• Sonuç bulunamadı

Genel olarak İş Yaşam Kalitesi (İYK) kavramı, çalışanın tüm yaşam alanıyla bütünleşmesine yol açacak tarzda, iş ortamında fiziki ve psikolojik olarak iyi oluş halidir. Çalışanın iş yaşam kalitesi, hem işde hem de işin dışında pek çok öğeye bağlıdır. İş yaşamı kalitesinin, değişik ele alışlara rağmen ana kavramsal kategorileri şöyle sıralanabilmektedir (Bilgin, 1995; Walton, 1972; Beach, 1980; Cummings ve Worley, 1997; Akt: Erdem, 2010):

- Toplam yaşam alanı; iş yaşamını etkileyen ve ondan etkilenin alan olan aile ve toplumsal çevre dikkate alınmıştır.

- Sağlıklı ve güvenli çalışma şartları; örgütün fiziki koşulları, iş yeri güvenliği, okulun yapısı, renkleri, sınıf büyüklükleri, okulun temizliği, okulun ısınması, okulun aydınlatılması gibi durumlar olarak ele alınmıştır.

- Çalışan kapasitesinin geliştirilmesi; yükselme, kabiliyetlerin değerlendirilmesi, işle alakalı yenilikleri takip edebilme, kendini geliştirebilme olanaklarını, yöneticilerden katkı ve yardım alınması olarak ele alınmıştır.

- Sosyal sorumluluk; örgütün çevreye karşı duyarlılığı, paydaşlara hesap verebilirliği, çevreye yönelik kültürel ve sanatsal etkinlikler olarak ele alınmıştır.

- Sosyal bütünleşme kavramı; örgüttekilerin aralarındaki işbirliği, aidiyet duygusu güven olarak ele alınmıştır.

- Adil ve uygun karşılık, alınacak ücretin emeğin karşılığında olması, emeklilik, sağlık ve özlük hakların yeterli olması olarak ele alınmıştır.

Genel olarak iş yaşam kalitesi; çalışanın görünürdeki fiziki ve zihinsel zindelik durumu ile iş hayatında elde etmiş olduğu iş tatmini ve motivasyon seviyesidir. İş yaşam kalitesi; iş yaşam çevresinde çalışan tarafından tercih edilen veya tercih edilmeyen unsurların değerlendirilmesi ile belirlenen motivasyon ve morallerini çalışanların verimlilik ve etkinliklerini destekleyen çalışma ortamıdır. İş çevresi gerek çalışanlar ve gerekse örgüt açısından pozitif öğeleri içermelidir. İş yaşam kalitesini etkileyen esas öğeler olarak; kararlara katılma olanakları, açık iletişim kanalları, iş güvenliği ve kariyer olanaklarının uygun olması, uygulanabilir ve adil ödül sistemi, moral ve motivasyon tedbirlerinin uygun ve yeterli bir şekilde uygulanması, çalışanlara kendi kabiliyetlerini ve yaratıcılıklarını gösterme imkanı tanınması, esas gereksinimlerini yeterli seviyede karşılayan çalışana kendini ispatlama, toplumsal ve sosyal gereksinimlerini karşılama imkanlarının yaratılması gibi, çalışanların iş tatmini ve motivasyonunu etkileyen etkenler söylenebilir (Newstrom, 1997; Akt: Çiçek, 2005).

Bir kimse elinden geldiği kadar çabalar ve istediği sonucu alamazsa kendince başarısız olur. Başarısızlık, yapmak istediğimiz, ama yapamadığımız şeyler için kullanılır. Önündeki işe bir türlü başlayamayan çalışan, zaman geçtikçe, o işe karşı negatif fikir geliştirecektir. Yapmamak kendi kabullerimize aittir. Bir başlasak ve çabalasak başarabilme ihtimalimiz vardır. Bir işe başlayamamak, kendi beynimizde kesinleşmiş bir fikirden gelir. Yaşamımızı değiştirecek ve daha anlamlı kılacak birçok erdemli işe girişmeyiz; çünkü onunla alakalı içimizde bir istek duymayız. Başarmamız durumunda ne gibi güzelliklere kavuşacağımızı düşündüğümüzde sürekli hoşumuza giden işlerin arkasından koşarız. İstemediğimiz bir işe karşı ise sürekli olumsuz tutum sergileriz. Böylelikle iş yaşam kalitemizi kötü bir noktaya getiririz. İçimizdeki bu soğukluğu alacak, o işe başlamamızı sağlayacak bir güce ihtiyacımız vardır. Bizi bir türlü yaşamın iyilikleri, nimetleri ve güzellikleriyle buluşturmayan şey beynimizdeki belli bir noktaya saplanmışlıktır. Sabahleyin yatakta bir müddet daha

