• Sonuç bulunamadı

Yalan Çeviren: Nelda Bayraktar

Belgede LÜTFEN BÝRAZ HOÞGÖRÜ (sayfa 36-41)

birinci yalaný söylemek de yanlýþ ola-caktýr.

Nedir Yalan?

Yalan söylemek bir nevi aldatmadýr. Yalan söyleme bir bilginin tümüyle doðru olmadýðýna inanýrken, sanki öyleymiþ gibi bilgi sunmak, yani kar-þýdaki kiþiyi aldatmaktýr.

Bir yalan vasýtasýyla karþýnýzdaki kiþiye bazý bilgiler iletirsiniz.

Bir yalancýnýn niyeti karþýdaki kiþiyi aldatmak ya da yanlýþ yönlendirmektir.

Ancak insanlar bazen niyetleri iyi olmasýna raðmen de yalan söylerler. Buna da “beyaz yalan” ismini verirler.

Bazen de insanlar yalan söylerken, aslýnda karþý tarafa doðru bilgiyi ilet-tiklerini düþünürler. Diyelim ki turtanýn son dilimini kendime saklamak istiyo-rum ve karþýmdaki kiþiye aslýnda bu turtanýn içinde bir böcek olduðu yala-nýný söylüyorum. Ancak daha sonra turtayý aðzýma aldýðýmda gerçekten de içinde böcek olduðunu keþfediyorum. Burada karþýmdaki kiþi benim her zaman yalan söyleyen birisi olduðumu biliyorsa eðer, benim tarafýmdan kandýrýlmýþ olur ve benim de niyetim kandýrmak idiyse, en baþta ona yalan söylemiþ olurum.

Bazý filozoflar yalanýn konuþarak, yazarak ve hattâ beden diliyle de söylendiðini belirtirler. Yalan

konusun-da önemli felsefi kitaplarkonusun-dan birisini yazmýþ olan Sisella Bok, yalaný þöyle tanýmlýyor: "Bir söylem formunda, karþý tarafý bilerek aldatma mesajýdýr." Diðerleri ise bu tanýmý esneterek, bir soru veya bir ihtiyaç karþýsýnda hiçbir þey yapmamak, yani vurdumduymaz davranmanýn da yalan olduðunu söylüyorlar. Bazýlarý ise yalaný tümüyle yaþam biçimi haline getirmenin, yani yalan yaþamanýn altýný kalýn çizgiyle çiziyorlar.

Yalan Söylemek

Neden Yanlýþ Bir Eylemdir?

Yalan söylemenin yanlýþ olduðunu ifade eden pek çok neden vardýr. Bunlarýn hangilerinin size uyduðunu belirleyebilmek, etik hakkýnda ne düþündüðünüze baðlýdýr.

Yalan söylemek kötüdür çükü gerçek-lerle dolu bir dünya iyi bir þeydir. Ya-lan söylemek insanlar arasýndaki güve-ni yok eder. Eðer insanlar doðruyu söylemediklerinde, hayat onlar için zorlaþýr, hiç kimseye güven duyulma-yacaðýndan ve iþittiðiniz ve okuduðu-nuz hiçbir þeye inanmadýðýnýzdan her þeyi kendinizin bulmasý gerekecektir. Böyle bir dünya aslýnda yalancýlar için de kötüdür. Herkesin yalan söylediði bir dünyada yalan söyleme eyleminin de bir yararý yoktur. Yalan söylemek kötüdür çünkü burada tek amaç karþý-daki kiþiyi kandýrmaktýr. Böylece yalan söyleyen kendisine ait deðerli bir þeyi vücuda getirmiþ olmaz. Ýnsanlarýn çoðu diðerlerini bir araç olarak kullanma

fikrinin yanlýþ olduðunda hemfikir-dirler. Yalan söylemek kötüdür çünkü bu durum kendisine yalan söylenen kiþinin o konuda özgürce ve bilgili bir þekilde karar vermesini zorlaþtýrýr. Yalanlar insanlarýn kararlarýný yanlýþ bilgiler üzerine bina etmesine neden olurlar. Yalan söylemek kötüdür, çünkü evrensel bir ilke asla olamaz. Ýnsanlarýn çoðu, bir þeyin etik bir kural olarak uygulanabilmesi için her duruma uy-masý gerektiðine inanýrlar. Yalan söyle-mek kötüdür çünkü temelden yanlýþtýr ve etik deðildir. Bazý þeyler temelde kötüdürler ve yalan da bunlardan biri-sidir. Yalan söylemek kötüdür, çünkü iyi insanlar asla yalan söylemezler. Ýyi davranýþlar iyi insanlar tarafýndan yapýlýr. Yalan söylemek kötüdür, çünkü yalancýyý mahveder. Yalan söylemek bir alýþkanlýk haline gelebilir ve eðer kiþi bunu yaparken en ufak bir rahat-sýzlýk duymazsa, yanlýþ olan diðerlerini de yaparken kendisini rahat hisseder. Bazý dindarlar, yalan söylemenin kötü bir þey olduðunu, bunun aslýnda

