢandığı Yalan Dünya’da da, YürüyüĢün Rehberi Olan Orçun ve Bulunduğu Ekibin Çok Yönlü Yolun Merkezine Gelindiğinde Tabelayı Görmeyerek (Ġlk Sahnede Deniz’in Arkasında) Hareket Etmeleri, Rüzgârın Esmesi Sonucu Bulunduğu Konumdan Çevrilmesiyle Ġzleyicinin YaĢanacakları Önceden Bilmesini Sağlamakta Ancak Karakterleri Sonuçlarını Bilmedikleri Bir Çıkmazın Ġçine Sokmaktadır (88. Bölüm).

Ayrıca, Avrupa Yakası‟nın 139. Bölümünde 1970‟lere gidilerek bir nostalji bölümü yapılırcasına genç karakterler Abba‟nın Money Money Money (1976) klibini kendilerine özgü tarzlarda çekmiĢlerdir. Gerek karakterlerin saçları, kostümleri, tavırları; gerekse o zamanlarda kullanılan ıĢık ve görüntü teknikleriyle çekilen klip Avrupa Yakası‟nın unutulmazları arasına girmiĢtir. Bu klip Burhan‟ın rüyasının içerisinde sunulmuĢtur.

Fotoğraf 5.11. Avrupa Yakası Dizisinde Yaratılan Nostaljik Görüntüler.

Yalan Dünya‟nın 88. Bölümü de bir nostalji havası taĢımaktadır. Söz konusu bölümün bir sahnesinde Deniz ile Rıza bir kafede ayaküstü konuĢurlarken kendi öykülerini bir Türk filmine benzetmektedirler. Bu öykü toplumda sıkça rastlanan “zengin kız-fakir oğlan” ya da “fakir kız-zengin oğlan” filmlerine atıf yapmaktadır. Bu filmlerde biri halktan yana, öteki kibirli-aristokrat ailelerin çocukları birbirlerine genellikle aĢık olurlar ve öykü de bunun üzerine kurulur. Bu filmlere benzer biçimde, Deniz kendi ailesini kendi bakıĢ açısıyla halktan yana olarak tasarlarken; Rıza‟nın ailesini aristokrat görmektedir. Rıza‟nın babası ġehmuz da Deniz‟in hayaliyle ekrana “kötü kalpli fabrikatör” olarak yansıtılır. Ayrıca, Deniz‟in hayali içerisinde, 1975 yapımı “Bizim Aile” filmine gönderme yapılarak Deniz‟in babası Timur, Münir Özkul‟un canlandırdığı YaĢar Usta karakterine benzetilerek karĢımıza çıkmaktadır.

Fotoğraf 5.12. KocabaĢ Ailesi’nin Nostaljik Havasını Yansıtan Görüntülerinde Evin Dekorunun da DeğiĢtiği ve Ġçeriğin Görsellerle Güçlendirildiği Görülmektedir.

Dizide, filmdeki YaĢar Usta‟nın Fabrikatör Saim Bey‟e tiradına da yer verilerek dizinin türüne (ti‟ye alınarak, komedi türüne özgü biçimde sunulmuĢ) uygun adapte edilmiĢtir. Filmde YaĢar Usta‟nın tiradı Ģöyledir: "Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her Ģeyin var. Binlerce kiĢi çalıĢıyor emrinde. YakıĢır mı sana ekmekle oynamak? YakıĢır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kıĢta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakıĢmaz. Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor…” Dizideki Timur Bey ise benzer bir giriĢ yapsa da diğer karakterlerle durum komediye evrilmektedir. Bunun sinyali de öncesinde Gülistan aracılığıyla verilmektedir. “Ben bu tiradı biliyorum babacığım, seni büyük gömecek, kaç…” diyen Gülistan‟ın üzerine Timur Ģöyle devam eder: “Koskoca adamsın. Paran var, pulun var. Emrinde binlerce kiĢi çalıĢıyor…” ġehmuz karakteri bu noktada devreye girerek “Binlerce mi? Yoo.. Onlarca filan.” Timur, yeniden devam ederek “Bu çocuklar birbirlerini seviyorlar. BoĢuna konuĢuyorum tabii… Sen büyük patronsun, para babası, ġehmuz Bey... Sen mi büyüksün, hı? Hayır, ben büyüğüm, ben.. ben.. ben. Timur Usta.” Bu diyaloğun üzerine ġehmuz Bey durumun farkına vararak “Bir dakika… ġimdi tanıdım. Bana Bizim Aile filminden Münir Özkul‟un tiradı mı atılıyor?” der. Servet Hanım da “ġehmuz… Vallahi o.” diyerek durumu onaylamaktadır. ġehmuz da “Ben ne konumdayım Ģu anda? Kötü kalpli fabrikatör mü oldum. Yoo... Ama yanlıĢ cast.” der ve gülüĢler eĢliğinde Deniz‟in hayali sonlanır.