kalmak bize daha cazip görünebilir. Çalışan geçmişe yönelik birtakım hesaplar yapmalı buna yönelik olarak geleceğini planlamalıdır. Geleceğinde mutlu bir iş yaşamı hayali kuran çalışan bu planına sadık olmalıdır. Elde edemediği güzellikler için uğraşmalı ve yaşamını yakalamalıdır (Çiçek, 2005).

Başaramadığımız veya yapamadığımız bir işin üzerinde yeniden başlama kararı almamamız ve iş yaşamında sürekli bu kararları düşünmemiz verimliliğimizi düşürecektir. Haklılık veya haksızlıklar karşısında gösterdiğimiz tepkiler kendimize duyduğumuz saygıyla ölçülecektir.

Vazgeçmiş olduğumuz birtakım değerler ile ertelediğimiz birtakım projeler gibi daha birçok farklı şeyleri yaşam süreci ve yaşam kalitesi içinde arayabiliriz. İyi bir yaşam kalitesi için birtakım ölçütler oluşturulabilir. Mesleklerde çalışanlardan beklenenler seviyesinde ölçütlere sahip olmanın faydalı olacağı denilebilir. İş yaşamında bunları çok iyi belirlemek ve bunlara yönelik hareket etmenin önemli olduğu söylenebilir.

Değerlerimizi önceden saptamalı buna yönelik olarak geleceğimizi kurmalıyız. Mutlu olmamız için mutlaka belli hedeflerimiz ve bu hedeflere ulaştıracak stratejilerimizi oluşturmalıyız. İş yaşam kalitemizi belirleyen birtakım önemli etkenler bulunur. Bunlar iş yaşamı, aile yaşamı, sosyal yaşam, eğitim yaşamı, sağlık, çocuk vb. Özellikle iş yaşamımız içinde birçok etken bulunur. Bunlar işimizin getirdiği beceri ve bilgiler, iş yaşam yükü, yapmak zorunda olduğumuz görevler ve zorunluluklar gibi (Erat ve diğerleri, 2011).

Yaşamın akışı içinde karşılaşılan pekçok problem ve güzel şeyler olabilir. Bunlarda devamlı ve geçici problemlerde vardır. Çoğunlukla aile halkı içerisindeki problemler ve iş yaşamı içinde olan problemlerin kimileri kalıcıdır. Bu problemler iş yaşam kalitemizi etkilenmekte ve düşürmektedir. Ayrıca iş yaşamına bağlantılı olarak birtakım kişisel ve ailesel hatta sosyal içerikli problemler de yaşayabiliriz. Bunların başında aşırı iş yükü ve çalışma süresi sosyal yaşamdan kopmamıza ve mutsuzluğumuza neden olur. İş yaşam kalitemizi artırmak için değerlerimiz, sürdürülebilir insani standartlarımız, çocuklarımız, eşimiz, ailemiz, akrabalarımız ve çevremiz gibi etkenleri göz önüne alarak yaşama daha sıkı tutunabiliriz. Her insanda iş yaşamı içindeki zorluklar başta gelir. İyi bir psikolojik yapıya sahip çalışan daha sağlıklı düşünür ve daha sağlıklı hareket eder. Sağlıklı ruha ve sağlıklı bedene sahip çalışan önce kendisine sonra ise çevresine enerji ve pozitif güç sağlar. İş yaşam kalitemizi yükseltmek veya iş yaşam kalitesini düşürmek yine çalışanın kendi

elindedir. Çünkü birtakım durumlarda istediğimizin dışında yapmak zorunda olduğumuz sorumluluklarımız vardır. Bunlardan bazen ödün vermemiz imkânsız duruma gelebilir. Böyle durumda çözüm önerileri bulmalı ve zorlukların üstesinden gelmeliyiz. Bu durum bizim iş yaşam kalitemiz üzerinde pozitif etkiler doğuracak ve daha fazla yaşama tutunmamıza katkı sağlayacaktır. İş yaşam kalitemizin problemli olması bizi her türlü etkilediği gibi en önemlisi iş performansımız üzerinde çok ciddi aksaklıklar meydana getirir (Erat ve diğerleri, 2011).