Tanrý’yý kandýrmak anlamýna geldiðini, Tanrý’nýn, konuþma melekesini

düþüncelerimizi doðru biçimde aktara-bilmemiz için bize bahþettiðini söyler-ler. Bazý filozoflar ise yalan söyle-menin kötü bir þey olduðunu vurgula-yarak, lisan melekesinin insan toplu-luklarý için önemli ve gerekli olduðunu, bu nedenle de doðru biçimde kullanýl-masý gerektiðinin altýný çizerler.

Yalan söylemek, kendisine yalan söylenen kiþiyi en baþta üzdüðü gibi, yalan söyleyeni ve sonuçta tüm toplumu da üzebilir.

Kendisine Yalan Söylenen Kiþi Acý Çeker Çünkü:

Kendi geleceklerini kontrol etmekten yoksun býrakýlýrlar çünkü konuyla ilgili bilgiyle yapabilecekleri bir seçimleri yoktur. Eylemlerinin muhtemel rotasý için yeterince donanýmlý deðildirler. Aksi bir durumda vermeyecekleri bir kararý verebilirler. Bir yalan nedeniyle

psikolojik hasar görebilirler. Ken-disine yalan söyle-nen kiþi kendisinin kötü biçimde mua-mele gördüðüne, aldatýldýðýna ve manüple edildi-ðine inanýr. Bu kiþi doðruyu ve gerçeði hak etme-yen kiþiymiþ gibi hissedebilir

kendi-ni. Böylece gerçeði deðerlendirebilme ve karar verme yeteneklerinden kuþkuya düþebilir. Ve de baþkalarýna güvenmez bir hâle gelebilir ki bu da özgürce ve bilgiyle seçimler yapabilme yeteneðini dumura uðratýr. Bu kiþiler intikam alma peþinde koþabilirler.

Yalancý da Söylediði

Yalandan Zarar Görebilir Çünkü:

* Söylediði yalanlarýn hepsi

hatýrlamak zorundadýr.

* Yalanlarýyla uyum içinde olacak

biçimde yaþamak zorunda hisseder kendini.

* Yalaný ortaya çýkmasýn diye

da-ha fazla yalan söylemek zorundadýr.

* Yalan söylediði kiþiler hakkýnda

daima temkinli ve uyanýk olmak durumundadýr.

* Uzun vadeli inanýrlýðý ve

güvenirliði risk altýndadýr.

* Yalaný ortaya çýktýðýnda

muhtemelen daha fazla acý çekecek-tir, çünkü böyle bir durumda gele-cekte ona daha az inanýlacaktýr.

* Kendisiyle ilgili bütünlük

duy-gusu zedelenecektir.

* Yeniden yalan söylemesi veya

baþka yanlýþlar yapmasý daha kolay hale gelecektir.

* Toplum Zarar Görecektir

Çünkü: Toplumdaki doðruluðun seviyesi düþer. Ýnsanlar yalan söylemeye teþvik edilirler.

Toplumun bazý kesimlerinde yalan söylemek genel bir davranýþa dönüþebilir.

Ýnsanlarýn ve de kurumlarýn bir-birlerine güvenmeleri gitgide daha güçleþir.

Sosyal baðlar zayýflar.

Sonunda hiç kimse birbirine inan-maz hale gelir ve toplum çöker.

YALAN SÖYLEMEK VE ETÝK TEORÝLER

Farklý etik teorileri yalana farklý biçimde yaklaþmaktadýrlar. Bazý teori-ler yalanýn sonuçlarýyla daha çok ilgi-lidirler. Þöyle ki, eðer bir yalanýn sonu-cu, doðruyu söylediðinde ortaya çýka-cak sonuçtan daha iyiyse ve faydalýysa, bu spesifik konuda yalan söylemenin iyi bir þey olduðunu düþünürler ve þöyle bir soru sorarlar: "Doðruyu söy-lemek mi, yalan söysöy-lemek mi en iyi sonucu bize getirir?" Görev duygusunu temel alan etikçiler ise, doðruyu söyle-meye kýyasla daha iyi sonuçlar getiren bir yalanýn moral açýdan yanlýþ olduðu-na hükmederler.

