• Sonuç bulunamadı

1. Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum

1.1. KÖY ENSTİTÜLERİNDE EĞİTİM

1.1.3. Köy Enstitüleri Eğitiminde Demokrasi

Köy enstitüleri (kız-erkek) karma eğitimiyle, iĢe ve üretime dayalı bilimsel eğitim öğretimiyle, çağdaĢ eğitim kurumu olarak güzel bir model oluĢturmaktadır. Aynı zamanda öğrencilerin eğitim ve öğretimde yönetime katılmaları demokratikleĢmenin gerçek bir örneğidir.

Köy enstitülerinde her hafta durum değerlendirme toplantısı yapılır, bu toplantıya öğretmenler, öğrenciler ve yöneticiler katılırdı. Toplantılarda yapılan iĢler, eksiklikler, yanlıĢlıklar konuĢulup açıkça tartıĢılabilir, herkes bu konularda düĢüncelerini özgürce dile getirebilirdi. EleĢtirilerin yapıldığı bu toplantılarda enstitü müdürü toplantıyı yönetebilir ya da toplantıyı yönetmek üzere bir kiĢi seçilirdi bu kiĢi bir öğrenci de olabilirdi.

Fay Kırby‟nin anlatımıyla Çifteler Köy Enstitüsü‟ndeki örnek Ģöyledir. Geleneğe göre her hafta bir toplantı yapılır ve geçmiĢ haftaların hesabı verilirdi. Bu toplantılar müdürün yerine geçen bir öğrencinin baĢkanlığında yapılırdı. Toplantıların birinde harita odasına ve öğretim araçlarının dersliklere dağıtımına bakan bir öğrenci; görevini istendiği gibi yapmamıĢ olduğunu kabul etmiĢ, yerine gelecek olanın daha baĢarılı olmasını dilemiĢ ve bunun harita odasını kullanacak olanların elbirliği ile baĢarılabileceğini belirtmiĢtir. Ama ne yazık ki tarih öğretmeni, haritaları harita odasına göndermekte sürekli özensiz davranmaktadır. Bu öğretmen Çifteler‟de bulunan az sayıdaki üniversite çıkıĢlılardan biridir. EleĢtirmek için söz

alan öğrenci; gelecekte öğretmen olacak arkadaĢlarına, böyle bir davranıĢta bulunan kiĢinin, baĢkalarını kendilerinin görevi olmayan iĢleri yapmak zorunda bıraktığını, harita odasından düzenli olarak yararlanmayı aksattığını, bu tür ders gereçlerinin yıpranmalarına yol açtığını, bunun halkın öğretim gereçleri için verdiği paranın savurganca kullanıldığı anlamına geldiğini söylemiĢtir. Öğrencinin sözlerinde kendini haklı çıkarma ve kiĢisel bir eleĢtiri yapma havası yoktu. Bu konuĢmaya karĢı sözü geçen öğretmen zorunlu olmadığı halde, bu konuyu açtığı için öğrenciye teĢekkür etmiĢtir.

Diğer ilginç bir örnek de Ģöyle anlatılmaktadır: BaĢka bir öğrenci, baĢka bir toplantıda öğretmenlerden birinin gösterdiği bir düĢüncesizliğe değinmektedir. Tarladan tek baĢına ve yorgun olarak dönerken, öğretmenlerden birinin at üzerinde, yanından geçtiğini, verdiği selamı almadığını ve bunun dıĢında, atını sürerek öğrenciyi çamur içinde de bıraktığını dile getirmiĢtir. EleĢtiriyi yapan öğrenci; eğer durumları tersine olsaydı, kendisinin öğrenciyi yanına almayı önermeyi bir saygı gereği sayacağını söylemiĢ ve birinci örnekte olduğu gibi, sözlerinin kiĢisel olmadığını göstererek, kiĢilerin her zaman baĢkalarının durumlarını ve hatırlarını düĢünmelerinin unutulmaması gerektiğini ifade etmiĢtir. KonuĢmada adı da söylenmemiĢ olan öğretmen kızmıĢ ve öğrenciyle kiĢisel bir tartıĢmaya girmiĢtir. Toplantıda görgü kurallarına aykırı olan bu davranıĢı bir baĢka öğrenci önlemiĢtir. Toplantıdan sonra öğretmen baĢka bir yere naklini istemiĢtir. Bu öğretmen, sonraları enstitüye yazdığı bir mektupta, yapılmıĢ bu eleĢtirinin haklı olduğunu ifade etmiĢtir (Kırby, 2000, s.203).

