• Sonuç bulunamadı

1.2. YAŞAM KALİTESİ

1.2.1. Yaşam Kalitesi

1.2.1.6. Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

İnsanın yaşam kalitesi birtakım ölçekler kullanılarak değerlendirilir ve puanlanır.

Ölçekler de (Pektekin, 1994);

 Bedensel, sosyal ve emosyonel (duyusal) işlev,  Bedensel rol işlevi,

 Zihinsel ve ruhsal sağlık hali,  Güçlü/güçsüz, ağrılı olma,

Yaşam kalitesinin boyutları (akt.: Perim, 2007: 21-27):

 İktisadi Göstergelerle Yaşam Kalitesi: Tarihsel yönden yaşam kalitesi refah ve kalkınma gibi iktisadi kavramlardan sonra kullanılmaya başlandığı ve iktisadi refahın gelişmiş bir hali olarak ekonomistler tarafından değerlendirilmektedir. Yaşam kalitesinin iktisadi faktörleri, kişi başına düşen milli gelir ve GSMH (gayri safi milli hasıla), ailenin sahip olduğu servet, ailede çalışma hayatında olan kişi sayısı, istihdam edilebilme imkanları, mevcut dayanıklı tüketim malları, besin tüketimi gibi değişkenlerdir. Ekonomistlerce yapılan araştırmalarda kalite, hizmet kalitesi ve toplam kalite kavramları, yaşam kalitesi kavramlardır.

 Sosyal Göstergelerle Yaşam Kalitesi: Sosyal yükselme düşüncesi yaşam kalitesi ile paralellik göstermektedir. Bloom (1978)’a göre sosyal göstergeler şu şekilde ifade edilmiştir: Sağlık, sosyal refah, eğitim, kamu güvenliğidir. Sosyal göstergelerin ele alındığı yaşam kalitesi ile ilgili araştırmalarda problem, toplumsal alanda görülmektedir.

 Psikolojik Göstergelerle Yaşam Kalitesi: Sosyal psikologlara göre yaşam kalitesi bir değer olarak vurgulanmakta ve mutluluk olarak savunulan bir kavramıdır. Psikolojik göstergelerle yaşam kalitesi çalışmalarında, kişinin kalite ve doyuma ilişkin öznel algıları, olayları değerlendirişi ve olaylara olan ithaf ettiği kaynaklar olduğu görülmektedir. Psikolojik göstergelerin incelenmesinde, insanlarda uygulama esnasında gösterdiği tepkileri gösterme eğilimlerinde kısıtlamalar olup nesnel koşullarla benzerlik olabilmektedir.  Ekolojik Perspektiften Yaşam Kalitesi: Ekolojik alanda yaşam kalitesi

birey – çevre etkileşimi içerisinde ele alınmaktadır. Bu konuda ana varsayım, insanın çevreyi, çevrenin de insanı farklılaştırdığıdır. Sontag, Evers, Eicher ve Bubolz (1980) , üç kapsamdan oluşan kavramsal yapı önermiştir. Çevre ve birey olarak iki değişik unsurlarda yaşam kalitesini ele almışlardır. İnsanların yaşam kalitesinin yüksekliği, kendisine oluşturmuş olduğu yaşam çevresine

ait tatmin düzeyinin yüksek olmasını belirler. Yaşam kalitesi, insan ve çevrenin birbiriyle uyumudur.

 Sağlık Açısından Yaşam Kalitesi: Yaşam kalitesi, iyi olma durumu olarak ifade edilebilir. Sağlık açısından yaşam kalitesi kavramı ifade edilir ise kbireyin sağlık durumunu belirtir. Sağlıklı olma durumu ve işlevsellik, sağlığa bağlı yaşam kalitesinin boyutları içerisindedir. Sağlığa bağlı yaşam kalitesinde 1970’li senelerin başında, sanayisi gelişmiş ülkelerde bu tip göstergelere gereksinim duyulması ve bu göstergelerin geliştirilmesinde olanakları sunan, tıp ve sosyal disiplinlerdeki uzun zamanlı bilimsel gelişmelerdir. Sağlığa bağlı yaşam kalitesi bir fiziksel, duygusal ve sosyal öğelerden oluşan çok boyutlu bir kavramdır (Revicki, 1989).

