• Sonuç bulunamadı

2. Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular ve Yorum

2.1. YÜKSEK KÖY ENSTĠTÜSÜ

2.1.1. Yüksek Köy Enstitüsünde Güzel Sanatlar Kolu

Yüksek Köy Enstitüsü‟nün Güzel Sanatlar Kolu, enstitülerin bu konulardaki gereksinimlerini, karĢılamak için kurulmuĢtur. Bu sayede, kendi öğretmen kadrosunu yetiĢtirirken, köy enstitülerinde alanlarında sivrilen öğrencilere yüksek öğrenim yollarını açarak, onların alanlarında uzmanlaĢmalarını sağlamayı da amaçlamıĢtır.

Güzel sanatlar alanında köy enstitülerinin baĢarı gösterebilmeleri için olanakları sınırlı ve bu alandaki öğretmenlerin sayısı da azdır. Fakat, Yüksek Köy Enstitüsü‟nün güzel sanatlar alanında göstermiĢ olduğu baĢarı dikkat çekmektedir. Bu alanda ders veren uzman, sanatçı hocaların katkıları çok önemlidir.

Yüksek Köy Enstitüsü öğrencisi Talip Apaydın o yılları Ģöyle anlatır: Hasanoğlan‟da açılan Yüksek Köy Enstitüsü Güzel Sanatlar Bölümü‟ne, her enstitüden mezun olan ve sanat dallarından birinde yetenekli bulunan öğrenciler alınmıĢlardı. Konservatuvar‟dan, Gazi Eğitim‟den, Devlet Tiyatrosu‟ndan yetkin öğretmenler, haftada bir iki gün gelip Hasanoğlan‟da ders verdiler. Haftanın belli günlerinde öğrenciler Ankara‟ya giderek uygulamalı derslere katıldılar. Her alanda olduğu gibi sanat eğitiminde de üstün baĢarılara ulaĢıldı. Sanatın her dalında, en yetkin hocaların emeği ile gerçekten nitelikli bir eğitim verilmekteydi ve köy enstitülerinde çalıĢacak sanat öğretmenleri yetiĢtirilmekteydi. Kendi yöneticilerini ve öğretmenlerini Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü‟nde yetiĢtirecek, enstitülere gönderecek ve asıl o zaman çalıĢmaya baĢlanacaktı (Apaydın, 1997, s.94).

Sanat eğitimcisinin azlığı ve olanakların kısıtlı oluĢu göz önüne alındığında enstitülerde sanat eğitiminin zorluğu anlaĢılmaktadır. Yüksek Köy Enstitüsü Güzel

Sanatlar Bölümü‟nü bitiren öğrenciler; sanat eğitimcisi olarak, diğer enstitülere atandıklarında sanat eğitiminin nasıl bir biçim alacağı hayal edilebilir. ĠĢte o zaman her alanda daha verimli bir çalıĢma yapılarak, sonuç alınabilecektir.

Ġsmail Hakkı Tonguç “Canlandırılacak Köy” isimli eserinde Yüksek Köy Enstitüsü‟nün gelecek yıllarda diğer enstitülerle el ele vererek yapması gereken iĢleri 20 maddede özetler. Bunlardan güzel sanatlarla ilgili olanlar Ģunlardır.

- Köy çocuklarının güzel sanatlar bakımından eğitilmelerini sağlayıcı yollar üzerinde araĢtırmalar. (Köye güzel yazı, edebi eser, resin, heykel, temsil, müzik ve milli dansı sokmanın, yaymanın yolları)

- Köylülere ve köy çocuklarına serbest okuma alıĢkanlığının kazandırılmasını sağlayacak tedbirlerin araĢtırılması. (Çocuk okuma odaları, kitaplıklar, masal ve hikaye okuyup anlatanlar)

- Köy çocuklarını sinemadan yararlandırmanın yolları üzerinde araĢtırmalar. -Köy çocuklarına özgü müzeler, gezici sergiler meselesi üzerinde araĢtırmalar.

- 15.10.1946 tarihine kadar Yüksek Köy Enstitüsü‟nden mezun olup diploma alanların sayısı 104‟tür. Bunlardan 24 öğrenci güzel sanatlar kolundan mezun olmuĢtur (Tonguç Ġ.H., 1998, ss.540-541).

Görüldüğü gibi Ġ.H. Tonguç, Yüksek Köy Enstitüsü‟nün yardımlarıyla köyü ve köylüyü sinemayla, kütüphaneyle, resimle, heykelle, müzikle, tiyatroyla tanıĢtırmayı amaçlamaktadır. Köyün ekonomik kalkınmasının yanında bütüncül bir geliĢimin gerçekleĢmesi için sanatsal ve kültürel geliĢimine destek vermeyi önemsemektedir. Tüm bunların sonucunda çağdaĢ, bilinçli, bilgili, sanatı yaĢamına alan, soran, araĢtıran, üreten, yeniliğe açık, hak ettiği değere kavuĢturulan bir kırsal kesim hedeflenmektedir.