Fotoğraf 5.13. Yalan Dünya Dizisinde Yaratılan Nostaljik Görüntülerde Eski Türk Yapımlarına Göndermeler de Bulunmaktadır. Rıza, Ġzleyiciye Görsel Kodlarıyla Ayhan IĢık Gibi Sunulurken; Deniz, Emel Sayın Olarak KarĢımıza Çıkmaktadır.

Rıza da bir baĢka sahnede Deniz ile terasta konuĢurlarken kendi hayalini Deniz‟e anlatmakta ve burada kendi ailesini halktan yana görmektedir. Rıza‟nın hayaline göre, Rıza‟nın babası ġehmuz, bir inĢaat kalfasıdır ve kendi de iĢçi çocuğu bir öğrenciyi canlandırmaktadır. Deniz, ailesi ve çevresi ile Avrupaî bir yaĢantının içerisinde

sunulmaktadır. Daha alaycı, zengin-züppe tavırlı, gösteriĢ ve ĢaĢaa yoğun, sosyetik, bohem yaĢam tarzına sahiptirler. Rıza, Deniz‟i bu gösteriĢli taraftan çıkararak kendi sevecen, sempatik, “fakir ama mutlu” ailesine katmayı istemektedir. Rıza‟nın bu hayali, 1974 yapımı “Mavi Boncuk” filmine göndermeler yaparak sunulur. Filmdeki sıradan ailenin lüks yaĢam tarzından gelen Emel Sayın‟ı aralarına almaları benzer biçimde izleyiciye aktarılır. Dizide Emel Sayın‟ı Gülse Birsel canlandırırken, Adile NaĢit‟in oynadığı karakteri Füsun Demirel oynamaktadır.

Fotoğraf 5.14. Mavi Elbisesi, Sarı Saçlarıyla Mavi Boncuk’taki Emel Sayın’ı Temsil Eden Deniz, Makyajı, GülüĢü ve Mimikleriyle Adile NaĢit’e Benzetilen Servet ve Filme Gönderme Yapan Yalan Dünya Dizisi (88. Bölüm).

Filmde yemek sonrasında Emel Sayın‟ın seslendirdiği Ģarkı “Kapat gözlerini kimse görmesin” iken, dizide yemek sonrasında Gülse Birsel‟in seslendirdiği Ģarkı “Feride”dir. Feride de Emel Sayın‟ın Engin Çağlar ile baĢrolünü oynadığı 1971 yapımı bir Türk filmidir. Kısacası, Yalan Dünya‟da her iki uçtaki aile de kendini toplumda genel kabul gören ve fazla onay alan tarafı seçerek kendilerini meĢru kılma çabasındadırlar. Bu durumun alt metni de özellikle sahnelerdeki görsel kodlar yoluyla okunmaktadır. Mekân seçimi, dekorasyon, giysi, makyaj ve çeĢitli görsellerle ekrana yansıtılmaktadır. Burada ayrıca, aile stereotiplerine iliĢkin bir taraf meĢru kılınırken öteki taraf olumsuz özelliklerle donatılı, toplumda “kötü aile” olarak nitelenen, “öteki”yi oluĢturarak sunulmaktadır.

Her iki dizinin senaryolarında benzerlik taĢıyan diğer unsurlar olarak Gülistan‟ın Gizemli Dolabı‟na (Yalan Dünya 51. Bölüm) karĢılık Burhan‟ın Gizemli Çantası (Avrupa Yakası 119. Bölüm); Ġffet‟in Botox Yaptığı sahneler (Avrupa Yakası 177. Bölüm) ve Vasfiye Teyze‟nin estetik kurbanı olduğu sahneler (Yalan Dünya 77. Bölüm); “Ben Bilmem EĢim Bilir” (Yalan Dünya 45. Bölüm) ve “Bugün Ne Giysem” (Yalan Dünya 34. Bölüm) yarıĢmalarına da yer verilen bölümler ile “Var mısın Yok musun” (Avrupa Yakası 155. Bölüm) ve “Yemekteyiz” (Avrupa Yakası 173. Bölüm) yarıĢmalarına yer verilen bölümler sıralanabilmektedir. Bu bölümler her iki dizideki olay örgüsü açısından birbirine paralel

yapıda sunulmaktadır. Konulara genel bağlamda bakıldığında, arkaplanında televizyon dünyasının beslendiği tüketim kültürü ve popüler kültürün bulunduğunu görmek mümkündür. Bireylere farklı yaĢam kategorileri öneren bu kültür biçimleri onları özünde tek bir yönde kanalize ederek toplumu standart bir boyuta ulaĢtırma gayretindedir. Örneğin, yarıĢmalara katılmayı teĢvik eden diziler, programların birbirleri arasındaki çıkar iliĢkileri izleyiciye gösterilmeden, karakterler yoluyla ekrana yansıtılmaktadır. Böylece “siz de yaĢamınıza renk katmak istiyorsanız böyle aktivitelere katılabilirsiniz” mesajı izleyicisine sunulmaktadır.