Toplumsal zihin sağlığı merkezleri tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda yaşam kalitesi iki yönden değerlendirilmektedir. Öncelikle servis hizmetlerini ve kişilerin psikolojik gelişimlerini test ederek kendi planlarını değerlendirmektir. Daha sonra yüksek düzeyde yaşam kalitesi ölçümlerini toplumda desteklemek ve yaymak; Düşük kalitede olan alanların büyümesini engellemek gerekmektedir. 1998 Population Report’a göre, kalitenin anlamı, “en yüksek sağlık yardımını, en az sağlık riskiyle, en fazla sayda insana sunmak” olarak tanımlanmaktadır (Oktile, 2004).

Yaşam kalitesi; kültür ve değer kapsamında, beklentileri, gayeleri, ilgileri ve standartları ile alakalı hayattaki konumunu algılaması olarak ifade edilir. Bireyin fiziksel sağlığı, inançları, psikolojik durumu, çevresi ve sosyal ilişkileri ile bağlantısından etkilenen kavramdır. Bu durum yaşam kalitesinin kültürel, çevresel ve sosyal kavramlarla ilişkili subjektif bir değerlendirmedir (Başaran, Güzel ve Sarpel, 2005: 55).

Devlet adamları genellikle, sağlık hizmetleri kararlarını toplumsal konuma göre vermektedir. Siyasetçiler, toplumsal faydaya göre, tedavinin nasıl sonuçlanacağı ile ilgilenirler. Sigorta şirketleri de yaşam kalitesini kişisel fayda bakımından değerlendirirler, fakat hastanın ne vakit hayata döneceği ile alakalıdırlar. Onlara göre yaşam demek, sigorta primlerini ödemek olarak düşünülmektedir.

Toplum için ise; yaşam kalitesi daha uzun yaşama ile birlikte iyi yaşamak olarak nitelendirilmektedir. Bilhassa iktisadi zorlukların olduğu Türkiye’de yaşayan insanlar için daha çok kazanç daha iyi yaşamla eşdeğer olarak tanımlanmaktadır (Acaray, 2003).

Sağlık açısından yaşam kalitesi sağlığı geliştirme olarak ifade edilmektedir. Kişilerim sigarayı bırakma, daha iyi beslenme egzersiz, gibi iyi olma halini yükseltmesine yönelik yapılan değişiklikler, kişinin yaşam kalitesini yükselterek, sağlıklı olma durumunu uzatabilir (Acaray, 2003). Sağlıkla alakalı yaşam kalitesi, sağlıkla ilgili tüm faaliyetleri gerçekleştirmedeki becerilerini ve fiziksel, sosyal ve mental ortamı ifade eder. Sağlık anlamında yaşam kalitesi kriterleri, sağlık programları, ekonomik değerlendirme ve tedavinin etkinliğine ilişkin araştırmalarda sıkça kullanılmaktadır (Avcı ve Pala, 2004).

Sağlık ve hastalık, vücudun sistemi, kişi ve sosyal yaşam alanında ele alınmaktadır. 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nce üç alandaki kısıtlamalar veya eksiklikler Uluslararası Yetersizlik, Özürlülük ve Engellilik Sınıflaması şeklinde yayınlanmıştır. Uluslararası yetersizlik vücudun sistemini, özürlülük kişi alanını, engellilik ise sosyal yaşam alanını yansıtmaktadır. Böyle bir eşleştirmede nedensel görüş söz konusudur (Başaran, Güzel ve Sarper, 2005: 56).

Genel olarak bakıldığında; yaşam kalitesi, yaşam memnuniyeti ve mutululuğu kısacası insanın hayat algısını yansıtan çok yönlü bir değerdir (Koçak, Özkan, 2009: 47).