• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM

5.1.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar

Araştırmada öğretmenlerin iş yaşam kalitesine ilişkin iş ile ilgili stres yaşamama, ücret ve ek getiriler, yönetici desteği, iş yerinde sorumluluk ve görev alma iş doyumu, teşvik etme derecesi ve becerilerin kullanımı boyutlarında algıları “orta” düzeyde iş arkadaşlarıyla ilişkiler boyutunda ise “yüksek” düzeyde algıladıkları saptanmıştır. İş yaşam kalitesi ölçeğinden alınan toplam puanın aritmetik ortalaması, meslek lisesi öğretmenlerinin iş yaşam kalitesine ilişkin genel algılarının (Χ=3,2019)

“orta” düzeyinde olduğu gözükmektedir. Kösterelioğlu (2011) yaptığı araştırmada da elde ettiği sonuç orta düzeyde çıkmıştır. Bu bulguyla paralellik göstermektedir. Bu durum meslek lisesi öğretmenlerinin iş yaşam kalitesine ilişkin algılarının ne olumlu ne de olumsuz olduğuna ilişkin fikir sahibi olmadıkları şeklinde yorumlanabilir. Alt boyutlara göre tek tek bakıldığında öğretmenlerin iş yaşam kalitesi ölçeğinin iş ile ilgili stres yaşamama boyutuna yönelik algılarının olumsuz olduğu, iş arkadaşlarıyla ilişkiler boyutunda ise algılarının olumlu olduğu söylenebilir.

Öğretmenlerin iletişim boyutuna ilişkin algılarının (Χ=3,3887) “orta” düzeyde

olduğu görülmektedir. Buna göre öğretmenlerin iş ortamlarındaki iletişim ile ilgili olumlu bir algıya sahip oldukları söylenebilir. Meslek liselerinde öğretmenleri en çok etkileyen kendi aralarındaki iletişim ve yönetici – öğretmen arasındaki iletişimdir. Bazı araştırmalarda (Aydoğan ve Kaşkaya, 2010; Kösterelioğlu ve Argon, 2010; Şahin, 2010; Fidan ve Küçükali, 2014) eğitim örgütlerinde iletişim sürecinin diğer süreçlerin yanında ihmal edilemeyeceği ve özellikle yönetici öğretmen arasında kurulan nitelikli iletişiminin eğitim öğretimde verimliliği ve kaliteyi artırdığı sonucu ortaya çıkmıştır. Buna karşın çalışmalarda elde edilen ortak sonuçlardan bir diğeri de öğretmenler arasında iletişiminin istenilen düzeyde olmadığıdır. Bu sonuç araştırmada elde edilen sonuçla paralellik göstermektedir. Öğretmenler arasındaki iletişim ile ilgili olarak Tulunay (2010) çalışmasında öğretmenler arasındaki iletişim düzeyini düşük olarak bulmuştur. Araştırma sonuçları bu durum ile paralellik göstermemektedir.

Meslek lisesi öğretmenlerinin yönetici desteği boyutuna ilişkin algılarının (Χ=3,1823) “orta” düzeyde olduğu görülmektedir. Bu durum meslek lisesi

öğretmenlerinin okullarında yöneticilerinden aldıkları desteği az düzeyde olumlu olarak algıladıklarını göstermektedir. Özdemir (2010), ile Köse ve Gönüllüoğlu (2010)’in yaptıkları araştırmada elde ettikleri sonuçlar bu bulguyla paralellik göstermektedir.

Meslek lisesi öğretmenlerinin ücret ve ek getiriler boyutuna ilişkin algılarının (Χ = 2,8749) “orta” düzeydedir. Buna göre öğretmenlerin ücret ve ek getiriler

boyutunda olumsuz bir algıya sahip oldukları söylenebilir. Bu bulguyla paralellik gösteren araştırmalarda öğretmenler aldıkları ücretin adil olmadığını belirtmişler. Öğretmenler, yaşadıkları ekonomik sıkıntılar nedeniyle kendilerini işlerine verememektedirler. Öğretmenlerin işlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için başta ekonomik sorunların öğretmenlik mesleğinin değerine yakışır bir ücret belirlenmesi önerilmiştir. Genel olarak ücretlerle ilgili yapılan çalışmalar, meslek lisesi öğretmenlerinin ücretlerini yeterli bulmadıklarını göstermektedir (Erdem, 2008; Üstüner, 1999; Şahan, 2003; Eren, 2001; Sağlam ve Sağlam, 2005).

