• Sonuç bulunamadı

Yüklem ÇeĢitlerine Göre Atasözleri

3. Atasözlerinde Cümle Türleri

3.2. Yüklem ÇeĢitlerine Göre Atasözleri

Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğünde ad cümlesi ve fiil cümlesini Ģu Ģekilde tanımlamaktadır: “İsim cümlesi yüklemi çekimli bir fiil değil ad veya ad soylu bir kelime olan ve cevher fiili eklerinin geniş zaman, şimdiki zaman ve geçmiş zaman çekimleri ile yargıya bağlanan cümle.” “Fiil cümlesi yüklemi çekimli fiil olan cümle.” (Korkmaz 2007: 8-92) Günay Karaağaç ise isim ve fiil cümleleri için Ģu tanımları yapmaktadır: “İsim cümlesi bir olma veya yapmanın söz konusu olmadığı, bir varlığın veya bir eylemin var oluşunun bildirildiği cümledir. Fiil cümlesi yüklemi çekimli olan bir cümledir.” (Karaağaç 2009: 183-184)

Daha önce de ifade edildiği gibi atasözlerinin büyük bir kısmı bir veya iki

yüklemden oluĢmaktadır. Mesela Sen ağa, ben ağa; bu ineği kim sağa. (2238) örneğinde

üç yüklem vardır. Bu yüklemler isim+ isim+ fiil Ģeklinde oluĢmuĢtur. Diğer bir örnek olarak Bir hatır, iki hatır, üçüncüde vur yatır. (639) atasözü isim+ isim+ fiil+ fiil Ģeklinde kurulmuĢtur. Dolayısıyla burada dört farklı yüklem vardır. Dört farklı yüklem dört farklı cümle demektir. Bu cümlelerin tek baĢına bir atasözü oluĢturmadığı âĢikârdır. Bu yüklemleri birbirine ahenkle bağlayan organik bağ, Türkçenin akıcı söz dizimidir.

Atasözleri yüklemlerine göre incelendiğinde, çoğunun tek yüklemli fiil cümlelerinden oluĢtuğu görülmektedir. Bununla beraber tek yüklemli isim cümleleri de vardır.

Atasözlerinde eksiltili yapıdaki cümlelerin sayısı da az değildir. Bu atasözlerinin

tamamlanabilmektedir. Eksiltili atasözleri kullanım kalıplarına göre atasözleri baĢlığı altında incelendiğinden (bk.1.3.9. Eksiltili Kalıbı) bu bölümde ayrıca eksiltili atasözlerine yer verilmemiĢtir.

3.2.1. Fiil Yüklemli Atasözleri

Açın kursağına çörek dayanmaz. (49)

Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar. (135) Akıllı düĢününceye kadar deli oğlunu evirir. (169) Arık öküze bıçak olmaz! (çalınmaz). (325)

Atın ölümü arpadan olsun. (400) BaĢ sallamakla kavuk eskimez. (545) Cins horoz yumurtada öter. (754)

Çocuğa iĢ buyuran, ardınca kendi gider. (803)

Değirmenden gelenden poğaça umarlar. (864)

Değirmene gelen nöbet bekler. (865)

Değirmi yurt tutmaya, değirmi göt ister. (867) Deli deli akanı, bura bura tıkarlar. (872)

Deli deliyi görünce değneğini (çomağını) saklar (gizler). (874) Deliden al uslu haberi. (875)

Deli dostun olacağına akıllı düĢmanın olsun. (876) Delikli taĢ (boncuk) yerde kalmaz. (879)

Delilsiz cennete bile girilmez. (880) Deliye geçit yoklatırlar. (882) Demiri tavında dövmeli. (887) Demir tavında dövülür. (890)

Denizdeki balığın (pazarı) pazarlığı olmaz. (896) Denize düĢen yılana (yosuna) sarılır. (897) Deniz kenarında dalga eksik olmaz. (898)

Densiz deve kuyruğu, deh! demeden sallanır. (900) El için kuyu kazan, evvela kendi düĢer. (1089) Fıs fıstığı kırıp düĢman gözü çıkarmalı. (1217) Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez. (1273)

IslanmıĢın yağmurdan korkusu (pervası) olmaz. (1494) Ġki testi çarpıĢınca biri kırılırsa biri de çatlar. (1521) Kalıp kıyafetle adam, adam olmaz. (1652)

Kalkacağın yere oturma. (1653) Kanaat gibi devlet olmaz. (1657) Kanatsız kuĢ uçmaz. (1658)

Kancık yalanmadan erkek dolanmaz. (1659)