Yine Çifteler Köy Enstitüsü öğrencisi Süleyman ÇalıĢkan o yıllarda öğrenci baĢkanı seçiminde uygulanan eleĢtirel yaklaĢım ve demokratik tartıĢma ortamını kendi anılarında Ģöyle anlatır.

“Törenden sonra haftanın eleĢtirisi yapılacak. Öğrenci baĢkanı seçilecek. Okulumuzda iĢlerin tümüne yakını öğrenciler tarafından yapılır. Yapılan iĢleri yine öğrenciler denetler. Hafta sonunda bayrak töreninden sonra, bir haftalık iĢlerimizin eleĢtirisi yapılır. Bugün bir haftalık iĢlerimizin eleĢtirisi yapılacak. Hemen arkasından ayda bir seçilen öğrenci baĢkanının yenisi seçilecek, dedi....

Toplantı baĢkanı:

-ArkadaĢlar, bir ay önce seçtiğimiz öğrenci baĢkanının ve onun seçtiği kol baĢkanlarının çalıĢmaları hakkında söz almak isteyenler, adlarını yazdırsınlar....

Yirmiye yakın arkadaĢımızın adı yazılmıĢ. Adını ilk yazdıran arkadaĢa söz verildi. Bu arkadaĢımız:

-ArkadaĢlar, öğrenci baĢkanı arkadaĢımız genel olarak görevini iyi yapmaya çalıĢtı. Yalnız çamaĢırlıktan ıslak olarak aldığımız çamaĢırlarımızı kümelere ayrılan yerlerde kurutma olanağı bulamadık. Nedeni de yağıĢların aralıksız sürmesiydi. Kapalı çamaĢır kurutma yerleri düĢünülüyor mu? Yeni seçilecek öğrenci baĢkanının bu konuya el atmasını istiyorum, dedi.

Ġkinci kiĢi söz aldı:

-ArkadaĢlar, öğrenci baĢkanı arkadaĢımız, bir ay önce “BaĢkan seçilirsem, yemek yeri iĢini düzene koyacağım” demiĢti. “Nasıl düzene koyacaksın?” diye kendisine sorulduğunda “Yemek yeri yapısının yapımını bitireceğim” demiĢti. Yapı bitmedi. Yemeklerimizi yine dersliklerimizde yiyoruz. KiĢi bir görevi üstlenirken yapamayacaklarını yapacağım diye söylememeli....

Bir üçüncü arkadaĢ söz aldı

-Ben, öğrenci baĢkanından çok, bu haftanın nöbetçi öğretmeni olan öğretmenimiz hakkında konuĢacağım. Biliyorsunuz ekmeğimizi caddenin üstündeki fırında piĢiriyoruz. Fırından kilere ekmekler at arabasıyla götürülüyor. Ekmeklerin altında yaygı, üstünde örtü yok. Tozlandığını sanıyorum. Bu böyle olmamalıydı, önlem alınmalıydı, dedi....

Bir öğrenci nasıl olur da öğretmenini eleĢtirebilirdi? Öğretmeni eleĢtiren bu öğrenci belki de okuldan atılacaktı.... Öğrencinin kesinlikle ceza alacağını sanıyordum. Kendisine söz verildiğinde nöbetçi öğretmen:

-Bu arkadaĢımız doğru söylüyor. At arabacısına anımsatıldığı halde ekmeklerin altına temiz bir bez koymamıĢ. Asıl görev bizimdi. Bu durumu bizlere anımsatan arkadaĢımıza teĢekkür ederim. Bir daha yinelenmeyecektir, dedi....

Olayın sonucunu önce yadırgadım. Sonra kim olursa olsun, doğru söyleyenin beğenildiğini, ona önem, değer verildiğini öğrenmeye baĢladım” (ÇalıĢkan, 2001, ss.16-17- 18).