Ladik Akpınar Köy Enstitüsü öğrencisi olan Hamza Ġnanç, Hasanoğlan Köy Enstitüsü‟nde tiyatronun yanında müzik binası olarak inĢa edilecek olan ve önceden Kepirtepe Köy Enstitüsü ekibi tarafından yarısı yapılan inĢaatın örme, sıvama, tavan

betonu ve çatı iĢini yapıp tamamlamak için bir ekibin içinde, ekip baĢı Kemal Öğretmen‟le imece usulü yardıma gittiklerinde gördüklerini anlatır.

Trenden inip enstitü yoluna girdiklerinde onları kocaman “Ekin Eken Adam” heykeli tüm görkemiyle karĢılar. ĠĢe baĢlamadan önce Hasanoğlan Köy Enstitüsü‟nü tanıma gezisi yapılır. Geziye, geceyi geçirdikleri yatakhane binasından ayrılarak baĢlanır. Rehber öğrenci eĢliğinde, Türk büyüklerinin heykellerinin olduğu caddeyi sonuna kadar gittiklerini anlatır. Fidanlığın arkasından görünen köy evi gibi bina öğrenci lokalidir. Ġki yanı güllük taĢ döĢenmiĢ bir yolla gidiliyor lokale. Köy evine bakarak planlanmıĢ. Bina, girilen yerden tek katlı gibi görünse de bodrum katıda var. Ġki duvara dayanmıĢ divan, orta alanda küçük masalar ve etrafında oturak tipi Ģeyler konmuĢ. Duvarlarda eĢeğe binmiĢ kadınlar, ayakta duran kadınlar olarak kompoze edilmiĢ Eren Eyüboğlu imzalı kocaman resimler. Resimlerde geriden gördüklerini yanına gidip baktığında seçilmiyor, yakından görülen lap lap sürülmüĢ boyalar algılanıyor. Hamza Ġnanç, bu resimleri pek anladım diyemem ama oradan çıkınca aklıma takılan Ģey onlar oldu demektedir. Rehberin açıklamasıyla boĢ zamanlarda; çay içip gazete okuyabileceğimiz, aĢağı katında pinpon, dama veya satranç oynayabileceğimizi öğreniyoruz. Daha sonra öğretmen evlerini ve sınıf binalarını geçip yüksek kulenin olduğu meydana geldik. Hasanoğlan Köy Enstitüsü‟nün Ģeref kapısı yok. Enstitünün sembolü olarak çok yüksek bir kule, bayrak direği görevi görürken, aynı zamanda ucuna tutturulmuĢ kocaman köy enstitüleri rozeti ile de enstitülerin sembolünü taĢıyor. Rehber öğrenci tanıtımına Ģöyle devam eder: „Bu kule hepimizi temsil ediyor. Arkamızdaki iki katlı büyük bina Yüksek Köy Enstitüsü merkez binası. ġu gördüğünüz heykeller Eski Yunan Çağı‟na ait, milattan önceki yüzyıllarda yapılmıĢ. Bunlar birer kopyalar, asılları Ġstanbul Arkeoloji Müzesi‟nde. Bakınız, ileride gözüken yer, açık hava tiyatrosu. Bu da antik çağdan esinlenerek yapıldı. Onun giriĢ önündeki alanda da, baĢı kolları olmayan Zafer Tanrıçası‟nın heykeli dikilmiĢ. Buranın içinde daire Ģeklinde, ard arda yükselen merdiven biçiminde oturacak yüksek yerler var.‟

Hamza Ġnanç bir akĢam serbest saatinde Yüksek Köy Enstitüsü binasına girer. Burada giriĢin solunda büyükçe bir yerde düzenleme yapılmıĢ yine öğrenci lokalinde

de dikkatini çeken ve ilgiyle izlediği buradakilerin renklerinin biraz daha parlak ve figürlerin daha ayrıntısız iĢlendiği Bedri Rahmi Eyüboğlu‟nun resimleriyle karĢılaĢır. Onlara baktıktan sonra geri döner (Ġnanç, 2005, ss. 83-84,88).

Hamza Ġnanç‟ın ilk resim sanatıyla, heykelle karĢılaĢması ve onun üzerindeki anlaĢılması zor ama olumlu etkileniĢine tanık olmaktayız. Hasanoğlan Köy Enstitüsü‟nün ve yüksek bölümün bir öğrenci gözüyle değerlendirilmesinden çıkan sonuç; bir bütün olarak gördüklerinden, estetik ve güzellikle ilgili etkilenmelerdir. Açık hava tiyatrosunun, inĢaat halinde olan müzik binası, köy evi Ģeklinde özenle tasarlanmıĢ ve donatılmıĢ olan öğrenci lokali, kendi sanatsal iĢlevlerinin yanında sanat eserleriyle resimle, heykelle düzenlenerek görsel estetik yönü de düĢünülüp zenginleĢtirilmiĢtir. Sanat eserlerinin mekanlarda özenle oluĢturulmuĢ görsel donanımıyla, kiĢileri etkisi altına alması ve estetik ilgi uyandırması kaçınılmaz bir sonuçtur kuĢkusuz. Estetiğin yaĢayan güzelliğe dönüĢtürülmesi, öğrenmenin çevresel faktörlerini göz ardı etmeden insan yaĢamına girmesi demektir ki bu çok önemli bir kazanımdır.