Dizideki olay örgüsünün yanı sıra, her iki dizinin de kadrosuna sonrada eklenen karakterler arasında da bir benzerlikten söz edilebilir. Avrupa Yakası‟ndaki Dilber Hala karakteri toplum tarafından ilgi görerek izlenmesi nedeniyle karakterin dizideki rolleri artmıĢ ve ana karakterlerin içerisinde eklemlenmiĢtir. Yalan Dünya‟daki Vasfiye Teyze karakteri de tıpkı Dilber Hala‟da olduğu gibi diziye yan karakter olarak alınmıĢ ancak karakterin tutulmasıyla dizideki kalıcılığı sağlanmıĢtır. Her ikisi de dizideki karakterlerin canlandırdıkları ikinci bir karakter yapısında sunulmaktadır.

Binnur Kaya : ġahika Koçarslanlı: Dilber Hala Gonca Vuslateri: Eylem: Vasfiye Teyze

Ayrıca her iki dizideki oyuncular açısından bezerlikler söz konusu olduğunda, apartman görevlilerinin de sonradan dizilere dahil edildiği ve onlara da bir daire verildiği görülmektedir. Avrupa Yakası‟nda Gaffur‟un ve ailesinin diziye eklenmesi ve Yalan Dünya‟da özellikle son sezonda isimlerini duyuran Cumali ve Görkem karakterleri bu duruma örnektir. Bu bakımdan olayların yanı sıra karakterlerin de her iki dizide eĢ zamanlı oldukları görülmektedir. Yalan Dünya‟da birtakım diyaloglar da yine Avrupa Yakası‟na göndermeler yaparak konu edilmiĢtir. Yalan Dünya‟daki Tülay‟ın Burhan Altıntop taklidi yaptığı 14. Bölüm bunun detaylı bir örneğini oluĢturur.

Her iki dizininde karakterleri düĢünüldüğünde, diziler arası geçiĢler yapılarak izleyicilerine çağrıĢımsal bir hatırlatmanın yapıldığı da görülmektedir. Çünkü, Avrupa Yakası dizisi, Yalan Dünya‟nın içerisinde yaĢamaktadır. Bu yüzden Avrupa Yakası‟na dizide yer verilerek ve izleyiciye hatırlatma yapılarak nostaljik bir bağ izlenimi de verilmektedir. Örneğin dizinin ilk bölümünde Orçun ve Reis tanıĢmasında Reis kendisini Orçun‟a kendini Ģöyle tanıtır: “Bir zamanlar bambaĢka bir sette gıda sektöründeydim. Sonra o mahalleye ve gıda sektörüne tamamıyla veda edip inĢaata geçtim”. Burada karakterin görünüĢü, Ģivesi ve hatta statüsü dahi değiĢmediği için Avrupa Yakası‟ndaki bağlantısından yararlanılmıĢtır. Ancak Avrupa Yakası‟ndaki adı Dursun, Yalan Dünya‟daki adı Reis‟tir. Sütçüoğlu muhallebicisinden (gıda sektöründen) KocabaĢ ĠnĢaat‟a transferinin yanı sıra mahallesi ve