İş doyumu, teşvik etme derecesi, becerilerin kullanımı boyutundan meslek lisesi öğretmenlerinin aldıkları puan (Χ = 3,3132) olup “orta” düzeydedir. Bu durum

öğretmenlerin iş doyumu, teşvik etme derecesi, becerilerin kullanımı konusunda olumlu algıya sahip oldukları şeklinde yorumlanabilir. Araştırmada katılımcıların, iş doyumu “orta” düzeyde bulunmuştur ve bu durum, alanda yapılan bazı çalışmalarla tutarlılık göstermektedir. (Demirtaş ve Ersözlü, 2010; Ayan, Kocacık ve Karakuş, 2009). Demirtaş ve Alanoğlu (2015)’nun araştırmasında da öğretmenlerin iş doyumlarının orta düzeyde olması bu araştırmayla paralellik göstermektedir. Köklü (2012)’nün ortaöğretim kurumlarında yaptığı çalışmada ise katılımcıların iş doyumu “düşük” seviyede çıkmıştır. Kılıç ve Gümüşeli (2010) çalışmasında ise iş doyum seviyelerinin yüksek çıktığı görülmektedir. Yapılan araştırmalarda farklı sonuçların elde edilmesi, meslek lisesi öğretmenlerinin iş doyumlarının farklı okullarda ve illerde olmasından dolayı etkileyen faktörler değişkenlik gösterebilir.

İş ile ilgili stres yaşamama boyutunda meslek lisesi öğretmenlerinin aldıkları puan (Χ=2,7864) olup bu boyutla ilgili öğretmenlerin algılarının “orta” düzeyinde

olduğu söylenebilir. Bu durum öğretmenlerin iş ortamında iş ile ilgili stres düzeylerinin yüksek olduğu seklinde yorumlanabilir. Balaban (2000) araştırmasında

öğretmenlerin yoğun iş stresi yaşadıklarına ilişkin saptamalar yapmış olması çalışmanın sonuçlarını destekler niteliktedir.

Meslek lisesi öğretmenlerinin iş yerinde sorumluluk ve görev alma boyutuna ilişkin algılarının (Χ= 3,2508) “orta” düzeyindedir. Buna göre öğretmenlerin iş

yerinde sorumluluk ve görev alma boyutunu olumlu algıladıkları söylenebilir. Araştırmada ortaya çıkan bu bulgu öğretmenlerin karar alma sürecine katılım ve işiyle ilgili konularda daha etkin rol alma konusunda olumlu bir algıya sahip oldukları ve sürece daha fazla katılmak istedikleri şeklinde yorumlanabilir. Yılmaz ve Babaoğlan (2012) okulda alınan kararların katılımla alınması gerektiğini düşünmekte ve okullarda karar alma sürecine katıldıkları takdirde; alınan kararların uygulanabilirliğinin artacağını, alternatif fikirlerin üretileceğini, eğitim – öğretim ortamının daha sağlıklı işleyebileceğini ifade etmişlerdir. Buna karşın Erdem (2008)’in araştırmasında öğretmenlerin okullarında alınan karara katılım konusunda olumsuz algıya sahip olduklarını saptamıştır.

Meslek lisesi öğretmenlerinin iş arkadaşlarıyla ilişkiler boyutuna yönelik algılarının (Χ= 3,6172) “yüksek” düzeyde olduğu görülmektedir. Bu durum

öğretmenlerin iş arkadaşlarıyla ilişkileri olumlu yönde algıladıklarını gösterdiği söylenebilir. Erdem (2008) tarafından yapılan araştırmada öğretmenler birbirleriyle ilişkilerinin iyi olduğunu belirtmişler ve Çınkır ve Çetin (2010) ’in araştırma bulgularına göre, genel olarak ilköğretim ve ortaöğretim okullarında öğretmenler arasında olumlu mesleki çalışma ilişkileri olduğunu tespit etmişler çalışmanın bulgusunu desteklemektedir.