• Sonuç bulunamadı

2.2 SĐYASAL KAMPANYALARDA KULLANILACAK ARAÇLAR

2.2.3 Yüz Yüze Đletişim

Siyasal pazarlama araçlarının kullanımının temel hedefi seçmenlerle iletişime geçmek ve partiler ya da adaylar için seçmenlerin oy kullanmasını sağlamaktır. Seçmenlere yönelik gerçekleştirilen bu siyasal iletişimin temelde iki ana hedefi ‘bilgi vermek’ ve ‘ikna etmektir’. Siyasal iknanın gerçekleştirilmesi, seçmenin partiye veya

adaya oy vermesini sağlayacaktır. Kapfarer (1978) iknayı şu şekilde tanımlamaktadır: Davranışların, niyetlerin, duyguların, kanaatlerin değiştirilmesi ya da değiştirilmesine yönelik olarak ileti enformasyonundan yararlanılan psikolojik süreçtir (Anık, 2000: 35).

Bu tür iletişimde alıcı ve kaynak aynı mekândadır. Kişisel propaganda olarak da adlandırılmaktadır. Oy almak amacıyla bir veya birden fazla seçmenle karşılıklı konuşmak ve görüşmek esasına dayanır. Kapı kapı dolaşmak, parti bürolarına gelen seçmenlerle görüşmek, seçmen topluluklarına doğrudan hitabet seklinde gerçekleştirilebilir. Đletişimde kaynak durumunda bulunanların görünüş ve hitabet düzeyleri alıcı üzerinde istenen etkilerin bırakılabilmesi açısından önemlidir (Tan, 2002a: 61).

Siyasal anlamda seçmenin etkili ikna edilmesi için ise seçim dönemi ve öncesinde adayın ya da partilerin ilgili çalışlarınca sıklıkla ziyaret edilmesi ve yüz yüze iletişime geçilmesi gerekmektedir. Seçim kampanyalarında seçmenlerle iletişim kurmak için kullanılacak yöntemlerin başında yüz yüze iletişim yöntemleri gelmektedir. Yüz yüze iletişim seçmeni ikna etmenin en etkili yöntemidir. Bu yüzden seçmen ziyaretleri ve kapı kapı ziyaretler, siyasal kampanya çalışmaları açısından sürekli önemli olmaktadır. Özellikle fazla bütçesi olmayan parti ve adaylar maddi imkânsızlıklarla gerçekleştiremediği bir takım çalışmaları ve projeleri, gönüllü gruplarla ve ekiplerle gerçekleştirme olanağına sahip olmaktadırlar (Devran, 2004: 212).

Ayrıca yüz yüze iletişim tekniği ile araya başka bir aracı girmediği için daha samimi olabilmekte, geri dönüş anında ve doğrudan ortaya çıkabilmektedir (Kalender, 2000: 111).

Yüz yüze konuşmanın pedagoji ve ikna alanındaki etkinliğinin diğer araçların etkinliğinden daha fazla olduğu, sosyal bilimcilerin ve kamuoyu uzmanlarının ortak görüşlerindendir. Đletişim ne kadar bireyselleşirse etkinlik artmakta, daha az biçimsel (informal) bir ilişki ortaya çıkmakta ve konuşmayı dinleyenlerin sayısı da o kadar çoğalmaktadır. Kampanyalarda, kitle iletişim araçları ile yüz yüze temasın birbirini

tamamlayıcı şekilde kullanılmasının da, etkinliği arttırıcı bir faktör teşkil ettiği, kampanya araştırmacılarının büyük çoğunluğu tarafından açıklanmaktadır (Yüksel, 1994: 118).

Aynı ortamda karşılıklı olarak bir araya gelen politikacılar ve seçmenler bir etkileşim içine girerek birbirleriyle sıcak ilişkiler içine girmektedirler. Kişi hem iletişimin göndericisi hem de alıcısı olduğu için, bu etkileşim kaçınılmaz olmaktadır, iletişim, gerek sözlü gerekse sözel olmayan yöntemlerle gerçekleşmekte, taraflar birbirlerini, dolaylı hiçbir yöntemde yaşayamayacakları oranda gerçek anlamda tanıma fırsatını bulmaktadırlar. Politikacının doğal ortamda söylediği sözler, yüz ve göz ifadesi, ses tonu, el hareketleri, duruş tarzı ve diğer sözel ve sözel olmayan belirtiler, onun samimiyeti, dürüstlüğü ve kişiliği hakkında, seçmenlere önemli ipuçlarını vermektedir (Oktay, 2002: 218).

