• Sonuç bulunamadı

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Tarihi Gelişimi

I. BÖLÜM

2.3. Yabancı Sermaye Yatırımlarının Tarihi Gelişimi

2.3.1. Dünyadaki Yabancı Sermaye Yatırımlarının Tarihi Gelişimi

Endüstri devriminin sonucu olarak özellikle 19. yy. başından itibaren sanayileşen ülkelerdeki sermaye birikimi, bu sermaye sahibi büyük işletmeleri en fazla kârı sağlayacak yatırım alanlarını aramaya yöneltmiştir. Bu hareket önceleri doğrudan yatırımlardan çok devlet garantileri taşıyan tahvillerin satışı şeklinde olmuştur.

Bugün çeşitli ülkeler arasında geliştirilen iktisadi ilişkilerin temel özelliklerinden bir kısmı, İngiltere’de başlayıp Batı Avrupa ülkelerinde gelişen sanayi devrimi sırasında ortaya çıkmıştır. Birinci Dünya Savaşından önceki dönemde yaklaşık olarak üç asır boyunca sermaye, tabii kaynaklar ve nüfusa oranla yoğun olduğu alanlardan daha az yoğun olduğu alanlara akmıştır. Bu akım XIX. asırda en yaygın hale gelmiştir. 1800’lü yıların ilk yarısında İngiltere’nin, ihtiyaç duyduğu hammadde, madenler ve petrolün çıkarılması için sömürgelerde yaptığı yatırımlar, yabancı sermaye yatırımlarının başlangıcını temsil etmiştir.94

93 Emin Çarıkçı, Ekonomik Gelişmeler ve Türkiye-AB İlişkileri, Tutibay Yayınları, Ankara 2001, s. 209. 94 C. Alpar, Çok Uluslu Şirketler ve Ekonomik Kalkınma, Ankara 1980, s. 3. Aktaran: Dünyada ve

19. yüzyılda sermaye hareketleri devlet aracılığıyla değil özel teşebbüsler aracılığıyla gerçekleşmekteydi ve yatırımların çoğu portföy yatırımları niteliğindeydi. Ayrıca sanayileşmelerini tamamlamamış ülkelerin sermaye piyasalarında sattıkları devlet tahvilleri de önemli bir yabancı sermaye hareketine sebep olmaktaydı. Bu şekilde Osmanlı İmparatorluğu, Çarlık Rusyası’ndan aldıkları borçları Batı’nın sermaye piyasasına tahvil satmak suretiyle sağlamaktaydılar. 19. asırdaki yabancı sermaye daha çok doğrudan yatırım şeklinde olup özellikle sömürgelere yönelmiştir. Sömürgelerdeki yatırımlar da daha çok anavatandaki sanayinin hammaddelerinin temini için ilk maddeler kesimine, maden çıkarmaya ve ağır sanayi kesimine yapılmıştır. Tarım kesimine yapılan yatırımlar da daha çok sanayi hammaddesi olan tarım ürünlerinin üretimi için yapılmaktaydı. 20. asırda sanayileşmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelerde yaptıkları dolaysız yatırımlarda bu özellikler ağır basmaya devam etmiştir.95

İkinci Dünya Savaşının patlak vermesiyle yabancı sermaye yatırımlarında yeni bir döneme girilmiştir. İkinci Dünya Savaşından önceki yıllarda yabancı sermaye yatırımları daha çok portföy yatırımları şeklindedir. Savaştan sonraki dönemde dolaysız yatırım şeklindeki yabancı özel sermaye yatırımları daha çok önem kazanmaya başlamıştır. Şüphesiz bu gelişmede, 1950’li yıllardan sonra dünya ekonomisinde giderek önemli bir güç teşkil etmeye başlayan ve dolaysız yabancı sermaye yatırımı niteliğinde olan çok uluslu şirketlerin rolü büyük olmaktadır.

Sanayi devrimini gerçekleştirilen İngiltere’nin sömürgelerindeki yatırımları ile başlayan, A.B.D.’nin Birinci Dünya Savaşı sonrasında devreye girmesiyle artan yabancı sermaye, ülke ayrımı yapmaksızın bugün dünyanın her tarafında yatırımlarını gerçekleştirmektedir. Doğal olarak her ülke yabancı sermaye yatırımlarında aynı oranda pay alamamaktadır. Yabancı sermaye yatırım ve yatırımcılarının diğer ülkelerde yatırım yaparken göz önüne aldıkları çeşitli faktörler bulunmaktadır. Çok sayıda ülkenin yabancı sermaye rejimlerini serbestleştirmiş olması nedeniyle bir ülkeye yabancı sermaye girişi, daha çok makro ekonomik istikrara, altyapı yeterliliğine ve nitelikli işgücü arzına bağlı hale gelmiştir.96

95 Kenan Bulutoğlu, 100 Soruda Türkiye’de Yabancı Sermaye, Gerçek Yayınları, İstanbul 1970, s. 49. 96 DPT (2000) Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı.