Köy enstitülerinde yapılan tüm çalıĢmalar hafta sonunda değerlendirilmiĢtir. Örneklerden de açıkça görüldüğü gibi konuĢma ve tartıĢmalarda saygı ve görgü kuralları son derece önemlidir. DüĢüncelerin açıkça, korkmadan ifade edilmesi, önerilerin akla yakın ve herkesin onaylayabileceği türden olması, bu okullarda

demokrasi bilincinin geliĢtiğini, ilerici bir ortamın oluĢtuğunu göstermektedir. Köy enstitüleri toplumu ileri götürecek yenileyecek yeni bir insan yetiĢtirmeyi amaçlıyordu. EleĢtirel düĢünce ve kendi kendini yönetme, demokrasi, günümüzde de en önemli kavramlardır. Uygulanan bu demokratik yöntemi tüm enstitüler cesaret ve özgüvenle uygulayabilmiĢler ve bu sayede öğretimde yaparak yaĢayarak, demokratikleĢme sürecine katkıda bulunmuĢlardır. Haftalık değerlendirmelere, okulda birlikte yaĢayan, görevleri ve sorumlulukları paylaĢan öğrenci öğretmen ve yöneticiler katılmıĢlardır. Sorumluluk alan öğrencilerin tümü ilgilendikleri konuları olumlu-olumsuz yönleriyle ele alıp tartıĢmıĢlardır. Öğretmenler de dahil, herkesin eleĢtirilebildiği demokratik bir ortam yaratılmıĢtır. Ġstekler, beklentiler uygun bir dille anlatılabilmekte, kimle olursa olsun tam bir tartıĢma özgürlüğü içinde toplantıların sürdürüldüğü görülmektedir. Bir öğretmen ya da yönetici de aynı Ģekilde eleĢtirilebilmektedir. Öğretmen, burada olduğu gibi; eleĢtiren haklı olduğunda eleĢtirene teĢekkür ederek, eleĢtiriyi kabullenme olgunluğu göstermesi öğrenciler üzerinde önemli bir eğitim örneği oluĢturmaktadır. Eğitim-öğretimdeki bu yaklaĢım bireyler üzerinde olumlu etkiler sağlayarak giderek enstitü ruhu, enstitü kiĢiliği geliĢtirmiĢ ve olgunlaĢtırmıĢtır. Köy enstitülerinin demokrasiyi içlerine nasıl sindirdiklerinin bir göstergesidir bu.

Bu toplantılarda öğrencinin yönetime katılması, sorumluluk alması, kendini ifade etmesi, sorgulaması, kararlarda etkin rol oynaması; son derece ileri bir demokrasi niteliği taĢıdığını gösterir. Enstitülerin her iĢine katılan öğrencinin, yönetim iĢine de katılması önemlidir, özellikle Ġ. H. Tonguç bu konuya dikkat çekmiĢtir.

Köy enstitüleri toplumu ileri götürecek yenileyecek yeni bir insan yetiĢtirmeyi amaçlamaktadır. Yeni devletin vatandaĢları çağdaĢ bilgi ve becerilerle donatılmalı, üretken olmalı, olanak eĢitliği içinde yetenek ve eğilimlerine göre mesleklerini seçebilmeli, kapalı köy ekonomisini mesleksel ayrımlaĢmayla dıĢa açabilmeli, sömürüden kurtulabilmek için haklarını bilmeli, bu hakları savunabilmek için demokratik yollardan örgütlenebilmeli, ülkenin yönetimine katılabilmeliler. Cumhuriyet ancak o zaman gerçekten kurulmuĢ olacaktı (Tonguç, 2001, s.18). Bu

beklentiler ve amaçlar eğitimle olabilirdi. Eğitim; toplumsal değiĢimi ve devrimsel geliĢmeyi hızlandıracaktır.

XX. yüzyıl eğitimi iki gerekçeye dayanmaktadır; ve bu zaman içindeki geliĢmeler karĢısında yeniden gözden geçirilmelidir. Bu gerekçelerden ilki; bireyde sosyal ve demokratik ruhu güçlendirmek, ikincisi; kiĢiliğin olumlu ruhsal ve toplumsal yöntemlerle özgür ve doğal biçimde geliĢmesini sağlamak (Bulut,1990, s.11). Köy enstitüleri bu özellikleriyle XX. yüzyıl eğitim anlayıĢının baĢarılı ve özgün örneklerindendir.