Özellikle seçim dönemlerinde yüz yüze iletişim yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu iletişim türünün en önemli özelliği adayların ya da aday adına gönüllülerin kapı kapı dolaşarak evlerde, sokaklarda, çarsıda, pazarda adayların veya partinin görüşlerini anlatmalarıdır. Bu dolaşma sırasında insanlarla birebir iletişim kurularak tepkileri ölçülebilmektedir. Böylece seçmen kitlelerinin istek ve beklentileri belirlenerek bu doğrultuda siyasal pazarlama karmalarının oluşturulması mümkün olmaktadır. Yüz yüze iletişim tekniği seçimlerde hemen hemen bütün partiler tarafından kullanılan bir yöntemdir. Ancak Refah Partisi’nin geliştirdiği yöntemlerle, yüz yüze iletişim ülkemizdeki seçim kampanyalarında çok etkili bir teknik olmuştur. Bu tekniğin uygulanmasıyla büyük bir basarı elde etmişler ve seçim dönemleri dışında da uygulamaya devam etmişlerdir. Son iki seçimde AKP de kampanyasını ağırlıklı olarak bu teknik üzerine kurmuş ve bu uygulama seçim sonuçlarında oldukça etkili olmuştur (Maksudoğlu, 2006: 24-25).

Politikacı, bir hedef grupla yüz yüze iletişim fırsatıyla karşılaştığı zaman, önce bu grubun kendi görüşmeyi tercih edeceği ve verimli ilişkiler kurabileceği gruplar arasında olup olmadığını araştırması gerekir. Çünkü kampanya iletişiminde, paranın olduğu kadar zamanın da kıymeti çok yüksektir. Kampanya danışmanlarının, seçmen dağılım bilgilerini ve istatistik verileri önceden araştırarak politik adayın

kullanımına sunmuş olması gerekir. Hedef grupların sayıca çok yüksek olduğu veya hedef grup dağılımının coğrafi olarak dağınık bulunduğu durumlarda, adayların tüm seçmenlerine ulaşmaları olanaksız olduğu için, ya iş bölümü yaparak seçmen gruplarını aralarında bölüşmekte, ya da onları temsil eden başka konuşmacılar / görüşmeciler göndermektedirler. Yüz yüze görüşmelerin en yaygın iki türü, kahve toplantıları ve kapı kapı oy toplama yöntemleridir (Trent, 1983:294).

Kapı kapı oy toplama yöntemi (canvassing) ise, bir diğer yüz yüze iletişim biçimi olup, adaylara, diğer yöntemlerin sağlayamayacağı ek yararlar sağlayabilmektedir. Genellikle gönüllüler ve adayları temsil eden kişiler tarafından yapılan bu çalışmalar, seçmenlere adaylar hakkında bilgi sağlama amacını taşımaktadır. Kapıdan kapıya dolaşan temsilciler ve gönüllüler, broşür, kitapçık, afiş, rozet gibi iletişim malzemelerini de dağıtmaktadır. Bu dolaşmalar, aynı zamanda, seçmen tercihlerinin belirlenmesine de hizmet etmektedir (Uztuğ, 1999: 110).

Siyasi partilerin seçimlere olan katılımı arttırmak amacıyla kullandığı temel teknik, literatürde ‘Get Out The Vote’ ve kısaltılmış hali ‘GOTV’ diye bilinen oy katılımını arttırma çabalarından birisi ‘canvassing’dir (Kalender, 2007: 144).

Adayların veya gönüllülerin kapı kapı gezmesinin amacı, mevcut oyları muhafaza etmek olabileceği gibi kararsızların veya rakip adaya oy verme eğiliminde olan seçmenlerin oylarını almak da olabilir. Adaylar bu amaçları doğrultusunda seçmenlere bilgi vermelidir (Devran, 2004: 216).

Canvassing, özel görevlilerin aday adına kapı kapı dolaşarak temsil ettikleri kişinin veya partinin programını anlatmalarıdır. Başarılı bir canvassing yapılabilmesi için seçim karargâhlarında bulunan seçmen listelerinden adresler belirlenip, görevlilerin gönderilmesi gerekmektedir. Adayların tanıtımının yapılacağı seçmen listeleri mevcut değilse, telefon rehberleri veya elektrik ya da su abone listeleri bu konuda yardım sağlayabilecektir (Kalender, 2000: 112).