2.3.2. Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımlarının Tarihi Gelişimi

Türkiye yabancı sermayeden fazlaca faydalanan ülkeler arasında değildir. Kaynakları, kapasitesi ve ihtiyaçları yabancı sermayeyi gerektirmekle birlikte bu konuda yeterli düzeye ulaşamamıştır. Bu durum biraz da geçmiş tecrübelerden kaynaklanmaktadır. Türkiye’ye Osmanlı Döneminde yabancı sermayenin girişi kapitülasyonlarla başlamakla beraber konunun önemi daha çok 1854 yılında yapılan ilk Osmanlı borçlanması ile ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nin borçlanmasına yol açan çok çeşitli faktörler olmasına rağmen bunların içinde İngiltere ile yapılan 1838 tarihli ticaret anlaşmasının bir nirengi noktası teşkil ettiğini söyleyebiliriz.97

6224 sayılı yasa genel prensipleri ortaya koymakla birlikte uygulama ile ilgili düzenlemelerde geniş bir etkinlik alanı bırakılmıştır. Hiç kuşkusuz dolaysız yabancı sermaye yatırımları dünya ve ev sahibi ülke ekonomisindeki konjonktürle de yakından ilişkilidir. Bu anlamda 1980’ler hem dünya hem de Türkiye ekonomisi için önemli dönüşümlerin yaşandığı yıllar olmuştur. Dünya’da globalleşme olgusu, Türkiye’de ise 24 Ocak kararları ile yaşanan dönüşüm yabancı sermaye açısından olumlu gelişmeler olarak sayılabilir.98

Türkiye’de yabancı sermaye yatırımlarının böyle kötü ir geçmişi olduğundan uzun süre dış kaynaklara el atmak cesareti gösterilememiştir. 1954 yılına kadar geçen sürede yabancı sermaye ve yabancı sermayeli şirketler konusunda yasal bazı düzenlemeler getirilmiştir. Bunlar 1947 yılında Türk Parasını Kıymetini Koruma Yasasına ilişkin olarak çıkarılan 13 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 1950 yılında 5583 sayılı yasa, 1951 yılında 5821 sayılı yasa’dır. Ancak Türkiye’de yabancı sermayenin gerçek anlamıyla teşvikinin 18.1.1954 tarihinde kabul edilen 6224 sayılı Özel Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası ile başladığı söylenebilir. Bu yasa ile yabancı sermayenin faaliyette bulunabileceği alanlarda ilgili kısıtlamalar kaldırılmış ve yabancı sermaye işletmelerinin yerli özel girişimcilere açık olan tüm alanlarda faaliyette bulunabileceği kabul edilmiştir. Bir başka kanun 1954’te çıkartılan 6326 sayılı petrol kanunudur. Söz konusu kanun ile

97 Rıdvan Karluk, Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları, Türkiye Ekonomisi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yay., 1999, s. 223.

Türkiye’deki petrol alanlarının özel girişim eliyle ve yatırımları ile daha çabuk, etkili ve kesintisiz işletmesi amaçlanmıştır.99

Türkiye’de 1980 yılından sonra görülen yabancı sermaye girişlerinin artışında temel faktör 24 Ocak 1980 tarihinde alınan ekonomik istikrar kararlarıyla Türkiye’nin dışa açık bir politika izlemeye başlaması, ülkede politik ve ekonomik istikrarın yeniden sağlanması ile yabancı sermayeye uygulanan politikaların güven vermesidir. Türkiye 24 Ocak 1980 ekonomik istikrar kararları ile ithal ikamesi sanayileşme stratejisini terk edince yabancı sabit sermaye yatırımlarının ülkeye çekilmesi yeniden gündeme gelmiştir.100

1980’lerden sonra Türkiye’nin sosyal ve ekonomik yapısındaki hızlı gelişmelerin de yabancı sermaye üzerine olumlu etkiler yaptığı inkar edilemez. Faiz oranlarının serbest bırakılması, para ve sermaye piyasalarının örgütlenmesi, sermaye hareketlerindeki libarilazasyon ve bankacılık sektöründeki reformlar, bu dönemde yabancı sermaye için gerekli ortamı hazırlamaya yardımcı olan önemli tasarruflardır. Devlet müdahalesi en aza indirilmeye çalışılmış, serbest piyasa ekonomisi kurulmuş, Türk ekonomisini dünya ekonomi ile entegre etme yoluna gidilmiş ve Türk Lirası konvertibl hale getirilmiştir. Türkiye ikili ve çok taraflı anlaşmalara girmek suretiyle yabancı sermaye için daha güvenilir bir ortam yaratmaya çalışmıştır.101