setiyle Avrupa Yakasın‟ndaki konumuna dikkat çekilmiĢtir. Ayrıca Avrupa Yakası‟nın NiĢantaĢı‟nda ve Yalan Dünya‟nın Cihangir‟de geçmesine iliĢkin olarak Reis ve Emir arasındaki bir diyalog da çarpıcıdır. Reis, Emir‟e NiĢantaĢı‟nda çaycı bir tanıdığının olup olmadığını sorduğunda Emir‟den aldığı yanıt olmadığı yönündedir. Bunun üzerine Reis de insanların çift yaratıldıklarını nükteler. Çünkü Sarp Apak NiĢantaĢı‟nda geçen Avrupa Yakası‟nda ofisin çaycısı (ofis boy) Tanrıverdi‟yi canlandırmaktadır. Ġzleyici böylece ara ara senaristinin bir önceki dizisinden de alıntıları hatırlayarak diziler arası geçiĢi sağlayan bir bütünlük kurmakta ve dizi de böylece izleyicisini Avrupa Yakası‟na yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Buna ek olarak, her iki dizinin de konularının Ġstanbul‟un elit semtlerinde geçmesi dizilerin senaristine bağlı olarak seçilen bir vurgudur. Gülse Birsel‟in AyĢe Arman ile yaptığı bir röportajda verdiği bir açıklama konuyla bağlantılı değerlendirilirse Ģu yöndedir: “NiĢantaĢı‟nda oturduğum bir apartman dairesi var, Cihangir‟de de 50 metrekare bir ofisim.” (https://www.kanald.com.tr; EriĢim: 13.03.2015). Buradan hareketle, Senarist Birsel‟in dizilerin mekânları olarak kendi tanıdığı çevreyi seçtiği söylenebilir. Dolayısıyla olaylara yalnızca bu kültür çerçevesinden bakarak, tek yönlü bir biçimde ve kendi değerlerini yücelten elitist bakıĢ açısıyla olayları kurguladığı çıkarımı yapılmaktadır. Bu durumu Birsel‟in, 2005‟te (s.41) yazdığı kitabında “dert yandığı” Ģu ifadeler doğrulamaktadır: “ġunu gözünüzün önüne getirin: Mahallenizi bütün resmi ve gayriresmi tanıdıklar iĢgal etmiĢ. Hepsi en Ģık giysileri ve bayramlık tavrıyla bir köĢede sizin geçmenizi bekliyor! Kimisi sokakta kafelere, lokantalara yerleĢmiĢ, sizin geçeceğiniz yolu seyrediyor. Sokakta yürüyen kalabalıkta ise üç kiĢiden biri ünlü! Aynı anda yol ağızlarında paparazziler bekliyor. Ha bir de, bu arada siz ünlüsünüz!” Bu ifadelerde NiĢantaĢı muhiti ve oradaki kent sakinlerinin gösteriĢli yaĢam tarzları (kafeler, Ģık giysiler, nezih tavırlar vb.) anlatılarak yazarın kendi ünlülüğü altından bir içerikle karĢılaĢılmaktadır. Metinler genellikle “öteki”ni yok sayarak yalnızca kendi çevresi olan zümreyi konuya dahil etmektedir. Yazının baĢlığı da “NiĢantaĢı beni bitirecek!” ifadesini taĢımaktadır. Bu da “kahretsin, ünlüyüm!” gibi mizaha yansıyan bir ünlü kompleksini dile getirirken kendine değer biçen bir duruma da gönderme yapmaktadır.

Dizinin geçtiği çevresel mekân olarak Cihangir temsiline iliĢkin tarihsel arkaplana bakıldığında önemli noktalar bulunmaktadır. Semtle ilgili Osmanlılar Dönemine ait ilk belgede (1563) burada birtakım nahoĢ kadın ve erkeklerin kaldığı belirtilmektedir (Üsdiken, 1994). Cihangir 1930, 1940 ve 1950‟lerde hem Beyoğlu‟ndaki eğlence yerlerinde çalıĢanların oturduğu, randevu evlerinin bulunduğu hem de lüks apartman dairelerinin yer aldığı, varlıklı bir kesimin yaĢadığı, kentin tanınmıĢ pek çok doktor ve diĢ hekimi muayenehanelerinin, özel dispanser ve polikliniklerin bulunduğu bir semttir. Cihangir, tarihsel sürecinde yazgısı

Beyoğlu ve Taksim'inkine bağlı kalan bir yerdir. 1960'larda baĢlayan Taksim ve Beyoğlu'ndaki bozunmaya paralel olarak Cihangir de kötüleĢmiĢ ve bakımsızlaĢmıĢtır. Önceden gayrimüslimlerin de dahil olduğu bir üst-orta sınıf nüfusun yaĢadığı semtte, onların terk etmesiyle gayrimenkul fiyatları düĢmüĢ ve el değiĢtirmiĢtir. Kent merkezi olması ve ailelerin tercih etmemesi nedeniyle bu süre içinde marjinal olarak tanımlanabilecek gruplar yerleĢmiĢtir (http://www.aksam.com.tr; EriĢim: 19.05.2015). 1980'li yılların sonundan itibaren Ġstiklal Caddesi ve çevresindeki düzelmeye paralel olarak evrimleĢen Cihangir, günümüzde edebiyatçı, oyuncu, ressam, müzisyen, yazar sakinleri ya da müdavimleriyle “sanatçı muhiti” veya “enteller semti” olarak adlandırılmaktadır. Bu tarihsel arkaplan da Yalan Dünya‟nın elitist kesime yönelik ve onların bakıĢ açısıyla dıĢ dünyaya bakan ve böylesi bir yolla izleyicisine seslenen bir dizi olması açısından kendisine Cihangir‟i konum edinmiĢtir.

Benzer Belgeler