Sonuç Odaklý Etik Teoriler ve Yalanlar

Sonuç odaklý etik teoriler bir þeyi yapmanýn doðruluðunu ve yanlýþlýðýný sadece eylemin sonucuna bakarak deðerlendirirler. Böylece belli bir yalaný söylemek, eðer onu söyleme-mekten daha iyi bir sonuç veriyorsa, o konuda yalan söylemenin iyi bir þey olduðuna hükmederler. Buna karþýn belli bir yalaný söylemek, onu söyle-memekten daha kötü bir sonuç

veriyor-sa da, o konuda yalan söylemenin kötü bir þey olduðuna hükmederler.

Bu yaklaþým bir miktar hoþa gitse bile, uygulamada hiç de pratik deðildir çünkü kiþinin söyleyeceði yalanýn sonuçlarýný önceden hesap etmesi ve iyiyle kötü arasýnda denge kurmasý epeyce yorucu ve kiþiye göre deðiþen sonuçlar doðurucu bir eylemdir. Çünkü sonuçlarý öngörmek, önceden kestir-mek, hangisinin iyi, hangisinin kötü olduðunu tam olarak belirlemek kolay deðildir. Kaldý ki iyi ve kötü nedir? Kimin için iyi, kimin için kötüdür? Nasýl bir ölçme sistemi kullanmak gerekir? Hangi sonuçlar görecelidir? Bu sonuçlarý tespit etmek içi ne kadar bir zamana ihtiyaç vardýr? Bunlarýn dýþýnda bu olaya dâhil olmuþ tüm

kiþi-lerin tek tek ve eþit biçimde deðerlen-dirilmesi gerekir ki, bu da baþlý baþýna zor bir eylemdir. Ayrýca, söylenen yalanýn toplumda ne gibi artçý etkiler yaratacaðýný da hesap etmek gerekir.

Evrensel Yasalarý Temel Alan Etik Anlayýþ

Bu görüþ, moral düþünce yapýsý genel evrensel yasalar üzerine bina eder. Bu etik görüþe göre bir eylem ister iyi, is-terse de kötü bir sonuç vermesine baðlý olmaksýzýn, ya doðru ya da yanlýþtýr.

Bu etik görüþü savunanlar, moral kanunlara nasýl varýldýðý ya da bunlarýn esasen neler olduðu üzerinde henüz tam bir mutabakata varmýþ deðillerdir ama genel olarak kabul gören moral

kanuna göre yalan söylemek, her zaman ve her koþulda yan-lýþ bir eylemdir.

Eðer kanun buysa, yalan söylemek her zaman yanlýþ ola-caktýr. Ve hattâ doðruyu söyle-mek çok daha iyi sonuçlar doðuracaktýr. Öyleyse, bir terörist gruba, öldürmek iste-dikleri kiþilerin isimlerini ver-meyerek yalan söylersek, yan-lýþ bir þey yapmýþ oluruz.

Gelecek Ay: Konumuza "Erdem Etiði" baþlýðýyla devam edeceðiz.

elâmlar sevgili varlýklar. Ben Manyetik Hizmetten Kryon. Medyum kanalý ile bilgi alýp aktarma sürecinde ortaðýmýn þimdi olduðu ölçüde iþin içinde olmadýðý bir dönem vardý. Yeni ifade "ortaðým þimdi kenara çekiliyor" þeklindedir ve bunun anlamý onun burada olmaya devam ettiðidir. Medyum kanalý ile celse yapma sürecinde bir devralma gerçek-leþmemektedir. Bunu duyup sürecin tuhaf, gizemli veya tekinsiz olduðunu düþünenler varsa, onlara þunu

incelemelerini öneriyorum:

Gezegendeki kadim halklar bu süreci anlýyorlardý ve bu iþlemi düzenli olarak gerçekleþtiriyorlardý. Bu süreç için çeþitli isimler ve gerçekleþtirilen farklý törenler vardý. Bunlar ancak "modern

ruhsallýk" ortaya çýktýktan sonra ortadan kalktý.

Bu tip iletiþime gerek duyulmayan bir gün gelecektir. Sevgili varlýklar, her þey deðiþir ve bu arada insanlýk da deðiþir. Ýnsan ruhunun geliþmesi bir gün belli bir noktaya ulaþtýðýnda insan-lýðýn çoðuna bireysel olarak doðrudan bilgi verilmeye baþlanacaktýr. Bu böyle olacaktýr çünkü Epifiz onlar için açýktýr ve o gün geldiðinde insanlar artýk tuhaf isimleri olan varlýklardan veya man-yetik üstatlardan mesajlarý bugünkü yöntemle almaya gerek duymayacak-lardýr. Herkes yuvadan gelen hayýrlý ve güzel mesajlarý alabilecek durumda olacaktýr. Ben kimlerin burada oldu-ðunu biliyorum ve bundan sonra

S

Yeniçað Üstündeki Gizem

Belgede LÜTFEN BÝRAZ HOÞGÖRÜ (sayfa 36-41)

Benzer Belgeler