Kapıyı kırarsan odun çok olur. (1663) Kara gün kararıp kalmaz (durmaz). (1664) Kara (kötü) haber tez duyulur. (1665)

Meramın elinden bir Ģey kurtulmaz (ne kurtulur). (2001) Osmanlı, tavĢanı araba ile avlar. (2093)

Öküz öküzün boynuzunda çamur görmezse korkmaz. (2114)

Para ile imanın kimde olduğu bilinmez. (2148)

Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olsun. (2176)

Sabanın tutağına yapıĢan el aç kalmaz. (2189)

ġimĢek çakmadan gök gürlemez. (2348)

Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar. (2355) Ulular köprü olsa basıp geçme. (2442)

Üç kuruĢluk eĢeğin beĢ paralık sıpası olur. (2458) Varını veren utanmamıĢ. (2474)

Yalancıyı kaçtığı yere kadar kovalamalı. (2510) Züğürtleyen bezirgân, eski defterleri yoklar. (2664) Ağlarsa anam ağlar, baĢkası (kalanı) yalan ağlar. (128)

Akarsuya inanma, eloğluna dayanma. (156)

AkĢam ise yat, sabah ise git. (197) Alet iĢler, el övünür. (217)

Altın ateĢte, insan mihnette belli olur. (265)

Altın yerde paslanmaz, taĢ yağmurdan ıslanmaz. (273)

Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz. (283) AĢı piĢiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur. (362) AĢk ağlatır, dert söyletir. (363)

At ölür, itlere bayram olur. (412) Bey buyurur, cellat keser. (578) Bir söyle iki dinle. (659)

3.2.2. Ġsim Yüklemli Atasözleri

Adam, ahbabından bellidir. (75) Adam (insan) eti (yükü) ağırdır. (78)

Akıllı düĢman, akılsız dosttan hayırlıdır. (168)

Ak köpeğin (itin) pamuk pazarına (pamuğa, pamukçuya) zararı vardır. (188)

AkĢamın hayrından sabahın Ģerri iyidir (yeğdir). (195) AlıĢmıĢ, kudurmuĢtan beterdir. (225)

Allah doğrunun yardımcısıdır. (234)

Almadan vermek, Allah'a mahsus (yaraĢır). (257) Ana hakkı, Tanrı hakkı. (284)

Anahtar doğruyadır. (285) Analık fenalık. (289) Ananın bahtı kızına. (295) Anayı kızdan ayıran para. (299) Ana, yürekten yana. (301)

Arık ata kuyruğu (da) yüktür. (321) Ata dostu oğla mirastır. (376) At ile avrat yiğidin bahtına. (404)

Ay görmüĢün yıldıza minneti (itibarı) yoktur. (439) Babanın (atanın) sanatı oğula mirastır. (478)

Bal ile kaymak isteyen akçesine kıymak gerek. (516) Cömertle nekesin harcı birdir. (758)

Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır. (784) Devletlinin karnı gen gerek. (943)

Gelin olmayan kızın vebali amcası oğlunun boynuna. (1252) Hayırlı komĢu, hayırsız akrabadan iyidir. (1384)

Irz insanın kanı pahasıdır. (1488)

Mühür kimde ise Süleyman odur. (2036) Nereye gitsen okka dört yüz dirhem. (2052) Osmanlının ekmeği dizi üstündedir. (2092)

Ötleğenin baylığı böğürtlenin vakti geçinceye kadardır. (2141) Peynir ekmek, hazır yemek. (2169)

Rağbet güzel ile zenginedir. (2172) Sabrın sonu selamettir. (2194) Söz gümüĢse sükut altındır. (2300)

ġeytanın dostluğu darağacına kadardır. (2344) Tandır baĢında bağ dikmek kolaydır. (2359)

Tilkinin dönüp (gezip, dolaĢıp) geleceği yer, kürkçü dükkânıdır. (2419) Umut, fakirin (garibin) ekmeğidir. (2446)

Vakit, nakittir. (2468)

Yorgun eĢeğin (öküzün) çüĢ (ıslık) canına minnet. (2611)

Züğürt olup düĢünmektense, uyuz olup kaĢınmak yeğdir. (2666)

Adamın alacası içinde, hayvanın alacası dıĢında. (82) Ağırlık altın kale, hafiflik baĢa bela. (117)

Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıĢtır. (138) Akıl yaĢta değil, baĢtadır. (182)

Alçak eĢek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay. (209)

At binenin (iĢ bilenin), kılıç kuĢananın. (387)

Baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk. (481) Değirmen iki taĢtan, muhabbet iki baĢtan. (866) Derede tarla sel için, tepede harman yel için. (904) Et kanlı gerek, yiğit canlı. (1183)

Ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi var. (1205)